Ali Haydar Koyun
[email protected]

Sana ne arkadaş, size ne arkadaş?

10 Mart 2020 16:01

Sana ne arkadaş, size ne arkadaş?

Soğuk havalarda, yağmurlu havalarda ya da kar yağarken evden dışarıya çıkmışsak bizi görenlerden aklı evvel birileri çıkar “Engelli dediğin evinde oturur ne işin var çıktın?”, “Bu soğuk havada neden çıktın?”, “Bu havada dışarıda ne işin var?”, “Senin sahibin yok mu, sen çıktın?” vb gibi ipe sapa gelmez sözlerle hesap sormaya çalışırlar.

Sadece soğuk havalarda mı soruyorlar sanıyorsunuz?

Normal günlerde de, sıcak havalarda da bu soruyu soranlarla karşılaşırsınız!

Tepki gösterdiğinizde ise verdikleri cevaplarda tıpkı soruları gibi “Hasta olursun diye söyledim”, “Seni düşündüğüm için söyledim”, “Ben senin iyiliğini düşünüyorum diye söyledim” vb gibi ipe sapa gelmez sözlerden oluşur…

Sanırsınız ki yeryüzünde tek akıl onlarda var, tek fikir kendilerinde var!

Sana ne arkadaş, size neeee arkadaş?

Yağmurlu ya da karlı havalarda! Kavurucu sıcak havalar ile dondurucu soğuk havalarda!

Dışarıya çıkmamdan sana ne, size ne?

Devlet memuru olmanız… Belediye personeli olmanız… Bilmem nerenin, bilmem neyin nesi olmanız… Size bu soruyu ya da benzer soruları sorma hakkı mı veriyor?

Sorgu memuru musunuz? Başımıza savcı mı kesildiniz? Hâkim mi oldunuz? Nesiniz sahi siz söyler misiniz?

Memur değil isterse vali ol, belediye personeli değil isterse belediye başkanı ol, ister milletvekili, isterse de bilmem neyin nesi ol! Ne olursan ol, bu sizlere soru sorma hakkı vermez! Vermez arkadaş vermez!

Kim olursan ol, ister engelli olsun isterse engelli olmasın bir başka kişiye soru sorma hakkı vermez!

Bizler sizlere bu sorular gibi abuk subuk şeyler soruyor muyuz?

Bu havalarda sizler neden çıktınız diye soruyor muyuz?

Sizler neden çıkıyorsanız bizlerde o nedenle çıkıyoruz! Sizlerin işleri var diye çıkıyorsanız, bizlerinde işi var! Sizler bir yerde çalışıyorsanız, bizlerde çalışıyoruz!

Sizler hayatınızı idame ettirebilmek ve yaşamınızı sürdürebilmek amacıyla zaruri ihtiyaçlarınızı karşılayabilmek ve alışveriş yapabilmek için markete, manava, kasaba, fırına, mağazalara ya da herhangi bir yere gidiyorsanız, bizlerde gidiyoruz!

Sizler cenazelere, düğünlere, bayramlara gidiyorsanız bizlerde gidiyoruz!

Sizler hasta olduğunuzda nasıl doktora gidiyorsanız, ilaç almak için eczaneye nasıl gidiyorsanız bizlerde gidiyoruz!

Spor yapmaya da giderim, eğlenmeye de giderim, birahaneye ya da pavyona da giderim! Dışarıya çıktığımdan, nereye gittiğimden sizlere ne?

Engelliyiz diye evden dışarıya çıkmayacak mıyız? Engelliyiz diye işimiz, gücümüz olmayacak mı?

Bu arada “Yanında sahibin yok mu?”, “Sen neden yalnızsın, yanında sahibin yok mu?” vb. gibi sorularda neyin nesi oluyor?

Boynunda tasması ile gezdirilen süs hayvanı mı sanıyorsunuz bizleri? Yanımızda birilerinin olup olmaması sizleri ne ilgilendiriyor?

Anlatmaya çalıştığım bu olaylarla ilgili yüz yüze gelmeyen, yaşamayan bir tane dahi engelli bulamazsınız? Bu sorularla karşılaştığımızda psikolojimiz yerle bir olur… Tüm günümüz öldüğü gibi günlerce kendimize gelemeyiz…

Bu anlattığım olayla sık sık karşılaşanlardan birisi de arkadaşım, dostum Yücel Doğanşahin’dir. 24 Ocak’ta yaşadığımız depremde evinde oluşan hasardan dolayı yetkililerin gelip inceleme yapması amacıyla iki hafta kadar beklediğinden bunalır ve 11 Şubat’ta birazda olsa hava alabilmek amacıyla dışarıya çıkar.

