Atilla Kantarcı
[email protected]

BÜYÜK BAŞKAN NURETTİN SOYKAN RUHUN ŞAD, MEKANIN CENNET OLSUN...

06 Mayıs 2020 12:46

Artvin’den, maddi imkansızlıklar nedeniyle Malatya Doğanşehir, Reşadiye köyüne göç etmek zorunda kalan bir ailenin hikayesidir bu...

Artvin’den, maddi imkansızlıklar nedeniyle Malatya Doğanşehir, Reşadiye köyüne göç etmek zorunda kalan bir ailenin hikayesidir bu...

Artvin’den, maddi imkansızlıklar nedeniyle Malatya Doğanşehir, Reşadiye köyüne göç etmek zorunda kalan bir ailenin hikayesidir bu...
1927 yılına gelindiğinde, mensucat fabrikasında gece vardiyasında işçi olarak çalışan Musa Efendinin bir erkek çocuğu dünyaya gelir ve adını Nurettin koyarlar.
Başarılı bir öğrenci olan Nurettin, ilk, orta ve liseyi Malatya’da bitirir. Ülkemizin ekonomik sıkıntı çektiği bu günlerden Musa Efendi ve ailesi de nasibini alır. Musa efendinin paltosunu gündüz Nurettin giyer, akşam Musa efendi giyer işe öyle gider. Liseyi bitiren Nurettin, daha sonra üniversite tahsili için İstanbul’a gider ve Yıldız Teknik Üniversitesi’nde okuduktan sonra memleket hasreti ağır basar ve Malatya’ya döner.
D.S.İ kurumunda işe başlayan Nurettin, bir müddet çalıştıktan sonra, memuriyetin kendine göre olmadığını anlar ve kalbinin sesini dinleyerek işten ayrılır. O memur olmak için yaratılmamıştır ve sevdiği işi yapmaya karar verir, Müteahitliğe başlamaya karar verir.
Bir süre iş alamaz ama umudunu ve inancını hiç yitirmez. Bu arada İnönü stadı yapılmaya başlamış ve inşaat hızla devam etmektedir. Çevre istinat duvarının, yani şu güne kadar gelen taş duvarın yapım ihalesine girer ve kazanır. İş Nurettin’e verilmiştir. Bu ilk işinden sonra işler birbirini takip eder. Büyümeye başlamıştır artık. Yurdun her köşesindeki büyük İhalelere girer ve yurt çapında tanınan bir müteahit olmuştur.
İşler büyümüş ve gelişmiştir artık. Gölbaşındaki kömür ocağını da almış ve “Soykan Gurubu” nun temeli atılmıştır.
Genç Nurettin artık Soykan ismiyle anılır olmuştu...
Soykan, yardımsever bir insandı, her kesimden insana yardım ederdi. Bir gün büroda otururken, şöförü Aziz’i çağırıp sorar;
“Yav Aziz, bizim kasap..........nerede?
“Bilmiyorum ağabey”
“Bir kaç aydır gelip şarap parasını almıyor, merak ettim. Sıtmapınarına gidip.......bul getir de parasını vereyim”
Aziz hemen gider ve bir süre sonra döner.
“Ağabey, kasap....... sizlere ömür”
Bunu duyan Soykan çok üzülmüştür.
Turan Emeksiz caddesinde bulunan, Soykan’ın yazıhanesinin önünde bir taksi durağı vardı. Çalışanı Fahriye hanıma çeşit çeşit yemekler yaptırıp, şöförleri sık sık yemeğe çağırırdı. Yine şöförleri yemeğe çağırdığı bir gün, şöförler iştahla yemeklerini yerken, o, uzun Maltepe sıgarasından bir tane yakıp karşıdan onları seyrediyordu. Dikkatle şöförleri seyreden Soykan’ın gözlerinden iki damla yaş geldi.
“Ağabey sen bunları yemeğe çağırdın ama sen yemiyorsun sadece seyrediyorsun” Cevap;
“Öyle günlerim oldu ki, etli yemek şurda dursun, kuru ekmeği ıslatır yerdim. Şimdi onlar yedikçe ben doyuyor ve mutlu oluyorum.
1979 yılı da vali, Aydın Özakın, Soykan’ı makamına çağırır ve Malatyaspor başkanı olmasını ister. Soykan valiye, hayatında hiç maça gitmediğini ve futboldan hiç anlamadığını söyler. Ama Malatya’ya faydam olacaksa seve seve bu yükün altına girerim der. Malatyaspor o dönem, Saka Şükrü’nün çocukları adıyla tanınan Hüseyin Gencer’in yönetiminde kötü bir dönem geçirmektedir.
Soykan bu işe soyununca klüp yöneticileri borcumuz var diyerek yüklü bir para talep ederler. Soykan bir şartla parayı verir. Noterden bir sözleşme yaparlar, bu tarihten sonra gelecek borçlar beni ilgilendirmez diye.
