Fikri Demirtaş
[email protected]

FUGACI ABBAS USTA (Abbas Soğukpınar)

15 Haziran 2020 09:10

Bizim memlekette elleri nasır tutmuş, gecesi gündüzüne karışmış, eve yorgun argın gelse de yüzünden tebessümü eksik olmayan, hayat şartları altında mücadele eden babalar hep var olmuştur. Şefkat ve merhamet kanatlarını çocuklarının üstüne açmış onların okuması için “Ceketimi satarım seni yine okuturum...” diyenlerden biri de Hacı Halil Uşağından, Hacı Şerifler'den kayınbabam Abbas Usta idi.
Hekimhan Malatya'nın en önemli ilçelerinden birisiydi ve Malatya'dan Sivas'a giden kara ve demir yolu üzerinde dağlarla çevrili bir vadide bulunuyordu.

Hekimhan güzel bir memlekettir. Sert bir iklim sürer. Kuraktır, soğuktur, arazisi dağlıktır. Burası eski Bağdat- İstanbul kervan yolu üzerine kurulmuştur. Hekimhan ismi Hekimin Hanından gelmedir. Demir cevheriyle dünyada adını duyurmuştur. Kayısısı, dutu,bastığı,üzümü, elması, armudu, cevizi meşhurdur. Dağlık bir yeryüzü şekline sahip olduğundan ekilip biçilecek arazisi yeterli değildir. Gençler ya okurdu, yada gurbete giderdi. Başka yolu yoktu...

Hekimhan’lıların çoğu bağ, bostan, kayısıcılık ve hayvancılıkla uğraşır geçimlerini bu şekilde sağlarlardı. Gelecek kuşakların daha iyi bir geleceğe sahip olmasını isteyen Hekimhan halkı, evlatlarını okutmak için kız erkek ayrımı yapmadan elinden ne gelirse yapardı. Köydekiler ilçede ev tutar çocuklarını okuturlardı.İlçe nüfusunun % 95'si okur-yazar dı. Yüksel tahsis yapmak çok önemliydi.
1950’li yıllarda Hekimhan Ortaokulu'nda köylü,kasabalı, memur her kesimden ailenin çocuğu eğitim görürdü. Köylerden gelen çocuklar, kendi işlerini kendileri yapardı. Kendileri pişirir, kendileri yıkardı... Köyden ilk ayrıldıklarında bir gariplik çökerdi üstlerine. Bazı geceler ağlar, analarını beklerlerdi ıssız evlerde.Haftada bir cuma günleri Hekimhan'da Taşhanın önündeki alanda pazar kurulurdu. Köyden traktörlerle, hayvanlarla getirdiklerini satarlar, alacaklarını alırlardı. Okulda okuyan çocuklarının ihtiyaçlarını görüp giderlerdi.
Cuma günü çocuklar sağa sola koşturur; “Teyze, anam , babam geldi mi? Bibi anamı gördün mü?” diye ararlardı...Köyden gelen bir haftalık erzakı çekerlerdi kaldıkları köhne kerpiç evlere.Odun, yufka, eşkili ekmek,yoğurt, peynir, bulgur, tarhana taşırlardı.

Abbas Usta da eski evinin bir göz odasını Karamahmutlu, Cüzüngütlü akrabalarına kiraya verirdi. Aynı odada üçer, dörder öğrenci kalırdı. Gaz lambasının ışığında ders çalışırlardı. Abbas Usta ara sıra öğrencileri kontrol eder nasihatlerde bulunurdu. Yutçulardan Veysel, Cumali, Otlulardan Ali, Hacı Hasan, Alâeddin, Muzaffer. Güzelyurt'dan H.İbrahim Erdem daha niceleri... 1940'lı yıllarda Akçadağ Köy Enstitüsü açılınça Malatya'nın ilçelerinin içinde en fazla kız erkek öğrenci Hekimhan'dan gitmişler ve öğretmen olmuşlar..
***
Abbas Usta gençliğinde çalışmak için gurbetlere gitmiş. Antep’te şarap fabrikasının, Elâzığ’da Külüşkür Köprüsü’nün, Adıyaman'da Hükümet konağının, Malatya’da Ticaret Lisesinin taş duvarlarının fugalarını yapmış. Hekimhan'ın ilçe merkezi ve köylerinde fuga yaptığı evlerin duvarlarında halâ isim yazıtı duruyor.Fuga yaptığı köylerin birinde Abbas Usta'ya işinin karşılığında bir inek vermişler. Birinde de İğdir köyünde evin fugası karşılığında Tamo bibi bir traktör odun göndermiş.

