Atilla Kantarcı
[email protected]

BİR KERNEK’LİNİN GÖZÜYLE...

27 Mart 2020 13:22

Geçen hafta, Kernek Aile Göl Gazinosunu anlattığım yazımdan sonra Kerneğin bozulmadan önceki halini yani su cenneti olduğu dönemleri, bilenlerin hatırlaması, bilmeyenlerin de öğrenmesi için Kerneği anlatmak gereği hasıl oldu. 
Kerneğin betonlaştırılmasının yanlışlığından defalarca bahsetmemize rağmen kernek suyunu betonla hapsedenlere “bu suyu hapsetmeniz mümkün değil, bu su fırsatını bulduğunda tekrar çıkar” yani eski tabiriyle “kernek suyunun patlamasına” engel olamazsınız, dememize rağmen bu müstesna yeri beton yığını haline getirdiler. 
PEKİ SONUÇ NE OLDU:
Geçen yıl “Kernek suyu” bitişik inşaatın temelinden “gümbür gümbür patladı”. 
Neyse biz, Kerneği anlatmaya devam edelim:
“Anom anom Kernekli misin,
Kerneğe gelmeye yeminli misin." - 
Adına, şiirler yazılmış, türküler, şarkılar bestelenmiş insan hikayeleri kulaktan kulağa yayılmış, Malatya'nın en eski ve en müstesna semtlerinden biriydi Kernek. 
Kernek deyince akla gelen ilk sözcük her zaman “su” olmuştur. Kerneğin bu günkü beton yığınına bakıp, Kerneğin bir su fukarası olduğunu düşünmenizi istemem. 
1960 lı yıllarda Kernek, tabanından tatlı ve temiz suların fışkırdığı bir mesire yeriydi. 
Kerneğin bir bölümünde mahallemizin kadınlarının, halı, kilim, çamaşır vs yıkadıkları bir bölüm vardı. Çamaşırlar şimdiki gençlerin bilmediği köpüç dediğimiz tahta bir kütle! ile çamaşırları dövmek suretiyle yapılırdı.
Mahallenin kadınları, hem çamaşırlarını yıkar, hem sohbetlerini eder, hem de kadınların sosyal ihtiyaçlarından olan dedikodularını yaparlardı!
Diğer bir bölüm ise araba yıkanan bölümdü. 
Oto yıkama diye bir olgunun bilinmediği günlerde herkes kendi arabasını yıkar, temizlerdi. Bu söyleyeceğim belki garip gelebilir ama, Malatya'da ki otomobil sayısı belki bir elin parmakları kadardı. İşte bu yüzden yıkamaya gelenlerin büyük çoğunluğu at arabası veya faytonlar olurdu. Önce koşumdan atlar çözülür, atlar etrafta otlanırken, faytonlar tertemiz yıkanır, kurulanır, Malatya tabiri ile cıncık gibi edilirdi.
Başka bir bölüm Kernek Baba adlı yatırın olduğu bölümdü. Buraya gelenlerin yüzde doksanbeşi kadındı. Kadınlar buraya gelir, mum isinden simsiyah olmuş taşların üzerinde mumlar yakar, çaput bağlar ne dilekleri varsa olacağı inancıyla evlerinin yolunu tutarlardı. Biz de mum yakmanın, bir Hıristiyan geleneği olduğunu, Allah'tan başkasından birşey istemenin de şirk olduğunu çok sonra öğrenecektik.
Diğer bir bölümde Malatya'nın bıçkın delikanlılarının ağaçların gölgesinde oturup sohbet ettiği bölümdü. Bu ağaç altları hiç boş kalmaz sürekli birilerini misafir ederdi. 
Bir diğer bölüm de biz çocukların olduğu bölümdü. Akşama kadar(yerler mühürlendi eve gelin derlerdi biz çocuklar inanır akşam ezanı ile eve koşardık) çimmekten tutunda her türlü çocukça aktiviteyi yapardık. - 
Şimdi lütfen gözlerinizi kapayın ve anlatmaya çalışacağım ortamı tahayyül edin:
Bir yanda köpüçlerle döve döve çamaşır yıkayan ve aynı anda da dedikodu yapan kadınlar, bir yanda Kernek Babaya çaput bağlayıp mum yakanlar, bir yanda arabalarını yıkayanlar, bir yanda çocuksu güzellikleriyle cıvıl cıvıl oynayan çocuklar, diğer yanda ağaç altında sohbet eden mahallenin namusunun onlardan sorulduğu "ağır abiler". 
Ne güzel bir ortam değil mi? 
Kernek yalnız bunlarla mı sınırlıydı? 
Tabi ki hayır. 
