Fikri Demirtaş
[email protected]

Aziz Mor Ahron Kadim Süryani Manastırı (M.S 329)

17 Mayıs 2020 09:56

Bir Yol Hikayesi / 14 Mayıs 2020


Adıyaman ve Çevre İlleri Süryani Kadim Metropolitliği (Mor Petros Mor Pavlos Kilisesi) Metropolit Melki Ürek'le 2018 tarihinde Malatya / Yeşilyurt Barguzu'da Yusuf Kendirli ye ait 370 yıllık kızılcık ağacı altında yapılan bir sohbette tanışmıştık.Bir öğretmen olarak o güne kadar Süryaniler Hk. hiç bir bilgim ne yazık ki yoktu . O sohbette Türkiye'de ve Dünyada Şam çeliği (Damascus)tan yaptığı kılıç, bıçak ve sanat eserleriyle adından söz ettiren Malatyalı Süryani Yusuf usta vardı. Daha sonra Oğlum Oğuzhan Demirtaş'ın yönetmenliğini yaptığı "Demirci Yusuf " belgeseli ile Süryanileri tanımaya başladım .

Her yıl 15 Ağustos'ta kutlanan Meryem Ananın Göğe Yükseliş günü bayramına Elazığ Harput'ta Tarihi Meryem Ana Kilisesinde oğlum Oğuzhan'la birlikte katılarak ayinin fotoğraflarını çekmişti. Böylelikle ülkemizde yaşayan Süryaniler'inden Harput'ta bayrama katılanları görmüş oldum.
***

"Süryaniler , Pavlosun şekillendirdiği itikadi çizgide ekünemik Antakya Patrikanesi'ne mensup olan, bugün de tarihi Antakya Patrikanesini temsil eden , Hristiyanlığın en kadim cemaatlerindendir. Süryaniler tarihte Aramiler olarak adlandırılır ve Mezopotamya’nın (Fırat ve Dicle nehirlerinin bulunduğu alan) yerli kavimlerinden biridir.
Aramiler M.Ö. 1000 yıllarında Sivas, Malatya, Elazığ, Diyarbakır, Adıyaman, Maraş, Antep, Adana, Mersin, Urfa, Mardin, Nusaybin, Hama, Humus, Halep, Şam vb. şehirlerde krallıklar kurdular.

Selçukluların Anadolu’ya gelişinden sonra Süryânîler tam bir güvene kavuşmuş, sadece Müslüman-Türk tebaa değil sultanlar da bu mağdur insanlara şefkat ellerini uzatmıştır. Selçuklu sultanlarının Süryânî patrikleriyle kurdukları dostluklar bu cemaatin tarih boyunca Türklere minnettar kalmasına vesile olmuştur. Süryânî halkı Türk yönetimini öylesine benimsemiştir ki I. Kılıcarslan’ın ölümü üzerine kiliselerinde aylarca yas tutmuşlardır. Süryânîler arasında ilmî yönüyle de şöhret kazanan Patrik Mor Mihayel Rabo’nun eserlerinde Kılıcarslan ve Türk yöneticilerinden sitayişle bahsetmesi Süryânîler’in bu memnuniyetinin önemli delillerindendir. Selçuklu hâkimiyetinde bütün gayri müslim tebaaya bahşedilen güven ortamı altı yüzyıl boyunca Osmanlı Devleti’nde de devam etmiştir. Osmanlılar’ın son dönemlerinde Batı devletleri imparatorluğun iç işlerine karışmaya başlamış, yıkılışı hızlandırmak için azınlıkları çeşitli vaatlerle tahrik etmiştir. Başta Rumlar ve Ermeniler olmak üzere bazı gayri Müslim vatandaşlar bu tahriklere kapılarak devlete cephe almışlardır. Süryânîler ise hiçbir zaman bu kışkırtmalara itibar etmemiş, devlete bağlılıklarını sürdürmüşlerdir. Milli Mücadele yıllarında Mustafa Kemal’i ve Ankara hükumetini destekledikleri gibi Lozan’da teklif edilen azınlık statü ve haklarına da iltifat etmemişlerdir.

Günümüzde Süryânîler. 1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti laik hukuk sistemini benimsediğinden Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları etnik köken ve dinî inanç farklılığı gözetilmeksizin eşit kabul edilmektedir. Cumhuriyet’in ilerleyen yıllarında Süryânîler’in bir kısmı büyük şehirlere, özellikle İstanbul'a ,göç etmiştir." Süryaniler TDV İslam Ansiklopedisi

Süryanilerden bazıları ülkemizde doğu ve güneydoğu da terör olaylarından ve ekonomik nedenlerden dolayı köylerinden yurt dışına özellikle Avrupa ülkelerine göç etmişlerdir.