"Fuga: (Duvar derzi) Moloz taş duvar ve sıvasız bırakılacak her çeşit tuğla vb. duvarlarda, düşük dozlu duvar harçlı derzlerden içeriye su ve rutubet girmemesi için, derzlerin yüksek dozlu bir çimento harcı ile doldurulması gerekir. Bu derzler mimari isteğe göre çukur ya da kabartma olabilir."
Abbas Usta kabartma derz yaparken taş araları 1.5-2 cm kadar oyup temizleyip ıslatırmış. Elenmiş ince kumla çimento harcı ile taşlardan 1-1.5 cm çıkıntılı ve bir miktar taş yüzeyine binecek şekilde derzler dolduruyormuş. Sonra harç tam katılaşmadan demir mala ile bastırılarak sıkıştırıp, taşların olabildiğince büyük görünebilmesi için harcın taşlara 1-1,5 cm’den fazla binen kısımları malanın sivri ucuyla kesilip alıyormuş. Fazla geniş görünen derzlerin ortasına taşları belirleyen bir çizik ya da oyuntuyu ince derz malası, ucu kıvrılmış yuvarlak ya da köşeli bir demirle, fırça ile dantel gibi taş duvarı işliyormuş.Bu konuda hünerli işinin ehli imiş...Abbas Usta fuga yaptığı her evin dışarıdan görünen duvarına kitabe gibi evin sahibinin adı ve soyadını, onun altına da "Abbas S. P" ve tarihi yazarmış.

Bizim Hekimhan’da, Abbas Usta’yı çok severlerdi. Orta boylu, gür kaşlı , büyük pazulu, elleri nasırlı güçlü idi. Fötr şapkası ve boynunda asılı terini sildiği yağlığı (mendili) vardı. Çalışırken iniltili şekilde bir türkünün nağmeleri dilinden dökülmeye başlardı .
Abbas Usta genç iken bir ara keman çalarmış. Ama gel gör ki keman çalıyor diye çevreden büyüklerinden çok laf işitmiş. Keman çalmayı bırakmış. Dağarcığında çok hikayeler varmış. Evde çocuklara, anlatırmış. Çocuklar hayretle film gibi dinlerlermiş babalarını.

Abbas Usta Fugaya gideceği günlerde erkenden kalkar gaz ocağının üzerine çay demliğini koyup ,sabah çayını içer malzemelerini heybesine koyup yola düşermiş.

Fuga işini kabala aldığı için gün batıncaya, ortalık karanlık oluncaya dek sürdürürmüş çalışmasını, başını kaldırmadan. Kan ter içinde çalışıyormuş.
Çalşırken alnındaki terler şıpır şıpır dökülüyormuş harçın içine. Arada biri boynundaki yağlığını çıkarıp terlerini kuruluyormuş.
İş elbisesini çıkardıktan sonra takım elbisesini giyer başına fötr takarmış.

Abbas Ustanın Adana Ceyhana yerleşen İsmail abisi her yaz çocukları ile Cüzüngüte giderlermiş. 10-12 yaşlarnda abisinin oğlu Kaya amcasının fuga işinde yardım etmeye gidermiş. Bir gün aksam evde yemek yedikleri sırada , babası kardaşına seslenerek;" Abbas nasıl kaya' ın yardımı oluyor mu diye sormuş? amcasının cevabı; yani küçümser bir nida.ile " Eh işte çocuk fazla..." tabi yeğeninin beklediği cevap gelmeyince Kaya hüsran yaşar. Kaya zeki bir çocuk hemen yanıt geçiktirmemiş. "O halde demek değişen yok, yarın ben işe gitmiyorum " deyivermiş.Sofrada biraz şaşkın biraz üzgün ama herkes gülmekten bir hal olmuş. ..