Bütün bunlar olurken transfer döneminin sonuna gelinmiştir. Apar topar Ankara’ya gidilir ve piyasada kalan futbolcuları alınır. Bu futbolcuların birinin futbolla hiç ilgisi yoktur, sadece çok iyi koşmaktadır. Çünkü o futbolcu değil bir atlettir ve mesleğide bir kahvede garsonluktur. Bu anlaşılınca çocuğa bir miktar para verilip gönderilir.
1979 yılının aralık ayında olağanüstü bir kongre yapılır ve yönetim yenilenir. Hoca olarak Ümit Milli takım antrenörü Nihat Atacan’la, Adana Demirspor’dan İbrahim ve santrafor Bilbay’la anlaşma yapılır. Takım biraz olsun toparlanmış ve zorda olsa o yıl ligde kalmayı başarmıştır...
Soykan, başladığı işi en iyi şekilde bitirmek için çabalayan biriydi. Takıma bir hedef koymak gerekirdi. Bu yıl kümede kalan takım, seneye ilk beş için mücadele edecek, ondan sonraki yıl şampiyonluk hedeflenecekti.
Şampiyon olduğumuz sezonun başında, şampiyonluğun gizli kahramanlarından, asbaşkan Nurhan Taştepe ile aralarında şöyle bir diyalog geçer;
“ Hiç korkma oğlum Allah’ın izniyle bu sezon hiç yenilmeden şampiyon olacağız”
“ Ağabey, öyle şey olur mu? Ligin en önemli futbolcularını İskenderun, Kayseri ve Gaziantepspor aldı. Ligde futbolcu bırakmadılar, para sorunları da yok”
“Sen Mamılo hoca diye birini tanıyor musun?”
“Ağabey, ismini duydum ama tanışmadım”
“Bu Mamılo hoca her cuma benim yanıma gelir, bana telkin ve tavsiyelerde bulunur. Boş adam değildir ha bilesin. Bu cuma bana ne dedi biliyor musun?”
“Yok ağabey, nereden bileyim”
“Nurettin, hiç kafanı takma senin takımın bu sene şampiyon olacak, hem de hiç yenilmeden”
Nurhan Taştepe, bunun inanması zor bir şey olduğunu düşünür, ama sezon sonunda hiç yenilmeden şampiyon olunca Soykan’ın haklılığı meydana çıkmış olur.
Mamılo hoca, Temelli pasajındaki Karadeniz lokantasına gider, talebelerin, fakir fukaranın, düşkünlerin yemek paralarını verirdi. Tanımadıkları biri tarafından hesapları ödenen insanlar hayır duası ederek giderlerdi.
Meğer işin aslı nasılmış biliyor muydunuz?
Hayır yapmayı seven Soykan, Mamılo hocaya para verir, Mamılo hoca da bu parayı bu şekilde fakir fukaraya aktarırmış.
Takdir etmemek mümkün mü?
Soykan’ın büyüklüğü, takımın tüm maddi sorunlarıyla boğuşurken, alt yapı ve tesisleşmeye önem vermesiydi. 1982 yılında, önümüzdeki otuz küsür yıl Malatyaspor’a hizmet verecek ve döneminin en önemli tesislerinden olan Malatyaspor tesislerinin temelini atmış ve inşaatını bitirmişti. Alt yapı Soykan döneminde altın yıllarını yaşamış, o dönem alt yapıdan yetişen futbolcularımız, dışarıya açılarak, daha sonra hiç bir dönemde görülmeyen başarılara imza atmışlardır.
O yıllarda Anadolu takımlarından yalnızca Bursa ve Kayseri dışında hiç birinin tesisinin olmadığını ve en önemlisi bu tesis yapılırken kimseden beş kuruş yardım alınmadığını söylersem Soykan’ın büyüklüğü bir kez daha ortaya çıkar diye düşünüyorum.
Şampiyonluk kolay kazanılan bir olgu değildir. Herkesin fedakarlığı gerekir. Yönetimin cansiperane çalışmasının yanında, Soykan’ın hiç bir maçta takımı yalnız bırakmaması ve bunun futbolculara verdiği güven neticesinde böyle tarihe geçecek bir sonuç çıkmıştır.
Erzurumspor maçı için takım Erzurum’a gitmiştir. Soykan’ın Gölbaşındaki işleri gece saat ikiye kadar sürmüş, iş bitince yalnız başına arabaya atlamış ve Erzurum’a doğru yola çıkmıştır. Sabaha karşı, doğan güneş ve bastıran uykusuzluk neticesinde bir koyun sürüsünün içine dalıp, bir kaç koyunun telef olmasına neden olur. Tabi arabanın tamponu da dağılır ama hareket etmede bir sorun yoktur. Arabadan inen Soykan çobanın yanına gider, her zamanki yumuşaklığıyla ;