***
Bu masalsı güzellikteki tarihi Mor Ahron manastırı ile Adıyaman Süryani Kadim Metropolitliği İnternet sayfasında Dr. İshak Tanoğlu 'Aziz Mor Ahron Manastırı' yazısı ve Adıyaman’lı Süryani yazar Muzaffer İris'in "Adıyaman Süryanilerin Tarihi- Soğan Kabukları " kitabında okumuştum.Yaptığım araştırmada bu manastıra gitme arzusu duymuştum .

İshak Tanoğlu bu yazısında "Aziz Mor Ahron Manastırı Elazığ ili, Baskil ilçesi, Suyatağı köyü, Işıklar mezrası sınırları içinde yer alan Muşar-Berika-Mukaddes-Kilise-Musiro Dağı üzerinde (1386 mt) 329 yılında inşa edilmiştir. Aziz Mor Ahron, Süryani kâhinidir ve Urfa’nın Suruç kazasında doğmuştur (M.S 219). 56 tane mucizesi olduğu için Aziz Mor Ahron olarak anılmaktadır.

Öğrencilerinden Paul, efsanevi hayatını kaleme almıştır. Bu yaşam öyküsü Süryanice, Fransızca, Arapça, Türkçe ve benzeri birçok dile çevrilmiştir.

Aziz Mor Ahron, Roma İmparatoru I. Konstantin’in hasta kızını iyileştirmiş, buna istinaden İmparator, Aziz Mor Ahron’a imparatorluğunun yarısını teklif etmiştir. Mor Ahron ise Büyük Konstantin’den kendisinin yaşadığı kutsal dağ üzerinde bir manastır inşa etmesini rica etmiştir.
Manastırın inşa edilme tarihçesi böyledir.

Mor Ahron Manastırı büyük bir manastır olarak inşa edildi. Günümüzde gördüğümüz yapı manastırın kilisesi ve sarnıçlarından oluşmaktadır. Diğer bölümleri günümüze ulaşamamıştır.Aziz Mor Ahron bir Süryani kahinidir, manastır ise Süryani manastırıdır. 18. yüzyıla kadar aktif olduğu bilinmektedir.Süryani mafiryanları Lozor, Abu-l Farac ve kardeşi Barsavm manastıra yakın bir yerleşim olan Ebroludurlar (Kadıköy-Kuşsarayı).

Mafiryan Lozor’un takdis töreni 1143 yılında Mor Ahron Manastırında yapılmıştır. 1246 yılında Cubas metropoliti olan ve bu bölgenin insanı olan Abul Farac bazı eserlerini burada yazdığı ifade edilmektedir. Bu manastır o yıllarda Cubas Metropolitliğine bağlıydı.

Patrik Afrem Barsavm 1088-1289 yılları arasında bu manastırdan 6 metropolit yetiştiğini yazmıştır. 28 Mayıs Aziz Mor Ahron’un ve dolayısıyla manastırın günüdür. Süryani kilisesi bu günde Mor Ahron bayramını kutlar. Günümüzde Mor Ahron bayramı üzerine yazılmış husoyo bulunmaktadır. (Husoyo: Bayramlarda okunan uzun övgü ve bilgi duası)" Manastır hakkındaki yazısından kısa bir alıntı ile gezi notunu yazdım.
***
Bu masalımsı güzellikteki tarihi Mor Ahron
Manastıra Elazığ- Baskil tarafından değil de Malatya Battalgazi güzergahı daha yakın olduğunu öğrenmiştim. 14
Mayıs 2020 tarihinde bir bayan gezgin araştırmacı, diğeri fotoğraf sanatçısı arkadaşla üçümüz. Malatya'dan yola çıktık. Ulaşım Malatya'nın Battalgazi ilçesinde bulunan saat başlarında Karakaya Baraj gölünde Atabey Köyü İskelesinden hareket eden Feribota saat 09.00'da aracımızla bindik. . İmikuşağı Köyü iskelesine geçilmesi 5 km'lik rota yaklaşık 25 dakika sürdü. Malatya’dan Atabey iskelesine saat başlarında Büyükşehir Belediyesine ait otobüslerde ulaşım sağlanıyor.