***
Hekimhan'da bir gazete bayi varmış. O da gazeteci Omuş Dayı’nın bayisiymiş. Gazeteler ilçeye öğleyin Malatya otobüsleri ile gelirmiş. Abbas Usta günlük gazete alırmış. Türk güreşçilerinin bölümler halinde yayımlanan hikayelerini, Kel Aliço, Koca Yusuf, Adalı Halil ve nicesini soluksuz okurmuş. Sonra başkalarında anlatırmış. Gelin abla da gazetenin her sayfasını okurmuş. Mahalleye okuduklarını anlatırmış.
Tarihi Selçuklu eseri üç dilli kitabesi olan "Ermenice, Süryanice Arapça" Taşhanın avlusuna ünlü güreşçiler gelirmiş. Güreşten bir gün öncesinden balyalarla samanlar gelir meydana serilirmiş. Taşhan’ın damının dört tarafı seyirci ile dolarmış ...

Abbas Usta'yı Salih dayının karşısına rakip olarak çıkartmışlar. Abbas Usta’nın kispeti şeker çuvalından yapılmış bir pırpır imiş. Kispet kimsede yok... Salih dayı ile Taşhan’ın avlusunda kapışmışlar. Abbas Usta , Salih Dayı'yı bir kucaklamış Salih dayı da istermiş ki rakibi bir oyun yapsın seyirciler sevinsin millete bir gösteriş olsun... Fakat Abbas Usta modern tekniklerden ziyade karakucak işi pehlivan Salih'i tuttuğu gibi kucağına almış. İki eli üzerinde havaya kaldırarak bir hamlede yere vurmuş . Rakip pehlivan kan ter içinde kalarak yenilmiş Abbas Usta’nın gücü karşısında herkes şaşırmış.
Güç denemesi için yapılan eşek kaldırma iddiası yıllarca anlatılmış. Yine Hekimhan’da büyük bir taş loğ varmış. Bu loğu o zaman ilçede üç kişi kaldırabiliyormuş. Demirci Mehmet Ağa ( Mehmet Özyazgan), Avukat Murat Bingöl’ün babası, Hacı Şerifler oğlu Abbas Usta.

Abbas Usta dövüş horozlarını çok severmiş.
Horozlarını sürekli cebinde kuru üzüm, ceviz, fındık gibi yemişlerle beslermiş. Onlar da çarşıdan geldiğini görünce hemen koşarak onu yolda karşılarlarmış. Horozlarının 3-4 günde bir ayaklarını iyice yıkayıp kafalarını ayaklarını zeytinyağı ile yağlarmış. Hekimhan'da en iyi horozun kendisinde olmasını istermiş.O nedenle yenilen ya da dövüş kaybeden horozu hiç beslemez birine verirmiş.
Bu dövüş horozlarının tavukları ilkbaharda 10 - 11 tane yumurta yumurtlayıp kuluçkaya yatarmış. Abbas Usta yumurtaları 5-6 gün sonra güneşe tutarak içinin boş olup olmadığını kontrol eder, boş olan yumurtaları ayırırmış. Horoz dövüşleri genellikle kaymakamlığın yan tarafındaki parkta yapılırmış. Seyretmeye de çok sayıda vatandaş gelirmiş. Bu dövüşlerde herhangi bir bahis ya da menfaat söz konusu olmazmış. Sadece kimin horozu galip gelecek diye izlenir, o gurur onlara yetermiş.
***
Teknoloji ilerleyip arttıkça, insanların maddi durumu düzelince kerpiç evler taş evler artık yapılmaz olmuş. Briket, tuğlalardan betonarme evler yapılmaya başlanınca Abbas ustanın işi günden güne azalmış.
Abbas Usta gecikmiş yaşına rağmen 1970'li yıllarda Hekimhan MTA'ya girmiş. Evde eşi, çoluk çocuk çok sevinmiş. Babasından kalma kerpiç evin çenesi kaymış, çöktü çökecek imiş. Bahçelerinin bir köşesine taştan bir ev yapmaya karar vermişler. İki oda, bir mutfak,bir ahırın temelini karısı ile birlikte günlerce çalışarak yapmışlar....
Abbas Usta MTA'da çalıştığından Dursunlu’dan Göz Omar ve Karaca ustayı tutmuş. Tez zamanda ev yapılmış, evin damı toprakla örtülmüş. Abbas Usta bu evini dişiyle tırnağıyla kurmuş. Bu evinin her bir taşında, kumunda, çimentosunda, tahtasında onun teri varmış. Yeni evlerine taşınınca nasıl da sevinmişler.
Abbas Usta'da birçok ilçede köyde yüzlerce evi fuga yapmış ama kendi evinin fugasını yapmaya eli değmemiş..."Terzi kendi söküğünü dikemez." Atasözü bu olayda da gerçekleşmiş.
***
Yücekayanın eteklerinde Taşbaşı Mahallesi'nde ki evlerinin önünde küçük vaha gibi bahçeleri varmış. Giriş kapısında iki tane karşılıklı akasya ağacı çiçek açtığı zaman mahalle mis gibi kokarmış. Bahçede üç ağaç beyaz dut, kara dut, erik, kayısı, ceviz ağacı ve üzüm asması varmış. Giriş kapısından eve kadar yolun iki tarafı, çeşit çeşit çiçekler ve güllerler bezeliymiş...

