Ali Haydar Koyun
[email protected]

Görülmeyen, duyulmayan engellilerin sessiz çığlıkları

05 Şubat 2020 13:33

24 Ocak Cuma günü akşam saat 20.55’de Elazığ’ın Sivrice ilçesinde meydana gelen ve Malatya’nın Doğanyol ile Pütürge ilçeleriyle birlikte merkezinde de etkili olan 6.8 şiddetindeki deprem anında evde tv izliyordum.

24 Ocak Cuma günü akşam saat 20.55’de Elazığ’ın Sivrice ilçesinde meydana gelen ve Malatya’nın Doğanyol ile Pütürge ilçeleriyle birlikte merkezinde de etkili olan 6.8 şiddetindeki deprem anında evde tv izliyordum.

Sarsıntının başlamasıyla depremi hissettim ve tek yapabildiğim “Deprem oluyor.” diye seslenmek oldu. Bunun dışında yapabileceğim en ufak bir şey yoktu. O an evde bulunan kız kardeşim depremin olduğunu kavradığı an yanıma gelerek beni tutmaya çalıştı.

Depremin başlamasıyla bitmesi arasında geçen o 30 saniyelik kadar kısacık süre yaşadığımız şokun etkisiyle hiç bitmeyecekmiş gibi geldi. Sarsıntı geçene bekledikten sonra ailece evden dışarıya çıktık. Üzerime montumu giymem, normal tekerlekli sandalyeye oturarak balkona çıktıktan sonra akülü tekerlekli sandalyeme geçerek yola çıkmam en az beş dakika kadar sürmüştü.

Evden dışarıya çıktığımızda ise bulunduğumuz cadde araçlardan dolayı trafiğe kilitlenmiş vaziyetteydi. O esnada evlerin birinde yangın çıkmış olsaydı itfaiyenin gelip müdahale etmesine imkân yoktu. Yaklaşık 10 dakika kadar bekledikten sonra soğuktan donmaya başlayınca ister istemez tekrar eve girmek zorunda kaldık.

Deprem anında evde kardeşim olmasaydı eğer yalnız yaşayan birçok engelli arkadaşım gibi ben de oturduğum yerde öylece kalacaktım.

Evde yalnız olmamama rağmen depremden etkilenerek şok geçiriyor ve dışarıya çıkmam dakikaları buluyorsa evde tek başına yalnız yaşayan engellilerin neler yaşadığını, neler hissettiklerini düşünemiyorum.

Yalnız yaşayan engellilerin durumu vicdan sahibi, şoka girmemiş duyarlı ve bilinçli komşuların inisiyatifine kalmıştır.

İnsanlar can havliyle korkup kaçışırken ağır konumdaki engellilerin birçoğu ise olduğu yerde kıpırdamadan ölmemek için değil engelliliğinin daha çok kötü olmaması amacıyla dua etmekten başka bir şey yapamamıştır.

Oysa olması ve yapılması gerekenler sosyal devlet tarafından yerine getirilmelidir.

Sosyal devlet dediğin engelli vatandaşlarının engel durumlarından, kullandığı ilaç ve medikal cihazlarından tutunda hangi mahalle ve sokakta hangi adreste, ailesiyle mi yoksa yalnız mı yaşadığına kadar tüm ayrıntılı bilgileri bilmek zorundadır.

Bu bilgiler dahilinde ise engellilerin normal zamanlar ile doğal afetler gibi olağanüstü olaylar karşısında özel ihtiyaçlarının neler olduğunu tespit ederek o ihtiyaçlarının giderilmesiyle ilgili eylem planlarını hazırlayarak hayata geçirmelidir.

Deprem nedeniyle etkilenen engellilerle ilgili medya organlarına sadece iki olay yansımıştır. Bunlardan ilki Elazığ’da Dilek Apartmanı’nın ikinci katındaki dairede oturan Aydın Kahraman’ın engelli olduğundan kaçamayacağı için deprem esnasında yanında bulunan kızı ile yeğenine, “Kaçın” dediğiyle ilgili olurken diğeri ise Adıyaman’ın Sincik ilçesine bağlı İnlice köyünde yaşayan bedensel engelli Mehmet Çetin’in deprem sonrası evinde korktuğu için kalp krizi geçirerek hayatını kaybetmesiyle ilgili olduğunu gördük.

Peki, medyaya yansımayan yüzlerce görme, işitme-konuşma, zihinsel ve bedensel engellilerin deprem anında yaşadığı fiziksel ve psikolojik sorunları kim biliyor?