Kurs gördüğü Malatya Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezine (MABESEM) gitmek amacıyla otobüse binmek ister. O esnada durakta bulunan Özel Halk Otobüsü sürücüsüne araca binmek istediğini söylediğinde “Bu soğuk havada niye çıktın?” sorusuyla karşılaşır.

“Sen niye çıktıysan ben de o yüzden çıktım” diye cevap verince bu defa sürücü “Ben çalışıyorum.” der. Yücel Hanımın “Ben de evde sıkıldım diye çıktım” demesi üzerine dengesiz mi dengesiz olduğu sözlerinden anlaşılan sürücü “Bak bak, birde sıkıldım diye cevap veriyor.” der. Bu sözler karşısında Yücel Hanım “Araban başına çalınsın, binmiyorum.” dedikten sonra oradan ayrılır. Tam bir hafta kadar psikolojisi altüst olmuş bir halde yaşar.

“Bak bak, birde sıkıldım diye cevap veriyor.” diyen kendini bilmez sürücüde kabahat yok, onu ve onun gibi düşüncede olanları, insan ilişkilerini bilmeyen, eğitimsiz, kültürsüz kişileri toplumla iç içe olan görevlerde istihdam ederek oralarda oturtanlardadır…

Sözün özü olarak; Malatya Valisi Aydın Baruş ile Malatya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Selahattin Gürkan başta olmak üzere tüm yetkililer ile seçilmiş siyasetçilere sormak istiyorum: Personellerinizi, engellilere nasıl yaklaşılması gerektiğini, onlarla iletişim kurarken nelere dikkat etmeleri gerektiği vb. gibi konularda ne zaman bilgilendirip, bilinçlendireceksiniz? Sizler için sorun gibi görülmeyen bu tür olayların bizlerin ruhunda derin yaralar açtığını bilmez misiniz? Psikolojik olarak bunalıma girmemize ve hayata küsmemize neden olan bu tür olaylar PASİF ÖTENAZİ sayılmaz da ne sayılır! Unutmayın ki, personellerinize zaman zaman psikolojik ve davranış eğitimi verilmesiyle, biz engellilere daha kaliteli ve sağlıklı kamu hizmeti sunulmuş olunacaktır…

Ali Haydar KOYUN

Yazar/Engelli Aktivist

E-Posta: [email protected]

