Ali Haydar Koyun
[email protected]

Yapılması gerekenler çok ama çok basit…

22 Temmuz 2023 09:20

6 Şubat günü yaşanan ve 11 ilimizi etkileyen, 4 ilimizi ise enkaz yığınına çeviren deprem felaketinin üçüncü günü akşam saatlerinde Malatya’dan ayrılmak zorunda kalmıştık.

Depremin olduğu andan başlayarak Malatya’dan ayrılığımız ana kadar başta depremin yarattığı şokun etkisi gerek yoğun geçen kış şartları gerekse de barınma ve diğer ihtiyaçları karşılama konusunda büyük sorunlar ve sıkıntılar yaşamıştık.

Yaşadığımız sorunun daha da artmasını beklemeden gönüllü insanların destekleriyle Elazığ’dan temin edilerek yollanan ticari taksi ile Kayseri’ye götürüldük. İzmir’den ise amcaoğlu tarafından kiralanan bir minibüs ile Kayseri’den alınarak Balıkesir iline bağlı olan Akçay’a götürüldük.

Akçay’a gider gitmez birkaç gün baba yarısı amcamlarda kaldıktan sonra bir ev kiraladık. Geleceğimiz güne kadar da orada kaldık. Depremin açtığı yüreğimizdeki acıyla birlikte gözyaşları arasında zifiri karanlıklar arasında ayrılmak zorunda kaldığımız memleketimize 95 gün sonra dönüş yaptık.

Akçay’da kaldığımız süre içerisinde ilimizde yaşanan gelişmeleri sadece haberler ile sosyal medya paylaşımlarında görüyor ve üzüntü içerisinde izliyorduk. Dönüş yaptığımız ana kadar ilimizde yaşanan felaketin yarattığı yıkımın büyüklüğü konusunda tam olarak bilgi sahibi değildik.

Geldiğimiz günden itibaren her gün akülü tekerlekli sandalyem ile dışarıya çıkarak dolaştım. Dışarıda gidebildiğim yerlere gidip gelirken yıkımın devasa büyüklüğünü gördüğümde boğazımda oluşan yumru ile yutkunamadım. Nefesim tutuldu, gözyaşlarımı zor tuttum.

Hasanbey, İpek, Koyunoğlu, Cengiz Topel, Akpınar, Tevfik Temelli, Taştepe, Mehmet Buyruk ve daha birçok cadde ve sokakta gezerek felaketin boyutunu bizzat gördüm.

Sadece birkaç yeri gezmeme rağmen gördüklerim karşısında şaşkına dönmüştüm. Cadde ve sokaklarda gördüğüm yüzlerce binanın aldığı hasarlar nedeniyle duvarlarında derin çatlaklar oluşmuş ve içerisinde bulunanlar boşaltıldıktan sonra kapı pencereleri sökülmüştü.

Kasabın bıçağını bekleyen kurbanlık koyun gibi yıkım ekibinin gelmesini bekleyen sıra sıra bu binalarla birlikte yüz binlerce insanın da iyisiyle kötüsüyle, acısıyla tatlısıyla, sevinciyle hüznüyle birlikte yaşadıkları ve hafızalarının derinliklerinde biriktirdikleri anıları yerle yeksan olup toz bulutlarına karışarak uçup gitmişti.

Deprem felaketi nedeniyle yaşanan bu tarifsiz acıların ruhumuzda açtığı derin yaraların geçmesi fiziki yaraların iyileşmesinden daha fazla zaman alacağı kesindir.

Deprem felaketine maruz kalan insanların yaşamış olduğu sorunların birebir aynısını engelliler olarak bizlerde yaşadık. Ancak aradaki tek fark bizler her insanın yaşadığı sorunları katma değerli olarak iki kat fazla yaşıyoruz. Bunu deprem felaketinde bire bir yaşayarak bir kez daha gerçek olduğunu anlamış oldum.

Özellikle bedensel, zihinsel, otizm ve benzeri gibi ağır durumda olan engelliler depremin olduğu andan itibaren çok daha ağır şartlarda yaşama tutunmaya çalıştılar.

Sarsıntılardan evlerinden kaçarak sağ kurtulan engelliler ile aileleri sığınacak bir yer bulmada büyük sıkıntılar yaşadılar.

Kamuya ve özel sektöre ait sosyal tesislere sığınabilenler sadece başlarını sokabildikleri kapalı bir yer bulmuş oldukları için kendilerini şanslı görüyor ve seviniyorlardı. Ancak yaşadıkları sevinç olayı tuvalet ihtiyaçları geldiğinde ne yazık ki hüsrana dönüştü. Çünkü sosyal tesislerin genelinde en önemli ihtiyaçlar arasında yer alan bu ihtiyaçlarını giderebilmek için erişilebilir standartlara uygun tuvalet bulunmuyordu.