“Yavrum, oldu bir kaza, çok şükür canımıza bir şey olmadı. Koyunların bedeli neyse vereyim de gideyim” der, çoban;
“Beyim sen iyi birine benziyorsun, bir kazadır oldu, hakkım helal olsun, sen istesen kaçar giderdin” diyerek Anadolu insanının ne kadar tok gözlü olduğunu gösteren bir tavır sergiler. Fakat Soykan yine de çobana parasını verir ve yola devam eder.
Maçın sonucu mu?
İhsan’ın attığı iki golle, Malatyaspor 2 Erzurumspor 0
Soykan’ın büyüklüğünü anlatacak bir olay daha anlatayım size ;
Yıl 1985, Kayserispor’un kaptanı Gıyasi Tokoğlu jübile yapmak için Malatyaspor’u davet eder. Yapılan anlaşma gereği, Malatyaspor’un tüm masrafları Gıyasi tarafından karşılanacaktır.
Soğuk bir Kayseri kışında maç için takımımız Kayseri’ye gider. Her zaman olduğu gibi Nurettin Soykan’da maçtadır. Havanın soğukluğundan olsa gerek, Kayseri seyircisi, kaptanlarına vefasızlık edip, maça ilgi göstermemişlerdir.
Maç başlar, bir süre sonra kaptan Gıyasi Tokoğlu arkadaşlarının omuzunda sahayı terkeder. Eder etmesine de, bu masrafları nasıl karşılayacaktır. Soyunma Odasına giderken, duş alıp üzerini giyerken bile hep bunu düşünmektedir. Bu hasılatla bu masrafları ödemesi mümkün değildir. Oysa ne umutlarla jübile yapmış, sonucunda da elinde bir miktar para kalmasını ummuştur.
Maç bitiminde ne yapacağını kendi bile bilmeden, ağlamaklı bir halde, Malatyaspor’un kaldığı otele gider. Hiç olmazsa hesabın kaç lira olduğunu öğreneyim diye resepsiyona hesabı sorar. Aldığı cevapla şok olur.
Hesap ödendi.
Gıyasi’nin bu çaresizliğini farkeden Soykan hesabı kendi ödemiş Gıyasi’yi büyük bir dertten kurtarmıştır.
Bitti mi? Bitmedi.
Bundan sonrasını Gıyasi Tokoğlu’nun ağzından dinleyelim;
Hesabımı ödeyen Nurettin abiye teşekkür etmek için, gözlerimden yaşlar akarak, yanına gittiğimde, güler yüzüyle karşıladıktan sonra, koluma girip otelin tenha bir köşesine götürdü. Şaşırmıştım.
“Nurettin abi, beni utandırdınız, size minnettarım”
“Evladım sen, biraz para kazanayım diye düşünürken, üstelik zarar ettin, önemi yok”
Bunları söyledikten sonra elini cebine attı bir demet para çıkarıp cebime koydu.
“Yapma abi” diyebildim sadece. “Gülümseyerek oradan uzaklaştı”.
Soykan böyle gönlü zengin biriydi.
Soykan Malatyaspor macerasından sonra işinin başına dönmüş, fakat iyi niyetli oluşu, ticaretin kurallarına uymadığı için ekonomik darbeler yemiş ve işleri bozulmuştur.
Tek oğlu Sezar Soykan’ın ölümü onu derinden sarsmıştır. Tam bu acıya alışmışken, hayat arkadaşı Şahende Hanım hayata veda etmiştir. Oğlu ve eşi kendi istekleri olduğu için İstanbul’a defnedilmişlerdir.
Bir süre sonra Nurettin Soykan’da bu hayata veda etmiştir. Cenazesi kendi isteğiyle (İstanbul’da beni kim bilir, kim tanır, burada mezarımı gören belki bir Fatiha okur, beni şehrime gömün, vasiyeti gereği ) Malatya’ya defnedilmiştir.
Başlı başına bir kitap yazılabilecek Nurettin Soykan’ı böyle bir kaç sayfayla anlatmak imkansız. Dilim döndüğünce ve kısaca ancak bu kadar anlatabildim.
Tanımakla Onur duyduğum ender insanlardandı. Örnek alınacak biriydi.
Biz Malatyalılar olarak onun kıymetini bildik mi acaba?
Masraflarını kendi üstlenip yaptırdığı “Soykan Parkı” nın ismini bile değiştirmedik mi?
Mekanı cennet olsun...
Selam olsun Malatya’mın güzel insanlarına...
Görüntünün olası içeriği: 2 kişi, oturan insanlar

