ALTIN
 2.468,19
DOLAR
 32,4306
STERLİN
40,3674
EURO
 34,5013

Netflix’ten uzun süredir izlediği filmin reklam arasında gözlerini dinlendirmek üzere ayağa kalktığında sitenin duvarına beyaz bir “Toros”un yanaştığını gördü Bedri Bey. 
Kırık dökük arabasının kilitlenmediğinden emin olduğu kapılarını kilitlemeye, camlarını kapatmaya gerek bile duymadan denize yöneldi arabadan inen adam. Sağa sola bakındıktan sonra başındaki kalın kumaştan yapılma siyah kasketini çıkardı ve boşta kalan eliyle terleyen kel başını kurulamaya çalıştı.
Tedirgin ve kaygılı olduğunu belli etmemeye çalışsa da bir suçluluk telaşı içerisinde olduğunu gizleyemiyordu.
Adamın davranışlarının normal olmadığını sezse de, çok da önemsemeyen Bedri Bey, duvarın iç tarafında yeşil örtülü küçük bir oyun masasının üzerindeki okey istekasına yasladığı telefonuna döndü izlediği filme kaldığı yerden devam etmek için. 
Az sonra, varlığını hissettirmek amacıyla çıkan bir öksürük sesine yöneldiğinde yazlık sitenin perde betondan yapılma bahçe duvarının parapetinden sadece omuzundan yukarısı görünen ve kafasını uzatıp içeriye bakan adamla göz göze geldiler. Ekrana dokunarak izlediği filmi durduran Bedri Bey, belki bir isteği vardır diye az önce beyaz torostan inen, duvarın dışındaki adamın yanına gittiğinde:
“Merhaba, bir şey mi aradınız?” dedi. 
“Yok Hocam” dedi adam, “bir şey aramadım, sadece baktım” dedi.
“İçeriye gel, ayakta kalma, bu köyden misin?” dedi Bedri Bey.
“Öte yandaki köydenim, ilçeden geliyodum, ana yoldan bu yana saptım.” dedi yeşil gözleri göz çukurunun içinde fıldır fıldır dönen kırmızı yüzlü adam. 
Alnındaki ve göz çukurunun altındaki kırışıklık ve kırışıklıkların derinliği yaşı hakkında yaklaşık bir bilgi verse de köyde yaşamanın verdiği dinçlik adamın yaşını ele vermemek için direniyordu.
“Hocam cıara içen mi?” dedi adam.
“Hayır, kullanmıyorum” dedi Bedri Bey. 
“Ben içiyom da ataşım yok.”
“Dur sana bir ateş bulayım”
“Zahmet buyurma Hocam,”
“Ne zahmeti canım, madem içeceksin, dur getireyim”
“Yok Hocam içmeyeceeem, yorulma”
“Yaş kaç?” dedi adama ateş aramaktan vazgeçen Bedri Bey.
“Otuz altı” dedi adam.
“Otuz altı doğumlusun yani!” dedi şaşkınlığını gizleyemeyen Bedri Bey.
“Bir iki de evveli vardır illa ki, bizim köyde günü gününe yazılan yok” derken gözü ana yolda seyreden arabalardaydı kendi ifadesine göre seksen yedi yaşın üzerindeki adamın.
“Sürekli yola bakıyorsun, birini mi bekliyorsun” dedi Bedri Bey.
“Yok Hocam, yolda çevirme var, yolun gırağına radar yazısı goymuşlar, şu dönemece radar koyuyolar, ötedeki büfenin orda da durduruyolar. Ehliyetim yok, arabanın mayenesi de yok, o yüzden saptım bu yana, onların getmesini bekliyom. Ehliyetime üç kere el koydular, yeniden intaam hakkı gazandım, intaamda yardım eden olmadı, gözlerinin içine içine baktım yardım etsinler deyi, heç oralı olmadı vicdansızlar, elli yedi almışım. Gaç senedir de gaçak göçek köyde dolanıp dururum bu emekdarınan, bir iki haftada bir sadece burada çeviriyorlar, burada da çevirme olmasa sıkıntı yok.
”Buralarda bu modelde eski araba da çok, motorsiklet de, çoğu aracın muayenesi olmadığı gibi sürücülerinin ehliyetleri de yok senin gibi, buna rağmen sürekli de trafikteler” dedi Bedri Bey…Bedri Bey’in eleştirisini yerinde bulan adam:
“Bizim milletimiz çok cahil Hocam!” dedikten sonra yola bir daha baktı ve:
“Halen ordalar, saat beşten önce de gitmezler, daha kırk beş dakkaları var” dedi ve sigarasına ateş bulmayı bahane ederek Bedri Bey’den uzaklaştı adam. 
Adam uzaklaştıktan sonra:
“Nasıl bir şey bu cehalet? Hiç kimseye yakışmıyor. Adama bak! Kendi cehaletinden habersiz, bir başkasını cahillikle suçluyor…!” diye söylene söylene deniz kenarına doğru yürüdü Bedri Bey…

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.