Evet, 21.yüz yılı yaşadığımız bilgi ve uzay çağında olmamıza rağmen kamuya ve özel sektöre ait sosyal tesislerin genelinde erişilebilir standartlara uygun tuvalet bulunmadığı için, daha doğrusu yasaları uygulamayan valiler başta olmak üzere belediye başkanları ve kurum müdürleri tarafından yapılmadığı için engelliler mağdur oldu.

En doğal ihtiyaçlar arasında olan tuvalet ihtiyaçlarını günlerce gideremediler. Bu nedenle sindirim sistemlerinde hastalanarak büyük sıkıntılar yaşadılar. Şu anda da gerek çadır gerekse de konteyner kentlere yerleştirilen engellilerin banyo ve tuvalet ihtiyaçlarını sağlıklı bir şekilde gideremediklerini biliyorum.

Sözün özü olarak, bu sorunların bir daha yaşanmaması için valiler, belediye başkanları ve kurum idarecileri tarafından yapılması gerekenler çok ama çok basittir. Tek yapmaları gereken başta Anayasa olmak üzere kanun, yönetmelik vb gibi mevzuatlarda verilen görevlerini eksiksiz olarak yerine getirmektir. Birçok konuda gösterdikleri hassasiyeti ve iradeyi bu konuda da göstererek ortaya koymaları gerekmektedir. Yıllardır görevleri arasında bulunan ve bugüne kadar görmezden gelerek sümen altı ettikleri özellikle erişilebilirlik ve ulaşılabilirlik konularıyla ilgili yasaları bundan sonra uygulayarak hayata geçirmeleridir.

