Her şey yaratıldığı doğal hali ile güzeldir.
İnsan eli karıştıkça karışıyor.
Yama dağında doğal büyüyen çok lezzetli meyveler vardı. Güz mevsiminde grup halinde kadınlı erkekli torba alıp meyve toplamaya giderdik. Herkes toplar kendi çuvalına koyardı. Eve getirdiğimiz zaman doğal kokuları bütün evi sarardı. Bekledikçe daha da lezzetlenirdi.
Göç zamanı göçle beraber yün çuvallara koyup getirirdik. Komşulara, gelen misafirlere ikram ederdik.
Çocuk iken çerez gibi cebimize koyup yerdik.
Turşık (dağ eriği) tarhana gibi kurutulurdu. Kışın sobada kaynatılır şerbeti yapılırdı. Şifalı olduğu için kışın hastalara gönderilirdi.
Dağ armudu (şekok) toplamaya giderdik.
Sopalarla, taşlarla silkelerdik.Bazı sarı cinsleri vardı çok lezzetli idi.
Bekledikçe bal gibi olurdu.
Yama dağının şilanları (kuşburnu) çok etli lezzetli olurdu.
Ayrıca kayalar arasında yetişen (kunğuruk) uzun etli ve çekirdeksiz olurdu.
Orman içinde nadiren yetişen (tittık) dediğimiz salkımlı bir meyve vardı. Çuvalda bekledikçe lezzetlenirdi. Kendine özel bir kokusu aroması vardı.
Ufak yabani elmalar olurdu. Çuvalla gidip toplardık.

Yama dağında Hakolar deresi vardı. Toprağı çok bereketli idi. Anne annemin akrabaları olduğu için meyve getirmeye giderdik. Kara erik, ceviz, elma toplardık.
Ayrıca orada çemen dediğimiz diken şeklinde bir baharat bitkisi vardı. Kadınlar toplanır çemen toplamaya giderdi. Çuvallara doldurup getirirlerdi. Çok keskin bir kokusu vardı. O bitkiyi başka bir yerde görmedim.
Yama Dağı'ndan hayvanlarla, göçle iki buçuk günde Yazıhan'a kadar yürüyerek gelirdik. Yolda gelirken aluç toplardık.
Hekimhan'ın alucu meşhurdur.Aluçlar iri lezzetli idi. Dostal'da sahipsiz iki tane kör ceviz vardı. Kör cevizler kabuğundan zor çıkar ama çok lezzetlidir. Cevizleri silkeler yerdik.
İnsan doğa ile huzur bulur. Eskiden saatlerce yol yürürdük. Eskinin havası, suyu temizdi. Temiz açık havada yediğimiz bir çökelik dürümü şimdiki en iyi kebaptan daha lezzetli idi. Kalp hastalığı, tansiyon gibi hastalıklar yoktu. Yediğimiz içtiğimiz herşey doğaldı. Şifalı idi.
Babalarımız koca çuvalları katırların üzerine atarlardı. Kimsede bel ağrısı yoktu.
Doğal hayattan uzaklaşınca hastalıklar çoğaldı.İnsanlar hayattan lezzet alamaz oldu.
Gittikçe insanlar doğal hayattan uzaklaşıyor. Yaylalar, köyler boşalıyor.
Bakalım zaman daha bize neyi gösterecek.



Başkan Er Mevlana Orta Okulunu Ziyaret Etti
ARGUVAN’DA CUMHURİYET COŞKUSU
BATTALGAZİ’DE KIŞ ÖNCESİ YOĞUN ASFALT ÇALIŞMASI
Gülistan Teyze Asfalt İstedi, Belediye Kolları Sıvadı

































