ALTIN
 2.468,19
DOLAR
 32,4306
STERLİN
40,3674
EURO
 34,5013

ANADOLU’DA KÖŞE YAZARI OLMAK…

Kayseri Büyükşehir Gazeteciler Cemiyeti tarafından Demokrasi için Medya/ Medya için Demokrasi Projesi kapsamında düzenlenen, “Basın Evi Söyleşileri” etkinliğinin ilki yapıldı. 

18 Şubat 2020 01:40
ANADOLU’DA KÖŞE YAZARI OLMAK…

“Anadolu’da köşe yazarı olmak..” konulu etkinliğe Haber Kayseri Gazetesi Köşe Yazarı Kadir Dayıoğlu ve Kayseri Yeni Haber Gazetesi Köşe Yazarı Hami Kıranatlıoğlu konuşmacı olarak katıldı.
İlgiyle ve seçkin bir davetli topluluğunun katılımı ile KBGC Basın Evi Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğin moderatörlüğünü, KBGC Başkanı Üstün Tuncer yaptı.
KBGC Başkanı Üstün Tuncer, konuşmasında Kayseri basını hakkında bilgiler verdi ve Kayseri’nin, Ankara’nın doğusunda yer alan en önemli ve en büyük basın merkezlerinden birisi olduğunu söyledi. Demokrasilerin vazgeçilmez unsurlarından en önemlisinin basın özgürlüğü olduğuna dikkat çeken Başkan Üstün Tuncer, günümüzde yaşanan gelişmelerden örnekler vererek, demokrasilerin gelişmesi ve toplumun bütün kesimlerince benimsenmesi için özgür bir ortama ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.
Başkan Tuncer, etik değerlere vurgu yaparken, gazetecilerin hak ve sorumluluklarını hatırlattı. Başkan Üstün Tuncer, kamu görevi yapan gazetecilerin toplumu aydınlatma ve bilgilendirme görevlerini yerine getirebilmeleri için ekonomik ve sosyal şartlarda yeni düzenlemelere şiddetle ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Başkan Tuncer, konuşmacı olarak neden Kadir Dayıoğlu ve Hami Kıranatlıoğu sorusuna, “Her iki yazarımızda, Kayseri halkı tarafından yakından takip ediliyor. Yaşadığımız kentin ve insanlarının, ülkemizin ve dünyamızın tüm sorunlarına parmak basıp yol gösteriyor, bilgi veriyor ve aydınlatıyorlar. Küresel ısınmadan, çevre sorunlarına, şehrin imar hareketlerinden, turizm sorunlarına kadar hemen hemen her alanda araştırıyor ve yazı kaleme alıyorlar. . Kamu yöneticilerinin çalışmalarını takip ediyor, eleştiriyor ve yol gösteriyorlar. Kente ve insanlarımıza yararlı çalışmalar yapıyorlar. En şiddetli eleştirileri bile yerinde karşılanıyor, kamu yöneticileri de, zaman zaman bu iki yazarımızdan feyz aldıklarını ve çalışmalarını bu görüşler doğrultusunda düzelttiklerini ifade ediyorlar. Bu özellikleri, bu iki yazarımızı konuk etmemiz, dinlememiz için yeterlidir.. Bilgi birikimleri ve deneyimlerinden yararlanmayı arzu ettik” şeklinde cevap verdi.

