Kuzgun, başarı ve mutluluğun, kişinin ilgi duyduğu ve yeteneklerine uygun alanlarda daha mümkün olduğunu ifade ederek, “Puanınız kadar kendinizi tanımanız, geleceğiniz için kritik öneme sahip. Kendi güçlü yönlerini bilmeyen bir adayın, sadece yüksek puanlı bir bölüme yerleşmesi uzun vadede yetersiz kalabilir,” dedi.

Kendini Tanımak İlk Adım

Adayların, tercih sürecine başlamadan önce kendilerine bazı temel sorular sorması gerektiğini ifade eden Kuzgun, “Boş zamanlarımda ne yapmaktan hoşlanırım? Hangi derslerde başarılıyım? gibi sorular, ilgi alanlarını keşfetmeye yardımcı olur. Eğer hâlâ kararsızlarsa, kişilik testlerinden ya da kariyer danışmanlığından destek alabilirler,” diye konuştu.

Bölümün Ne Yaptığını İyi Anlayın

Bölüm isimlerinin ötesine geçilmesi gerektiğini vurgulayan Kuzgun, “Birçok aday bölümün adını bilse de içerik ve iş imkanlarını yeterince araştırmadan tercih yapıyor. Örneğin, Psikoloji sadece klinik alanda sınırlı değil; endüstriyel psikoloji, spor psikolojisi gibi pek çok alt dalı var. Bilgisayar Mühendisliği ise yalnızca kod yazmaktan ibaret değil; yapay zeka, siber güvenlik, oyun geliştirme gibi farklı alanlara da kapı aralıyor,” dedi. Kuzgun, adayların üniversitelerin tanıtım günlerine katılmalarını, bölüm mezunlarıyla ya da halen öğrencilerle görüşerek bilgi almalarını da önerdi.

Üniversite Olanakları Kararınızı Etkiler

Aynı bölümün farklı üniversitelerde farklı olanaklarla sunulabileceğine dikkat çeken Kuzgun, “Mühendislik düşünen bir aday için laboratuvar altyapısı, İşletme için girişimcilik destekleri, Güzel Sanatlar için stüdyo ve sergi imkânları çok önemlidir. Bu farklılıklar kariyer gelişimini doğrudan etkiler,” ifadelerini kullandı. İstanbul Rumeli Üniversitesi’nin uygulama temelli eğitim sistemi, güçlü staj olanakları ve kariyer merkeziyle öğrencilere ilgi alanlarına göre gelişim fırsatları sunduğunu da sözlerine ekledi.

Geleceğin Mesleklerine Odaklanın

Tercih döneminde yalnızca bugünü değil, geleceği de düşünmek gerektiğini belirten Kuzgun, “Yapay Zeka, Veri Bilimi, Siber Güvenlik gibi alanlar geleceğin yükselen meslekleri arasında. Aynı şekilde, Ergoterapi, Dil ve Konuşma Terapisi gibi sağlık alanları da giderek daha çok ihtiyaç duyulan branşlar haline geliyor. Adaylar ‘10 yıl sonra bu bölüm nerede olacak?’ sorusunu kendilerine sormalı,” diye konuştu.

Alternatifleri Değerlendirin

Üniversitede seçilecek bölümün tek seçenek olmadığını vurgulayan Kuzgun, “Çift Anadal, Yandal, Erasmus, staj ve sertifika programları gibi olanaklarla öğrenciler kendilerini birçok alanda geliştirebilir. Ayrıca girişimcilik düşünen adaylar için üniversitelerin sunduğu destekler de önemli bir kıstas,” dedi.

Son olarak, İstanbul Rumeli Üniversitesi’nin öğrenci odaklı yaklaşımı ve çağın ihtiyaçlarına uygun bölümleriyle adayların yanında olduğunu belirten Kuzgun, “YKS puanı yalnızca bir başlangıç. Önemli olan, tutkuyla bağlanacağınız alanı bulmak,” ifadesini kullandı.