Abbas Usta küçük büyük demeden herkesin hat- hatırını sorar. Bütün akrabalarını, hısımlarını ve dostlarını evlerinde ziyaret edermiş. Gittikleri yerlere eli boş gitmez az çok birşeyler götürürmüş. En çokta Zarife bacı, Ekmekçi Hacı, Emir Çavuşun Ehmedi, Muhtar Osman Ağa, Garipoğlu Hüsnü beğe, Marangoz Ali, Sancoğlardan Hüseyin'i ziyaret eder, bazende bu yerlere çoluk çocuk akşam oturmalarınada giderlermiş.

***

Abbas Usta’nın karısı Karamahmut’lu ağ gelin küçük yaşta gelin olmuş. Köylerinde ilkokul 3’e kadar okumuş. Annesi ölünce okuldan alınınca çok ağlamış... Kocasından 15 yaş küçük, uzun boylu, uzun saçlı, beyaz tenli güzel bir kızmış.
Okuma yazmayı bildiği için elinden kitap düşmezmiş. Kitapları komşuları Gazcı Süleyman'ın öğretmen kızı Solmaz'dan alırmış. Yaşar Kemal’den İnce Mehmet, Fakir Baykurt’tan Kaplumbağalar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Yaban ve cep fotoromanlarını gaz lambasının sarı ölgün ışığında sabah ezanı okununcaya kadar bazen bırakamazmış.

Okuma yazma bilmeyenlerin mektuplarını okurmuş. Onların mektuplarını yazarmış. Çocuklarını ardına katar sinemaya da gidermiş.. Gelin Abla sinemaya giderken ,sinemaya gitmeyen gidemeyen bazı komşuları arkası süre sinemaya gittiği için ayıplarlarmış. Yıllar sonra ayıplayan komşular " Gelin senin yaptığın doğruymuş ,meğer bizim düşüncemiz yanlışmış." demişler.

Gelin Abla’nın yüzü hiç gülmezmiş. Bunun altında yatan acı bir hikayesi varmış. Mahelledeki evlerin su ihtiyacı yakındaki Garipağaların pınarından karşılanırmış. İşte bu pınarda gelin ablanın ilk çocuğunun ölümü hiç aklından çıkmazmış. İki yaşındaki İlhan'ın pınarın kürününe düştüğünü çırpındığını görmüşler. Gelin ablaya mahallenin çocukları haber vermişler. Anası koşmuş, komşular koşmuş ama kaş ile göz arasında çocuk boğulmuş. Komşular çok çabalamışlar ama İlhan'ın nefesi gitmiş. Abbas Usta komşuları ile tarihi yeni camiden çıkmış eve doğru geliyormuş. Yolda bu olayı haber alır almaz dizinin bağı çözülmüş. İlk kalp krizini böyle yaşamış...

