Ali Ekber Pekşen

EĞİTİM AYKIRI İNSANLAR YETİŞTİRMELİ

09 Kasım 2023 07:57

Çocuk denilecek yaşta, tesadüfler her birimizi bir yerlere sürükledi. Tesadüflerin sürüklediği yaşamışlıklarda öncelikler, günün belirleyenlerine göre sıralandı. Günün belirleyeni ise, geleceği hakkında karar verilen kişinin iradesi değil, otorite olarak anılan merkez oldu.
Bu otorite; doğumdan okul hayatına kadar geçen ilk çocukluk olarak adlandırılan dönemde doğası gereği aile, örgün okul eğitiminin başlamasıyla birlikte de, her zaman ve değişmez bir şekilde merkezi devlet oldu. Merkezi devletin kuruluşu tekçi anlayışla yapılandırıldı. Tüm toplumsal alt sistemler bu anlayışa göre düzenlendi. Merkezi devlet anlayışının; tartışmaya açık olmayan kabulleri, öncesiz ve sonrasız olarak herkesçe benimsenmesi gereken değerleri, ilelebet değişmeyeceğini düşündüğü ve saygı duyulmasını istediği sembolleri ve kutsalları oldu.
Geleneksel aile; çocuk eğitiminde alışkanlıklarıyla davrandı ve genel geçer toplumsal kabullere göre biçimlenmeleri için çaba harcadı. Aileler bir yanıyla bu kabulün gereğini yerine getirirken, diğer taraftan “mahallelinin”, “konu-komşu-hısım-akrabanın” kabul düzeyini de dikkate aldı. Alışkanlıklarla yürütülen bu işleyiş, devletin vazgeçilmezi olan ve dayatılan değerlerin dikkate alınmasını da öncelikli görev olarak üstlendi. Kendiliğinden, doğaçlama ve geleneksel alışkanlıklarla yürüyen bu süreç, çocukluk döneminin sınırlayanı oldu.
Ülkenin ve o günün şartları, bulunduğumuz çevre ya da yerleşke, ailelerimizin sosyo-ekonomik, kültürel durumu, eğitimi ve beklentileri gibi birçok neden, bizlere yaşımızın üzerinde roller yükledi. Beklentiler şeklinde yüklenen ve mutlak çerçevesi çizilmiş şekilde yerine getirilmesi ya da eksiksiz yapılması gereken roller, bizleri bir anlamda baskı altına aldı. Bu tespit, verili durumun herkesi aynı şekilde etkilediği anlamı taşımıyor. Ancak, aynı dönem çocuklarını bir şekilde az ya da çok etkiledi.
Örgün eğitimle birlikte öğrencilik hayatının önceliği, başarı sayılacak notlar almaya ve sınıfları en iyi dereceyle geçmeye endeksliydi. Kişisel özellikler ve kişiye özgü bireysel ayrıcalık olarak adlandırılan yeterlilikler akla gelmedi. Kişisel ayrıcalıkların keşfi ya da geliştirilmesi ve beceriler edinme öncelik sırasına giremedi.
Sistem her bireyi, kendisinin belirlediği ve “BAŞARI” olarak adlandırdığı bir hayata mahkûm etti. Bu bakış kişileri, çocuk yaşta klişe hayatlarla buluşturdu, bir şekilde çerçeveledi ve sınırlar çizdi. Alabildiğine katı, tartışmaya açık olmayan tabu hayatlara hapsetti. Falanca dersler en önemlidir. Sınıflar yüksek notlarla geçilmelidir. İkmale kalmak ayıplanmaktır. 
Dokunulmaz değerleri ve mutlak yerine getirilmesi gerekenleri; geleneksel anlayış yazılı olmayan, ancak uyulması gereken normlar (ayıplama, kınama, dışlama) olarak benimsedi. Merkezi devlet ise tek tipçi kuruluşunun vazgeçilmezlerini destekleyen bu normları dikkate alarak, yapılacakları kesinlikle uyulması gereken kurallar olarak listeledi. Eğitim dahil tüm alt sistemler bu kabuller doğrultusunda, merkezi devlet sisteminin sürekliliğini sağlayacak insanı yetiştirecek şekilde formatlandı. Sisteminin işleyişi bu öncelikleri yerine getirmek üzere düzenlendi. Tartışmaya açık olmayan ve listelenerek dayatılan bu yapılacaklar, istenen özelliklerle donatılmış insanları yetiştirme amaçlıydı.
Bu temel amaç; vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğü, beka meselesi, bizi içten ve dıştan yıkmak isteyen nifak merkezlerine karşı birlik olma ideallerini ön plana çıkaran ve duygulara hitap eden merkezi politikalarla toplumsal hayatın her alanında sürekli gündemi belirledi. Hamasetin her şeyin üzerinde işlevsel olduğu bu devlet aklıyla, gelecek nesiller, “Kendini ülkene ve milletine adayacaksın…” ifadesinde somutlaşan anlayışla biçimlendirilecek şekilde eğitime tabi tutuldu. Güvenlikçi politikaları ön plana çıkaran yönetim anlayışına göre yürütülen bu uygulamalar, ağırlıklı olarak insanların yönlendirilmesini esas aldı. Geleneksel çocuk yetiştirme tarzıyla bütünleşen eğitim faaliyetleri, insanların farklılıklarını, yaratıcılıklarını ve aykırılıklarını görmezden geldi. Aykırılıkları ve farklılıkları törpüledi.
Hakikatler detaylarda gizlidir. Hakiki olana ulaşmak için, hayatı bütün detaylarıyla mercek altına almalıyız. Geleneksel çocuk yetiştirme anlayışını ve örgün eğitim sistemini sorgulamalıyız. Farklılıkları zenginleştirecek yol ve yordam üzerine yoğunlaşmalıyız.
Her birimizin benimsediği, reddettiği, kabullendiği, eleştirdiği, itiraz ettiği değerler olabilir. Birçoğu ideolojik bakışımızdan kaynaklı da olabilir. Bu durum kabul edilmelidir. Her birimiz farklı insanlarız. Farklılıklarımız var. Farklılıklarımız zenginliğimizdir. 
Hayata ve geleceğe yön verenler; herkesin dışına çıkabilenler, hayallerinin peşinde koşanlar ve “herkes gibi” olmayanlardır. Nasıl bir eğitim? Sorusunun cevabını, aykırı insanlar geleceği belirler gerçeğini dikkate alarak, detaylarıyla düşünmeliyiz. Bir yüz yılı daha feda etmemek için, aykırı insanlar yetiştirecek eğitim sistemi üzerinde çalışmalıyız. Farklı düşüncelerin ufkumuzu açacağı gerçeğinden hareket etmeliyiz.
 