Dünyada ve ülkemizde de Koronavirüs salgınından dolayı boğazın iki yakasında güvenlik önlemleri alınmış jandarma kimlik kontrolü yapıyor. Malatya tarafında görevli Sağlık memuru her yolcunun ateşini ölçüyordu

Güverteye çıktık göl masmavi rengiyle İstanbul boğazını andırıyordu. Çay-simit eşliğinde süren yolculuğa, suyun üzerinde zarifçe süzülen, avlanan, oynayan martılara simit parçaları atarak fotoğraflarını çektik.
Gemi kaptanından Malatya ve Elazığ illerine ait tur tekneleri ve çevredeki balıkçı tekneleri vasıtasıyla gruplara doğal güzellikleriyle göz kamaştıran Malatya, Fırat Nehri ve Karakaya Baraj Gölüyle tarihi, kültürel ve doğa güzellikleri ile ziyaretçilerine macera dolu anlar yaşattığını öğrendik.

İmikuşağında yol kenarında iğde ağaçlarının kokusunu bülbüllerin türkülerini dinledikten sonra, iğde kokusuna tutunup sebze tarlaları , kayısı ağırlıklı meyve bahçelerinin arasında
rota üzerinde bulunan baraj kıyısındaki Şeyh Hasan Köyüne( Şıh Hasan -Tabanbükü)uğradık. 1987 yılında Karakaya Barajı altında kalmış olan köyün türbe ve mezarlarının bir kısmı yeni yerlerine yerleştirilmiştir. Köy adını Şeyh Hasanlı adlı aşiretten alır. Şeyh Hasanlı Aşireti Irak ve Horasan üzerinden gelerek yerleşmiş bir Türk Alevi Ocağı ve Aşiretidir. Bu ziyaretler özellikle Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen Yesevi dervişlerinin kabirleri olup, yöre halkı tarafından yoğun olarak ziyarete konu olmaktadır. Selçuklu dönemi mezar taşları, Şeyh Ahmed Dede türbesi, Derviş Ali, Kul Mustafa'nın kabri. Teslim Abdal türbesi görülüp Cem evinde dinlendikten sonra Bilal uşağı köyü, bakkalından ekmek su alıp, güzergahı teyit edib yolumuza devam ettik. Kayısı bahçelerinin arsından geçerek bozkırda yılan gibi kıvrılan yollardan ilerleyince yaklaşık 15 dakika sonra bir köprüyü geçer geçmez sağa döndük. .Eski adı Kozan, Közük ( Işıklar ) köyünden geçip, Baygit köyünün hemen girişinde mermer ocağı yoluna girdik. Artık asfalt bitmiş, stabilize yolda yarım saat arabamızla tırmandık. Yol tabelasında Çince'de yazan mermer ocağına varmadan sola yeni açılan yola girdik.Yol bitince Muşar dağının altında arabamızı bıraktık. Fotoğrafçı arkadaş rahatsızlığından arabanın yanında kaldı. Alıç ağacının altında kalarak Baraj manzarasını seyire koyuldu. İnek çobanı çocukla sohbet ederek fotoğraflar çekmiş.

Bayan arkadaşla elimizde sopa ile yaklaşık 2-3 saatlik bir tırmanış yaparak patika yollardan keyifli bir yürüyüş yaparken bir tilki meşe ağaçlarının arasından yıldırım hızıyla derenin içerisindeki mağaraya doğru uzaklaştı. Mor Ahron kilisesinin üzerinde göğün maviliklerinde uçan kartallar tilkiyi gördü . Ve onun üzerine doğru uçmaya başladılar. Koyun sürülerinin iz yaptığı çılga yolu takip ederek yolumuza devam ettik . Bir belgeselde izlemiştim.Karlı dağların üzerinde, sadece kartallar rahat uçarmış.

