İki Kadın:
“Gaç yaşındasın anam?”
“Atmışiki…”
“Ooo sen benim bebelerin yaşındasın. Benimki seksenbir, senin yaşında oğlum var. Sende de mi sarı nokta var? Eskiden bu hastalığın adı tavukkarasıydı şimdi sarı nokta olmuş. Kimi görsen tavukkarası…”
***
Kara çarşaflı kadın ve genç kadın:
Sol elinin başparmağında duamatik takılı kadın, yanında oturup telefonundan okey oynayan genç kadına soruyor.
Göremiyom hele bak gaç olmuş?”
“Yüz doksan beş teyze.”
“Altı yüz altmışaltıya kaç var?”
“İki yüz desek… Dört yüz altmışaltı kalır. Beş de ordan kaldı… Dört yüz yetmiş bir teyze”
“Sağ ol gızım. Sıram gelene kadar bitiririm inşallah. Allah senden razı olsun.”
***
Altmışlı yaşlarda iki kadın:
“Yakınınan bi derdim yok da ırağı göremiyom, hele bi bak gaça gelmiş?
“Yetmiş dokuz”
“Benimki yüzkırk yedi, ağşamaça sıra gelmez. Bi doktur gomuşlar, iki doktur olsa beyle olmaz. Şehir hastanesinin göz bölümü boş, sinek avlıyo dokturlar. Ahır gibi yerde dünyanın hastası yığılmış.”
***
İki adam bir kadın:
Adamlardan biri yaşlı kadına anlatıyor.
“İki kere haca gettim. Biri seksen dokuzda öteki de doksan dokuzda. Çocukların eli ekmaa erdi Allah’ıma bin şükür. Bi dayre bi tükan böyük oğlana virdim, geçiörene yirleşti; bi dayre bi tükan da güççüüne virdim pursağlara yirleşti. Ben de güççüğe yakın oturuyom, evim caminin dibinde… Zabaanan namazımı camide gılıyom. Öğlene gadar marketleri geziyom hangi market neyi gaça satar bilirim. Gözüme bu dert tebelleş olanaça gözlüksüz okuyodum etiketleri, artıkın gözlüksüz okuyamıyom. Köyden getirdiklerimiz olmasa dışardan almaya güç mü yeter.”
“Malı çok vermişsin çocuklarına, insan hayattayken çocuğa o kadar mal vermemeli. Bak ben verdim de n’oldu? Taksiciyle geldim hastaneye. ‘İşimiz var’ dediler, gelmediler.”
***
Çok yaşlı babaanne ve torun:
“Babaanne sen burada bekle ben sıra alayım. Sakın bir yere ayrılmayasın. Çok kalabalık, bir de seni aramayayım.”
“Nere ayrılam oğul, dizim mi dutuyo ki gımıldıyam.”
***
Ortada boş boş dolanan kadınla oturan kadın:
“Ayak başında dikelmeden belime ağrı girdi, oturan yerinden kalkmıyor.
“Herkes senin gibi anam. Hepimiz yaşlıyık. Acı sabırlı ol şimdi bir koltuk boşalırsa sen de oturun.”
***
Sabırsız kadınla kızı:
“Bu doktor da çok yavaş, giren çıkmıyor baksana…
“Anne muayene ediyor adam. Ne yapsın? Muayene etmeden gönderse bu sefer de ‘Benimle ilgilenmedi, başından savdı’ der insanlar.”
***
Hemşire:
“Amcacığım, bu sizin reçeteniz, bugün her saat başı yatana kadar damlatacaksınız. Gözündeki tamponu kaldıracaksın, damlayı damlatıp tekrar kapatacaksın. Bir hafta gözüne su değmeyecek. Yedi gün abdesti namazı unut. Yarın da günde beş kere, namaz vakitleri gibi düşün, sabah, öğlen, akşam…”
***
Duası dilinde dolaşan kadınla bankonun arkasındaki tıbbi sekreter:
“Anneni babanı tanımıyım emme Allah onlardan ırazı olsun gızım. İyi etmişler de sizi okutmuş buraya salmışlar. Allah imandan gurandan ayırmasın inşallah. Allah yar ve yardımcımız olsun, iman guran zenginliği versin inşallah. Allah cümle Müslümana yardımcı olsun.”
“Sağol teyzeemmm, Allah senden de razı olsun inşallah.”
***
Meraklı kadınla kızı:
“Şu giden doktor da Allah esirgesin bizim Eren’e nasıl da benziyo.”
“Anne Eren’e neresi benziyor? Eren’in bacak kadar boyu var. Görmüyor musun adamdaki boyu? Eren bunun koltuğunun altında kalır.”
“Gız ne beni her sözümde azarlıyon! Ben boyu mu dedim? Yüzü benziyo, gülüşünü görmedin mi? Kör müsün? ”
“Aman anneeee! Çocuğu rica minnet komşuya bırakmış gelmişim. Benim derdime bak, senin derdine bak!”
***
Yaşlı adamla karısı:
“Eyi ki geldin ula! Azıcık daha dura, keyfini yetire de eyle geleydin!”
“Erken gelsem n’olacaadı? Sıran öne mi alınacaadı?”
“Ey ey! Bekliye bekliye canım bunnumdan çıkmış bi de sen kef yetirme! Herkeş garısıynan gocasıynan, torunuynan torbasıynan gelmiş. Geri get… Ben mayene olur gelirim…”
“Aha da gediyom, ne halın varısa gör!”
“Gidereken ekmek al şu fırından, ben bu gözünen fırın mırın bulamam.”
***
Göz röntgeni çeken görevli memur:
“Arkadaşlar, abiler, ablalar… Lütfen kapının önüne yığılmayın, bakın kapıda numaratör var. Sıranız geldiğinde numaranız ve adınız orada yazılacak. Kapının önünde yığılmakla sıranız öne alınmayacak. Sizlere daha iyi hizmet verebilmemiz için bize kolaylık sağlamanız gerekir.”