Ali Ekber Pekşen
ÇATIŞMA ve ÇÖZÜM SÜRECİ
26 Kasım 2025 02:09İspanya-ETA
Diktatör Franco, Cumhuriyet döneminde Baskların elde ettiği tüm özerklik haklarını iptal etti, baskı ve yasakları artırdı. Baskı ve yasaklar, Basklıları illegal örgütlenmeye götürdü. Bask dili ve kültürünün yaşatılması ve Bask bölgesinin bağımsızlığı amacıyla 31 Temmuz 1959’da ETA (Euskadi Ta Askatasuna– Bask Anayurdu ve Özgürlük) kuruldu.
ETA 2011 Eylül ayında ateşkes kararı aldı ve 10 Ocak 2011’de de kararlarının “kalıcı ve uluslararası gözlemcilerin denetimine açık olduğunu” duyurdu. 20 Ekim 2011’de yayınladığı video ile silahlı mücadeleye tamamen son verdiklerini ve demokratik bir çözüm için diyaloga hazır olduklarını açıkladı.
14 Mart 2004 seçimlerini Jose Luis Rodriguez Zapatero liderliğindeki PSOE - İspanyol Sosyalist İşçi Partisi kazandı ve 17 Nisan 2004’te iktidar oldu. Başbakan Zapatero o güne kadar silahlı örgütlerle yürütülen mücadele yöntemlerinden çok farklı bir yol izledi. Siyasi kariyerini riske edecek müzakere süreci başlatarak bütün ezberleri bozdu. ETA ile müzakere, özerk yönetimlerin istedikleri gibi haklarını kullanması stratejisini benimsedi. Şeffaf bir yol izledi. ETA ile görüşmeler süresince halkı sürekli bilgilendirdi, parlamentoyu tüm aşamalardan ve gelişmelerden haberdar etti. Sürecin bir kısım tavizler barındıran gizli pazarlıklarla değil, ülkenin huzuru ve çıkarları gereği yürütüldüğünü halka anlattı. Süreç ETA’nın siyasi kanadının ikna edilmesini, şiddete meyilli silahlı kanadının etki kaybını sağladı.
ETA’nın Bask sorununa barışçıl çözümü amaçlayan siyasi kanadı, PSOE’nin çözüm politikalarının tarafı oldu. Silahlardan arındırılmaya giden sürece katkı sundu. Bölünme dahil İspanya’yla ilgili görüş ve anlayışların tartışılacağı ve bunun fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirileceği siyasal ortam oluştu.
İngiltere-IRA
Kuzey İrlanda sorununun temeli, 1600’lü yılların başında İngiliz ve İskoç yerleşimcilerin İrlanda adasına gelip, İrlanda halkı üzerinde hegemonya kurmaya başlamasına dayanmaktadır.
IRA 1916 yılında Dublin’de kurulur ve silahlı mücadelesi sonucu 1922’de adanın güneyinde bağımsız İrlanda Cumhuriyeti kuruldu.
1960’lı yıllarda Kuzey’de yaşayan Katolik İrlandalılar İngiltere’den ayrılıp birleşik bir İrlanda devleti kurmak amacıyla IRA’yı yeniden kurdu.
1997'de İşçi Partisinin iktidarı ve Tony Blair’in Başbakanlığı, Kuzey İrlanda sorunu açısından en önemli dönüm noktalarındandır.
Blair, öncekilerin tam aksine herhangi bir ön şart koşmadan, IRA’yı parlamentoda temsil eden siyasal parti Sinn Fein lideri Gerry Adams’la görüşmelere başladı ve IRA’nın "yasal kolu" barış sürecine dahil edildi. Bu görüşmeler; “Blair, bir anlaşmanın mümkün olduğu noktasına vardı ve buna ulaşmak için bazı politik riskler almaya hazırdı.” diye yorumlanır.
Bu süreçte uluslararası oyuncular önemli roller üstlendiler. ABD Başkanı Bill Clinton, Gerry Adams’ı Beyaz Saray’a davet etti. ABD Senatörü George Mitchell, arabuluculuk rolü üstlendi. Avrupa Birliği’nin etkisi de dikkat çekici ölçüde kendini gösterdi.
Siyasal çatışma, bir siyasal sistem içinde vatandaşlar arasındaki farklı oluşumların, çeşitli toplumsal grupların, baskı gruplarının kontrolündeki siyasal temsilcilerin ve siyasal partilerin anlayışlarından kaynaklı farklılıkların sonucu ortaya çıkan anlaşmazlıklar, yer yer düşmanlık boyutuna ulaşan karşıtlıklar olarak adlandırılabilir. Temsili demokrasilerde parlamentoda tartışmalar şeklinde ortaya çıkan karşıtlıklar şeklinde kendini gösterir.