Youtube paylaşımları ile tanınan, bibilerin sevgilisi,bayan gezginle ile güneş altında sürekli yükselen bu dağ çıkışı yorucu yolculukla rengarenk çiçeklerin, papatyaların, gelinciklerin, yemyeşil otların arasında sığır , davar çobanlarıyla selamlaşarak ,fotoğraflarını çektik. Sırtımızda çanta ve makinelerimiz elimizde asaya benzer bir sopayla sohbet ederek yürüyüp tepeleri bir bir geri bırakarak, tertemiz havayı soluyarak ara sıra mola verip ilerledik. Balık sırtını andıran zirveye yaklaştıkça nefesimiz daralıyor, ayaklarımızda derman tükeniyordu. Nihayet zorlu ve zahmetli iki saatlik tırmanıştan sonra masmavi beyaz bulutlar içinde masal kiliseni gördük.
Manastırın altındaki bir tarla beyaz zambaklarla doluydu. Belkide binlerce yıl açmış . Doğayı süslemiş...
Manastır ,kartal yuvasını andıran görünümü ve görkemiyle karşılıyor bizi. Biraz dinlendikten sonra manastırı gezmeye başlıyoruz. Kilise şimdi karşımızda harap yorgun, delik deşik duvarları, sökülmüş taşları ile yıkılmadım ayaktayım dercesine tüm ihtişamı ile yaşamaya çalışıyor. Manastırın içi, kubbesi delik deşik edilmiş. Defineciler büyük zarar vermişler. Daha önce Mih-rabın da bulunduğu söylenen freskler kazınmış. Taşlara isimler yazılmış. Ateşler yakılmış…Yüzyılların izini duvarlarında taşımayı sürdürüyor, kartal yuvasında tarihe tanıklık ediyor. Muzaffer İris ‘Sabro’ dergisinde yazdığı “Mor Petrus’tan Turabdin’e bir yol hikayesinde” bir paragrafta” Ben Süryanileri bu manastıra benzetirim. Hep saldırıya uğramış, parçalanmış, dünyanın dört bir yanına yayılıp dağılmış, yok olmakla beraber hala dimdik ayakta direnmeye çalışan bir halk olarak görüyorum. Bu nedenle bu manastırın fotoğrafını kitabımın kapağına kullanmıştım” diyerek gerçek duygularını dile getirmiş.Bu bilgiler manastıra gitmeme sebep oldu desem yeridir.

Bir taraftan sohbet ederken Fotoğraf makinemizle de onlarca fotoğraf çektik. Kameraya aldık.Dağın zirvesine kurulmuş, tek başına bir yapı bu uzaklık ve tek başınalık o tanrısal inzivayı akla getiriyor. Çünkü Süryani bilgeler mabetlerini kalabalıklardan uzak, sessizliğin ve ıssızlığın ortasında Tanrı ile baş başa kalmak istemişler. Ondandır yüce dağların , zirvelerini mesken tutmalarının sırrı.
Malatya'nın Hristiyanlık tarihinde önemli bir yeri var. Malatya Patriklik merkezi olmuş. Hristiyanlık çevre illere buradan yayılmış… Hekimhan’da bulunan Selçuklu dönemi Kervansarayın kitabesi üç dillidir. Süryanice, Ermenice ve Selçuklu Arapçadır. Günümüzde de Malatya’da 15-20 Süryani aile yaşamaktadır.
Kartal Yuvası Mar Ahron’dan teleskop, dürbün ve fotoğraf makinesiyle gözlemlerle seyredeceğimiz Fırat nehrinde yer alan Karakaya baraj gölü manzarası göz alabildiğince uzuyor. Malatya ovası baraja kadar olan kısım yeşil sofra bezi serilmiş gibi, Beydağ’ının etekleri ise Asbuzu bağları betonlaşmış gri bir sofra bezi serilmiş çöl gibi görünüyordu. Barajın karşısı yanı doğu tarafında Malatya, Battalgazi, Kale,Yeşilyurt, Akçadağ kuzey tarafında Yazıhan, Hekimhan Arguvan, Arapkir , Keban yolu görülmektedir.
Bulunduğu konum itibariyle tüm Karakaya Baraj Gölü, Fırat havzasını ayaklar altına alan kıyı şeridini süsleyen eşsiz manzarası, dağlarını güneşin doğuşu ve batışıyla da ziyaretçilerini kendine hayran bırakmaktadır.
Malatya ve bölgede yetişen üretiminde dünyada ilk sırada yer alan kayısı bahçeleri, kışın kar yağışının ardından beyaza bürünerek, ilkbaharda çiçek açarak beyaz gelinliği ile, yazın güneşin altın yumurtaları ve sonbaharda sarı, kızıl altın yapraklarıyla her mevsim görenleri büyülüyor. Fotoğraf çekenlere kameraya alanlara görsel görüntüler sunuyor.
Güneş dağların arkasında yavaş yavaş dinlenmeye çekiliyordu. Kiliseden ayrılırken hava yeni kararmaya başlamıştı. Bu topraklarda yaşayan Kadim Süryanin halkının niyetine çantamdan çıkardığım kalın bir mumu yakıp kilisenin bir penceresinin önüne bıraktım.

