Mehmet Akıncı tarafından yapılan araştırma da Malatya Orduzu Arslantepe'deki tarihi eserlerdeki kabartmalarda ki figürlerin betimlenmesi de anlatılıyor.
"Geç Hitit kentlerinin etrafı güçlendirilmiş surlarla çevrilmiştir. Bu kentlerdeki ana bölümü oluşturan İdari ve Dinsel işlevli anıtsal yapılar, yerleşkenin tepesinde ek bir savunma sistemiyle korunan bölgeye çekilmiştir.
Kentler; sarayları, caddeleri, anıtsal merdivenleri ve meydanları ile birlikte bir bütün olarak planlanmıştır. Saraylar, çoğunlukla bir avlu çevresine yerleştirilmiş birbirlerini bütünleyen yapılardan oluşmuştur. Hilani adı verilen bu yapılar; girişi sütunlu, dikdörtgen planlı olup dönemin özgün mimarlık örneğidir.
Geç Hitit sanatının önemli özelliklerinden biri de, mimari ile heykeltıraşlığın birlikte uygulanmasıdır. Kentleri çeviren sur duvarlarındaki kapılar ve saray cepheleri, kabartmalı taş bloklarla kaplanmıştır.
Ortostad adı verilen bu uygulama, günümüzde de bina ve duvar cephelerinde uygulanmaktadır.
Geç Hitit sanatı, Anadolu Medeniyetleri Müzesi’ndeki taş eserlerde görülmektedir. Malatya yakınındaki Aslantepe şehrinin kapısını süsleyen kabartmalar ve iki aslan heykeli, geleneksel Hititli öğelerini yansıtmaktadır. Kabartmalardan bir grup üzerinde, Malatya Beyliği Kralı Sulumeli’nin tanrı ve tanrıçalara içki sunuşu betimlenmiştir.
Kabartmalar üzerinde; Tanrıça Kubaba için yapılan dinsel törenler, Karkamış Kralı Araras’ın en büyük oğlu Kamanas’ın veliahtlığa atanması sahneleri, savaş arabaları, Asurlular ile yapılan savaşın zafer sahneleri, tanrı ve tanrıçalar, karışık varlıklar betimlenmiştir.
Bu kabartmalarda Hitit ve Asur sanat özelliklerinin bir arada kullanıldığı görülmektedir. Müzede en çok bulunan eser Karkamış ile ilgili olanlardır. Uzun Duvar, Kral Burcu, Kahramanlar Duvarı ve Su Kapısı olarak adlandırılan kabartmaları müzede orijinal durumlarına uygun olarak yerleştirilmiştir.
Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesinde Hitit Dönemi Aslantepe /Malatya'dan çıkan eserlerin resimleri görülüyor: