reklam
ALTIN
 3.714,14
DOLAR
 38,0208
STERLİN
50,0889
EURO
 42,0049
reklam

Bu güzel anımı daha önceden de paylaşmıştım

1993-1996 yılları arasında Hizmet verdiğim SSK Hastanesinin dahiliye kliniği hijyen bakımından bayağı sorunluydu, Şefimizin SSK'nın kadrolu elemanları dediği hamam böcekleri insanların yüzünde gözünde geziyordu. Hasta sirkülasyonu nedeniyle hastane boşaltılıp köklü bir ilaçlama yapılamıyordu. Gördüm ki hastane kantininde hamam böceği kapanı satılıyor. Sordum, resmen satın alıp hasta odalarına koyamıyormuşuz. Klinik servisine yatırdığım her hastaya kantinden hamam böceği kapanı aldırdım, hasta yatakları etrafına dizdim. Hastalar hamam böceklerinden nispeten kurtuldu. Klinik şefi ve diğer doktor arkadaşlar bunun mevzuata uygun olmadığını şikayet ederlerse ceza alabileceğimi söylediler.

1976-1993 yıllarında Özel muayenehane hekimliği yapmışım, kanundan yönetmelikten ne anlarım. Bir insan olarak hastalarımın daha temiz koşullarda yatmasını istiyordum. Ben servisten başka bölüme atanana kadar 3 yıl bu işi sürdürdüm.

KİMSE DE BENİ ŞİKAYET ETMEDİ.

Klinikte yatan hastaların çoğu, kalp yetmezliği, şeker hastası, kronik karaciğer dediğimiz karaciğer hastalarıydı. Hepsi de sıkıntılı TERMİNAL DÖNEMDE HASTALARDI.

Her hasta odasında 4 hasta yatağı vardı, refakatçilerin oturacağı bir tabure bile yoktu.

Ben gündüz mesai dahilinde ve nöbetçi olduğum gecelerde sık sık hasta odalarına gider bir sıkıntı var mı yok mu kontrol ederdim.

Bir sabah vizite gittim 4 kişilik odada bir hastam yoktu, yatanlara sordum bir haber alamadım, servis salonunda falan aradım, refakatçisi salonda rastladı ona sordum haberi yok. Tuvalete baktım klozetin üzerinde ruhunu teslim etmişti,

Başka bir sabah hasta odasına girdim benim kalp yetmezliği olan hastamın yüzü yanındaki yatağa dönük, karşıdaki konuşmaya devam ediyor, baktım ki benim hastamın dili dışarıda bu dünyadan sessizce göçüp gitmiş.

Ama bir gün sabah vizitinde güzel bir sürprizle karşılaştım, hasta odasına girdim benim 65 yaşlarındaki kronik karaciğer hastam Gülbahar Hanım yatağında oturmuş, bir elinde ayna saçlarını tarıyordu. Hasta halinde bile kişiliğine önem veren, kendini salıvermemiş hastam beni çok sevindirdi. Artık ona SÜSLÜ adını taktım, her vesileyle SÜSLÜ diyorum, hoşuna da gidiyordu. Taburcu olduktan sonra bir gün Özel Aydıncak polikliniğinin telefonundan bir bey arıyor dediler, telefonu aldım bir beyefendi

"Ben SÜSLÜ 'nün eşiyim" diye söze başladı, sordukları soruları yanıtladım, zaman zaman da benim özel polikliniğime kontrole geldi. Bir başka telefonda SÜSLÜ 'nün eşi onu kaybettiğimizi söyledi. Çok üzüldüm. Bu anısıyla onu yaşatıyorum.

Dr-Hüseyin Aydıncak

NOT

1-TERMİNAL DÖNEMDE HASTALAR

Yaşamının son günlerini yaşayan, • ölmek üzere olan hasta anlamına gelir.

2-Yaş 80 ama teknolojiyi, dijital olanakları takip ediyor ve kullanıyorum yapay zekaya aşağıdaki fotoğrafı tarif ettim yaptırdım

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.