Geldiğimiz yerden aşağıya giderken arkamızı dönüp tekrar kiliseye bakınca yanan mum kilisenin içinde mistik bir görünüm veriyordu. Mum ışığı yıkık taş duvarların üzerinde titriyordu. Işık sesini arıyordu. İnsanları, gözlerden uzak, yüksek dağların bağrında kaybolmuş bu muhteşem mabedi böylesine büyük bir inatla defalarca yeniden kurmaya iten şey neydi? İnanç…
Hristiyanlıkta mum, Işığı ile karanlığın hükmüne son veren dünyanın ve yaşamın ışığı kabul eden İsa Mesihi simgeliyormuş.Bugün soluk soluğa ziyareti sonlandırıp Mor Ahron’u gizleri söylenceleri ve gerçekleriyle o dağın başında bırakıp dönüyoruz .

Binlerce yıldır manastırın bahçesinde açan beyaz zambaktan dört kök söküp yanıma aldım. Barguzu'daki bahçemde Mar Ahron zambağınıda yetiştireceğim...
Dini Terminolojide Zambak Çiçeği Anlamı:
"Zambak kadim mitolojilerde kendine yer bulur. Saflığı, gücü, asaleti ve doğurganlığı simgeler.
Zambağın Hristiyanlıktaki önemi büyüktür. Özellikle beyaz zambak, iffet ve erdemi temsil etmektedir. Bu nedenle Hazreti Meryem’in çiçeği olarak bilinir. Dini günlerde, törenlerde ve kutlamalarda sık kullanılır. Bazı türlerinin üç yaprağı, teslis inancını simgeler."

Feribota Akşam yedi saatleri Feribotun güvertesinde yorgun argın otururken. Akşam güneşi yavaş yavaş dağların arasında kayboluyordu. Bu gün batımını çekmek için defalarca deklanşöre basarak bu anı kaçırmak istemedik ...

Dini yapıları gezmeyi seven birileri değilseniz bile net bir şekilde diyebiliriz ki Mor Ahron Manastırı gördüğünüzde size tam bir görsel şölen yaşatacak. Çok fazla mı ulaşım aracı kullanmak zorunda kalacağım?” diye sizi korkutmasın. Yine olabildiğince minimum araç kullanarak bolca yürüyebileceğiniz bir yer. Doğa severleri, hem de fotoğraf tutkunlarını fazlasıyla tatmin edecek bir gezi rotası. Çarpıcı görselliğe sahip rota boyunca ,teleskop, dürbün , fotoğraf makinenizi hazır tutmanızı tavsiye ederiz.

Eğer kendi aracınızla seyahat ediyorsanız uzun mesafe yürüyüşler konusunda sağlık problemi gibi herhangi bir engeliniz yoksa tabii. Manastırın ihtişamlı manzarasının keyfini sürebilirsiniz. Tehlikeli olabilecek tırmanış alanında tedbirli bir çıkış gerektirmektedir. İçme suyunuzu ve mevsime göre giysileri giymek gerekir.

Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunca 2019 yılında sit alanı kapsamına alınan, adeta bir kültür hazinesi niteliğindeki manastır, yapılacak bir restorasyon çalışmasıyla turizme kazandırılmayı bekliyor. Bölge halkının buranın restore edilerek Baygit köyü üzerinden yeni yapılan yolun asfaltlanması arabaların en son gittikleri yere Muşar dağın eteğine bir tesis yapılması insanların gelip dinlenebileceği ve ziyaret edilebileceği turizme kazandırılmasını istemektedirler.

Göl ve çevresi de muhteşem güzellikler ve manzara barındırıyor. Buraları korumak, planlı gelişmesini sağlamak, kontrollü ve korunaklı bir şekilde turizme açmak için, Malatya, Elazığ ve Türkiye için değil dünya turizmi açısından da önemli kazanım olacaktır.

  

