Ali Ekber Pekşen

NİYET OKUMA
06 Ekim 2025 02:30Bir fotoğraf karesinde görünenlerden yola çıkarak derin siyasi analizler okuduk. Analizler genellikle kesin hüküm cümleleriyle, epeyce suçlayıcı bir dille ve “biz baştan beri böyle olacağını biliyorduk” türünden çok bilmiş bir üslupla yapıldı. Bu analizlerin temel nedeni, fotoğrafta yer alan figürlerin Türkiye merkez siyasetinin öteden beri görmezden geldiği, ötekileştirdiği, yer yer yok saymayı kendisine hak olarak gördüğü, sıkıştığında beka meselesine gerekçe olarak “bölücü” sıfatıyla yaftalamakta beis görmediği kesimin ana aktörlerinin görüntüleriydi.
Bu siyasi aktörlerin bu zorlu coğrafyada her şart altında evrensel hukuktan yana oluşları, amasız, fakatsız demokrasiyi savunmaları, eşit yurttaşlık temelli yönetsel yapının kurulması amacıyla verdikleri özverili mücadele, bu uğurdaki mahpuslukları, aldıkları tehditler, ödedikleri siyasi bedeller bir çırpıda yok sayıldı.
Fotoğraf karesinde görünenlerden yola çıkarak, jest ve mimiklere, vücut duruşuna, gözlerin kamera kaydındaki bakışına göre derin siyasi analizlere girişildi. Bu analizleri yapanların elbette eleştiri hakları vardır. Fotoğraf karesinde yer alanların duruşundan, bir siyasetin bütün mücadele tarihini göz ardı eden tespitlerde bulunmak ve ileriye yönelik kestirimler, günlük siyaseti yazanların tıkanmışlığının işaretidir. Bir başka boyutuyla da hakikatin önemsizleşmesi ve popülizme teslim olmaktır.
Hakikatin önemsizleşmesi ve popülizme teslimiyet, bir tür bilişsel çarpıtmayı da beraberinde getirir. Bu fotoğraflarla ilgili analizleri ve tespitleri günün siyasetinin gereği yapanların mantık kurgusunun temeli, başkaca insanların kendisi gibi düşündüğü, kendisi gibi hissettiği varsayımına dayanmaktadır. Bu mantık kurgusu bireyi; hayatta olan, biten her olay, olgu ya da durumun kendi dünyasında kabul gördüğü biçimiyle başkalarının görüş ve düşüncesini de yansıttığı yanılgısını hayattaki tek gerçek, hatta mutlak doğru gibi algılamaya ve bu algıyla oluşan düşünceyi herkesi kapsayacak şekilde ifade etmeye ulaştırmaktadır.
Hemen hemen her insanın hayatında otomatik olarak ortaya çıkan birtakım tepkiler vardır. Kişi geçmiş yaşantılarının ürünü edindiği bilgiler doğrultusunda, aniden ve ilk kez karşılaşılan yeni bir durum, olay, olgularla ilgili otomatik tepkilerde bulunur. Bu tepkiler çoğunlukla anlıktır ve bilinç dışı gelişirler. Sıklıkla karşılaşılan benzer durumlarla ilgili tepkiler adeta rutine bağlanmış şekilde devam eder. Rutine bağlanan bu tepkiler, bilişsel çarpıtmaların dayanağını da oluştururlar.
Otomatik olarak devam ve tekrar eden bu değerlendirmeler bir bakıma ön yargılar şeklinde ortaya çıkarlar ve zamanla pekişirler. Bu durumda kişi mevcut olaylar ya da gelişmelerle ilgili tepkilerinin doğru olup olmadığını kontrol gereği de duymaz. Çünkü bunlar adeta damıtılmış bilgilerin ve geçmiş anlamlı yaşanmışlıkların ürünleridir.
Söz konusu fotoğraftaki siyasi figürlerin temsil ettiği siyaset kurumu, sürekli kapatılma engeliyle karşı karşıya kalmasına rağmen, siyasetin normal zeminde yürütülmesinden zerrece taviz vermemiş, önüne çıkarılan her türden zorluğa ve bin bir türlü engele rağmen tırnaklarıyla kazıyarak bulunduğu mevcut konumu hak etmiştir. Bu siyasi geçmişi ve onurlu duruşuyla Türkiye demokrasi mücadelesinin ana aktörlerinden biri olmayı hak etmiştir.
Bir siyasetin temsilcilerini baz alarak yapılan analizler ve siyasi değerlendirmelerdeki yok sayan ve acımasızlık içeren ifadeler ve üslup, söz konusu figürün temsil ettiği siyasi kurumun encamını yok sayan bir anlamla bütünleşir. Bu aynı zamanda bilinçli bir yok saymadır. Zira bu mantık kurgusu, adeta tırnaklarla kazınarak hak edilmiş, onurlu mücadeleleriyle tarih sahnesinde yer aldıkları gerçeğinin görmezden gelinmesidir.