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

NİYET OKUMA
06 Ekim 2025 07:57

OECD "BİR BAKIŞTA EĞİTİM 2025" RAPORU ve DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
17 Eylul 2025 07:57

DEVLETTE ŞEFFAFLIK
14 Ağustos 2025 07:57

HİÇBİR YERLİYİM
06 Ağustos 2025 07:57

ÇERÇEVELENMİŞ HAYATLAR (4)
28 Nisan 2025 07:57

KİTAPLARLA BULUŞAN DOSTLUK
20 Nisan 2025 07:57

HÜSEYİN ANIL – GÜNEŞİN OĞLU ve ŞİİR
02 Nisan 2025 07:57

ÇERÇEVELENMİŞ HAYATLAR (3)
27 Mart 2025 07:57

ÇERÇEVELENMİŞ HAYATLAR (1)
27 Şubat 2025 07:57

ÇOK ŞEYE YETİŞMEK LAZIMDI!
11 Şubat 2025 07:57

AZ GELİŞMİŞLİK SARMALI
02 Şubat 2025 07:57

BURUK SEVİNÇ (Mehmet Emin Turgut)
02 Kasım 2024 07:57

TOTALİTARİZM ÇIKMAZ SOKAKTIR
14 Ekim 2024 07:57

TOTALİTARİZM ÇIKMAZ SOKAKTIR
07 Ekim 2024 07:57

BABAMIN ÖLDÜĞÜ YAŞTAYIM
19 Eylul 2024 07:57

TOTALİTARİZMİN NORMALİNDEN KUTULMALIYIZ
09 Eylul 2024 07:57

İNSAN, MERAK ve ÖĞRENME
29 Temmuz 2024 07:57

POPÜLİST YÖNETİM – VASATLAR CENNETİ
25 Haziran 2024 07:57

KIRMIZI PERÇEMLİ
19 Haziran 2024 07:57

EĞİTİM SİSTEMİNİN HAZİRAN SENDROMU
30 Mayıs 2024 07:57

DEVLETİN EĞİTİM FELSEFESİ ve YATILI OKULLAR
29 Nisan 2024 07:57

EĞİTİM YÖNETİMİ ve BAŞARIDA ÖĞRETMEN ROLÜ
27 Nisan 2024 07:57

EĞİTİM SİSTEMİNDEN BEKLENTİLER
15 Nisan 2024 07:57

MÜESSES NİZAMIN KORUYUCUSU EĞİTİM SİSTEMİ
23 Mart 2024 07:57

EĞİTİM SİSTEMİNİN TARİHİ AÇMAZLARI ve MÜFREDATLAR
20 Mart 2024 07:57

EĞİTİM SİSTEMİNİN TARİHİ AÇMAZLARI ve MÜFREDATLAR
08 Mart 2024 07:57

KADIN HAKLARI
03 Mart 2024 07:57

ALIŞKANLIK, UNUTMA, HATIRLAMA
12 Şubat 2024 07:57

TÜRKİYE ZOR GÜNLER YAŞAMAKTA
01 Şubat 2024 07:57

POPÜLİZM ve OTORİTER YÖNETİMLER
08 Ocak 2024 07:57

EĞİTİM SİSTEMİ SORUNSALI
25 Aralık 2023 07:57

EĞİTİM AYKIRI RENKLERİ GÖREBİLMEKTİR
04 Aralık 2023 07:57

OKULLAR ve NİTELİKLİ EĞİTİM
12 Eylul 2023 07:57

BİR ÖLÜM VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
25 Temmuz 2023 07:57

HERKESLEŞME
03 Temmuz 2023 07:57

RUHUMA DOKUNAN FİLMLER
02 Haziran 2023 07:57

SIRADANLAŞMA
02 Haziran 2023 07:57

BİREYİN EĞİTİMİ VE 'KENDİSİ' OLMASI
27 Şubat 2023 07:57

Tüm Yazılar