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

IŞIKLAR SÖNMESİN
08 Ocak 2024 09:56

Ali Kapısı Derneği Abdal Musa Birlik Lokması
20 Aralık 2023 09:56

Sazlılar Derneğinde Abdal Musa Lokması
07 Aralık 2023 09:56

Zeynel Abidin Vakfında Abdal Musa Lokması
03 Aralık 2023 09:56

Seyituşağı Köyünde Abdal Musa Birlik Lokması
16 Kasım 2023 09:56

MALATYADA REKLAM TABELACILIĞI
03 Kasım 2023 09:56

Endüstri mirası tescili Tuğla Bacası restorasyonu bekliyor
28 Ekim 2023 09:56

GÜNDÜZBEY- PINARBAŞI KAPTAJ GEZİSİ
17 Ekim 2023 09:56

KABAH ABDAL TÜRBESİ ve GÜRGÜR DEDE TÜRBESİ
10 Ekim 2023 09:56

ELEMENDİK PINARI
02 Ekim 2023 09:56

HEKİMHAN'DA 'TORLAKÇILAR' EKMEKLERİNİ ATEŞ VE KÜLDEN ÇIKARIYOR
09 Eylul 2023 09:56

HEKİMHAN KÖYLÜKÖYÜNDE SARIÇAM ORMANI
29 Ağustos 2023 09:56

BATTALGAZİ'DE ASIRLIK KARA DUT
22 Ağustos 2023 09:56

Zeynel Abidin'de Aşure Lokma Etkinliği
18 Ağustos 2023 09:56

Hekimhan'da Dört Yüz Yılık Ceviz Ağacı
05 Ağustos 2023 09:56

VEFA KONAĞI, DEPREMZEDELERE MESKEN OLDU!
03 Ağustos 2023 09:56

TARİHİ ESERLERE SAYGI
31 Temmuz 2023 09:56

AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜNDE SİNEMA ANILARI
28 Temmuz 2023 09:56

Profesyonel Fotoğrafçı HÜSEYİN KOÇ Son Yolculuğuna Uğurlandı
09 Temmuz 2023 09:56

BİR BOZKIR KÖYÜ GEBELİ / ARAPGİR
09 Temmuz 2023 09:56

Karapınar'da ŞAH -I MERDAN Ziyareti
09 Temmuz 2023 09:56

DOĞANYOL'UN YENİDEN DOĞUŞU
15 Haziran 2023 09:56

GELİNCİK TEPE
07 Haziran 2023 09:56

AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜ 6 ŞUBAT DEPREMİNİN ARDINDAN
27 Mayıs 2023 09:56

ÂŞIK VEYSEL... Sivrialan köyüne yolculuk...
16 Mayıs 2023 09:56

MEMLEKETİM YIKIK VİRANE OLDU
19 Mart 2023 09:56

MALATYA'DA SITMA SAVAŞ VE BABAMIN ANILARI
13 Ocak 2023 09:56

MALATYA SÜMERBANK FABRİKASI İŞÇİSİNİN RÜYASI
28 Kasım 2022 09:56

AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜNÜN ' GARİP' MEZARLIĞINA SAHİP ÇIKILDI
25 Kasım 2022 09:56

ENGÜZEKLİLER CEM EVİNDE ABDAL MUSA - BİRLİK CEMİ
08 Kasım 2022 09:56

ADINI YİTİREN OKUL...Akçadağ Köy Enstitüsü
13 Ekim 2022 09:56

Hekimhan Ballıkaya (Mezirme) Mahallesi
22 Eylul 2022 09:56

HEKİMHAN-GİRMANA 1. KÜLTÜR ŞENLİĞİ
01 Eylul 2022 09:56

RUS PAZARI / BİT PAZARI
20 Ağustos 2022 09:56

MALATYA ÜÇ HORAN KİLİSESİNDE İKİNCİ AYİN
14 Ağustos 2022 09:56

Kiliseden Kültür Merkezine
28 Temmuz 2022 09:56

Aspuzu Bağları: Karadut Ağacı
11 Temmuz 2022 09:56

TEMMUZ SICAĞINDA İKİ KARA GÜN
04 Temmuz 2022 09:56

Fetiye Uzun Hasan Cami
30 Haziran 2022 09:56

Vefalı Malatyalıların Doğanşehir Gezisi
29 Haziran 2022 09:56

Malatya'da Venk Şapeli
29 Haziran 2022 09:56

CHP KÖY ENSTİTÜLERİ MASASI VE PROJELERİ
21 Haziran 2022 09:56

MALATYA'DA UMUMİ TUVALETLER SORUNU
20 Haziran 2022 09:56

SEYYİD AZİZ DEDE(Ape Aziz) ANMA ETKİNLİĞİ
15 Haziran 2022 09:56

MAVİ DEĞİRMEN / Seferihisar - İzmir
15 Haziran 2022 09:56

Bir Gezi Anısı
06 Haziran 2022 09:56

ASPUZU BAĞLARI
06 Haziran 2022 09:56

Hüseyin Doğan Dede 39.Ölüm Yıl Dönümünde Anıldı
25 Mayıs 2022 09:56

MALATYA DEMİRYOLU MENFEZİNİN HAZİN SONU
13 Mayıs 2022 09:56

MELİTA
10 Mayıs 2022 09:56

YAZAR ÖZGÜR SİNAN'LA ÇANAKKALE'DE KEYİFLİ BİR RÖPORTAJ
07 Mayıs 2022 09:56

KARAGÜL
30 Nisan 2022 09:56

TARİHİN İZİNDE... Mezar Taşlarından Yapılan Demir Yolu Menfezi
30 Nisan 2022 09:56

