Bir fotoğraf karesinde görünenlerden yola çıkarak derin siyasi analizler okuduk. Analizler genellikle kesin hüküm cümleleriyle, epeyce suçlayıcı bir dille ve “biz baştan beri böyle olacağını biliyorduk” türünden çok bilmiş bir üslupla yapıldı. Bu analizlerin temel nedeni, fotoğrafta yer alan figürlerin Türkiye merkez siyasetinin öteden beri görmezden geldiği, ötekileştirdiği, yer yer yok saymayı kendisine hak olarak gördüğü, sıkıştığında beka meselesine gerekçe olarak “bölücü” sıfatıyla yaftalamakta beis görmediği kesimin ana aktörlerinin görüntüleriydi.
Bu siyasi aktörlerin bu zorlu coğrafyada her şart altında evrensel hukuktan yana oluşları, amasız, fakatsız demokrasiyi savunmaları, eşit yurttaşlık temelli yönetsel yapının kurulması amacıyla verdikleri özverili mücadele, bu uğurdaki mahpuslukları, aldıkları tehditler, ödedikleri siyasi bedeller bir çırpıda yok sayıldı.
Fotoğraf karesinde görünenlerden yola çıkarak, jest ve mimiklere, vücut duruşuna, gözlerin kamera kaydındaki bakışına göre derin siyasi analizlere girişildi. Bu analizleri yapanların elbette eleştiri hakları vardır. Fotoğraf karesinde yer alanların duruşundan, bir siyasetin bütün mücadele tarihini göz ardı eden tespitlerde bulunmak ve ileriye yönelik kestirimler, günlük siyaseti yazanların tıkanmışlığının işaretidir. Bir başka boyutuyla da hakikatin önemsizleşmesi ve popülizme teslim olmaktır.
Hakikatin önemsizleşmesi ve popülizme teslimiyet, bir tür bilişsel çarpıtmayı da beraberinde getirir. Bu fotoğraflarla ilgili analizleri ve tespitleri günün siyasetinin gereği yapanların mantık kurgusunun temeli, başkaca insanların kendisi gibi düşündüğü, kendisi gibi hissettiği varsayımına dayanmaktadır. Bu mantık kurgusu bireyi; hayatta olan, biten her olay, olgu ya da durumun kendi dünyasında kabul gördüğü biçimiyle başkalarının görüş ve düşüncesini de yansıttığı yanılgısını hayattaki tek gerçek, hatta mutlak doğru gibi algılamaya ve bu algıyla oluşan düşünceyi herkesi kapsayacak şekilde ifade etmeye ulaştırmaktadır.
Hemen hemen her insanın hayatında otomatik olarak ortaya çıkan birtakım tepkiler vardır. Kişi geçmiş yaşantılarının ürünü edindiği bilgiler doğrultusunda, aniden ve ilk kez karşılaşılan yeni bir durum, olay, olgularla ilgili otomatik tepkilerde bulunur. Bu tepkiler çoğunlukla anlıktır ve bilinç dışı gelişirler. Sıklıkla karşılaşılan benzer durumlarla ilgili tepkiler adeta rutine bağlanmış şekilde devam eder. Rutine bağlanan bu tepkiler, bilişsel çarpıtmaların dayanağını da oluştururlar.
Otomatik olarak devam ve tekrar eden bu değerlendirmeler bir bakıma ön yargılar şeklinde ortaya çıkarlar ve zamanla pekişirler. Bu durumda kişi mevcut olaylar ya da gelişmelerle ilgili tepkilerinin doğru olup olmadığını kontrol gereği de duymaz. Çünkü bunlar adeta damıtılmış bilgilerin ve geçmiş anlamlı yaşanmışlıkların ürünleridir.
Söz konusu fotoğraftaki siyasi figürlerin temsil ettiği siyaset kurumu, sürekli kapatılma engeliyle karşı karşıya kalmasına rağmen, siyasetin normal zeminde yürütülmesinden zerrece taviz vermemiş, önüne çıkarılan her türden zorluğa ve bin bir türlü engele rağmen tırnaklarıyla kazıyarak bulunduğu mevcut konumu hak etmiştir. Bu siyasi geçmişi ve onurlu duruşuyla Türkiye demokrasi mücadelesinin ana aktörlerinden biri olmayı hak etmiştir.
Bir siyasetin temsilcilerini baz alarak yapılan analizler ve siyasi değerlendirmelerdeki yok sayan ve acımasızlık içeren ifadeler ve üslup, söz konusu figürün temsil ettiği siyasi kurumun encamını yok sayan bir anlamla bütünleşir. Bu aynı zamanda bilinçli bir yok saymadır. Zira bu mantık kurgusu, adeta tırnaklarla kazınarak hak edilmiş, onurlu mücadeleleriyle tarih sahnesinde yer aldıkları gerçeğinin görmezden gelinmesidir.
Geçmiş yaşantılar en büyük öğreticidir ve ders alınacak kayıtlardır. Bu kayıtlar; bilinçli yok saymalarla, gerçeklik algısını olumsuza yönlendiren çarpıtmalarla, anlam kaymalarına yol açan analizlerle, tespitlerle ve kestirimlerle, siyaset kurumunun temsilcilerinin örnek alınacak mücadeleleriyle hak ettikleri şekilde tarihe kayıtlanan onurlu geçmişini yok edemediği ve üzerini örtemediği gerçeğini göstermektedir.
05 Ekim 2025 Bodrum
Ali Ekber PEKŞEN