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

NURETTİN SOYKAN
25 Mayıs 2025 12:46

KÜLTÜR VARLIKLARIMIZI BİR AN EVVEL AYAĞA KALDIRMANIZ GEREKMEZ Mİ?
14 Mayıs 2025 12:46

İPLİKÇİ PAZARI.
08 Mayıs 2025 12:46

MALATYA’LI FAHRİ
25 Nisan 2025 12:46

BİR KEZ DAHA YIKILDIK
16 Nisan 2025 12:46

SEZAİ YILMAZ
10 Nisan 2025 12:46

TAVİT KÖLETAVİTOĞLU
07 Nisan 2025 12:46

ÇAKIR DAYI
02 Nisan 2025 12:46

ESKİ BAYRAMLAR
27 Mart 2025 12:46

CEVAT ÇOBANLI
20 Mart 2025 12:46

MESUT PARLAK
10 Mart 2025 12:46

SİNEMA CADDESİ - BEŞ KONAKLAR
05 Mart 2025 12:46

ESKİ RAMAZANLAR
01 Mart 2025 12:46

YUNUSEMRE CADDESİ-DİĞER KANALBOYU
27 Şubat 2025 12:46

KANAL BOYU - KERNEK MAHALLESİ
20 Şubat 2025 12:46

ESKİ FOTOĞRAÇILAR
19 Şubat 2025 12:46

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ…
05 Şubat 2025 12:46

SAATLİ MAARİF TAKVİMİ
29 Ocak 2025 12:46

AZİZLER CEGETİ
26 Ocak 2025 12:46

ALTERNATİF KAYSI ÜRÜNLERİ
24 Ocak 2025 12:46

KRİZİN FIRSATA ÇEVRİLEMEDİĞİ ŞEHİR!
15 Ocak 2025 12:46

SOKAKTAN GELEN SESLER
27 Kasım 2024 12:46

MAHALLEM…
21 Kasım 2024 12:46

BAKKAL AMCA
13 Kasım 2024 12:46

MALATYA’DA KIŞ HAZIRLIKLARI
21 Eylul 2024 12:46

MALATYA KADINLAR HAMAM KÜLTÜRÜ
05 Eylul 2024 12:46

HACELİ
30 Ağustos 2024 12:46

SOHBET
12 Mayıs 2024 12:46

SİNEMA CADDESİ SANAT SOKAĞI OLARAK DÜZENLENMELİDİR…
18 Nisan 2024 12:46

PEHLİVAN DOĞAN
04 Nisan 2024 12:46

HAYRETTİN ABACI
08 Mart 2024 12:46

HÜSEYİN CAHİT FIRAT
21 Ocak 2024 12:46

MIH OSMAN
08 Ocak 2024 12:46

MALATYALIYI NASIL TANIRSINIZ
04 Ocak 2024 12:46

KANTAR KAHVESİ
14 Aralık 2023 12:46

HÜRRİYET AİLE ÇAY BAHÇESİ
02 Aralık 2023 12:46

KERNEK AİLE GÖL GAZİNOSU
29 Kasım 2023 12:46

ÖZKAN AKBULUT
24 Kasım 2023 12:46

HATIR İÇİN…
05 Ekim 2023 12:46

DEGİRMANLARIMIZ…
29 Eylul 2023 12:46

NEŞET ERTAŞ’ RAHMETLE ANIYORUM…
27 Eylul 2023 12:46

MALATYA’NIN FETHİ
23 Eylul 2023 12:46

BERBERLER
21 Eylul 2023 12:46

FAHRİ ÖZYILDIRIM
06 Eylul 2023 12:46

GARCI GELDİ HANIM
24 Ağustos 2023 12:46

DEVE CENGİZ
17 Ağustos 2023 12:46

MIŞ GİBİ YAPANLARA!…
10 Ağustos 2023 12:46

HADİ DAYI
07 Ağustos 2023 12:46

SUCEYİN KÖPRÜSÜ…
06 Temmuz 2023 12:46

ESKİ BAYRAMLAR
27 Haziran 2023 12:46

MAMİKANLI VAHAP AĞA
02 Haziran 2023 12:46

HEY GİDİ GÜNLER HEY
21 Mayıs 2023 12:46

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU
16 Mayıs 2023 12:46

HASAN DERİNKÖK (HASAN BEG)
12 Mayıs 2023 12:46

NURETTİN SOYKAN
06 Mayıs 2023 12:46

EŞREF BİTLİS
04 Mayıs 2023 12:46

TURAN EMEKSİZ
29 Nisan 2023 12:46

SITMAPINARI
08 Nisan 2023 12:46

YERİNDE DÖNÜŞÜM…
20 Mart 2023 12:46

GELECEĞİMİZ İÇİN MALATYA’LILIK BİLİNCİ OLUŞTURMALIYIZ…
04 Mart 2023 12:46

ŞEHRİMİZ YENİDEN İNŞA EDİLİRKEN…
27 Şubat 2023 12:46

HAZİN BİR MÜTEAHİT HİKAYESİ…
23 Şubat 2023 12:46

KAYBOLAN MESLEKLER: SEYYAR BİLEYCİLER
07 Ocak 2023 12:46

AZİZLER CEGETİ
31 Aralık 2022 12:46

KADİR AĞA
17 Kasım 2022 12:46

ARGUVANSPOR
21 Ekim 2022 12:46

ADAB-MUAŞERET
16 Ekim 2022 12:46

Fevzi Yener
07 Ekim 2022 12:46

MALATYA’DA KIŞ HAZIRLIKLARI
30 Eylul 2022 12:46

BOZKIRIN TEZENESİ… ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE SAYGILARIMLA…
25 Eylul 2022 12:46