Yukarıdan aşağı bir şelale güzelliğinde akan ve bir yılan gibi kıvrılarak kilometrelerce uzağa sulama suyunu taşıyan ve bu görevini yaparken de geçtiği yere hayat ve güzellikler veren, sağına ve soluna müstakil evlerin sıralandığı, benim de doğup büyüdüğüm, kanal boyuna ismini veren Derme suyu, Kerneğin en önemli simgesi idi.
Bu konuyu bitirmeden biz çocukların en sevdiği, gelmesini istediği gün Hıdırellez günüydü. 6 mayısa denk gelen bu günde, yine özellikle kadınlar ve kızlar dileklerini bir kağıda yazar, kanalın baş tarafından suya atar, böylece dileklerinin olacağına inanırlardı. Bizler de bizim evin önünde suya girer, bu kağıtlardan toplayabildiklerimizi toplardık. Aman Allah'ım, ne dilekler çıkardı, günlerce bunu konuşur, gülerdik. 
Şimdiki neslin anlayamayacağı bir diğer olay da kanal boyunun plaj olduğu gerçeğidir!
Malatya tabiri ile dere, tam bizim evin önüne denk gelen bir noktadan şişirilirdi. (Madonun önü) Şişen dere, yükselir, boyun hizamıza gelirdi. Bizde o derede çimer, asvalta yatarak güneşlenirdik. 
Dere şişirmek de ne demek dediğinizi duyar gibiyim.
Kanala bizim nesil dere derdi, kanalın belli bir yerine bentler koyarak, önünün kapatılması, dolayısıyla suyun yükselmesine de derenin şişmesi derdik. Asvaltta güneşlenmeye gelince, caddede araba yoktu ki, bize engel olsun, belki saatte bir araba ya geçiyor, ya geçmiyordu. 
Çimme işi bitince sıra donların kurutulmasına gelirdi. Her yer renk renk, desen desen çocuk tumanından geçilmezdi. 
Kanalboyundaki şimdiki hengameyi görenler bu anlattıklarıma bir anlam veremeyebilirler. Dahasını söyleyeyim, Kanal boyunda taştan kaleler kurup "altı da haftaym oniki de biten" çift kale maç yapardık üstüne üstlük. 
Ya o hala unutamadığım komşuluklara ne demeli. Bunun için sayfalarca yazı yazmak gerekir diye düşünüyorum. 
Analarımızın sıcak yaz akşamlarında, Turfanda’ların, Tosun’ların bir de Kazancı’ların evlerinin önünde oturup, çekirdek çitledikleri, sohbet ettikleri, bizlerin de gece yarılarına kadar oyunlar oynadığımız geceler.
Of, ooof, of ki of...
O yıllar Kerneğin etrafı yemyeşildi. 
Dağdan inen derme suyunun sağ tarafı büyükçe yeşil alandı, bir tek Kernek camisi vardı bu alanda. Yemyeşil ve şirin bir ortamdı vesselam. 
Geçmiş yöneticilerimiz kusura bakmasın ama, müzeydi, kütüphaneydi, derken bu beton yığınlarını koyacak başka yer yok muydu da Kerneğe koydunuz diye düşünmeden edemiyor insan. 
Kernek bir süre sonra su özelliğinden dolayı bir büyük bir küçük havuzla gazino, daha sonra çay bahçesi, daha sonra yel değirmeni şimdi de betonla anılır oldu.
Kernek sadece bir yerleşim birimi miydi?
Kesinlikle hayır!
Bizim gençliğimizde Kernek ve Kerneklilik bir kültürdü.
“Kerneklilik eşitlikti, kardeşlikti, mertlikti, yiğitlikti, dürüstlüktü, vefaydı, sevgiydi ve de saygıydı. Kerneklilik, “birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için” düsturundan hareket etmekti. Kerneklilik diğer mahalleye horhoba gitmekti, horhorda yıkanmak, derede çimmekti. Kerneklilik, taşlarının yara bere içerisinde bıraktığı tarlada top oynamaktı.
Hayata dair birçok şeyi, büyüğe saygıyı, küçüğü korumayı, sevmeyi, mahallenin kızlarına bacımız gözüyle bakmayı, mahallenin namusu kavramını, Beşiktaşlı olmayı, sportmenliği, mahalleden kafası yukarılarda ikinci defa geçen birine;
"Hemşehrim seni buralarda bir daha görmeyelim eğer görürsek... demeyi", 
kısaca şu anda arayıp bulamadığımız "mahalle"adına herşeyi Kernekli abilerimizden öğrendik. 
Mahallenin güzelliklerini yeni anlamaya başladık, 
Fakat, mahalleleri kaybettik.
Biz niye böyle bir toplum olduk,
Her şeyin değerini kaybettikten sonra mı anlayacağız? 
Selam olsun Malatya'mın güzel insanlarına...