Demokrasi için Medya/ Medya için Demokrasi Projesi kapsamında KBGC Basın Evi tarafından düzenlenen etkinlikte, Kayseri’nin iki önemli kalemi Kadir Dayıoğlu ve Hami Kıranatlıoğlu, öncelikle gazetecilik, yerel basın ve köşe yazarlığını masaya yatırırken, bazı anılarını da katılımcılar ile paylaştılar. Dayıoğlu, “Ben hiçbir zaman kendimi bir gazeteci gibi görmedim. Sahada çalışan gazetecilerin hakkını her zaman teslim ederim. Basın Dünyası’nda yer almak ve gazetecilerle birlikte çalışmak beni sonsuz mutlu ediyor. Ben, dünyada, ülkemde ve yaşadığım şehirde gelişen olayları değerlendiren, eleştiren ve yol gösteren bir anlayış içinde yazı yazıyorum. Şunu açıkça söylemeliyim, ben muhalif bir yazarım. Yazılarımı, bu akış içinde değerlendirebilirsiniz” dedi.
Köşe Yazarı Hami Kıranatlıoğlu ise, “Sosyal Medya’da kaleme aldığım yazılar ilgi toplamaya başlayınca, yazılı basına geçiş yaptım. Bende, muhalif bir yazarım. Yaşadığım, gördüğüm, gözlediğim yahut duyduğum her olayı araştırıyor, zaman zaman ironi yaparak, zaman zamanda, açık bir şekilde kaleme alıp okurlarıma iletiyorum. Sosyal medyada, 3-5 takipci ile başlayan okur sayım, bugün binleri, on binleri geçiyor. Okur ve takipçi sayısı arttıkça, “Bu konuda doğru yazmışım” diyor ve kalemi elime alıp yazıyor, yazıyorum. Ben, yazılarımı önce kalemle özel defterime kaydediyor, daha sonra gazeteme gönderiyorum. Baskı ve oto sansür zaman zaman ortaya çıkıyor. Ancak, köşe yazarlığı yaptığım yayın organı sahibinden her hangi bir baskı yahut telkin görmedim. Bir kez, yazımı kendi isteğimle beklettim ve araştırmamı tamamladıktan sonra geliştirerek yayınladım” diye konuştu.
İlk konuşmacı, Haber Kayseri Gazetesi Köşe Yazarı Kadir Dayıoğlu’nu dinleyelim.
“Yazarlığa ilgim, sanırım aileden ve babamdan geliyor. Evimizde, küçüksenemeyecek büyüklükte babama ait bir kütüphanemiz, lise yıllarında Kazım Yedekçioğlu gibi bir hocamız vardı. Bunların etkisi büyük oldu. Üniversite yıllarım, önemli yazarlarla birlikte geçti. O yılların usta kalemleri Ali Nihat Tarlan, Mehmet Kaplan, Yaşar Nuri Öztürk ve Hatemiler gibi isimlerle birlikte oldum. O dönemin önemli dergilerinden birisi olan Hareket Dergisi’nde hem düzeltmen, hem satış elemanı, hemen her alan da görev yaptım. Gazetelerde köşe yazarlığı hikayem, yakın dostum Anadolu Gazetesi sahibi Mustafa Yeğenağa’nın önerisi ile başladı. Okul arkadaşım ve aile dostumdu. Akşam oturmalarında kentin çeşitli sorunları üzerine tartışmalar yapar, siyasi, sosyal ve ekonomik konuları tartışmaya açardık. . Bir gün bana, “Bunları güzel güzel anlatıyorsun, tamam.. Bunları, sadece biz dinliyoruz. Bu söylediklerini kaleme alsan ve bizim gazetede yayınlansa, çok daha yararlı bir iş yapmış olursun” dedi. Yapabilir, yazabilir miyim, diye düşünürken köşe yazarlığı maceram başladı. Beni, Anadolu Haber Gazetesi ile medya havuzunun içine attılar. Ve, o günden bu yana hala yazıyor, yazıyorum.. Ben muhalif bir yazarım. Her olaya eleştirisel bir gözle ve empati yaparak bakarım. Doğruyu bulmak için eleştiriden korkmamak lazım. Kamu yöneticilerinin yerinde ben olsam, her eleştiriyi dikkate alır, düşünür, düşünürüm.
Küçük, herkesin birbirini tanıdığı bir şehirde köşe yazarlığı, gazetecilik yapmak çok çok zor. Buna rağmen, şu ana kadar herhangi bir kamu yöneticisinden, yakın çevremden, gazete patronlarından bir baskı görmedim. Kimse bana, “Şunu yaz, bunu yazma” diye telkinde bulunmadı. Hoş, benim karakterimi ve tepkimi de iyi bildikleri için bu gibi konularda bana pek yanaşmak istemezler.. Sadece bir kez, bir belediye başkanımız, “Keşke, bana bir sorsaydın, daha sonra yazsaydın” diye bir sitemde bulundu. Şunu da açıkça söylemeliyim, “Şehirde malzeme çok, ama cesaretin varsa yazabilirsin”, umarım ne demek istediğimi anlamışınızdır..”


