Ali Haydar Koyun
[email protected]

Atasözleri ve Deyimlerimizde Engelliler – 3 –

16 Kasım 2023 15:15

Atasözleri ve Deyimlerimizde Engelliler – 3 –

Atasözleri ve Deyimlerimizde Engelliler – 3 –

Görenedir görene, köre nedir köre ne?: Her şey görebilen kimse için anlamlıdır. Göremeyen için hiçbir şey anlam taşımaz.

Pazar körsüz kalmaz: Kötü, işe yaramaz nesnelerin, bunlardan anlamayan isteklileri olur. Yani kötü mal satılmaz sanmayın. Ona da iyiyi, kötüyü ayırt edemeyen alıcı bulunur. “Bitli baklanın kör alıcısı olur.” atasözünde de aynı açıklama yapılmaktadır.

Sağır duymaz uydurur: Sağır, yanında konuşulan şeyleri işitmez ama konuşanların durumuna bakarak ve anladığını sanarak bir şeyler yakıştırıp söyler. Bir durumun içyüzünü bilmeyen kişi de görünüşe bakarak edindiği yanlış kanıyı gerçek sanır.

Tuz ekmek hakkını bilmeyen kör olur: Halk böyle inanır: İyiliğini gördüğü, ekmeğini yediği kimseye karşı saygısızlık ve hainlik eden kişiyi Allah cezalandırır.

Kel ölür sırma saçlı olur, kör ölür badem gözlü olur: Önce değersiz bulunan, beğenilmeyen bir kimse, küçük bir şey veya bir fırsat elimizden çıkıp yok olunca birden kıymet kazanır; çok önemli ve iyi gibi görülür.

Kör Allah’a nasıl bakarsa Allah da köre öyle bakar: Kişi efendisine karsı nankörlük ederse efendisi de onu korumaz.

Kör topal gitmek: Yarım yamalak, iyi kötü idare edecek şekilde.

Kör tuttuğunu, topal yakaladığını:  Herkesin  birilerini dolandırmaya çalıştığını ve bunu yaparken de kime güçleri yetiyorsa onunla uğraştıklarını anlatır. Ayrıca mecazi anlamda da açıklaması bulunmaktadır.

Körden gözlü, topaldan ayaklı, deliden deli: Kör olan anadan, babadan doğan çocuk kör olmaz. Topalın çocuğu da sağlam bacaklı olur. Ama delinin çocuğu deli doğar.

Köre elvandan (renkten) bahsolunmaz: Bir şeyin niteliği üzerine hiç bilgisi bulunmayan kişiye o şeyin sözü edilmez; öğretilmesine çalışılmaz.

“Bu işte bir sakatlık var.”, “Gönülsüz ilişkiden sakat çocuk doğar.”, “Kör çobanın sürüsünün sonu uçurumdur.”, “Kör gözde yaş, molla evinde aş...”, “Kör kuşun yuvasını Allah yapar.”, “Kör sadece ağzının yolunu bilir.”, “Sağır duymaz yakıştırır, kör görmez kakıştırır.”, “Deli kız düğün etmiş, kendi baş sedire geçmiş.”, “Deli kızın çeyizi gibi!”, “Deli saraylı gibi!”, “Deliye bal tattırmışlar, çarşıda katran bırakmamış.”, “Deliye her gün bayram!”, “Deliye taş atma, başını yarar.”, “Demir ıslanmaz, deli uslanmaz.” ve daha birçoğunu sıralayabiliriz.

Dünya üzerindeki birçok topluluğun dinsel-inançsal sisteminde sakat/engelli ya da bir uzvu noksan hayvan kurban edilmez. Özellikle bazı topluluklarda “topal”ın nazarı değer derler. Ondan ve diğer sakatlığı/engeli olanlardan hamile kadınların uzak durması/onlara bakmaması öğütlenir. Bu liste uzatılabilir.