Anası bağrına bastığı yavrusunu eve getirmiş.Gelin abla dizlerini döve döve ağlamış. Babası da öyle…Bütün Taşbaşı Mahallesi kadınları, erkekleri hep ağlamışlar. Çocuklar da hep ağlamış. Gelin abla ağıtlar söylermiş çok geceler. Bir ağıtı ise şöyleymiş:

"Gözyaşları döke döke
Boynumu büke büke
Ciğerimi söke söke
Bitmeyen bir derde kaldım"

Ağıtın ardından Gelin abla

Mahellenin pınarısın
Çocuğumu boğan suyun
Taş duvarların yıkılsın
Suyun çekilsin kurusun" diye pınara bir de kargış ( beddua ) etmiş.

Günler geçer gelin abla unutmaz.Yavrusu yaşında bir çocuk görse gelin abla ağlarmış. Yücekaya’nın dili olsa da Hekimhan'da yaşayan her milletin öyküsünü anlatsa kim bilir ne acı olaylara ne güzelliklere şahit olmuştur...
***
Gelin ablanın ilk çocuğu Garipağaların konağının bitişiğinde bulunan tarihi kesme taştan yapılı Osmanlıca kitabesi bulunan Garipağaların pınarında boğulup öldükten sonra, üçer yıl arayla altı çocuğu daha olmuş.
Mahellenin ebesi Fatöğ bibi( Fatma Ünver) çocuklarının ebesiymiş... Gelin abla bu altı çocuğu büyütse de hiç ağıtları eksilmemiş.
Oturdukları odanın ahır duvarına bitişik duvarı hafifçe içe doğru oyukmuş, buraya “yüklük” denirmiş. Döşekleri yorganları gelin abla kitap gibi oraya dizermiş. Yüklüğün hemen kenarında Maraş işi ceviz işlemeli küçük bir sandığın İçine de kızlarına yaptığı dantel ve oyaları epeyce çeyiz “pılı-pırtı” naftalinleyip saklarmış.
***
Oturdukları odanın duvarında Atatürk portesi, yanında cam çerçevede aile fotoğrafları asılı imiş. Abbas Usta 1960'lı yıllarda Ankara’dan getirdiği Atatürk büstünü taş duvarlı odanın penceresinin önünde uzun yıllar saklamış.
Abbas Usta 63 yaşında Hakk’a yürüdü. Abbas Usta’nın çocuklarına nasihat verirken siz yeter ki okuyun "Ceketimi satarım sizi yine okuturum" dermiş. Çocukları da okumuş, güzel mesleklere sahip olmuşlar.
Tanrım Abbas Ustayı cennetine koymuştur...

   

  

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

IŞIKLAR SÖNMESİN
08 Ocak 2024 09:10

Ali Kapısı Derneği Abdal Musa Birlik Lokması
20 Aralık 2023 09:10

Sazlılar Derneğinde Abdal Musa Lokması
07 Aralık 2023 09:10

Zeynel Abidin Vakfında Abdal Musa Lokması
03 Aralık 2023 09:10

Seyituşağı Köyünde Abdal Musa Birlik Lokması
16 Kasım 2023 09:10

MALATYADA REKLAM TABELACILIĞI
03 Kasım 2023 09:10

Endüstri mirası tescili Tuğla Bacası restorasyonu bekliyor
28 Ekim 2023 09:10

GÜNDÜZBEY- PINARBAŞI KAPTAJ GEZİSİ
17 Ekim 2023 09:10

KABAH ABDAL TÜRBESİ ve GÜRGÜR DEDE TÜRBESİ
10 Ekim 2023 09:10

ELEMENDİK PINARI
02 Ekim 2023 09:10

HEKİMHAN'DA 'TORLAKÇILAR' EKMEKLERİNİ ATEŞ VE KÜLDEN ÇIKARIYOR
09 Eylul 2023 09:10

HEKİMHAN KÖYLÜKÖYÜNDE SARIÇAM ORMANI
29 Ağustos 2023 09:10

BATTALGAZİ'DE ASIRLIK KARA DUT
22 Ağustos 2023 09:10

Zeynel Abidin'de Aşure Lokma Etkinliği
18 Ağustos 2023 09:10

Hekimhan'da Dört Yüz Yılık Ceviz Ağacı
05 Ağustos 2023 09:10

VEFA KONAĞI, DEPREMZEDELERE MESKEN OLDU!
03 Ağustos 2023 09:10

TARİHİ ESERLERE SAYGI
31 Temmuz 2023 09:10

AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜNDE SİNEMA ANILARI
28 Temmuz 2023 09:10

