Ali Haydar Koyun
[email protected]

Atasözleri ve Deyimlerimizde Engelliler – 2 –

08 Kasım 2023 13:00

 “Topalla gezen aksama öğrenir.” atasözünün açıklaması da “Körle yatan şaşı kalkar.” atasözüyle eş değer olarak: “Kusurlu kimselerle düşüp kalkanlar, onlardan kötü huy kaparlar.” şeklindedir. Ben yıllardır tekerlekli sandalye kullanan bir insanım ve çevremde binlerce arkadaşım oldu. Bunlardan bir tanesinin dahi şu ana kadar benden kötü huy, ahlaksızlık ve benzeri gibi bir şey öğrendiğini söyleyen olmadı. Koltuk değneği ve yürüme cihazı kullanan binlerce engelli arkadaşımın da duyduğunu sanmıyorum.

Bildiğiniz gibi her insan hayatı boyunca bir veya birkaç defa hata yaptığı olaylarla karşılaşır. Sonuçta hatasız insan olmaz. Hata yapan insan bir daha aynı hataya düşmemek amacıyla gerekli hassasiyeti göstererek tedbir alır. Tekrar aynı hata yapılmaz mı? Elbette yapılabilir. Aklını ve mantığını kullanamayan her insan hata üzerine hata yapabilir. Aynı hatayı yapan insan bir yerlerde yanlış yaptığının ve yanlış karar verdiğinin farkında değildir. İşte bu olayı anlatmak, aynı hataya düşen insanların durumunu belirtmek ve dikkatli olmalarını vurgulamak amacıyla: “Kör bile düştüğü çukura bir daha düşmez.” ya da “Eşek bile düştüğü çukura bir daha düşmez.” atasözü kullanılarak engellilere ötekileştirilme yapılmıştır.

“Körler sağırlar, birbirini ağırlar.” atasözünün açıklamasına baktığımızda kimi yerde: “Toplum içinde önemsenmeyen kişiler birbirlerine değer verir, saygı gösterirler.” şeklinde açıklanırken kimi yerde de: “Bedensel engelleri veya farklı özelliklerinden dolayı toplum tarafından önemsenmeyen, ciddiye alınmayan, dışlanan insanlar birbirlerini daha iyi anladıkları için bir arada olurlar, birbirlerine yakınlık gösterip, destek olurlar. Ortak hobileri, eğlence kültürleri, sosyal statüleri olanlar genelde birbirleriyle ortak mekânlarda ve beraber zaman geçirirler.” şeklinde açıklandığını görürüz. Gördüğünüz gibi burada da yine görme ve işitme engellilerin, toplum tarafından önemsenmeyen, ciddiye alınmayarak dışlanan insanların birbirleriyle daha iyi diyalog kurup anlaşabildikleri vurgulanmaktadır. Yine ayrımcı ve ötekileştiren bir atasözü açıklamasını görmekteyiz.

Sanırsınız ki herhangi bir engelliliği olmayan insanlar birbiriyle daha iyi anlaşabilmektedir. Hepimizin de bildiği gibi aynı düşünce, fikir, inanç ve dili paylaşan insanların birbiriyle daha iyi iletişim kurarak anlaştığı bir gerçektir. Farklı düşünce, fikir, inanç ve dilde olan insanlardan çok, aynı özellikleri paylaştıkları kişilere değer verir ve etkileşimde bulunurlar. Bunu anlatmak amacıyla: “Körler sağırlar, birbirini ağırlar.” atasözünü kullanmaya ve engellileri ötekileştirmeye gerek var mı?

“Sağıra sözünü, köre yüzünü süsleme, yorulursun.” Bu atasözünün temelinde ise işitme engellilere istediğin bir melodi gibi, bir ninni gibi güzel sözler söylersen söyle seni duymayacaktır. Görme engellilerin karşısında da istediğin kadar güzel ve şık kıyafetler giyerek, makyaj yapsan da senin dış güzelliğinin, fiziki güzelliğinin farkında olamayacaktır. Bu nedenle nefesini boşuna tüketme ve boşuna yorulma anlamı yatmaktadır.