Sözlü kültürün, yaşamın tüm bakış ve uygulamalarına damga vurması sadece deyim ve atasözleriyle olmaz. Bu bakış ve uygulamalar topluluktan topluluğa değişir.

Engellilere yönelik toplumda önyargılarla çevrili, kalıplaşmış ve ayrımcı yaklaşımlar olduğu için atasözleri ve deyimlere de bu olumsuz görüşlerin yansıdığı bir gerçektir.

Engellilerin içinde yaşadıkları sosyokültürel çevre, toplumla bütünleşmelerini ve günlük hayatlarını devam ettirmelerini önemli derecede etkilemektedir.

Engellilerle ilgili kalıplaşmış önyargılar, toplumla bütünleşmelerinde büyük bir engel teşkil etmekte ve bu kalıplaşmış önyargılar, toplumsal bütünleşme noktasında önem taşımaktadır.

Toplumsal bütünleşmeyi sağlayabilmek amacıyla Türk Dil Kurumu (TDK) ivedilikle atasözleri, deyimleri ve kavramları yeniden inceleme yaparak gözden geçirmeli ve engellileri aşağılayan, küçük düşüren, rencide eden, kötü huylu, ahlaksız, değersiz, hiçbir işe yaramayan, asalak gibi yaşayan, kalitesiz, değersiz ve benzeri gibi gösteren, ayrımcı ve ötekileştirici kelimelerden ve anlatımlardan arındırmalıdır.

Bunu yaparak yıllardır gözden kaçan, dikkatleri çekmeyen bir hatayı gidermiş olacağı gibi topluma engelliliğin, engellilik kavramının insanları küçük düşürme, aşağılama, rencide etme, hakaret etme, değersiz gibi gösterme anlamlarında kullanılamayacağını anlatarak göstermiş olacaktır.

Bunu yapmak, toplumda yerleşmiş bir düşünceyi, algıyı ve bakış açısını değiştirmek elbette kolay olmayacaktır. Bu değişimi sağlamak bir hayli zaman da alacaktır.

Ancak, ne kadar zor olsa da ne kadar zaman alacak olsa da 21.yüzyılın dünyasında ve ülkesinde artık toplumun belli bir kesimini ötekileştiren, ayrımcı bir yaklaşım gösteren kelimeleri, gerek atasözlerimiz ile deyimlerimizden gerekse de günlük hayatımızdaki konuşmalarımızdan kaldırmamız gerekmektedir. Bunu yapmak artık insanlığın bir gereğidir. Bildiğiniz gibi toplum engelli engelsiz insanlarla bir bütündür. Her insanın bir diğer insana göre bir eksikliği ya da bir fazlalığı vardır. Eksikliğimiz ya da fazlalığımız ayrımcı ve ötekileştirici tutuma maruz kalmamızı gerektirmez. Her insanın da bir eksikliği, eksikliği olduğu kadar da fazlalığı var.

2003 yılında Posta gazetesindeki “Çengelli İğne” adlı köşesinde yazdığı yazıda Alman Nord Rhein Westfalen Eyaleti Engelliler Spor Federasyonu’nun bir yayınından alıntıya yer veren ve geçtiğimiz yıl kaybettiğimiz değerli dostum rahmetli A. Yavuz KOCAÖMER: “Ayşe çok uzun, Fatma çok kısa, Ahmet çok şişman, Mehmet çok zayıf, Sema çok içine kapanık, Engin çok dışa dönük, Banu çok güzel, Kenan çok çirkin, Fikret çok aptal, Sibel çok akıllı, Rıza çok yaşlı, Erkan çok genç. Herkesin bir şekilde fazlalığı var. Herkesin bir şekilde eksikliği var. Herkes bir şekilde normal değil. Burada normal olan var mı? Hayır. Burada normal olan kimse yok. İŞTE NORMAL OLAN DA BU...” diye yazmıştı. Devamında da: “Yukarıda yazılanlar hayatın gerçeği. Kimsenin bir diğerine söyleyecek sözü yok. ‘Mükemmel insan’ var mıdır bu dünyada? Bizce yok. Sadece kendini mükemmel zanneden bir sürü zavallı var. Bakın yakın çevrenize, bunları hemen göreceksiniz. İşte anormal olan onlar. İnsanlıktan nasibini alamamış yaratıklar.” demişti.