Geçmiş yaşantılar en büyük öğreticidir ve ders alınacak kayıtlardır. Bu kayıtlar; bilinçli yok saymalarla, gerçeklik algısını olumsuza yönlendiren çarpıtmalarla, anlam kaymalarına yol açan analizlerle, tespitlerle ve kestirimlerle, siyaset kurumunun temsilcilerinin örnek alınacak mücadeleleriyle hak ettikleri şekilde tarihe kayıtlanan onurlu geçmişini yok edemediği ve üzerini örtemediği gerçeğini göstermektedir.
05 Ekim 2025 Bodrum
Ali Ekber PEKŞEN
Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
OECD "BİR BAKIŞTA EĞİTİM 2025" RAPORU ve DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
17 Eylul 2025 02:30
DEVLETTE ŞEFFAFLIK
14 Ağustos 2025 02:30
HİÇBİR YERLİYİM
06 Ağustos 2025 02:30
ÇERÇEVELENMİŞ HAYATLAR (4)
28 Nisan 2025 02:30
KİTAPLARLA BULUŞAN DOSTLUK
20 Nisan 2025 02:30
HÜSEYİN ANIL – GÜNEŞİN OĞLU ve ŞİİR
02 Nisan 2025 02:30
ÇERÇEVELENMİŞ HAYATLAR (3)
27 Mart 2025 02:30
ÇERÇEVELENMİŞ HAYATLAR (1)
27 Şubat 2025 02:30
ÇOK ŞEYE YETİŞMEK LAZIMDI!
11 Şubat 2025 02:30
AZ GELİŞMİŞLİK SARMALI
02 Şubat 2025 02:30
BURUK SEVİNÇ (Mehmet Emin Turgut)
02 Kasım 2024 02:30
TOTALİTARİZM ÇIKMAZ SOKAKTIR
14 Ekim 2024 02:30
TOTALİTARİZM ÇIKMAZ SOKAKTIR
07 Ekim 2024 02:30
BABAMIN ÖLDÜĞÜ YAŞTAYIM
19 Eylul 2024 02:30
TOTALİTARİZMİN NORMALİNDEN KUTULMALIYIZ
09 Eylul 2024 02:30
İNSAN, MERAK ve ÖĞRENME
29 Temmuz 2024 02:30
POPÜLİST YÖNETİM – VASATLAR CENNETİ
25 Haziran 2024 02:30
KIRMIZI PERÇEMLİ
19 Haziran 2024 02:30
EĞİTİM SİSTEMİNİN HAZİRAN SENDROMU
30 Mayıs 2024 02:30
DEVLETİN EĞİTİM FELSEFESİ ve YATILI OKULLAR
29 Nisan 2024 02:30
EĞİTİM YÖNETİMİ ve BAŞARIDA ÖĞRETMEN ROLÜ
27 Nisan 2024 02:30
EĞİTİM SİSTEMİNDEN BEKLENTİLER
15 Nisan 2024 02:30
MÜESSES NİZAMIN KORUYUCUSU EĞİTİM SİSTEMİ
23 Mart 2024 02:30
EĞİTİM SİSTEMİNİN TARİHİ AÇMAZLARI ve MÜFREDATLAR
20 Mart 2024 02:30
EĞİTİM SİSTEMİNİN TARİHİ AÇMAZLARI ve MÜFREDATLAR
08 Mart 2024 02:30
KADIN HAKLARI
03 Mart 2024 02:30
ALIŞKANLIK, UNUTMA, HATIRLAMA
12 Şubat 2024 02:30
TÜRKİYE ZOR GÜNLER YAŞAMAKTA
01 Şubat 2024 02:30
POPÜLİZM ve OTORİTER YÖNETİMLER
08 Ocak 2024 02:30
EĞİTİM SİSTEMİ SORUNSALI
25 Aralık 2023 02:30
EĞİTİM AYKIRI RENKLERİ GÖREBİLMEKTİR
04 Aralık 2023 02:30
EĞİTİM AYKIRI İNSANLAR YETİŞTİRMELİ
09 Kasım 2023 02:30
OKULLAR ve NİTELİKLİ EĞİTİM
12 Eylul 2023 02:30
BİR ÖLÜM VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
25 Temmuz 2023 02:30
HERKESLEŞME
03 Temmuz 2023 02:30
RUHUMA DOKUNAN FİLMLER
02 Haziran 2023 02:30
SIRADANLAŞMA
02 Haziran 2023 02:30
BİREYİN EĞİTİMİ VE 'KENDİSİ' OLMASI
27 Şubat 2023 02:30