Peki, sözde duyan ve gören her insan sizi gerçekten duyuyor ve görüyor mu sanıyorsunuz? Hiç sanmıyorum! Örnek vermek gerekirse; sözde gören ve duyan binlerce seçilmiş siyasilerle atanmış idarecilere “şu konuda yanlış giden bir şeyler var, hata yapıyorsunuz” dediğinizde geneli de “görmedim, duymadım” ve “bilmiyorum” diyeceklerdir. Görmek istemeyen ve duymak istemeyen kişilere siz istediğiniz kadar sözünüzü, istediğiniz kadar da yüzünüzü süsleyin yine de sizi ne duyacaktır ne de görecektir. Bunun işitme ya da görme engelliliğiyle en ufak bir alakası yoktur.

Kullanılan bu atasözleri ile deyimlerden bazılarını kullanan insanların karşısındaki kişiye küfretmek, hakaret etmek, küçük görmek, aşağılamak için dile getirdiğini de görürüz. “Oğlum sakat mısın sen?”, “Sen kafadan sakatsın!”, “Özürlü müsün nesin?”, “Bu işte bir sakatlık var!”, “Bakar körsün sen!” gibi kullanılan sözler ilk akla gelenlerdendir.

Sözlü tartışmalar kavgaya dönüştüğünde ise: “Sakat sakat konuşma çek git başımdan.”, “Allah vurmuş sana bir de ben vurmayayım.”, “Hâline bakmıyorsun gelmiş konuşuyorsun!” gibi kullanılan sözler de dilimizde yerleşmiş olan engelliye karşı olumsuz olan, ayrımcı bakış açımızın bir yansımasıdır.

Hiç unutmam, bundan on üç yıl kadar önce, 2007 yılının Şubat ayında ilimizin bir milletvekili, yerel basında çalışan bir görevli ile arasında geçen tartışmadan sonra televizyon haber bültenine canlı bağlantıyla katılarak: “Soruyu soran zihinsel özürlüdür!” şeklinde bir ifade kullanmıştı.

Tartıştığı kişiyi aşağılamak ve küçümsemek amacıyla kullandığı kelime ile hakaret etmek isterken “Soruyu soran zihinsel özürlüdür!” ifadesini kullanmıştı. Sanırsın ki insanların hoşuna gitmeyen her soruyu zihinsel engelliler sormaktadır…

Bedensel engelli bedensel engelliyle, görme engelli görme engelliyle, uzun boylular uzun boylularla, kısa boylular kısa boylularla, şişmanlar şişmanlarla, zayıflar zayıflarla, kadınlar kadınlarla, erkekler erkeklerle, esmeri, sarışını, kumralı kısacası her insan kendi benzeriyle arkadaş olacak desek ne düşünürsünüz. Elbette bunun olmasına imkân olmadığı gibi hiç kimse de kabul etmez. Peki, bunu kim mi söylüyor? “Bir kişi, kendine denk ve uygun olan kişiyle arkadaş olur.” şeklinde açıklaması olan “Baz bazla; kaz kazla; kel tavuk topal horozla.” diyen atasözü de bunu demek istiyor. İnsanları ötekileştiren ve ayrımcı bir yaklaşım gösteren atasözlerinden bir tanesi de budur.

Engellilerle ilgili olan bu tür atasözleri ile deyimler bu şekilde uzayıp gider. Bunlardan birkaçına da kısaca değinmek gerekirse…

Bekâr gözü, kör gözü: Bekâr erkek, evlenme istek ve heyecanı içinde olduğundan alacağı kızın kusurlarını göremez.

Caminin (mescidin) mumunu yiyen kedinin gözü kör olur: Kendisini büyüten, yetiştiren, besleyen kimsenin ya da bir kamu kurumunun malına hıyanet eden, el uzatan kişi onmaz, cezasını bulur.

Eli ayağı düzgün birini bulmak: Eli yüzü düzgün, çirkin olmayan güzel olan.

