Ali Haydar Koyun
[email protected]

Erişilebilirlik: Bir Lütuf Değil, Haktır

09 Temmuz 2025 23:05

Bir kamu binasının girişine, standartlara uymayan, aşırı dik bir rampa yapılmış. Yanına da büyük harflerle “Erişilebilir Bina Girişi” yazılmış. Bunu görünce insanın aklından önce şu geçiyor: “Ne güzel, duyarlı bir davranış.” Ama bina içerisine girdiğinizde, asansörün olmadığını görüyorsunuz. Tuvalet yapılmış, ancak tekerlekli sandalye ile içine girmeniz imkânsız.

 

Bir bakıma, bina girişine konulan o “Erişilebilir Bina Girişi” yazısı sadece “biz unutmuyoruz” görüntüsü vermek için yerleştirilmiş bir tabela olmaktan öteye geçmiyor. Erişilebilirlik, çoğu zaman sadece “varmış gibi” yapılıyor. Bunun sebebi ise açık: Bu konu, hâlâ vicdanlara hitap eden, duygusal bir alan olarak görülüyor; yönetsel bir ciddiyetle ele alınmıyor.

 

Türkiye’de kamu yöneticilerinin erişilebilirliğe bakışı tam olarak böyle: Gösterişli ama yüzeysel, niyetli ama yarım ve en önemlisi de “yardım” temelli. Erişilebilirlik hâlâ bu ülkede bir hak değil, bir jest gibi algılanıyor. Sanki engelli bireyler kamu hizmetlerinden faydalanabilmek için ekstra bir şükran duymalıymış gibi davranılıyor.

 

Oysa erişilebilirlik bir lütuf değil; anayasal bir zorunluluk, temel bir insan hakkıdır. Bu hak, “eşit yurttaşlık” ilkesinin ayrılmaz bir parçasıdır. Ancak uygulamalara bakıldığında, ne yazık ki bu hakkın çoğu zaman göstermelik çözümlerle geçiştirildiği görülüyor.

 

Yıllardır aynı döngüyü yaşıyoruz: Kanunlar çıkıyor, yönetmelikler yayımlanıyor, pilot projeler başlatılıyor. Ama pratikte ne değişiyor? Yöneticiler genellikle yalnızca mevzuata bakıyor; “yönetmelik tamam mı?” diye soruyor. Ancak sahaya inmiyorlar, bir tekerlekli sandalye ile o binaya girmeyi ya da bir görme engelli birey gibi o hizmete ulaşmayı denemiyorlar.

 

Oysa erişilebilirlik sadece teknik bir mesele değildir; yaşamsal bir gerekliliktir. Bir binaya erişmek demek, hayata katılmak demektir. Kamu hizmetlerinden eşit şekilde faydalanmak, bireyin sadece hakkı değil, topluma tam anlamıyla katılımının da temelidir.

 

Belediyelerde “erişilebilirlik birimi” var ama çoğunun ne yeterli bütçesi ne de yetkisi bulunuyor. Kamusal alanlar hâlâ büyük oranda erişilemez: Okullar, hastaneler, toplu taşıma araçları, parklar, kamu binaları...

 

Çünkü sorun sadece fiziksel değil; asıl mesele zihinsel algılardadır.

 

Kamu yöneticilerinin büyük bir kısmı, engelli bireyleri hâlâ “yardım edilmesi gereken insanlar” olarak görüyor. Bu merhamet temelli yaklaşım, hak temelli bir politika yaratamaz. Erişilebilirlik yalnızca mühendislik sorunu değil; aynı zamanda demokrasi, adalet ve eşit yurttaşlık sınavıdır.

 

Engelli bireylerin şehir hayatına, dijital dünyaya, kamusal alana eşit şekilde katılımı ancak onların sesinin duyulmasıyla mümkündür. “Ben senin yerine düşünürüm” anlayışı, otoriter ve dışlayıcı bir bakış açısının yansımasıdır.

 

Bir diğer temel sorun ise katılımcılığın yokluğudur. Erişilebilirlik düzenlemeleri yapılırken, bu düzenlemelerden doğrudan etkilenen bireylerin — yani engelli yurttaşların — görüşü alınmamaktadır. Biz olmadan bizim için kararlar alınıyor. Bu da çoğu zaman pratikte işe yaramayan, göstermelik çözümlere dönüşüyor.

 

Kararlar genellikle “biz sizin için en iyisini biliriz” anlayışıyla alınıyor. Ama sonuç ne oluyor? Rampanın açısı yanlış hesaplanıyor, asansör düğmeleri erişilemeyecek yükseklikte yerleştiriliyor, sesli yönlendirme sistemleri çalışmıyor. Çünkü bizi dinlemeden, bizim için çözüm üretiyorlar.

