Ali Haydar Koyun
[email protected]

İnsan kendini bulduğu kalbe bağlanır…

14 Ağustos 2023 10:30

6 Şubat günü yaşadığımız deprem felaketinin ardından aylardır deprem ile yatıp kalkıyoruz. Her an, her saniye yeni bir deprem felaketi daha yaşayacağız korkusu içerisindeyken can dostum Yücel Doğanşahin’in anısına çıkarmış olduğum “Can’ım Tenimden Ayrıldı” kitabım hakkında almış olduğum anlamlı ve bir o kadarda güzel yorum bir nebzede olsa yerle yeksan olan psikolojimin düzelmesine vesile oldu.

Kitapsever bir dostu kazanmama vesile olan eğitimci, yazar ve şair olan değerli dostum Ferman SALMIŞ hocama ve bu güzel yorumu için de geç de olsa tanışmış olmaktan dolayı mutlu olduğum Kevser İPEK DEMİRTAŞ’a ayrı ayrı teşekkür ediyor ve yorumuyla sizleri baş başa bırakıyorum.   

 

“Can’ım Tenimden Ayrıldı” kitabıyla Ferman SALMIŞ hocamın,

 “Kanıyor

O, unuttum sanıyor,

Bilmez ki adı geçince

Yüreğim hala kanıyor...” dizelerinden olan bir paylaşımıyla tanışmıştım.

Bir canı bu kadar güzel seven bir insanı okuduğum için çok mutluyum. Ve imrenilecek derecede çok güzel sevilme şansına sahip olan Yücel Hanımın da ruhuna rahmet dileyerek başlamak istiyorum...

İnsan diye yazılan şeyleri can diye okuyamayanların bütün cümleleri yanlış olur...

Ali Haydar KOYUN belki de yaşadığımız hayatın en adil imgesi olan Ölümü konu almış. Onun bıraktığı acıyı, hüznü, çaresizliği. Ve sevgilerin en temizini en güzelini... Kitabın başlığı kitabın bütününe dair bilgiyi de veriyor zaten, acıklı bir şarkı, bir şiir gibi.  Kitapta, ölüm, deprem, pamdemi, çaresizlik, mücadele ve en özel olan sevgi, dostluktan oluşan anılar yer alıyor... Kitabın öznesi, babası, en sevdiği can yoldaşı, onun annesi babası ve çaresizliği... Benimle akrabalığı olan cümlesi ise, babasıyla ölmeden hemen önce iç dünyasında konuşması ve babasının onu dinlemiş olması, musalla taşında “Baba beni dinlediğin için teşekkür ediyorum ve aynı teşekkürü can dostu Yücel DOĞANŞAHİN’e etmesi varlığımın kırılganlığını, faniliğini, sızısını hissettirip öbür âleme, ruhuma, kulaç attırdı. Koptum orada. Kalbinde kendine kulak olacakları belirleyip onunla konuşması, gerçek hayatta bizi kalp kulağıyla dinleyecek insanların sayısının yok denecek kadar az olduğunu hissettirdi. Kapattım kitabı orada bir şarkıya koştum, “Turna göçü katar katar / derdime derdini katar / talihi kör olan kulun / günü şafağında batar.” Dert sahibi olmak kötü bir şey değildir, öyle insanlar dünyayı değiştirmeye niyetli konfor alanında olanlar neyi değiştirebilir ki... Bu yüzden aktivist kendisi, engelli, engelsiz herkesin haklarına, özgürlüğüne, eşitliğine vurgu yapar. Bize gerçek anlamda insan olmak demek isteklerimize göre yaşamak değil de samimiyet, şefkat ve özveri ile kendi hayatımızı önemli kılmanın tek yolunun diğer insanların yaşamlarına değer vermekten geçtiğini öğretiyor. Yüreğinin yarısı sönmüş, külü savrulmuş, kalmış geriye kocaman bir sevgi. Tıpkı koparıldıktan sonra kokusunu veren papatyalar gibi. Kader bazen bize yakışanı yaşatmaz ne kavuşmaya izin verir ne de vazgeçmeye gönül razı gelir. Çağımızın en temel sorunu belki de anlamsız bir dünyaya savrulduğumuzu düşünmek. Boşluğa uzun uzun baktıran bir yorgunluk bu...

İnsan kendini bulduğu kalbe bağlanır, orada güvende hisseder, iyi hissettiği, değerinin bilindiği bu yerde ruhu gelişir, serpilir, insanın kendini bulduğu sözler, şiirler, şarkılar kalbinin kandili olur, içini aydınlatır.