Gece işi, kör işi: Gece yapılan iş, körlerin yaptığı iş gibi özensiz olur. Çünkü ışık yetersizliği, işin bütün incelikleriyle yapılmasına olanak vermez. Bu nedenle işlerimizi gündüz yapmayı yeğlemeliyiz.

Gittiğin yer kör ise gözünü yum da bak: Akıbetinin ne olacağını bilmediğimiz durumlarda erdemli insanlar gibi davranmalıyız. Sonunu ve gidişatını bilemediğimiz durumlarda daha yavaş hareket etmeli, kalıcı ve yapıcı olmalı, çok fazla çırpınmadan manevi olarak sonumuzu görmeye çalışmalıyız.

-Devam edecek-

 

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

Gurur Duyuyorum
27 Nisan 2024 13:00

Seçimler Bir Hizmet Yarışı Olmalıdır
21 Mart 2024 13:00

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
08 Mart 2024 13:00

Kelebek Düşleri
26 Şubat 2024 13:00

Enkazlar Altında Geleceğe Umutla Yürümek
08 Şubat 2024 13:00

SÖZÜN ÖZÜ
02 Ocak 2024 13:00

Vefa örneği gösteren Gürkan’a teşekkürler
21 Kasım 2023 13:00

Atasözleri ve Deyimlerimizde Engelliler – 3 –
16 Kasım 2023 13:00

Atasözleri ve Deyimlerimizde Engelliler – 1 –
01 Kasım 2023 13:00

Engellilere verilen değerin göstergesi
25 Eylul 2023 13:00

İnsan kendini bulduğu kalbe bağlanır…
14 Ağustos 2023 13:00

Yapılması gerekenler çok ama çok basit…
22 Temmuz 2023 13:00

Doğal Afetlerde En Çok Mağdur Olanlar
04 Mayıs 2023 13:00

Depremin ardından düşündürücü gelen rakamlar
10 Nisan 2023 13:00

Hak kaybı olmayacak mı denilmişti?
03 Nisan 2023 13:00

Her kitaplık bir hapishaneyi kapatır.
09 Ocak 2023 13:00

Unutmayın ki sizler sorumlusunuz
03 Aralık 2022 13:00

İyi ki bu fani dünyadan Yücel Ablamız gelip geçmiş
08 Kasım 2022 13:00

EXPO 2028 Kapsamında Erişilebilirlik
05 Ekim 2022 13:00

Gelen gitti, ömür bitti, sorunlar ise bitmedi…
01 Eylul 2022 13:00

Engelsiz bir Türkiye hayal mi oluyor?
05 Ağustos 2022 13:00

Vefa sadece İstanbul’da bir semt adı değildir
16 Temmuz 2022 13:00

ENGELLİLER KANUNU, OLDU ÖTELEMENİN YOLU!
07 Temmuz 2022 13:00

Gidenlerin Ardından Teşekkür Sağanağı
04 Temmuz 2022 13:00

Bakışlarımızla son kez sessizce vedalaştık
23 Haziran 2022 13:00

İki Yıl Aradan Sonra Gerçekleşen Kitap Fuarı
25 Mayıs 2022 13:00

Hemdert, Hemdem Olanların Kitabı 'Can'ım Tenimden Ayrıldı'
26 Nisan 2022 13:00

Her Şey Engelsiz Bir Malatya İçin
10 Nisan 2022 13:00

Kızlarınızı ve oğullarınızı iyi yetiştirin
08 Mart 2022 13:00

Bir türlü erişilemeyen “Erişilebilirlik”
17 Şubat 2022 13:00

Rakamlarda Büyük Güç de Zayıf Topluluk
11 Ocak 2022 13:00

Bu bir suç duyurusu yazısıdır!
20 Aralık 2021 13:00

Ayrımcılığa Karşı Çıkılan Günde Yaşatılan Ayrımcılık
14 Aralık 2021 13:00

Cak’lar, Cek’ler ve Cuk’lar Faslı
03 Aralık 2021 13:00