Facebook, Twitter, İnstagram: @alihaydarkoyun

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

Gurur Duyuyorum
27 Nisan 2024 16:01

Seçimler Bir Hizmet Yarışı Olmalıdır
21 Mart 2024 16:01

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
08 Mart 2024 16:01

Kelebek Düşleri
26 Şubat 2024 16:01

Enkazlar Altında Geleceğe Umutla Yürümek
08 Şubat 2024 16:01

SÖZÜN ÖZÜ
02 Ocak 2024 16:01

Vefa örneği gösteren Gürkan’a teşekkürler
21 Kasım 2023 16:01

Atasözleri ve Deyimlerimizde Engelliler – 3 –
16 Kasım 2023 16:01

Atasözleri ve Deyimlerimizde Engelliler – 2 –
08 Kasım 2023 16:01

Atasözleri ve Deyimlerimizde Engelliler – 1 –
01 Kasım 2023 16:01

Engellilere verilen değerin göstergesi
25 Eylul 2023 16:01

İnsan kendini bulduğu kalbe bağlanır…
14 Ağustos 2023 16:01

Yapılması gerekenler çok ama çok basit…
22 Temmuz 2023 16:01

Doğal Afetlerde En Çok Mağdur Olanlar
04 Mayıs 2023 16:01

Depremin ardından düşündürücü gelen rakamlar
10 Nisan 2023 16:01

Hak kaybı olmayacak mı denilmişti?
03 Nisan 2023 16:01

Her kitaplık bir hapishaneyi kapatır.
09 Ocak 2023 16:01

Unutmayın ki sizler sorumlusunuz
03 Aralık 2022 16:01

İyi ki bu fani dünyadan Yücel Ablamız gelip geçmiş
08 Kasım 2022 16:01

EXPO 2028 Kapsamında Erişilebilirlik
05 Ekim 2022 16:01

Gelen gitti, ömür bitti, sorunlar ise bitmedi…
01 Eylul 2022 16:01

Engelsiz bir Türkiye hayal mi oluyor?
05 Ağustos 2022 16:01

Vefa sadece İstanbul’da bir semt adı değildir
16 Temmuz 2022 16:01

ENGELLİLER KANUNU, OLDU ÖTELEMENİN YOLU!
07 Temmuz 2022 16:01

Gidenlerin Ardından Teşekkür Sağanağı
04 Temmuz 2022 16:01

Bakışlarımızla son kez sessizce vedalaştık
23 Haziran 2022 16:01

İki Yıl Aradan Sonra Gerçekleşen Kitap Fuarı
25 Mayıs 2022 16:01

Hemdert, Hemdem Olanların Kitabı 'Can'ım Tenimden Ayrıldı'
26 Nisan 2022 16:01

Her Şey Engelsiz Bir Malatya İçin
10 Nisan 2022 16:01

Kızlarınızı ve oğullarınızı iyi yetiştirin
08 Mart 2022 16:01

Bir türlü erişilemeyen “Erişilebilirlik”
17 Şubat 2022 16:01

Rakamlarda Büyük Güç de Zayıf Topluluk
11 Ocak 2022 16:01

Bu bir suç duyurusu yazısıdır!
20 Aralık 2021 16:01

Ayrımcılığa Karşı Çıkılan Günde Yaşatılan Ayrımcılık
14 Aralık 2021 16:01

Cak’lar, Cek’ler ve Cuk’lar Faslı
03 Aralık 2021 16:01

İyilik yapmak isterlerken kötülük yapıyorlar
09 Kasım 2021 16:01

'İçimde koparken toz duman, dışımda her şey süt liman…'
05 Ekim 2021 16:01

Kaldırımlar işgal altında!
24 Eylul 2021 16:01

Bir insan lokantaya neden gider?
10 Eylul 2021 16:01

İşgüzar Görevlilerin Yaptıkları Hatalar
28 Ağustos 2021 16:01

Belge tamam, peki ya ceza
21 Haziran 2021 16:01

112 Çalışanları Ne Yapıyor?
10 Haziran 2021 16:01

Orkestrada Es Geçilen Erişilebilirlik Enstrümanı
31 Mayıs 2021 16:01

Can’ım tenimden ayrıldı…
21 Mayıs 2021 16:01

Konu engelliler olunca, üç maymunu oynamaya devam!
22 Nisan 2021 16:01

Makam mı insanı yüceltir, insan mı makamı yüceltir?
05 Nisan 2021 16:01

İki Ülke, Bir Konu ve Aradaki Fark
24 Mart 2021 16:01

Çözüm getirmek Gürkan’a kısmet olacak mı?
08 Mart 2021 16:01

Biz üç kişiydik, Bedirhan Nazlıcan ve ben
16 Şubat 2021 16:01

'Bu ayıp kimindir?'
04 Şubat 2021 16:01

Bu da Benim Kırmızı Çizgim
21 Ocak 2021 16:01

SMA’lı çocukların kaderi sosyal devletin elinde
18 Aralık 2020 16:01

'Erişilebilirlik Yılı'nda yanıtsız kalan erişilebilirlik soruları
03 Aralık 2020 16:01

“Talebiniz ilgili müdürlüğe iletilmiştir.”
24 Kasım 2020 16:01

Timsah gözyaşları dökmenin kimseye faydası yoktur
06 Kasım 2020 16:01

Engelliler adıyla resmen sömürülüyorsunuz!
26 Ekim 2020 16:01

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir
10 Ekim 2020 16:01

ÖSYM’nin fendi EKPSS’yi yendi
17 Eylul 2020 16:01

Kural tanımaz toplum olmuşuz
21 Temmuz 2020 16:01

BASINA VE KAMUOYUNA
18 Temmuz 2020 16:01

Vuslata ermemiz mahşere mi kalacak?
07 Temmuz 2020 16:01

Sözlerinizde sevginiz gibi sahte ve yalan!
23 Haziran 2020 16:01

Sevgi bir toplumu koruyan en güçlü kalkandır
12 Haziran 2020 16:01

Sahi, elinize ne geçti?
04 Haziran 2020 16:01

Engelli insanları kim koruyacak?
28 Mayıs 2020 16:01

“Gökkuşağı renklerinden birini daha yitirdik”
13 Mayıs 2020 16:01

Ben bunun olacağına inanıyorum
01 Mayıs 2020 16:01

“Engelli kişiler, kendilerini terk edilmiş hissediyor.”
21 Nisan 2020 16:01

Çok geç kalınmış olunabilir!
10 Nisan 2020 16:01

CORONADAN ONCE (CO), CORONADAN SONRA (CS)
01 Nisan 2020 16:01

Malatya’da engelli mücadelesinin bittiği tarih
21 Mart 2020 16:01

Sana ne arkadaş, size ne arkadaş?
10 Mart 2020 16:01

Çözümün yolu yasaları uygulamaktan geçer!
24 Şubat 2020 16:01

Acil Eylem Planlarında Engellilere Yer Yok
14 Şubat 2020 16:01

Acil Eylem Planlarında Engellilere Yer Yok
14 Şubat 2020 16:01

Görülmeyen, duyulmayan engellilerin sessiz çığlıkları
05 Şubat 2020 16:01

CİMER: Malatya'da “Erişilebilirlik Belgesi” alan bina yok
16 Ocak 2020 16:01

Tüm Yazılar