Songül Yakışan / Fotoğraf: DepoPhotos
Türk kadın futbolunun tecrübeli kalecisi Selda Akgöz, yıllardır hem kulüp hem de milli takım performansıyla adından söz ettirerek pek çok kadına ilham oluyor. 32 yaşındaki file bekçisi 2015’ten bu yana A Milli Takım kalesini koruyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi Fomget formasıyla sahaya çıkan Akgöz, 2021–22 sezonunda ALG Spor, ardından 2022–23 ve 2024–25 sezonlarında Fomget ile lig şampiyonlukları yaşadı. 2023–24 sezonunda ise “Yılın Kalecisi” ödülüne layık görüldü.
Küçük bir oyundan en büyük tutkuya
Futbol, Selda Akgöz için küçük bir oyun olarak başladı; zamanla ise hayatının en büyük tutkusuna dönüştü. Mahallede erkek çocuklarının arasında top oynarken kendi yolunu çizen Akgöz, bugün milli takımın kalecisi olarak sahada sadece yeteneğini değil aynı zamanda kadın futboluna olan inancını da ortaya koyuyor.
Başlangıçta çevresinden önyargılarla karşılaşsa da ailesinin desteği Selda Akgöz’ün en büyük dayanağı oldu. Akgöz ilk yıllarını, ‘Kız kısmı futbol oynar mı?’ soruları çok geldi ama annem ve babam bana hep güven verdi. Onların desteği olmasa bugün burada olamazdım” sözleriyle anlatıyor.
Kalede beklenmedik başlangıç
Akgöz, kaleci olma sürecini ise şöyle anlatıyor: “Aslında başta kaleci olmak gibi bir isteğim yoktu. Ama hocam bir gün beni kaleye koydu ve orada kalbim sanki ‘işte burası’ dedi. O his hiç değişmedi; kalenin bana yakıştığını gördüm. Kalede olmak hem yalnızlık hem de liderlik demek. Bazen yalnız hissettiğim anlar oldu. Ama bu bana çok şey öğretti. Dayanıklılığı, sabrı ve her zaman son ana kadar mücadele etmeyi. Hayatta da aynı şeyi öğrendim: Ne olursa olsun ayakta durmayı.”
Maç öncesi ritüeller ve baskıyla baş etmek
Maçlardan önce hep aynı müzikleri dinleyen, dua eden ve eldivenlerine dokunan Selda Akgöz, bu ritüelin kendisine güven verdiğini söylüyor. Milli formayla oynadığı bazı maçlarda hata yapma lüksü olmadığını hissettiğini ancak baskının onu daha da güçlendirdiğini ifade eden Akgöz, “O baskının, ona daha çok güç kattığını” da aktarıyor.
Kadın futbolundaki önyargılar
Türkiye’de kadın futbolunun hâlâ kat etmesi gereken bir yol olduğunu söyleyen Akgöz, en büyük önyargının kadın futbolunun ciddiye alınmaması olduğunu vurguluyor ve “Biz bu işi profesyonelce yapıyoruz ve sahada her anlamda saygıyı hak ediyoruz” diyor. Akgöz, alt yaş gruplarındaki kız çocuklarına ise “Asla vazgeçmeyin. Yorulacaklar, zorlanacaklar ama futbolcu olmanın gururu ve keyfi her şeye değiyor” tavsiyesi veriyor.
Saha dışı hayatı ve idolü
Saha dışında Selda Akgöz’ü kitap okurken, kahve içerken, sevdikleriyle vakit geçirirken veya uzun yürüyüşlerde kafasını toplarken görmek mümkün. Küçüklüğünde idolü futbolcu Oliver Kahn olan Selda Akgöz, onun hırsı ve kaleye hakimiyetinden çok etkilendiğini belirtiyor. Futbolculuk sonrası genç kalecilerle çalışmayı ve deneyimlerini aktarmayı hayal eden Akgöz, “Belki bir gün antrenörlük…” diyor. Futbol kariyerindeki en özel anı ise milli formayı ilk kez giydiği zaman; “O an tüylerim diken diken olmuştu” diyerek bu büyük gururu yaşadığını vurguluyor.
Kadın futbolunun görünürlüğü için mücadele
Akgöz, kadın futbolcuların karşılaştığı önyargılar, maddi imkânsızlıklar ve görmezden gelinmek gibi sorunları kabul edilemez buluyor.
“Kadın futbolunun daha görünür olması için daha çok proje, daha çok medya desteği şart” diyen Akgöz, 20 yıl sonra kendi belgeseli yapılsa adını “Kalede Bir Ömür” koyacağını söylüyor. Akgöz, dili olsa eldivenlerinin kendisi için şöyle konuşacağını hayal ediyor: “Bu eller hiç pes etmedi.”
Haber:9.Köy

Malatya'da Safran Üretimi Başarılı Oldu
Yeşilyurt’ta Yatırımlar Teker Teker Hayata Geçiyor
Deprem Nedenli Göç Çalıştayı Sürüyor
MOTAŞ’A 30 ŞOFÖR ALIMI YAPILACAK

