Şimdi söz, Kayseri Haber Gazetesi Köşe Yazarı Hami Kıranatlıoğlu’nda, yerel basını ve köşe yazarlığını birde O’nun ağzından dinleyelim.
“Anadolu’da gazetecilik ve köşe yazarlığı yapmak gerçekten çok zor. Her yönü ile zor. Gazeteciliğin ne kadar zor bir meslek olduğunu, ne kadar önemli bir görev üstlendiklerini ve sorumluluklarının ne kadar ağır olduğunu, birkaç yıl önce, köşe yazarlığına başladığım günlerde öğrendim ve çok iyi anladım. Aslında, benim hikayem sosyal medyayı kullanmakla başladı. İnternet üzerinden bazı düşüncelerimi yakınarkadaşlarımla paylaşmaya başladım. Zamanla, takipçim sayısı öylesine hızla artı ki, inanın bende şaşkına döndüm. İnternet medyasının gücünü o zaman fark ettim. 3-5 kişi tarafında izlenirken, birden bire 300-500 kişi, zamanla binlerce kişi tarafından izlenmeye başladım. Çevremden, yazılarımı beğenen arkadaşlarım, gazetelere de yazmam gerektiğini söylediler. Gazeteci dostum Recep Bulut’un önerisi ile yazılı basında da yazılarım yayınlanmaya başladı. Bugün, binlerce okuru olan bir yazar konumuna geldim. Yazdıkça ve tepkileri aldıkça daha da yazmak istiyorum. Bende, muhalif bir yazarım. İnsanlar, bizden methiye beklememeli. Tabi ki, takdir edilecek olayları olduğu gibi aktarırsınız, ama, doğruya ve gerçeğe ulaşmak içinde eleştiriye şiddetle ihtiyaç duyarsınız. Eleştiri, insanı en güzel olana taşır, ben buna inanıyorum. Zaman zaman ironik yazılar kaleme alıyorum. İnsanlar, bu tip yazıları da dikkatle takip ediyor, ilgiyle okuyorlar, çok da hoşlarına gidiyor. Zaman zaman ironi yapmak., insan ruhuna çok iyi geliyor. Şaşırdığım bir konu, insanlar ironi yaparak verdiğiniz mesajları o kadar net algılıyorlar ki, bu da, yazınızın amacına ulaştığını size gösteriyor.


Ben köşe yazarlığına geç başlayanlardanım. Ancak, basına yabancı değildim. ANAP İl başkanlığı yaptığım, yönetim kurullarında görev aldığım dönemlerde, sporculuk yaşamımda gazeteciler ile hep beraber oldum. İlgim, o günlerde başladı ve son 3 yılda fiilen yazarlığa geçişime yol açtı.
Gazetecilik zor.. Kövşe yazarlığı da öyle.. Özellikle, çağımızda yaşanan hızlı gelişmeler, yazılı basını çok zor durumda bıraktı. İnternet Medyası’nın devreye girmesi, hızı, bilgiye ve habere ulaşmanın kolaylığı, yazılı basının önünde büyük bir engel olarak ortaya çıktı. Yazılı basın, bu engeli aşmak ve kendisini yaşanan hızlı teknolojik gelişime uydurması için yeni atılımlar yapmak zorundadır. Yazılı basın tabii ki, hiçbir zaman yok olmayacaktır. Ancak, ayakta kalabilmek için, teknolojik gelişimi iyi takip etmeli, kendisini bu sürece katıp, yeniliklere ayak uydurmalıdır. Aksi takdirde, çalışma koşulları daha da kötüleşebilir, traj kayıpları ve buna bağlı ekonomik kayıplar yaşanabilir. Nitekim, son dönemde yaygın basında yaşanan gelişmeler bunun açık göstergesidir. Ana akım dediğimiz yaygın medya da, büyük sermaye gücüne sahip gazeteler bile, yayın hayatına son vermektedir. Gelişmelerden yerel basının kendisini koruması hemen hemen imkansız gibi görünüyor.“


Etkinliğin, soru- cevap bölümünün ardından, katılımcılar, Kayseri Basını’na önemli önemli hizmetleri geçen Mustafa Gümüşkaynak, Nejat Çeven, Hasan Parkan, Güntaç Aktan, Fahri İkiler, Mahmut Sabah gibi isimlerin unutulmaması gerektiğini hatırlatarak, bu isimler adına özel günler düzenlenmesi isteğinde bulundular.

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.