İyilik yapmak isterlerken kötülük yapıyorlar
09 Kasım 2021 13:00

'İçimde koparken toz duman, dışımda her şey süt liman…'
05 Ekim 2021 13:00

Kaldırımlar işgal altında!
24 Eylul 2021 13:00

Bir insan lokantaya neden gider?
10 Eylul 2021 13:00

İşgüzar Görevlilerin Yaptıkları Hatalar
28 Ağustos 2021 13:00

Belge tamam, peki ya ceza
21 Haziran 2021 13:00

112 Çalışanları Ne Yapıyor?
10 Haziran 2021 13:00

Orkestrada Es Geçilen Erişilebilirlik Enstrümanı
31 Mayıs 2021 13:00

Can’ım tenimden ayrıldı…
21 Mayıs 2021 13:00

Konu engelliler olunca, üç maymunu oynamaya devam!
22 Nisan 2021 13:00

Makam mı insanı yüceltir, insan mı makamı yüceltir?
05 Nisan 2021 13:00

İki Ülke, Bir Konu ve Aradaki Fark
24 Mart 2021 13:00

Çözüm getirmek Gürkan’a kısmet olacak mı?
08 Mart 2021 13:00

Biz üç kişiydik, Bedirhan Nazlıcan ve ben
16 Şubat 2021 13:00

'Bu ayıp kimindir?'
04 Şubat 2021 13:00

Bu da Benim Kırmızı Çizgim
21 Ocak 2021 13:00

SMA’lı çocukların kaderi sosyal devletin elinde
18 Aralık 2020 13:00

'Erişilebilirlik Yılı'nda yanıtsız kalan erişilebilirlik soruları
03 Aralık 2020 13:00

“Talebiniz ilgili müdürlüğe iletilmiştir.”
24 Kasım 2020 13:00

Timsah gözyaşları dökmenin kimseye faydası yoktur
06 Kasım 2020 13:00

Engelliler adıyla resmen sömürülüyorsunuz!
26 Ekim 2020 13:00

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir
10 Ekim 2020 13:00

ÖSYM’nin fendi EKPSS’yi yendi
17 Eylul 2020 13:00

Kural tanımaz toplum olmuşuz
21 Temmuz 2020 13:00

BASINA VE KAMUOYUNA
18 Temmuz 2020 13:00

Vuslata ermemiz mahşere mi kalacak?
07 Temmuz 2020 13:00

Sözlerinizde sevginiz gibi sahte ve yalan!
23 Haziran 2020 13:00

Sevgi bir toplumu koruyan en güçlü kalkandır
12 Haziran 2020 13:00

Sahi, elinize ne geçti?
04 Haziran 2020 13:00

Engelli insanları kim koruyacak?
28 Mayıs 2020 13:00

“Gökkuşağı renklerinden birini daha yitirdik”
13 Mayıs 2020 13:00

Ben bunun olacağına inanıyorum
01 Mayıs 2020 13:00

“Engelli kişiler, kendilerini terk edilmiş hissediyor.”
21 Nisan 2020 13:00

Çok geç kalınmış olunabilir!
10 Nisan 2020 13:00

CORONADAN ONCE (CO), CORONADAN SONRA (CS)
01 Nisan 2020 13:00

Malatya’da engelli mücadelesinin bittiği tarih
21 Mart 2020 13:00

Sana ne arkadaş, size ne arkadaş?
10 Mart 2020 13:00

Sana ne arkadaş, size ne arkadaş?
10 Mart 2020 13:00

Çözümün yolu yasaları uygulamaktan geçer!
24 Şubat 2020 13:00

Acil Eylem Planlarında Engellilere Yer Yok
14 Şubat 2020 13:00

Acil Eylem Planlarında Engellilere Yer Yok
14 Şubat 2020 13:00

Görülmeyen, duyulmayan engellilerin sessiz çığlıkları
05 Şubat 2020 13:00

CİMER: Malatya'da “Erişilebilirlik Belgesi” alan bina yok
16 Ocak 2020 13:00

Tüm Yazılar