NE BAHARLARIMIZ GEÇTİ ÖMÜRDEN
11 Nisan 2022 09:56

MALATYA'DA KAYISI AĞAÇLARI ÇİÇEK AÇTI
04 Nisan 2022 09:56

AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜNÜN SAHİPSİZ MEZARLIĞI
01 Nisan 2022 09:56

Akçadağ Köy Enstitüsü 1947 mezunu Öğretmen MUAZZEZ YILMAZ
17 Mart 2022 09:56

ELAZIĞ/ KEBAN- DENİZLİ KÖYÜ KERVANSARAYI
25 Şubat 2022 09:56

Balıkesir'de Tahtakuşlar Köyü
14 Şubat 2022 09:56

GÜLE GÜLE BİLGE İNSAN, İSMAİL KAYGUSUZ...
04 Şubat 2022 09:56

Lütfi Özgünaydın: 'Bir zamanlar Kemaliye'
30 Ocak 2022 09:56

Malatyalı Yazar Necati Güngör beyi İstanbul'da ziyaret
25 Ocak 2022 09:56

KÖY ENSTİTÜLERİNDE KÜTÜPHANELER
24 Ocak 2022 09:56

AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜNDE SİNEMA ANILARI
24 Ocak 2022 09:56

Gazateci Hrant Dink katledildiği yerde anıldı.
24 Ocak 2022 09:56

Geçmişin İzinde DAMASCUS Sergisi
13 Aralık 2021 09:56

DEMİRYOLU KÜÇÜK İSTASYONLARI
03 Aralık 2021 09:56

MALATYA’DA YENİ FiDANCILAR SİTESİ HAZIR
22 Kasım 2021 09:56

Malatya'da Vanlı Hoca: Şeyh Hacı Hamid Hamd-î Vânî El- Malatî (1873 – 1955)
22 Kasım 2021 09:56

Malatya'da Venk Manastır ve Kilisesi
16 Kasım 2021 09:56

Malatya'da 'Venk' Manastır ve Kilisesi
25 Eylul 2021 09:56

ARGUVAN YOLLARINDA
15 Eylul 2021 09:56

HEKİMHANLI SADIK BABA
15 Eylul 2021 09:56

Malatya ERHAÇ Askeri Hava üssü Adı Nereden Geliyor
15 Eylul 2021 09:56

HEKİMHANLI ÂŞIK ESİRİ BABA
08 Eylul 2021 09:56

SÜRYANİ KADİM MOR BARSAUM MANASTIRI / DİLBER KALESİ
24 Ağustos 2021 09:56

ASLANTEPE HÖYÜĞÜ'NÜN UNESCO YOLCULUĞU... Temmuz 31, 2021
03 Ağustos 2021 09:56

Malatya'ya kuşbakışı bakanları şaşırtan dairesel tarlalar
27 Temmuz 2021 09:56

Aşağıbağlar Suflâ Cami (1850) Yeşilyurt/Malatya
26 Temmuz 2021 09:56

MALATYA'DA ROMA ODA MEZARLARI... YİNE TOKİ
26 Temmuz 2021 09:56

Okulun Atatürk Anıtına Saygısızlık
08 Temmuz 2021 09:56

MALATYA CASA ŞEHİTLİĞİNİN KÜNYELİ MAHZUN AĞAÇLARI
08 Temmuz 2021 09:56

ŞEKER FABRİKASININ ALKOL ÜNİTESİ KADERİNE TERK EDİLDİ
05 Temmuz 2021 09:56

AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜ YERLEŞKESİNDEN HÜZÜNLÜ KARELER
28 Haziran 2021 09:56

BİN YILLIK SELÇUKLU KIRK KARDEŞLER MEZARLIĞI İÇLER ACISI HALDE
28 Haziran 2021 09:56

Ulu Camii Sit Alanına 30 yıl önce yapılan okul binası yıkıldı
07 Haziran 2021 09:56