Profesyonel Fotoğrafçı HÜSEYİN KOÇ Son Yolculuğuna Uğurlandı
09 Temmuz 2023 09:10

BİR BOZKIR KÖYÜ GEBELİ / ARAPGİR
09 Temmuz 2023 09:10

Karapınar'da ŞAH -I MERDAN Ziyareti
09 Temmuz 2023 09:10

DOĞANYOL'UN YENİDEN DOĞUŞU
15 Haziran 2023 09:10

GELİNCİK TEPE
07 Haziran 2023 09:10

AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜ 6 ŞUBAT DEPREMİNİN ARDINDAN
27 Mayıs 2023 09:10

ÂŞIK VEYSEL... Sivrialan köyüne yolculuk...
16 Mayıs 2023 09:10

MEMLEKETİM YIKIK VİRANE OLDU
19 Mart 2023 09:10

MALATYA'DA SITMA SAVAŞ VE BABAMIN ANILARI
13 Ocak 2023 09:10

MALATYA SÜMERBANK FABRİKASI İŞÇİSİNİN RÜYASI
28 Kasım 2022 09:10

AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜNÜN ' GARİP' MEZARLIĞINA SAHİP ÇIKILDI
25 Kasım 2022 09:10

ENGÜZEKLİLER CEM EVİNDE ABDAL MUSA - BİRLİK CEMİ
08 Kasım 2022 09:10

ADINI YİTİREN OKUL...Akçadağ Köy Enstitüsü
13 Ekim 2022 09:10

Hekimhan Ballıkaya (Mezirme) Mahallesi
22 Eylul 2022 09:10

HEKİMHAN-GİRMANA 1. KÜLTÜR ŞENLİĞİ
01 Eylul 2022 09:10

RUS PAZARI / BİT PAZARI
20 Ağustos 2022 09:10

MALATYA ÜÇ HORAN KİLİSESİNDE İKİNCİ AYİN
14 Ağustos 2022 09:10

Kiliseden Kültür Merkezine
28 Temmuz 2022 09:10

Aspuzu Bağları: Karadut Ağacı
11 Temmuz 2022 09:10

TEMMUZ SICAĞINDA İKİ KARA GÜN
04 Temmuz 2022 09:10

Fetiye Uzun Hasan Cami
30 Haziran 2022 09:10

Vefalı Malatyalıların Doğanşehir Gezisi
29 Haziran 2022 09:10

Malatya'da Venk Şapeli
29 Haziran 2022 09:10

CHP KÖY ENSTİTÜLERİ MASASI VE PROJELERİ
21 Haziran 2022 09:10

MALATYA'DA UMUMİ TUVALETLER SORUNU
20 Haziran 2022 09:10

SEYYİD AZİZ DEDE(Ape Aziz) ANMA ETKİNLİĞİ
15 Haziran 2022 09:10

MAVİ DEĞİRMEN / Seferihisar - İzmir
15 Haziran 2022 09:10

Bir Gezi Anısı
06 Haziran 2022 09:10

ASPUZU BAĞLARI
06 Haziran 2022 09:10

Hüseyin Doğan Dede 39.Ölüm Yıl Dönümünde Anıldı
25 Mayıs 2022 09:10

MALATYA DEMİRYOLU MENFEZİNİN HAZİN SONU
13 Mayıs 2022 09:10

MELİTA
10 Mayıs 2022 09:10

YAZAR ÖZGÜR SİNAN'LA ÇANAKKALE'DE KEYİFLİ BİR RÖPORTAJ
07 Mayıs 2022 09:10

KARAGÜL
30 Nisan 2022 09:10

TARİHİN İZİNDE... Mezar Taşlarından Yapılan Demir Yolu Menfezi
30 Nisan 2022 09:10

NE BAHARLARIMIZ GEÇTİ ÖMÜRDEN
11 Nisan 2022 09:10

MALATYA'DA KAYISI AĞAÇLARI ÇİÇEK AÇTI
04 Nisan 2022 09:10

AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜNÜN SAHİPSİZ MEZARLIĞI
01 Nisan 2022 09:10