Üzülerek belirtmek istiyorum ki yetkili veya yetkisiz hiç kimse bu sorunları bilmiyor…

Normal zamanlarda görülmeyen, duyulmayan engellilerin sessiz çığlıkları ne yazık ki deprem gibi doğal afetlerde de tamamen görülmediği ve duyulmadığı görülüyor…

Depremin ardından hiç vakit kaybetmeden bakanlıklar, valilikler, belediyeler ile diğer resmi kurumlarımız ile sivil toplum örgütlerimiz ve duyarlı vatandaşlarımız deprem mağduru olan insanlarımıza yardım edebilmek amacıyla seferber olurken engellilerde sessiz kalmıyordu.

Afyonkarahisar'ın Emirdağ ilçesinde oturan Kıbrıs gazilerinden Bayram Çetin, yaşadığımız depremde mağdur olarak etkilenen iki engelli vatandaşımıza yardım etti. Kıbrıs gazisi Bayram Çetin, Türkiye Harp Malulü Gaziler, Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Başkanı Gazi Mustafa Gözükara ile şahsımın aracılığıyla Malatya'nın Pütürge ilçesinin Hüsükuşağı Köyünde yaşayan ve depremde mağdur olan biri bedensel diğeri görme olmak üzere iki engelli vatandaşa maddi yardımda bulunarak yardımlaşmanın güzel bir örneğini göstermiş oldu.

Sözün özü olarak, 1999 yılında yaşadığımız depremin ardından depreme dayanıklı sağlam binalar yapılabilmesi amacıyla imar kanunu ile yönetmeliğinde gerekli değişikler yapılmıştı. O tarihten sonra yapılan ve en düşük şiddetteki bir depremde dahi yıkılan binalar varsa eğer bu binaları depreme dayanıklı yapmayan mimar, mühendis, müteahhit ile bu binaların projelerini onaylayan ve oturum ruhsatı veren belediyeler ile çevre ve şehircilik kurumundaki yetkililerin tamamı da SUÇLUDUR. Evet, depremler öldürmez sağlıksız binalar öldürür sözünü bir kez daha hatırlatarak diyorum ki; deprem ülkesinde yaşadığımız gerçeğini göz ardı ederek sağlıksız binaların yapılmasına göz yuman kimlerse onların tamamı SUÇLUDUR.

Ali Haydar KOYUN

Yazar/Aktivist

 

E-Posta: [email protected]

Facebook, Twitter, İnstagram: @alihaydarkoyun

 