 

Ama umutsuz değiliz. Çünkü umut veren örnekler de var.

 

Bazı yerel yönetimler, erişilebilirlik konusunda bilinçli adımlar atıyor. Genç kuşak bürokratlar arasında farkındalığı yüksek, hak temelli düşünen kişiler çoğalıyor. Dijital dünyada erişilebilirlik konusunda da bazı kıpırdanmalar başladı. Ancak bu gelişmeler henüz istisna düzeyinde ve sistematik değil.

 

Yani sistem hâlâ kişilere bağlı işliyor, kurumsallaşmış bir yapıya bürünemiyor. Oysa erişilebilirlik, bir kerelik bir proje değil; süreklilik gerektiren bir denetim ve gelişim sürecidir.

 

Unutmayalım ki erişilebilirlik yalnızca engelli bireylerin değil; yaşlıların, çocukların, hamilelerin, geçici sakatlık yaşayanların — kısacası hepimizin meselesidir. Çünkü hayat, bir gün herkes için erişilmesi güç bir hale gelebilir. İşte o zaman bu sistemin erişilebilirliğine herkes ihtiyaç duyacaktır.

 

Yani mesele sadece bir rampa yapmak değildir; o rampanın nereye çıktığını, neye hizmet ettiğini düşünmektir.

 

Kamu yöneticilerine düşen görev, bu meseleyi bir “gönül işi” olarak değil, bir kamu hizmeti sorumluluğu olarak görmektir. Çünkü erişilebilirlik bir lütuf değil, haktır. Ve hakların zamanında, eksiksiz, eşit şekilde sağlanması hukuk devleti olmanın temel göstergesidir.