Ve o sevgiyi kaybettiğinde insanın yüreğinde kırk mum yanarmış. Her geçen gün bir mum söner ve kırkıncı gün geriye tek mum kalırmış ve o mumun ateşi sonsuza dek yaşarmış. Hatırası köz de olsa yüreğinde saklarmış. Evet, sonunda hepimiz hatıra olacağız, geride bırakacağımız içten bir gülümsemenin sonunda edilen duaların serinliğiyle anılsın hep hatıralarımız. Zaten asıl evimize dönmekten ibaret değil mi ki bu hayat.

 

Meltemin estiği gökyüzünde,

Seni bekleyen özgürlük var...

Gel gör ki sen;

Ya düşersem? diye sorup duruyorsun,

Peki canımın içi,

Ya uçarsan?

 

Eric HANSEN

 

Ya o gün güneş olmazsa?

Neyse ki bulutlar olacak,

Ya o gün her şey gri olursa?

Neyse ki ağaçlar olacak.

Ya o gün karanlık çökerse?

Neyse ki bir ışık olacak.

Ya o gün her şey son bulursa?

Neyse ki her şey yeniden başlayacak...

 

“Sırat'tan incedir sevda köprüsü...

Beraber geçelim tut ellerimden.

Niyet ak güvercin, vuslat gökyüzü...

Beraber uçalım tut ellerimden...”

Şiir; Ali Haydar KOYUN’un sevgili arkadaşı Yücel DOĞANŞAHİN’in anısına...

 