Görüntünün olası içeriği: ağaç, bitki, açık hava ve doğa

 

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

SİNEMA CADDESİ SANAT SOKAĞI OLARAK DÜZENLENMELİDİR…
18 Nisan 2024 13:22

PEHLİVAN DOĞAN
04 Nisan 2024 13:22

HAYRETTİN ABACI
08 Mart 2024 13:22

HÜSEYİN CAHİT FIRAT
21 Ocak 2024 13:22

MIH OSMAN
08 Ocak 2024 13:22

MALATYALIYI NASIL TANIRSINIZ
04 Ocak 2024 13:22

KANTAR KAHVESİ
14 Aralık 2023 13:22

HÜRRİYET AİLE ÇAY BAHÇESİ
02 Aralık 2023 13:22

KERNEK AİLE GÖL GAZİNOSU
29 Kasım 2023 13:22

ÖZKAN AKBULUT
24 Kasım 2023 13:22

HATIR İÇİN…
05 Ekim 2023 13:22

DEGİRMANLARIMIZ…
29 Eylul 2023 13:22

NEŞET ERTAŞ’ RAHMETLE ANIYORUM…
27 Eylul 2023 13:22

MALATYA’NIN FETHİ
23 Eylul 2023 13:22

BERBERLER
21 Eylul 2023 13:22

FAHRİ ÖZYILDIRIM
06 Eylul 2023 13:22

GARCI GELDİ HANIM
24 Ağustos 2023 13:22

DEVE CENGİZ
17 Ağustos 2023 13:22

MIŞ GİBİ YAPANLARA!…
10 Ağustos 2023 13:22

HADİ DAYI
07 Ağustos 2023 13:22

SUCEYİN KÖPRÜSÜ…
06 Temmuz 2023 13:22

ESKİ BAYRAMLAR
27 Haziran 2023 13:22

MAMİKANLI VAHAP AĞA
02 Haziran 2023 13:22

HEY GİDİ GÜNLER HEY
21 Mayıs 2023 13:22

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
16 Mayıs 2023 13:22

HASAN DERİNKÖK (HASAN BEG)
12 Mayıs 2023 13:22

NURETTİN SOYKAN
06 Mayıs 2023 13:22

EŞREF BİTLİS
04 Mayıs 2023 13:22

TURAN EMEKSİZ
29 Nisan 2023 13:22

SITMAPINARI
08 Nisan 2023 13:22

YERİNDE DÖNÜŞÜM…
20 Mart 2023 13:22

GELECEĞİMİZ İÇİN MALATYA’LILIK BİLİNCİ OLUŞTURMALIYIZ…
04 Mart 2023 13:22

ŞEHRİMİZ YENİDEN İNŞA EDİLİRKEN…
27 Şubat 2023 13:22

HAZİN BİR MÜTEAHİT HİKAYESİ…
23 Şubat 2023 13:22

KAYBOLAN MESLEKLER: SEYYAR BİLEYCİLER
07 Ocak 2023 13:22

AZİZLER CEGETİ
31 Aralık 2022 13:22

KADİR AĞA
17 Kasım 2022 13:22

ARGUVANSPOR
21 Ekim 2022 13:22

ADAB-MUAŞERET
16 Ekim 2022 13:22

Fevzi Yener
07 Ekim 2022 13:22

MALATYA’DA KIŞ HAZIRLIKLARI
30 Eylul 2022 13:22

BOZKIRIN TEZENESİ… ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE SAYGILARIMLA…
25 Eylul 2022 13:22