Akçadağ Köy Enstitüsü 1947 mezunu Öğretmen MUAZZEZ YILMAZ
17 Mart 2022 09:10

ELAZIĞ/ KEBAN- DENİZLİ KÖYÜ KERVANSARAYI
25 Şubat 2022 09:10

Balıkesir'de Tahtakuşlar Köyü
14 Şubat 2022 09:10

GÜLE GÜLE BİLGE İNSAN, İSMAİL KAYGUSUZ...
04 Şubat 2022 09:10

Lütfi Özgünaydın: 'Bir zamanlar Kemaliye'
30 Ocak 2022 09:10

Malatyalı Yazar Necati Güngör beyi İstanbul'da ziyaret
25 Ocak 2022 09:10

KÖY ENSTİTÜLERİNDE KÜTÜPHANELER
24 Ocak 2022 09:10

AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜNDE SİNEMA ANILARI
24 Ocak 2022 09:10

Gazateci Hrant Dink katledildiği yerde anıldı.
24 Ocak 2022 09:10

Geçmişin İzinde DAMASCUS Sergisi
13 Aralık 2021 09:10

DEMİRYOLU KÜÇÜK İSTASYONLARI
03 Aralık 2021 09:10

MALATYA’DA YENİ FiDANCILAR SİTESİ HAZIR
22 Kasım 2021 09:10

Malatya'da Vanlı Hoca: Şeyh Hacı Hamid Hamd-î Vânî El- Malatî (1873 – 1955)
22 Kasım 2021 09:10

Malatya'da Venk Manastır ve Kilisesi
16 Kasım 2021 09:10

Malatya'da 'Venk' Manastır ve Kilisesi
25 Eylul 2021 09:10

ARGUVAN YOLLARINDA
15 Eylul 2021 09:10

HEKİMHANLI SADIK BABA
15 Eylul 2021 09:10

Malatya ERHAÇ Askeri Hava üssü Adı Nereden Geliyor
15 Eylul 2021 09:10

HEKİMHANLI ÂŞIK ESİRİ BABA
08 Eylul 2021 09:10

SÜRYANİ KADİM MOR BARSAUM MANASTIRI / DİLBER KALESİ
24 Ağustos 2021 09:10

ASLANTEPE HÖYÜĞÜ'NÜN UNESCO YOLCULUĞU... Temmuz 31, 2021
03 Ağustos 2021 09:10

Malatya'ya kuşbakışı bakanları şaşırtan dairesel tarlalar
27 Temmuz 2021 09:10

Aşağıbağlar Suflâ Cami (1850) Yeşilyurt/Malatya
26 Temmuz 2021 09:10

MALATYA'DA ROMA ODA MEZARLARI... YİNE TOKİ
26 Temmuz 2021 09:10

Okulun Atatürk Anıtına Saygısızlık
08 Temmuz 2021 09:10

MALATYA CASA ŞEHİTLİĞİNİN KÜNYELİ MAHZUN AĞAÇLARI
08 Temmuz 2021 09:10

ŞEKER FABRİKASININ ALKOL ÜNİTESİ KADERİNE TERK EDİLDİ
05 Temmuz 2021 09:10

AKÇADAĞ KÖY ENSTİTÜSÜ YERLEŞKESİNDEN HÜZÜNLÜ KARELER
28 Haziran 2021 09:10

BİN YILLIK SELÇUKLU KIRK KARDEŞLER MEZARLIĞI İÇLER ACISI HALDE
28 Haziran 2021 09:10

Ulu Camii Sit Alanına 30 yıl önce yapılan okul binası yıkıldı
07 Haziran 2021 09:10