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

Gurur Duyuyorum
27 Nisan 2024 13:33

Seçimler Bir Hizmet Yarışı Olmalıdır
21 Mart 2024 13:33

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
08 Mart 2024 13:33

Kelebek Düşleri
26 Şubat 2024 13:33

Enkazlar Altında Geleceğe Umutla Yürümek
08 Şubat 2024 13:33

SÖZÜN ÖZÜ
02 Ocak 2024 13:33

Vefa örneği gösteren Gürkan’a teşekkürler
21 Kasım 2023 13:33

Atasözleri ve Deyimlerimizde Engelliler – 3 –
16 Kasım 2023 13:33

Atasözleri ve Deyimlerimizde Engelliler – 2 –
08 Kasım 2023 13:33

Atasözleri ve Deyimlerimizde Engelliler – 1 –
01 Kasım 2023 13:33

Engellilere verilen değerin göstergesi
25 Eylul 2023 13:33

İnsan kendini bulduğu kalbe bağlanır…
14 Ağustos 2023 13:33

Yapılması gerekenler çok ama çok basit…
22 Temmuz 2023 13:33

Doğal Afetlerde En Çok Mağdur Olanlar
04 Mayıs 2023 13:33

Depremin ardından düşündürücü gelen rakamlar
10 Nisan 2023 13:33

Hak kaybı olmayacak mı denilmişti?
03 Nisan 2023 13:33

Her kitaplık bir hapishaneyi kapatır.
09 Ocak 2023 13:33

Unutmayın ki sizler sorumlusunuz
03 Aralık 2022 13:33

İyi ki bu fani dünyadan Yücel Ablamız gelip geçmiş
08 Kasım 2022 13:33

EXPO 2028 Kapsamında Erişilebilirlik
05 Ekim 2022 13:33

Gelen gitti, ömür bitti, sorunlar ise bitmedi…
01 Eylul 2022 13:33

Engelsiz bir Türkiye hayal mi oluyor?
05 Ağustos 2022 13:33

Vefa sadece İstanbul’da bir semt adı değildir
16 Temmuz 2022 13:33

ENGELLİLER KANUNU, OLDU ÖTELEMENİN YOLU!
07 Temmuz 2022 13:33

Gidenlerin Ardından Teşekkür Sağanağı
04 Temmuz 2022 13:33

Bakışlarımızla son kez sessizce vedalaştık
23 Haziran 2022 13:33

İki Yıl Aradan Sonra Gerçekleşen Kitap Fuarı
25 Mayıs 2022 13:33

Hemdert, Hemdem Olanların Kitabı 'Can'ım Tenimden Ayrıldı'
26 Nisan 2022 13:33

Her Şey Engelsiz Bir Malatya İçin
10 Nisan 2022 13:33

Kızlarınızı ve oğullarınızı iyi yetiştirin
08 Mart 2022 13:33

Bir türlü erişilemeyen “Erişilebilirlik”
17 Şubat 2022 13:33

Rakamlarda Büyük Güç de Zayıf Topluluk
11 Ocak 2022 13:33

Bu bir suç duyurusu yazısıdır!
20 Aralık 2021 13:33

Ayrımcılığa Karşı Çıkılan Günde Yaşatılan Ayrımcılık
14 Aralık 2021 13:33

Cak’lar, Cek’ler ve Cuk’lar Faslı
03 Aralık 2021 13:33

İyilik yapmak isterlerken kötülük yapıyorlar
09 Kasım 2021 13:33

'İçimde koparken toz duman, dışımda her şey süt liman…'
05 Ekim 2021 13:33

Kaldırımlar işgal altında!
24 Eylul 2021 13:33

Bir insan lokantaya neden gider?
10 Eylul 2021 13:33

İşgüzar Görevlilerin Yaptıkları Hatalar
28 Ağustos 2021 13:33

Belge tamam, peki ya ceza
21 Haziran 2021 13:33

112 Çalışanları Ne Yapıyor?
10 Haziran 2021 13:33

Orkestrada Es Geçilen Erişilebilirlik Enstrümanı
31 Mayıs 2021 13:33

Can’ım tenimden ayrıldı…
21 Mayıs 2021 13:33

Konu engelliler olunca, üç maymunu oynamaya devam!
22 Nisan 2021 13:33

Makam mı insanı yüceltir, insan mı makamı yüceltir?
05 Nisan 2021 13:33

İki Ülke, Bir Konu ve Aradaki Fark
24 Mart 2021 13:33

Çözüm getirmek Gürkan’a kısmet olacak mı?
08 Mart 2021 13:33

Biz üç kişiydik, Bedirhan Nazlıcan ve ben
16 Şubat 2021 13:33

'Bu ayıp kimindir?'
04 Şubat 2021 13:33

Bu da Benim Kırmızı Çizgim
21 Ocak 2021 13:33

SMA’lı çocukların kaderi sosyal devletin elinde
18 Aralık 2020 13:33

'Erişilebilirlik Yılı'nda yanıtsız kalan erişilebilirlik soruları
03 Aralık 2020 13:33

“Talebiniz ilgili müdürlüğe iletilmiştir.”
24 Kasım 2020 13:33

Timsah gözyaşları dökmenin kimseye faydası yoktur
06 Kasım 2020 13:33

Engelliler adıyla resmen sömürülüyorsunuz!
26 Ekim 2020 13:33

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir
10 Ekim 2020 13:33

ÖSYM’nin fendi EKPSS’yi yendi
17 Eylul 2020 13:33

Kural tanımaz toplum olmuşuz
21 Temmuz 2020 13:33

BASINA VE KAMUOYUNA
18 Temmuz 2020 13:33

Vuslata ermemiz mahşere mi kalacak?
07 Temmuz 2020 13:33

Sözlerinizde sevginiz gibi sahte ve yalan!
23 Haziran 2020 13:33

Sevgi bir toplumu koruyan en güçlü kalkandır
12 Haziran 2020 13:33

Sahi, elinize ne geçti?
04 Haziran 2020 13:33

Engelli insanları kim koruyacak?
28 Mayıs 2020 13:33

“Gökkuşağı renklerinden birini daha yitirdik”
13 Mayıs 2020 13:33

Ben bunun olacağına inanıyorum
01 Mayıs 2020 13:33

“Engelli kişiler, kendilerini terk edilmiş hissediyor.”
21 Nisan 2020 13:33

Çok geç kalınmış olunabilir!
10 Nisan 2020 13:33

CORONADAN ONCE (CO), CORONADAN SONRA (CS)
01 Nisan 2020 13:33

Malatya’da engelli mücadelesinin bittiği tarih
21 Mart 2020 13:33

Sana ne arkadaş, size ne arkadaş?
10 Mart 2020 13:33

Sana ne arkadaş, size ne arkadaş?
10 Mart 2020 13:33

Çözümün yolu yasaları uygulamaktan geçer!
24 Şubat 2020 13:33

Acil Eylem Planlarında Engellilere Yer Yok
14 Şubat 2020 13:33

Acil Eylem Planlarında Engellilere Yer Yok
14 Şubat 2020 13:33

CİMER: Malatya'da “Erişilebilirlik Belgesi” alan bina yok
16 Ocak 2020 13:33

Tüm Yazılar