ADNAN IŞIK
25 Ağustos 2022 12:46

CİNGENLİK
19 Ağustos 2022 12:46

MALATYA’DA LAKAPLAR
17 Temmuz 2022 12:46

ORDUZU MAHALLE KARARI!…
07 Temmuz 2022 12:46

ADIYAMANLI HACI DAYI
01 Temmuz 2022 12:46

BİR ŞEYLER EKSİK
17 Haziran 2022 12:46

TEZE CAMİ NEDEN ÖNEMLİ
01 Mayıs 2022 12:46

MALATYALIYI NASIL TANIRSINIZ
11 Mart 2022 12:46

MEZARLIK KUMARCILARI!
25 Şubat 2022 12:46

AKLIMA MUKAYYET OL
15 Şubat 2022 12:46

HÜSEYİN DOĞAN DEDE
06 Şubat 2022 12:46

MALATYA KADINLAR HAMAM KÜLTÜRÜ
04 Şubat 2022 12:46

VELİLERİMİZ (ONYEDİLİ)
18 Ocak 2022 12:46

MALATYA SOHBET KÜLTÜRÜ
24 Aralık 2021 12:46

HÜSEYİN BEG KÖRPÜSÜ
17 Aralık 2021 12:46

MALATYA KUYUMCULAR ÇARŞISI,
08 Kasım 2021 12:46

GELECEĞİMİZ İÇİN MALATYA’LILIK BİLİNCİ OLUŞTURMALIYIZ…
04 Kasım 2021 12:46

BESLENME ALIŞKANLIĞIMIZ
31 Ekim 2021 12:46

ÇİN SEDDİ
15 Ekim 2021 12:46

ASLANTEPE’NİN GELECEĞİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ BİR KONU!
07 Ekim 2021 12:46