Battalgazi Çolakoğlu Köyü
24 Mayıs 2021 09:10

Malatya’da sebze fidelerini dikme, dönemi başladı
04 Mayıs 2021 09:10

Hurda Depolarının Şehir Dışına Çıkarılması
04 Mayıs 2021 09:10

Malatya'da İlkbahar
14 Nisan 2021 09:10

YOLUM DÜŞTÜ HACI BEKTAŞ'A
05 Nisan 2021 09:10

SANCAKTAR ABDULVAHAP GAZİ TÜRBESİ
18 Mart 2021 09:10

TOPKAPI SARAYI ve CELLAT ÇEŞMESİ
07 Mart 2021 09:10

KARACA AHMET SULTAN TÜRBESİ
07 Mart 2021 09:10

AYASOFYA'YA YOLCULUK.
27 Şubat 2021 09:10

MALATYA ÇINARLI CAMİİ / SURP ASDVADZADZİN Kilisesi
21 Şubat 2021 09:10

ŞAHKULU SULTAN DERGÂHI
07 Şubat 2021 09:10

ZEYNEP- KAMİL HASTANESİ ÖLÜMSÜZ BİR AŞK HİKAYESİ
01 Şubat 2021 09:10

MALATYALI İSMAİL AĞA CAMİİ. HAMAMI, ÇEŞMESİ
30 Ocak 2021 09:10

Koca Vaiz Baba Türbesi
30 Ocak 2021 09:10

TÜRBE VE TABUTDA ÖRTÜ (PÛŞÎDE) KÜLTÜRÜ
28 Aralık 2020 09:10

ŞEYH BEDREDDİN'İN MEZARINI YAPIN
25 Aralık 2020 09:10

UMUMİ TUVALETLER
09 Aralık 2020 09:10

HEKİMHAN, TARİHİ SURP PIRGİÇ KİLİSESİ
03 Aralık 2020 09:10

HEKİMHAN'IN TARİHİ MEZARLIKLARI ve YENİ MEZARLIĞIN HİKAYESİ
29 Kasım 2020 09:10

Hekimhan Hükümet Binası Yangını
26 Kasım 2020 09:10

ARAPGİR'İN KAHVERENGİ YOL LEVHALARI
19 Kasım 2020 09:10

İÇİNDE MEZARLIĞI OLAN OKUL
12 Kasım 2020 09:10

HEKİMHAN DİPSİZ GÖL (SÜLÜK GÖLÜ)
04 Kasım 2020 09:10

Malatya'dan Hatay'a Hafta Sonu Gezisi
28 Ekim 2020 09:10

MALATYA'DA İLYAS TENEKELİ KÖŞK MİNARELİ CAMİ
22 Ekim 2020 09:10

HEKİMHAN CEVİZiNİN HİKAYESİ
16 Ekim 2020 09:10

MALATYA SURP YERRORTUTYUN (Taşhoran ) Kilisenin Yeni Kubbesi.
14 Ekim 2020 09:10

Yüce dağ başında bir garip mezar
11 Ekim 2020 09:10

Hekimhan'ın Tarihi Çeşmeleri Kaderine mi Terk Edildi?
07 Ekim 2020 09:10

Kapatılan Köy okulları kaderine mi terk edildi?
06 Ekim 2020 09:10

DİLEYİCİ ROMANI-Fatma Çağlayan
16 Eylul 2020 09:10

12 EYLÜL KARANLIĞINDA KAYBOLAN BİR NESİL
13 Eylul 2020 09:10

SULTANSUYU HARASINA HİPODROM NEDEN YAPILMIYOR?
25 Temmuz 2020 09:10

MALATYA'DAN ERZİNCAN-BAŞBAĞLAR KÖYÜNE YOLCULUK...
23 Haziran 2020 09:10

Hekimhan-Güzelyurt Ilıca Tıpka Ocağı
19 Haziran 2020 09:10

HEKİMHAN - YAĞCA GEYİK ve DAĞ KEÇİSİ ÜRETİM MERKEZİ
16 Haziran 2020 09:10

MALATYA KAYISI ARAŞTIRMA ENSTİTÜSÜ
22 Mayıs 2020 09:10

Aziz Mor Ahron Kadim Süryani Manastırı (M.S 329)
17 Mayıs 2020 09:10

MALATYA SÜMER İLKOKULU BİNASI YIKILIYOR
11 Mayıs 2020 09:10

IŞIKLAR SÖNMESİN
23 Nisan 2020 09:10

370 YAŞINDA KIZILCIK AĞACI
19 Mart 2020 09:10

MEZAR TAŞLARINDAN YAPILAN DEMİRYOLU KÖPRÜSÜ
18 Mart 2020 09:10

Tüm Yazılar