ADNAN IŞIK
25 Ağustos 2022 13:22

CİNGENLİK
19 Ağustos 2022 13:22

MALATYA’DA LAKAPLAR
17 Temmuz 2022 13:22

ORDUZU MAHALLE KARARI!…
07 Temmuz 2022 13:22

ADIYAMANLI HACI DAYI
01 Temmuz 2022 13:22

BİR ŞEYLER EKSİK
17 Haziran 2022 13:22

TEZE CAMİ NEDEN ÖNEMLİ
01 Mayıs 2022 13:22

MALATYALIYI NASIL TANIRSINIZ
11 Mart 2022 13:22

MEZARLIK KUMARCILARI!
25 Şubat 2022 13:22

AKLIMA MUKAYYET OL
15 Şubat 2022 13:22

HÜSEYİN DOĞAN DEDE
06 Şubat 2022 13:22

MALATYA KADINLAR HAMAM KÜLTÜRÜ
04 Şubat 2022 13:22

VELİLERİMİZ (ONYEDİLİ)
18 Ocak 2022 13:22

MALATYA SOHBET KÜLTÜRÜ
24 Aralık 2021 13:22

HÜSEYİN BEG KÖRPÜSÜ
17 Aralık 2021 13:22

MALATYA KUYUMCULAR ÇARŞISI,
08 Kasım 2021 13:22

GELECEĞİMİZ İÇİN MALATYA’LILIK BİLİNCİ OLUŞTURMALIYIZ…
04 Kasım 2021 13:22

BESLENME ALIŞKANLIĞIMIZ
31 Ekim 2021 13:22

ÇİN SEDDİ
15 Ekim 2021 13:22

ASLANTEPE’NİN GELECEĞİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR KONU!
07 Ekim 2021 13:22