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

Gurur Duyuyorum
27 Nisan 2024 09:20

Seçimler Bir Hizmet Yarışı Olmalıdır
21 Mart 2024 09:20

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
08 Mart 2024 09:20

Kelebek Düşleri
26 Şubat 2024 09:20

Enkazlar Altında Geleceğe Umutla Yürümek
08 Şubat 2024 09:20

SÖZÜN ÖZÜ
02 Ocak 2024 09:20

Vefa örneği gösteren Gürkan’a teşekkürler
21 Kasım 2023 09:20

Atasözleri ve Deyimlerimizde Engelliler – 3 –
16 Kasım 2023 09:20

Atasözleri ve Deyimlerimizde Engelliler – 2 –
08 Kasım 2023 09:20

Atasözleri ve Deyimlerimizde Engelliler – 1 –
01 Kasım 2023 09:20

Engellilere verilen değerin göstergesi
25 Eylul 2023 09:20

İnsan kendini bulduğu kalbe bağlanır…
14 Ağustos 2023 09:20

Doğal Afetlerde En Çok Mağdur Olanlar
04 Mayıs 2023 09:20

Depremin ardından düşündürücü gelen rakamlar
10 Nisan 2023 09:20

Hak kaybı olmayacak mı denilmişti?
03 Nisan 2023 09:20

Her kitaplık bir hapishaneyi kapatır.
09 Ocak 2023 09:20

Unutmayın ki sizler sorumlusunuz
03 Aralık 2022 09:20

İyi ki bu fani dünyadan Yücel Ablamız gelip geçmiş
08 Kasım 2022 09:20

EXPO 2028 Kapsamında Erişilebilirlik
05 Ekim 2022 09:20

Gelen gitti, ömür bitti, sorunlar ise bitmedi…
01 Eylul 2022 09:20

Engelsiz bir Türkiye hayal mi oluyor?
05 Ağustos 2022 09:20

Vefa sadece İstanbul’da bir semt adı değildir
16 Temmuz 2022 09:20

ENGELLİLER KANUNU, OLDU ÖTELEMENİN YOLU!
07 Temmuz 2022 09:20

Gidenlerin Ardından Teşekkür Sağanağı
04 Temmuz 2022 09:20

Bakışlarımızla son kez sessizce vedalaştık
23 Haziran 2022 09:20

İki Yıl Aradan Sonra Gerçekleşen Kitap Fuarı
25 Mayıs 2022 09:20

Hemdert, Hemdem Olanların Kitabı 'Can'ım Tenimden Ayrıldı'
26 Nisan 2022 09:20

Her Şey Engelsiz Bir Malatya İçin
10 Nisan 2022 09:20

Kızlarınızı ve oğullarınızı iyi yetiştirin
08 Mart 2022 09:20

Bir türlü erişilemeyen “Erişilebilirlik”
17 Şubat 2022 09:20

Rakamlarda Büyük Güç de Zayıf Topluluk
11 Ocak 2022 09:20

Bu bir suç duyurusu yazısıdır!
20 Aralık 2021 09:20

Ayrımcılığa Karşı Çıkılan Günde Yaşatılan Ayrımcılık
14 Aralık 2021 09:20

Cak’lar, Cek’ler ve Cuk’lar Faslı
03 Aralık 2021 09:20

İyilik yapmak isterlerken kötülük yapıyorlar
09 Kasım 2021 09:20

'İçimde koparken toz duman, dışımda her şey süt liman…'
05 Ekim 2021 09:20

Kaldırımlar işgal altında!
24 Eylul 2021 09:20

Bir insan lokantaya neden gider?
10 Eylul 2021 09:20

İşgüzar Görevlilerin Yaptıkları Hatalar
28 Ağustos 2021 09:20

Belge tamam, peki ya ceza
21 Haziran 2021 09:20

112 Çalışanları Ne Yapıyor?
10 Haziran 2021 09:20

Orkestrada Es Geçilen Erişilebilirlik Enstrümanı
31 Mayıs 2021 09:20

Can’ım tenimden ayrıldı…
21 Mayıs 2021 09:20

Konu engelliler olunca, üç maymunu oynamaya devam!
22 Nisan 2021 09:20

Makam mı insanı yüceltir, insan mı makamı yüceltir?
05 Nisan 2021 09:20

İki Ülke, Bir Konu ve Aradaki Fark
24 Mart 2021 09:20

Çözüm getirmek Gürkan’a kısmet olacak mı?
08 Mart 2021 09:20

Biz üç kişiydik, Bedirhan Nazlıcan ve ben
16 Şubat 2021 09:20

'Bu ayıp kimindir?'
04 Şubat 2021 09:20

Bu da Benim Kırmızı Çizgim
21 Ocak 2021 09:20

SMA’lı çocukların kaderi sosyal devletin elinde
18 Aralık 2020 09:20

'Erişilebilirlik Yılı'nda yanıtsız kalan erişilebilirlik soruları
03 Aralık 2020 09:20

“Talebiniz ilgili müdürlüğe iletilmiştir.”
24 Kasım 2020 09:20

Timsah gözyaşları dökmenin kimseye faydası yoktur
06 Kasım 2020 09:20

Engelliler adıyla resmen sömürülüyorsunuz!
26 Ekim 2020 09:20

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir
10 Ekim 2020 09:20

ÖSYM’nin fendi EKPSS’yi yendi
17 Eylul 2020 09:20

Kural tanımaz toplum olmuşuz
21 Temmuz 2020 09:20

BASINA VE KAMUOYUNA
18 Temmuz 2020 09:20

Vuslata ermemiz mahşere mi kalacak?
07 Temmuz 2020 09:20

Sözlerinizde sevginiz gibi sahte ve yalan!
23 Haziran 2020 09:20

Sevgi bir toplumu koruyan en güçlü kalkandır
12 Haziran 2020 09:20

Sahi, elinize ne geçti?
04 Haziran 2020 09:20

Engelli insanları kim koruyacak?
28 Mayıs 2020 09:20

“Gökkuşağı renklerinden birini daha yitirdik”
13 Mayıs 2020 09:20

Ben bunun olacağına inanıyorum
01 Mayıs 2020 09:20

“Engelli kişiler, kendilerini terk edilmiş hissediyor.”
21 Nisan 2020 09:20

Çok geç kalınmış olunabilir!
10 Nisan 2020 09:20

CORONADAN ONCE (CO), CORONADAN SONRA (CS)
01 Nisan 2020 09:20

Malatya’da engelli mücadelesinin bittiği tarih
21 Mart 2020 09:20

Sana ne arkadaş, size ne arkadaş?
10 Mart 2020 09:20

Sana ne arkadaş, size ne arkadaş?
10 Mart 2020 09:20

Çözümün yolu yasaları uygulamaktan geçer!
24 Şubat 2020 09:20

Acil Eylem Planlarında Engellilere Yer Yok
14 Şubat 2020 09:20

Acil Eylem Planlarında Engellilere Yer Yok
14 Şubat 2020 09:20

Görülmeyen, duyulmayan engellilerin sessiz çığlıkları
05 Şubat 2020 09:20

CİMER: Malatya'da “Erişilebilirlik Belgesi” alan bina yok
16 Ocak 2020 09:20

Tüm Yazılar