İşte gördüğünüz gibi her insanın bir diğer insana göre hem eksikliği hem de fazlalığı var.

Sizce de öyle değil mi?

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

Gurur Duyuyorum
27 Nisan 2024 15:15

Seçimler Bir Hizmet Yarışı Olmalıdır
21 Mart 2024 15:15

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
08 Mart 2024 15:15

Kelebek Düşleri
26 Şubat 2024 15:15

Enkazlar Altında Geleceğe Umutla Yürümek
08 Şubat 2024 15:15

SÖZÜN ÖZÜ
02 Ocak 2024 15:15

Vefa örneği gösteren Gürkan’a teşekkürler
21 Kasım 2023 15:15

Atasözleri ve Deyimlerimizde Engelliler – 2 –
08 Kasım 2023 15:15

Atasözleri ve Deyimlerimizde Engelliler – 1 –
01 Kasım 2023 15:15

Engellilere verilen değerin göstergesi
25 Eylul 2023 15:15

İnsan kendini bulduğu kalbe bağlanır…
14 Ağustos 2023 15:15

Yapılması gerekenler çok ama çok basit…
22 Temmuz 2023 15:15

Doğal Afetlerde En Çok Mağdur Olanlar
04 Mayıs 2023 15:15

Depremin ardından düşündürücü gelen rakamlar
10 Nisan 2023 15:15

Hak kaybı olmayacak mı denilmişti?
03 Nisan 2023 15:15

Her kitaplık bir hapishaneyi kapatır.
09 Ocak 2023 15:15

Unutmayın ki sizler sorumlusunuz
03 Aralık 2022 15:15

İyi ki bu fani dünyadan Yücel Ablamız gelip geçmiş
08 Kasım 2022 15:15

EXPO 2028 Kapsamında Erişilebilirlik
05 Ekim 2022 15:15

Gelen gitti, ömür bitti, sorunlar ise bitmedi…
01 Eylul 2022 15:15

Engelsiz bir Türkiye hayal mi oluyor?
05 Ağustos 2022 15:15

Vefa sadece İstanbul’da bir semt adı değildir
16 Temmuz 2022 15:15

ENGELLİLER KANUNU, OLDU ÖTELEMENİN YOLU!
07 Temmuz 2022 15:15

Gidenlerin Ardından Teşekkür Sağanağı
04 Temmuz 2022 15:15

Bakışlarımızla son kez sessizce vedalaştık
23 Haziran 2022 15:15

İki Yıl Aradan Sonra Gerçekleşen Kitap Fuarı
25 Mayıs 2022 15:15

Hemdert, Hemdem Olanların Kitabı 'Can'ım Tenimden Ayrıldı'
26 Nisan 2022 15:15

Her Şey Engelsiz Bir Malatya İçin
10 Nisan 2022 15:15

Kızlarınızı ve oğullarınızı iyi yetiştirin
08 Mart 2022 15:15

Bir türlü erişilemeyen “Erişilebilirlik”
17 Şubat 2022 15:15

Rakamlarda Büyük Güç de Zayıf Topluluk
11 Ocak 2022 15:15

Bu bir suç duyurusu yazısıdır!
20 Aralık 2021 15:15

Ayrımcılığa Karşı Çıkılan Günde Yaşatılan Ayrımcılık
14 Aralık 2021 15:15

Cak’lar, Cek’ler ve Cuk’lar Faslı
03 Aralık 2021 15:15

İyilik yapmak isterlerken kötülük yapıyorlar
09 Kasım 2021 15:15

'İçimde koparken toz duman, dışımda her şey süt liman…'
05 Ekim 2021 15:15

Kaldırımlar işgal altında!
24 Eylul 2021 15:15

Bir insan lokantaya neden gider?
10 Eylul 2021 15:15

İşgüzar Görevlilerin Yaptıkları Hatalar
28 Ağustos 2021 15:15

Belge tamam, peki ya ceza
21 Haziran 2021 15:15

112 Çalışanları Ne Yapıyor?
10 Haziran 2021 15:15

Orkestrada Es Geçilen Erişilebilirlik Enstrümanı
31 Mayıs 2021 15:15

Can’ım tenimden ayrıldı…
21 Mayıs 2021 15:15

Konu engelliler olunca, üç maymunu oynamaya devam!
22 Nisan 2021 15:15

Makam mı insanı yüceltir, insan mı makamı yüceltir?
05 Nisan 2021 15:15

İki Ülke, Bir Konu ve Aradaki Fark
24 Mart 2021 15:15

Çözüm getirmek Gürkan’a kısmet olacak mı?
08 Mart 2021 15:15

Biz üç kişiydik, Bedirhan Nazlıcan ve ben
16 Şubat 2021 15:15

'Bu ayıp kimindir?'
04 Şubat 2021 15:15

Bu da Benim Kırmızı Çizgim
21 Ocak 2021 15:15

SMA’lı çocukların kaderi sosyal devletin elinde
18 Aralık 2020 15:15

'Erişilebilirlik Yılı'nda yanıtsız kalan erişilebilirlik soruları
03 Aralık 2020 15:15

“Talebiniz ilgili müdürlüğe iletilmiştir.”
24 Kasım 2020 15:15

Timsah gözyaşları dökmenin kimseye faydası yoktur
06 Kasım 2020 15:15

Engelliler adıyla resmen sömürülüyorsunuz!
26 Ekim 2020 15:15

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir
10 Ekim 2020 15:15

ÖSYM’nin fendi EKPSS’yi yendi
17 Eylul 2020 15:15

Kural tanımaz toplum olmuşuz
21 Temmuz 2020 15:15

BASINA VE KAMUOYUNA
18 Temmuz 2020 15:15

Vuslata ermemiz mahşere mi kalacak?
07 Temmuz 2020 15:15

Sözlerinizde sevginiz gibi sahte ve yalan!
23 Haziran 2020 15:15

Sevgi bir toplumu koruyan en güçlü kalkandır
12 Haziran 2020 15:15

Sahi, elinize ne geçti?
04 Haziran 2020 15:15

Engelli insanları kim koruyacak?
28 Mayıs 2020 15:15

“Gökkuşağı renklerinden birini daha yitirdik”
13 Mayıs 2020 15:15

Ben bunun olacağına inanıyorum
01 Mayıs 2020 15:15

“Engelli kişiler, kendilerini terk edilmiş hissediyor.”
21 Nisan 2020 15:15

Çok geç kalınmış olunabilir!
10 Nisan 2020 15:15

CORONADAN ONCE (CO), CORONADAN SONRA (CS)
01 Nisan 2020 15:15

Malatya’da engelli mücadelesinin bittiği tarih
21 Mart 2020 15:15

Sana ne arkadaş, size ne arkadaş?
10 Mart 2020 15:15

Sana ne arkadaş, size ne arkadaş?
10 Mart 2020 15:15

Çözümün yolu yasaları uygulamaktan geçer!
24 Şubat 2020 15:15

Acil Eylem Planlarında Engellilere Yer Yok
14 Şubat 2020 15:15

Acil Eylem Planlarında Engellilere Yer Yok
14 Şubat 2020 15:15

Görülmeyen, duyulmayan engellilerin sessiz çığlıkları
05 Şubat 2020 15:15

CİMER: Malatya'da “Erişilebilirlik Belgesi” alan bina yok
16 Ocak 2020 15:15

Tüm Yazılar