Battalgazi Çolakoğlu Köyü
24 Mayıs 2021 09:56

Malatya’da sebze fidelerini dikme, dönemi başladı
04 Mayıs 2021 09:56

Hurda Depolarının Şehir Dışına Çıkarılması
04 Mayıs 2021 09:56

Malatya'da İlkbahar
14 Nisan 2021 09:56

YOLUM DÜŞTÜ HACI BEKTAŞ'A
05 Nisan 2021 09:56

SANCAKTAR ABDULVAHAP GAZİ TÜRBESİ
18 Mart 2021 09:56

TOPKAPI SARAYI ve CELLAT ÇEŞMESİ
07 Mart 2021 09:56

KARACA AHMET SULTAN TÜRBESİ
07 Mart 2021 09:56

AYASOFYA'YA YOLCULUK.
27 Şubat 2021 09:56

MALATYA ÇINARLI CAMİİ / SURP ASDVADZADZİN Kilisesi
21 Şubat 2021 09:56

ŞAHKULU SULTAN DERGÂHI
07 Şubat 2021 09:56

ZEYNEP- KAMİL HASTANESİ ÖLÜMSÜZ BİR AŞK HİKAYESİ
01 Şubat 2021 09:56

MALATYALI İSMAİL AĞA CAMİİ. HAMAMI, ÇEŞMESİ
30 Ocak 2021 09:56

Koca Vaiz Baba Türbesi
30 Ocak 2021 09:56

TÜRBE VE TABUTDA ÖRTÜ (PÛŞÎDE) KÜLTÜRÜ
28 Aralık 2020 09:56

ŞEYH BEDREDDİN'İN MEZARINI YAPIN
25 Aralık 2020 09:56

UMUMİ TUVALETLER
09 Aralık 2020 09:56

HEKİMHAN, TARİHİ SURP PIRGİÇ KİLİSESİ
03 Aralık 2020 09:56

HEKİMHAN'IN TARİHİ MEZARLIKLARI ve YENİ MEZARLIĞIN HİKAYESİ
29 Kasım 2020 09:56

Hekimhan Hükümet Binası Yangını
26 Kasım 2020 09:56

ARAPGİR'İN KAHVERENGİ YOL LEVHALARI
19 Kasım 2020 09:56

İÇİNDE MEZARLIĞI OLAN OKUL
12 Kasım 2020 09:56

HEKİMHAN DİPSİZ GÖL (SÜLÜK GÖLÜ)
04 Kasım 2020 09:56

Malatya'dan Hatay'a Hafta Sonu Gezisi
28 Ekim 2020 09:56

MALATYA'DA İLYAS TENEKELİ KÖŞK MİNARELİ CAMİ
22 Ekim 2020 09:56

HEKİMHAN CEVİZiNİN HİKAYESİ
16 Ekim 2020 09:56

MALATYA SURP YERRORTUTYUN (Taşhoran ) Kilisenin Yeni Kubbesi.
14 Ekim 2020 09:56

Yüce dağ başında bir garip mezar
11 Ekim 2020 09:56

Hekimhan'ın Tarihi Çeşmeleri Kaderine mi Terk Edildi?
07 Ekim 2020 09:56

Kapatılan Köy okulları kaderine mi terk edildi?
06 Ekim 2020 09:56

DİLEYİCİ ROMANI-Fatma Çağlayan
16 Eylul 2020 09:56

12 EYLÜL KARANLIĞINDA KAYBOLAN BİR NESİL
13 Eylul 2020 09:56

SULTANSUYU HARASINA HİPODROM NEDEN YAPILMIYOR?
25 Temmuz 2020 09:56

MALATYA'DAN ERZİNCAN-BAŞBAĞLAR KÖYÜNE YOLCULUK...
23 Haziran 2020 09:56

Hekimhan-Güzelyurt Ilıca Tıpka Ocağı
19 Haziran 2020 09:56

HEKİMHAN - YAĞCA GEYİK ve DAĞ KEÇİSİ ÜRETİM MERKEZİ
16 Haziran 2020 09:56

FUGACI ABBAS USTA (Abbas Soğukpınar)
15 Haziran 2020 09:56

MALATYA KAYISI ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ
22 Mayıs 2020 09:56

MALATYA SÜMER İLKOKULU BİNASI YIKILIYOR
11 Mayıs 2020 09:56

IŞIKLAR SÖNMESİN
23 Nisan 2020 09:56

370 YAŞINDA KIZILCIK AĞACI
19 Mart 2020 09:56

MEZAR TAŞLARINDAN YAPILAN DEMİRYOLU KÖPRÜSÜ
18 Mart 2020 09:56

Tüm Yazılar