2021 UNESCO AHİLİK YILI!
23 Eylul 2021 12:46

BUNLAR DA MI YALAN
10 Eylul 2021 12:46

NEREDE O ESKİ KOMŞULUKLAR
24 Ağustos 2021 12:46

Bir Malatyalıyı nasıl tanırsınız?
08 Ağustos 2021 12:46

BOHÇACI GELDİ HANIM
08 Ağustos 2021 12:46

ASLANTEPE
27 Temmuz 2021 12:46

GEL DE ARAMA...
24 Temmuz 2021 12:46

NELER OLUYOR MALATYA’DA...
10 Haziran 2021 12:46

SEVCAN ORHAN MALATYA’DA
31 Mayıs 2021 12:46

GANERE’NİN YÜKÜNÜ ÇEKENLER VE YOĞURTÇU BAZARI
29 Mayıs 2021 12:46

ESKİ BAYRAMLAR
15 Mayıs 2021 12:46

Şahin Tepesi
07 Mayıs 2021 12:46

ÖLÜM YIL DÖNÜMÜNDE RAHMETLE ANIYORUM... NURETTİN SOYKAN
06 Mayıs 2021 12:46

KERNEK...
01 Mayıs 2021 12:46

MALATYA’DA İLK RADYO
23 Nisan 2021 12:46

SIĞIRA GATMA
02 Nisan 2021 12:46

ÇANAKKALE DESTANI
22 Mart 2021 12:46

GÜZEL MAHALLEM
22 Mart 2021 12:46

HORHOP
27 Şubat 2021 12:46

ESKİ OTOBÜS ŞOFÖRLERİ
04 Şubat 2021 12:46

PAVLİKİANLAR VE MALATYA
30 Ocak 2021 12:46

TOMMİKS
08 Ocak 2021 12:46

ÖZKAN SÜMER
25 Aralık 2020 12:46

ADNAN IŞIK
23 Aralık 2020 12:46

ARDIÇ AĞACI
18 Aralık 2020 12:46

İCATLAR
11 Aralık 2020 12:46

FABRİKATÖR MEHMET BEY. (ARABOSMAN)
04 Aralık 2020 12:46

GEÇMİŞİNİ BİLMEYEN GELECEĞİ İNŞA EDEMEZ
26 Kasım 2020 12:46

İSPANYOL PAÇA PANTOLON
20 Kasım 2020 12:46

GÜZEL GÜNLERDİ VESSELAM
13 Kasım 2020 12:46

NE GÜZEL KOMŞUMUZDUN SEN ..
06 Kasım 2020 12:46

ŞİRKET HANI
05 Kasım 2020 12:46

BESLENME ALIŞKANLIĞIMIZ
29 Ekim 2020 12:46

ZİYARETLERİMİZ
23 Ekim 2020 12:46

HÜSEYİN ÖZHAN
19 Ekim 2020 12:46

ESKİ FOTOĞRAFÇILAR
17 Ekim 2020 12:46

OYUNLARIMIZ
16 Ekim 2020 12:46

HADİ DAYI
15 Ekim 2020 12:46

ZÖHRE ANADAN Bİ MEKTUP DAHA VAR...
10 Ekim 2020 12:46

DAKTİLO
02 Ekim 2020 12:46

NEREDE O ESKİ BANKALAR
25 Eylul 2020 12:46

