2015 yılıydı.
Malatya'da iki büyük hastane vardı.
Bunlardan biri Devlet Hastanesi, diğeri ise eski SSK Hastanesi, son adıyla Beydağı Devlet Hastanesi'ydi.
Aniden karar aldılar, yer seçip hızlıca uygulamaya koyuldular.
Bir bayram arifesindeydik.
Eski belediye binasının meclis salonunda iki siyasetçimiz, iki vekilimiz 'müjde' verircesine konuştular:
"Devlet Hastanesi ve SSK Hastanesinin arazilerini TOKİ'ye verip, Şeker Fabrikası arazisinde 180 dönümlük alana yeni bir devlet hastanesi inşa ediyoruz."
Meclis üyeleri vekillerimizi alkışladı, dayanamadık sorduk: Nereye yapacaksınız? diye.
-"Spor müsabakalarının yapıldığı Şeker Stadı'nın yerine" dediler.
"İstasyon virajındaki trafiği düşündünüz mü?" diye sorunca tereddüt ettiler:
-"Şehrin dışında hastane yapamayız" dediler.
"Bu kararı nasıl aldınız?" diye tekrar sorduk.
-Kararlarını görüştükten sonra aldıklarını belirttiler. İki hastaneyi verip Şeker Fabrikası arazisinde, şeker stadının yerine yeni bir devlet hastanesi yapacağız dediler...
İki vekil kararını vermişti.
Televizyon programlarında konuyu tartışsak da, vekilleri uyarma çabası göstersek de karar değişmedi.
İhale süreci hızla başladı, hastaneler arazileriyle birlikte TOKİ'ye devredildi ve bölgenin en kötü hastane binasının inşasına başlandı.
Belediye Meclis Üyesi Mehmet Moran, iki hastanenin arazi ve varlıklarını hesapladı, verilen yerlerin değerinin yapılan hastanenin değerinden birkaç kat fazla olduğunu ortaya koydu ama sonuç değişmedi.
Hastane inşaatı sürerken hastaneye ulaşacak bir yol olmadığı anlaşıldı. Demiryolları tarafından yeni bir yol açıldı, karşıya Emniyet Müdürlüğü binası yapılınca da hastane neredeyse çıkmaz sokakta kaldı. Yanlardan ve önden yollar açılarak hastaneye ulaşım sağlamaya çalışıldı.
Şehrin batı ve doğu yakasında bulunan İki Devlet Hastanesi kapatılarak yapılan Yeni Hastane açıldığında Malatya trafiği kilitlendi.
Hastane yönetimleri, yeni binanın hastane olarak merkeze uygun olmadığından şikayet etmeye başladı. Hastaneye her yönden giriş çıkış vardı. Zemin katlardaki uzun koridorlar sağlık hizmeti verecek şekilde tasarlanmamıştı. Yeni düzenlemeler yapıldı.
Hastane ve çevresinde ulaşım büyük sorun haline geldi.
Yıllar sonra hastalar ve yakınları "Buraya bu hastane yapılır mı?" diye tepki göstermeye başladı.
İstasyon Virajındaki Eğitim ve Araştırma Hastanesine sık sık gideriz.
Otoparkta yer bulmak imkansızdır.
Geçtiğimiz hafta göreve yeni başlayan Sağlık Müdürü Uzman Dr. Cezmi Karaca'yı ziyaret ettik, konumuz sağlık hizmetleriydi.
Hastaneye gelen günlük hasta sayılarını öğrendiğimizde, sağlık hizmeti veren camiaya bir kez daha saygı duyduk.
Bizler hastaneye günlük yaklaşık 30 bin kişinin geldiğini biliyorduk.
Ancak Sağlık Müdürümüz gelen hasta sayısının daha fazla olduğunu söyledi.
-"Günlük 12 bin hasta geliyor, yanında en az bir kişi olduğunu düşünün, gelen insan sayısı 20 bini geçiyor. Günlük ziyaretçiler. Bir hastayı günde 5-6 kişi ziyaret ediyor. Çalışan personel sayısı, tahlilleri ve diğer sağlık hizmetleri almak için gelenler ve yakınlarıyla birlikte yaklaşık 50 bin kişi hastaneye gidip geliyor."
Eğitim ve Araştırma Hastanesi, yeni yapılan Beydağı Devlet Hastanesi ve Hasan Çalık Devlet Hastanesine rağmen en büyük sağlık hizmetini veriyor.
2015 yılında uyarılara rağmen bu günler öngörülemedi, siyasetçilerimizin işi olmamasına rağmen Malatya'nın devlet hastanelerinin yerini belirlemesi, Malatya olarak acısını çekmemize neden oldu.
"Günlük 50 bin kişinin aktığı Eğitim Araştırma Hastanesi'nde trafik karmaşa halinde, sağlık hizmeti veriliyor."
Doğal olarak sağlık hizmetleri yetersiz kalıyor.
Sorun hastanenin yerinden başlıyor. Otoparkta yer yok. Otoparkı baştan sona kadar dolaşanlar yer bulamayınca sinirlenerek hastaneye giriyorlar. Girdikleri hastane binası altında, labirent gibi yerlerde duran poliklinikleri bulmak zor. Bulsalar bile, kafasını kaldırmakta zorlanan, sisteme giriş yapan memurların halini bilmeden öfkelerini gösteriyorlar.
Sağlık çalışanlarına patlayıp, saldırıp, doktorlarla tartışmalar yaşanıyor.
Bu sebeple Malatya Valisi Seddar Yavuz ve Sağlık Müdürü Uzman Dr. Cezmi Karaca, Hastanelere Halkla İlişkiler Uzmanları görevlendirilmesine karar verdiler.
Yakın zamanda bu Halkla İlişkiler Uzmanları gelen hastaları ve yakınlarıyla görüşerek sağlıkta şiddeti önlemeye çalışacaklar.
Malatya'nın hastanelerini yenilemeyi amaçlayan ancak doğru yer seçimi yapamamış siyasetçilerimiz bugün yok.
Fakat biz buradayız.
10 yıl önce bu hastaneyi buraya yapmayın, Beydağlarının tepesine, yanına, kentsel dönüşüm alanlarına, çevre yolunun altına yapın diye söyledik, yazdık.
"Ben bilirim, ben güçlüyüm, ben ne dersem o olur" diyenler yüzünden Eğitim Araştırma Hastanesinde sorunlar bitmiyor.
Gelin bundan sonra işi bilenlere bırakın.
Jeoloji mühendisleri yerin altını, zeminini incelesin.
Şehir plancıları şehri tasarlasın, sağlık, eğitim, spor alanlarını, trafiği hesaplasınlar, kamu yatırımlarını en uygun yerlere yapmayı planlasınlar.
Mimarlarımız en güzel binaları tasarlasın.
Yeni bir şehir kurulurken uzmanlara görev verin ve asla uzmanların işine müdahale etmeyin.
Eğer müdahale ederseniz, Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin yerini belirleyen o iki siyasetçinin durumuna düşersiniz.
Bırakın işi bilenler işini yapsın.
Yine de sizler, biz yaptık diye övünebilirsiniz.
Malatya’ya yapılan hizmetleri çekilemez hale getirmeyin.