DEVA Partisi Malatya İl Başkanı Sinan Akıncı ile beraber kayısı bahçelerini ziyaret eden Milletvekili İrfan Karatutlu, "Merkezi hükümetin vaatleri büyük oranda, geçen onca zamana karşın hala yerine getirilmedi. Don mağduru çiftçilerimiz, çoğunlukla depremzede olarak çaresizce bekliyorlar. Zararlarının karşılanacağı söylenmesine rağmen şu ana kadar Malatya çiftçisine tek kuruş ödenmedi. Esnafımız hala yerine yerleşemedi ve vatandaşımıza zor şartlar altında hizmet veriyor. Ev sıkıntısı dükkanların durumundan farksız. Bir kısım depremzedeye TOKİ'den ev veriyoruz dediler, fakat o vatandaşlarımız da birçok sorunla baş başa kaldılar" dedi.

Deva Partisi Milletvekili Uzm. Dr. İrfan Karatutlu şu ifadeleri kullandı:

TOKİ kurasından ev çıkmasına sevinen bazı hemşehrimize, eğer yıkılan evleriyle ilgili "herhangi bir şekilde yargıda dava açmışsa" TOKİ'den ev verilmeyeceği bildirilmiş. Eyy iktidar! Siz kimin malını kimden gizliyorsunuz? Vatandaşa "dava açarsan ev yok" diyerek şantaj mı yapıyorsunuz? Depremzede bunları yaşarken, don mağduru çiftçilerimiz, ki çoğu aynı zamanda depremzede, çaresiz bekliyorlar. Zararlarının karşılanacağına dair söz verilmesine rağmen şu ana kadar Malatya çiftçisine tek kuruş ödenmedi.

Görülüyor ki merkezi iktidar ve Saray çevresinin, "potansiyel rakip ve rakip adayı avlamak" dışında bir motivasyonu yok. Halkın sorunlarıyla ilgilenmiyorlar, sadece iktidarda kalmanın peşindeler. Bütün bu sorunların yanı sıra "Malatya özelinde dahi yolsuzluk gündemi" kovalamak çok zorlayıcı.

TBMM Üyesi Balıkesir Milletvekili Turan Çömez, Malatya’daki hastanede ciddi bir yolsuzluk iddiasını gündeme getirdi fakat kimse "nedir arkadaş bu işin aslı" diye sorgulamıyor. Bu şehrin ve büyük acılar çekmiş hemşehrilerimin parasına mı göz koydunuz.

Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı, görevinin birinci yılı münasebetiyle basının ve halkın karşısına geçti geçen hafta. Yüklendiği görevin zorluklarını anlatırken sürekli "önceki dönem yolsuzluklar"dan bahsetti. Yani AKP’nin önceki belediye başkanını eleştirdi. Malatya kamuoyu şaşkınlıkla dinledi. Ne yapalım Sayın Başkan, biz ne yapalım? Savcı’nın yanına biz mi götürelim sizi eski başkanınızın yolsuzluklarını şikayet etmek için. Sayın Başkan, biz yargı mıyız ki gereğini yapalım?

Gidin bu şehrin parasını kim haksızca elde ettiyse onlara geri aldırın! İşleyiş böyledir! Sayın Misafirler, değerli hemşehrilerim! Bu ülke yönetilemiyor. Tek adam rejimi bizi felakete sürüklüyor. Ülkede gençler geleceği, yaşlılar yaşam umudunu kaybediyor. Adalete güven sıfırlandı. Adliye koridorlarında kimsenin adalet adına bir beklentisi kalmadı. Bu ülkede ilk kez "yetersiz beslenen çocuklar" gündemi oluştu. Sokaklarda şiddet, iktidarın kayıtsızlığından cesaret buluyor. Mal ve can güvenliği artık hayatımızın öncelikleri arasında yer alıyor."