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

SARI ÖKÜZ’Ü VERDİĞİMİZ GÜN
26 Haziran 2025 23:05

KÜLLER ARASINDA KALAN ÇOCUKLAR
02 Haziran 2025 23:05

Zihinlerdeki Engeli Aşmak
14 Mayıs 2025 23:05

Gurur Duyuyorum
27 Nisan 2024 23:05

Seçimler Bir Hizmet Yarışı Olmalıdır
21 Mart 2024 23:05

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
08 Mart 2024 23:05

Kelebek Düşleri
26 Şubat 2024 23:05

Enkazlar Altında Geleceğe Umutla Yürümek
08 Şubat 2024 23:05

SÖZÜN ÖZÜ
02 Ocak 2024 23:05

Vefa örneği gösteren Gürkan’a teşekkürler
21 Kasım 2023 23:05

Atasözleri ve Deyimlerimizde Engelliler – 3 –
16 Kasım 2023 23:05

Atasözleri ve Deyimlerimizde Engelliler – 2 –
08 Kasım 2023 23:05

Atasözleri ve Deyimlerimizde Engelliler – 1 –
01 Kasım 2023 23:05

Engellilere verilen değerin göstergesi
25 Eylul 2023 23:05

İnsan kendini bulduğu kalbe bağlanır…
14 Ağustos 2023 23:05

Yapılması gerekenler çok ama çok basit…
22 Temmuz 2023 23:05

Doğal Afetlerde En Çok Mağdur Olanlar
04 Mayıs 2023 23:05

Depremin ardından düşündürücü gelen rakamlar
10 Nisan 2023 23:05

Hak kaybı olmayacak mı denilmişti?
03 Nisan 2023 23:05

Her kitaplık bir hapishaneyi kapatır.
09 Ocak 2023 23:05

Unutmayın ki sizler sorumlusunuz
03 Aralık 2022 23:05

İyi ki bu fani dünyadan Yücel Ablamız gelip geçmiş
08 Kasım 2022 23:05

EXPO 2028 Kapsamında Erişilebilirlik
05 Ekim 2022 23:05

Gelen gitti, ömür bitti, sorunlar ise bitmedi…
01 Eylul 2022 23:05

Engelsiz bir Türkiye hayal mi oluyor?
05 Ağustos 2022 23:05

Vefa sadece İstanbul’da bir semt adı değildir
16 Temmuz 2022 23:05

ENGELLİLER KANUNU, OLDU ÖTELEMENİN YOLU!
07 Temmuz 2022 23:05

Gidenlerin Ardından Teşekkür Sağanağı
04 Temmuz 2022 23:05

Bakışlarımızla son kez sessizce vedalaştık
23 Haziran 2022 23:05

İki Yıl Aradan Sonra Gerçekleşen Kitap Fuarı
25 Mayıs 2022 23:05

Hemdert, Hemdem Olanların Kitabı 'Can'ım Tenimden Ayrıldı'
26 Nisan 2022 23:05

Her Şey Engelsiz Bir Malatya İçin
10 Nisan 2022 23:05

Kızlarınızı ve oğullarınızı iyi yetiştirin
08 Mart 2022 23:05

Bir türlü erişilemeyen “Erişilebilirlik”
17 Şubat 2022 23:05

Rakamlarda Büyük Güç de Zayıf Topluluk
11 Ocak 2022 23:05

Bu bir suç duyurusu yazısıdır!
20 Aralık 2021 23:05

Ayrımcılığa Karşı Çıkılan Günde Yaşatılan Ayrımcılık
14 Aralık 2021 23:05

Cak’lar, Cek’ler ve Cuk’lar Faslı
03 Aralık 2021 23:05

İyilik yapmak isterlerken kötülük yapıyorlar
09 Kasım 2021 23:05

'İçimde koparken toz duman, dışımda her şey süt liman…'
05 Ekim 2021 23:05

Kaldırımlar işgal altında!
24 Eylul 2021 23:05

Bir insan lokantaya neden gider?
10 Eylul 2021 23:05

İşgüzar Görevlilerin Yaptıkları Hatalar
28 Ağustos 2021 23:05

Belge tamam, peki ya ceza
21 Haziran 2021 23:05

112 Çalışanları Ne Yapıyor?
10 Haziran 2021 23:05

Orkestrada Es Geçilen Erişilebilirlik Enstrümanı
31 Mayıs 2021 23:05

Can’ım tenimden ayrıldı…
21 Mayıs 2021 23:05

Konu engelliler olunca, üç maymunu oynamaya devam!
22 Nisan 2021 23:05

Makam mı insanı yüceltir, insan mı makamı yüceltir?
05 Nisan 2021 23:05

İki Ülke, Bir Konu ve Aradaki Fark
24 Mart 2021 23:05

Çözüm getirmek Gürkan’a kısmet olacak mı?
08 Mart 2021 23:05

Biz üç kişiydik, Bedirhan Nazlıcan ve ben
16 Şubat 2021 23:05

'Bu ayıp kimindir?'
04 Şubat 2021 23:05

Bu da Benim Kırmızı Çizgim
21 Ocak 2021 23:05

SMA’lı çocukların kaderi sosyal devletin elinde
18 Aralık 2020 23:05

'Erişilebilirlik Yılı'nda yanıtsız kalan erişilebilirlik soruları
03 Aralık 2020 23:05

“Talebiniz ilgili müdürlüğe iletilmiştir.”
24 Kasım 2020 23:05

Timsah gözyaşları dökmenin kimseye faydası yoktur
06 Kasım 2020 23:05

Engelliler adıyla resmen sömürülüyorsunuz!
26 Ekim 2020 23:05

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir
10 Ekim 2020 23:05

ÖSYM’nin fendi EKPSS’yi yendi
17 Eylul 2020 23:05

Kural tanımaz toplum olmuşuz
21 Temmuz 2020 23:05

BASINA VE KAMUOYUNA
18 Temmuz 2020 23:05

Vuslata ermemiz mahşere mi kalacak?
07 Temmuz 2020 23:05

Sözlerinizde sevginiz gibi sahte ve yalan!
23 Haziran 2020 23:05

Sevgi bir toplumu koruyan en güçlü kalkandır
12 Haziran 2020 23:05

Sahi, elinize ne geçti?
04 Haziran 2020 23:05

Engelli insanları kim koruyacak?
28 Mayıs 2020 23:05

“Gökkuşağı renklerinden birini daha yitirdik”
13 Mayıs 2020 23:05

Ben bunun olacağına inanıyorum
01 Mayıs 2020 23:05

“Engelli kişiler, kendilerini terk edilmiş hissediyor.”
21 Nisan 2020 23:05

Çok geç kalınmış olunabilir!
10 Nisan 2020 23:05

CORONADAN ONCE (CO), CORONADAN SONRA (CS)
01 Nisan 2020 23:05

Malatya’da engelli mücadelesinin bittiği tarih
21 Mart 2020 23:05

Sana ne arkadaş, size ne arkadaş?
10 Mart 2020 23:05

Sana ne arkadaş, size ne arkadaş?
10 Mart 2020 23:05

Çözümün yolu yasaları uygulamaktan geçer!
24 Şubat 2020 23:05

Acil Eylem Planlarında Engellilere Yer Yok
14 Şubat 2020 23:05

Acil Eylem Planlarında Engellilere Yer Yok
14 Şubat 2020 23:05

Görülmeyen, duyulmayan engellilerin sessiz çığlıkları
05 Şubat 2020 23:05

CİMER: Malatya'da “Erişilebilirlik Belgesi” alan bina yok
16 Ocak 2020 23:05

Tüm Yazılar