2021 UNESCO AHİLİK YILI!
23 Eylul 2021 13:22

BUNLAR DA MI YALAN
10 Eylul 2021 13:22

NEREDE O ESKİ KOMŞULUKLAR
24 Ağustos 2021 13:22

Bir Malatyalıyı nasıl tanırsınız?
08 Ağustos 2021 13:22

BOHÇACI GELDİ HANIM
08 Ağustos 2021 13:22

ASLANTEPE
27 Temmuz 2021 13:22

GEL DE ARAMA...
24 Temmuz 2021 13:22

NELER OLUYOR MALATYA’DA...
10 Haziran 2021 13:22

SEVCAN ORHAN MALATYA’DA
31 Mayıs 2021 13:22

GANERE’NİN YÜKÜNÜ ÇEKENLER VE YOĞURTÇU BAZARI
29 Mayıs 2021 13:22

ESKİ BAYRAMLAR
15 Mayıs 2021 13:22

Şahin Tepesi
07 Mayıs 2021 13:22

ÖLÜM YIL DÖNÜMÜNDE RAHMETLE ANIYORUM... NURETTİN SOYKAN
06 Mayıs 2021 13:22

KERNEK...
01 Mayıs 2021 13:22

MALATYA’DA İLK RADYO
23 Nisan 2021 13:22

SIĞIRA GATMA
02 Nisan 2021 13:22

ÇANAKKALE DESTANI
22 Mart 2021 13:22

GÜZEL MAHALLEM
22 Mart 2021 13:22

HORHOP
27 Şubat 2021 13:22

ESKİ OTOBÜS ŞOFÖRLERİ
04 Şubat 2021 13:22

PAVLİKİANLAR VE MALATYA
30 Ocak 2021 13:22

TOMMİKS
08 Ocak 2021 13:22

ÖZKAN SÜMER
25 Aralık 2020 13:22

ADNAN IŞIK
23 Aralık 2020 13:22

ARDIÇ AĞACI
18 Aralık 2020 13:22

İCATLAR
11 Aralık 2020 13:22

FABRİKATÖR MEHMET BEY. (ARABOSMAN)
04 Aralık 2020 13:22

GEÇMİŞİNİ BİLMEYEN GELECEĞİ İNŞA EDEMEZ
26 Kasım 2020 13:22

İSPANYOL PAÇA PANTOLON
20 Kasım 2020 13:22

GÜZEL GÜNLERDİ VESSELAM
13 Kasım 2020 13:22

NE GÜZEL KOMŞUMUZDUN SEN ..
06 Kasım 2020 13:22

ŞİRKET HANI
05 Kasım 2020 13:22

BESLENME ALIŞKANLIĞIMIZ
29 Ekim 2020 13:22

ZİYARETLERİMİZ
23 Ekim 2020 13:22

HÜSEYİN ÖZHAN
19 Ekim 2020 13:22

ESKİ FOTOĞRAFÇILAR
17 Ekim 2020 13:22

OYUNLARIMIZ
16 Ekim 2020 13:22

HADİ DAYI
15 Ekim 2020 13:22

ZÖHRE ANADAN Bİ MEKTUP DAHA VAR...
10 Ekim 2020 13:22

DAKTİLO
02 Ekim 2020 13:22

NEREDE O ESKİ BANKALAR
25 Eylul 2020 13:22

MIH OSMAN
23 Eylul 2020 13:22

GANERE
18 Eylul 2020 13:22

ZÖHRE ANADAN MEKTUP VAR...
11 Eylul 2020 13:22

HÜSEYİN YEŞİL
31 Ağustos 2020 13:22

MALATYA MASALI
14 Ağustos 2020 13:22

MATALCI AMCA
07 Ağustos 2020 13:22

NEDEN DÜŞER GİBİ YAPTIK!!!
04 Ağustos 2020 13:22

ESKİ BAYRAMLAR
31 Temmuz 2020 13:22

GEÇMİŞE ÖZLEM
25 Temmuz 2020 13:22

KIRK AMBAR
17 Temmuz 2020 13:22

ZALATACILAR (SALATACILAR)
03 Temmuz 2020 13:22

CEMAAT KURMA
01 Temmuz 2020 13:22

PASTANELERİMİZ
26 Haziran 2020 13:22

MALATYA RADYOSU
25 Haziran 2020 13:22

BELEDİYE BAŞKANLARININ DİKKATİNE
20 Haziran 2020 13:22

MAZİDEKİ LEZZETLER. (2)
19 Haziran 2020 13:22

MAZİDEKİ LEZZETLER.
12 Haziran 2020 13:22

TABELACILAR
05 Haziran 2020 13:22

HAYRETTİN ABACI'NIN ANISINA
01 Haziran 2020 13:22

KIŞLA CADDESİ
22 Mayıs 2020 13:22

İRAN BAYRAĞI
15 Mayıs 2020 13:22

GÜLMEK LAZIM
08 Mayıs 2020 13:22

BÜYÜK BAŞKAN NURETTİN SOYKAN RUHUN ŞAD, MEKANIN CENNET OLSUN...
06 Mayıs 2020 13:22

KORONAYA BİR DE BU AÇIDAN BAKALIM.
01 Mayıs 2020 13:22

RAMAZAN GELDİ HOŞ GELDİ
24 Nisan 2020 13:22

EVDE KAL MALATYA
17 Nisan 2020 13:22

ASİMİLE OLMAK
16 Nisan 2020 13:22

ÇOCUKLUK LEZZETLERİ
10 Nisan 2020 13:22

NECATİ DİKMEN
03 Nisan 2020 13:22

KORONA, KORONA NE İŞLER AÇTIN BAŞIMA
21 Mart 2020 13:22

ÇANAKKALE DESTANI
20 Mart 2020 13:22

KERNEK AİLE GÖL GAZİNOSU
13 Mart 2020 13:22

HÜRRİYET AİLE ÇAY BAHÇESİ
09 Mart 2020 13:22

NANO TEKNOLOJİ
02 Mart 2020 13:22

OKUDUĞUNU ANLAMAK
21 Şubat 2020 13:22

TURAN ÇEVİK
14 Şubat 2020 13:22

Bedo
13 Şubat 2020 13:22

UÇURTMA .
07 Şubat 2020 13:22

UDİ NEVRES BEY.
04 Şubat 2020 13:22

ŞEHİR KUZEYE DOĞRU BÜYÜMEMELİDİR
31 Ocak 2020 13:22

KİRAZ ÇALMAK.
27 Ocak 2020 13:22

MİSAFİRLİK
16 Ocak 2020 13:22

Tüm Yazılar