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

Gurur Duyuyorum
27 Nisan 2024 10:30

Seçimler Bir Hizmet Yarışı Olmalıdır
21 Mart 2024 10:30

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
08 Mart 2024 10:30

Kelebek Düşleri
26 Şubat 2024 10:30

Enkazlar Altında Geleceğe Umutla Yürümek
08 Şubat 2024 10:30

SÖZÜN ÖZÜ
02 Ocak 2024 10:30

Vefa örneği gösteren Gürkan’a teşekkürler
21 Kasım 2023 10:30

Atasözleri ve Deyimlerimizde Engelliler – 3 –
16 Kasım 2023 10:30

Atasözleri ve Deyimlerimizde Engelliler – 2 –
08 Kasım 2023 10:30

Atasözleri ve Deyimlerimizde Engelliler – 1 –
01 Kasım 2023 10:30

Engellilere verilen değerin göstergesi
25 Eylul 2023 10:30

Yapılması gerekenler çok ama çok basit…
22 Temmuz 2023 10:30

Doğal Afetlerde En Çok Mağdur Olanlar
04 Mayıs 2023 10:30

Depremin ardından düşündürücü gelen rakamlar
10 Nisan 2023 10:30

Hak kaybı olmayacak mı denilmişti?
03 Nisan 2023 10:30

Her kitaplık bir hapishaneyi kapatır.
09 Ocak 2023 10:30

Unutmayın ki sizler sorumlusunuz
03 Aralık 2022 10:30

İyi ki bu fani dünyadan Yücel Ablamız gelip geçmiş
08 Kasım 2022 10:30

EXPO 2028 Kapsamında Erişilebilirlik
05 Ekim 2022 10:30

Gelen gitti, ömür bitti, sorunlar ise bitmedi…
01 Eylul 2022 10:30

Engelsiz bir Türkiye hayal mi oluyor?
05 Ağustos 2022 10:30

Vefa sadece İstanbul’da bir semt adı değildir
16 Temmuz 2022 10:30

ENGELLİLER KANUNU, OLDU ÖTELEMENİN YOLU!
07 Temmuz 2022 10:30

Gidenlerin Ardından Teşekkür Sağanağı
04 Temmuz 2022 10:30

Bakışlarımızla son kez sessizce vedalaştık
23 Haziran 2022 10:30

İki Yıl Aradan Sonra Gerçekleşen Kitap Fuarı
25 Mayıs 2022 10:30

Hemdert, Hemdem Olanların Kitabı 'Can'ım Tenimden Ayrıldı'
26 Nisan 2022 10:30

Her Şey Engelsiz Bir Malatya İçin
10 Nisan 2022 10:30

Kızlarınızı ve oğullarınızı iyi yetiştirin
08 Mart 2022 10:30

Bir türlü erişilemeyen “Erişilebilirlik”
17 Şubat 2022 10:30

Rakamlarda Büyük Güç de Zayıf Topluluk
11 Ocak 2022 10:30

Bu bir suç duyurusu yazısıdır!
20 Aralık 2021 10:30

Ayrımcılığa Karşı Çıkılan Günde Yaşatılan Ayrımcılık
14 Aralık 2021 10:30

Cak’lar, Cek’ler ve Cuk’lar Faslı
03 Aralık 2021 10:30

İyilik yapmak isterlerken kötülük yapıyorlar
09 Kasım 2021 10:30

'İçimde koparken toz duman, dışımda her şey süt liman…'
05 Ekim 2021 10:30

Kaldırımlar işgal altında!
24 Eylul 2021 10:30

Bir insan lokantaya neden gider?
10 Eylul 2021 10:30

İşgüzar Görevlilerin Yaptıkları Hatalar
28 Ağustos 2021 10:30

Belge tamam, peki ya ceza
21 Haziran 2021 10:30

112 Çalışanları Ne Yapıyor?
10 Haziran 2021 10:30

Orkestrada Es Geçilen Erişilebilirlik Enstrümanı
31 Mayıs 2021 10:30

Can’ım tenimden ayrıldı…
21 Mayıs 2021 10:30

Konu engelliler olunca, üç maymunu oynamaya devam!
22 Nisan 2021 10:30

Makam mı insanı yüceltir, insan mı makamı yüceltir?
05 Nisan 2021 10:30

İki Ülke, Bir Konu ve Aradaki Fark
24 Mart 2021 10:30

Çözüm getirmek Gürkan’a kısmet olacak mı?
08 Mart 2021 10:30

Biz üç kişiydik, Bedirhan Nazlıcan ve ben
16 Şubat 2021 10:30

'Bu ayıp kimindir?'
04 Şubat 2021 10:30

Bu da Benim Kırmızı Çizgim
21 Ocak 2021 10:30

SMA’lı çocukların kaderi sosyal devletin elinde
18 Aralık 2020 10:30

'Erişilebilirlik Yılı'nda yanıtsız kalan erişilebilirlik soruları
03 Aralık 2020 10:30

“Talebiniz ilgili müdürlüğe iletilmiştir.”
24 Kasım 2020 10:30

Timsah gözyaşları dökmenin kimseye faydası yoktur
06 Kasım 2020 10:30

Engelliler adıyla resmen sömürülüyorsunuz!
26 Ekim 2020 10:30

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir
10 Ekim 2020 10:30

ÖSYM’nin fendi EKPSS’yi yendi
17 Eylul 2020 10:30

Kural tanımaz toplum olmuşuz
21 Temmuz 2020 10:30

BASINA VE KAMUOYUNA
18 Temmuz 2020 10:30

Vuslata ermemiz mahşere mi kalacak?
07 Temmuz 2020 10:30

Sözlerinizde sevginiz gibi sahte ve yalan!
23 Haziran 2020 10:30

Sevgi bir toplumu koruyan en güçlü kalkandır
12 Haziran 2020 10:30

Sahi, elinize ne geçti?
04 Haziran 2020 10:30

Engelli insanları kim koruyacak?
28 Mayıs 2020 10:30

“Gökkuşağı renklerinden birini daha yitirdik”
13 Mayıs 2020 10:30

Ben bunun olacağına inanıyorum
01 Mayıs 2020 10:30

“Engelli kişiler, kendilerini terk edilmiş hissediyor.”
21 Nisan 2020 10:30

Çok geç kalınmış olunabilir!
10 Nisan 2020 10:30

CORONADAN ONCE (CO), CORONADAN SONRA (CS)
01 Nisan 2020 10:30

Malatya’da engelli mücadelesinin bittiği tarih
21 Mart 2020 10:30

Sana ne arkadaş, size ne arkadaş?
10 Mart 2020 10:30

Sana ne arkadaş, size ne arkadaş?
10 Mart 2020 10:30

Çözümün yolu yasaları uygulamaktan geçer!
24 Şubat 2020 10:30

Acil Eylem Planlarında Engellilere Yer Yok
14 Şubat 2020 10:30

Acil Eylem Planlarında Engellilere Yer Yok
14 Şubat 2020 10:30

Görülmeyen, duyulmayan engellilerin sessiz çığlıkları
05 Şubat 2020 10:30

CİMER: Malatya'da “Erişilebilirlik Belgesi” alan bina yok
16 Ocak 2020 10:30

Tüm Yazılar