MIH OSMAN
23 Eylul 2020 12:46

GANERE
18 Eylul 2020 12:46

ZÖHRE ANADAN MEKTUP VAR...
11 Eylul 2020 12:46

HÜSEYİN YEŞİL
31 Ağustos 2020 12:46

MALATYA MASALI
14 Ağustos 2020 12:46

MATALCI AMCA
07 Ağustos 2020 12:46

NEDEN DÜŞER GİBİ YAPTIK!!!
04 Ağustos 2020 12:46

ESKİ BAYRAMLAR
31 Temmuz 2020 12:46

GEÇMİŞE ÖZLEM
25 Temmuz 2020 12:46

KIRK AMBAR
17 Temmuz 2020 12:46

ZALATACILAR (SALATACILAR)
03 Temmuz 2020 12:46

CEMAAT KURMA
01 Temmuz 2020 12:46

PASTANELERİMİZ
26 Haziran 2020 12:46

MALATYA RADYOSU
25 Haziran 2020 12:46

BELEDİYE BAŞKANLARININ DİKKATİNE
20 Haziran 2020 12:46

MAZİDEKİ LEZZETLER. (2)
19 Haziran 2020 12:46

MAZİDEKİ LEZZETLER.
12 Haziran 2020 12:46

TABELACILAR
05 Haziran 2020 12:46

HAYRETTİN ABACI'NIN ANISINA
01 Haziran 2020 12:46

KIŞLA CADDESİ
22 Mayıs 2020 12:46

İRAN BAYRAĞI
15 Mayıs 2020 12:46

GÜLMEK LAZIM
08 Mayıs 2020 12:46

KORONAYA BİR DE BU AÇIDAN BAKALIM.
01 Mayıs 2020 12:46

RAMAZAN GELDİ HOŞ GELDİ
24 Nisan 2020 12:46

EVDE KAL MALATYA
17 Nisan 2020 12:46

ASİMİLE OLMAK
16 Nisan 2020 12:46

ÇOCUKLUK LEZZETLERİ
10 Nisan 2020 12:46

NECATİ DİKMEN
03 Nisan 2020 12:46

BİR KERNEK’LİNİN GÖZÜYLE...
27 Mart 2020 12:46

KORONA, KORONA NE İŞLER AÇTIN BAŞIMA
21 Mart 2020 12:46

ÇANAKKALE DESTANI
20 Mart 2020 12:46

KERNEK AİLE GÖL GAZİNOSU
13 Mart 2020 12:46

HÜRRİYET AİLE ÇAY BAHÇESİ
09 Mart 2020 12:46

NANO TEKNOLOJİ
02 Mart 2020 12:46

OKUDUĞUNU ANLAMAK
21 Şubat 2020 12:46

TURAN ÇEVİK
14 Şubat 2020 12:46

Bedo
13 Şubat 2020 12:46

UÇURTMA .
07 Şubat 2020 12:46

UDİ NEVRES BEY.
04 Şubat 2020 12:46

ŞEHİR KUZEYE DOĞRU BÜYÜMEMELİDİR
31 Ocak 2020 12:46

KİRAZ ÇALMAK.
27 Ocak 2020 12:46

MİSAFİRLİK
16 Ocak 2020 12:46

Tüm Yazılar