Toplumların sürekli çatışarak huzur bulamadığının dünyada çok sayıda örneği mevcuttur. Toplum artık böyle yaşayamayız, bu çatışma ortamı bizden çok şey götürmekte dediği zaman çatışmaları bitirmeyi gündemine almakta ve çözüm süreci devreye girmektedir. Çözüm süreciyle birlikte, müzakereler başlamakta, yaşanan olumsuzlukların ortadan kaldırılmasının yapıcı şekilde ele alınması gerektiği bilinciyle hareket edilmekte, şiddeti çağrıştıran iletişim dili terkedilmektedir. Müzakerelerin başarıya ulaşmasının anahtarının ise, sürecin çatışmaya dönüşmeden yürütülmesi ve barış ikliminin sağlanması için atılacak adımların şeffaflığı olduğu gerçeğinde yatmaktadır. Böylelikle kamuoyunun süreci benimsenmesi ve desteği sağlanmaktadır.
Bu sürecin en önemli ayağı, etkili iletişimdir. Farklı görüş, düşünce ve anlayışların yanlış anlaşılmalarını önleyecek bir iletişim dili benimsenmelidir. Zira tarafların ve sürece destek veren tüm siyasi kurum ve kuruluşların ve farklı toplum kesimlerinin olaya bakışını net bir şekilde anlatmalarına imkân verilmeli ve birbirlerini doğru anlamalarını sağlayacak iletişim ortamı oluşturulmalıdır.
Dünyanın başka coğrafyalarında da yaşanan ve çatışma/çözüm süreci olarak adlandırılan ve müzakerelerle yürüyen bu tür faaliyetlerde, muhatap bellidir. Çatışan taraflar ve temsilcileri vardır. Bunun yanı sıra sürece katkı sunan farklı siyasi oluşumlar mevcuttur. Sürece katkı sunan siyasi parti ya da sivil kuruluşların, tarafların belirlediği müzakereciyi, "beğenmedim, görüşmem" deme hakkı olmamalı. Sürece destek veren her kesim, süreçle ilgili tüm görüşmelere katılmalı. Çekincelerini de müzakereci ve kamuoyuyla paylaşmalı. Ben filanla görüşmem tavrı, doğrudan sürece karşı olmak gibi değerlendirilmese bile, güven kaybına neden olur.
Çatışma ve çözüm süreçlerinde, sürecin başından itibaren kamuoyuna bilgi verilmeden ve açıklama yapılmadan yürütülmesinin bir kısım zaafları olacaktır. Sürecin gizemler içeren biçimde yürütülmesi, birilerinin siyasi bekası süreçle birlikte ele alınıyor ve bu sürece bağlanıyor algısına yol açar. "Terörsüz Türkiye" vurgusunun sürekli öne çıkarılması ve bunun sağlanması durumunda yapılacak hukuki düzenlemelerin neler olacağının bilinmezliğini koruması, Türkiye'nin farklı toplum kesimlerini temsil eden demokratik kitle örgütleri ve sivil toplum kuruluşlarının sürece aktif dahil edilmemesi de çok önemli zaaflar olarak ortaya çıkmaktadır. Belki de en önemlisi, parlamentonun daha bir görünür sorumluluk üstlenmemesidir ve bu durum toplum nezdinde zaaf olarak algılanmakta ve kuşkuya yol açmaktadır. Bütün bunların neden olacağı toplumsal algı ise; irade otoritenindir, otorite her şeyin temsilcisidir ve kutsaldır. Dahası her zaman en geçerli doğruları bilen merkezdir. Otorite ne derse o olur...anlayışına toplumsal iradenin teslim edilmesidir.
Siyasetçilerin kişisel menfaat beklentilerine uygun politika izlemeleri bir yere kadar makul kabul edilir. Ancak tüm siyasi geleceğini sürece bağlayan anlayışı boşa çıkaracak olan da, yine siyaset kurumudur. Süreçten kendini vareste tutarak, görev ve sorumluluk üslenmekten imtina edilerek, söz söyleme hakkını kaybetmemek gerekir.
Dünyadaki benzer örnekler incelendiğinde görülen, ülkenin sosyal demokrat ya da sosyalist partilerinin sorumluluk alarak bu meselenin çözüme ulaştırıldığıdır. İşin doğası da bunu gerektirir. Barış “sol” bir kavramdır ve öncelikle sosyalistler ve sosyal demokratlar sahip çıkmalıdır. Türkiye’nin en büyük partisinin dahil olmadığı bir süreç sağlıklı sonuç vermez, barış da, birlikte yaşama iradesi de sakat kalır.
26 Kasım 2025
Ali Ekber PEKŞEN-Bodrum
Yorumlar (0)
Yazarın Diğer Yazıları
BARIŞIN KAYBEDENİ OLMAZ
19 Kasım 2025 02:09
NİYET OKUMA
06 Ekim 2025 02:09
OECD "BİR BAKIŞTA EĞİTİM 2025" RAPORU ve DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
17 Eylul 2025 02:09
DEVLETTE ŞEFFAFLIK
14 Ağustos 2025 02:09
HİÇBİR YERLİYİM
06 Ağustos 2025 02:09
ÇERÇEVELENMİŞ HAYATLAR (4)
28 Nisan 2025 02:09
KİTAPLARLA BULUŞAN DOSTLUK
20 Nisan 2025 02:09
HÜSEYİN ANIL – GÜNEŞİN OĞLU ve ŞİİR
02 Nisan 2025 02:09
ÇERÇEVELENMİŞ HAYATLAR (3)
27 Mart 2025 02:09
ÇERÇEVELENMİŞ HAYATLAR (1)
27 Şubat 2025 02:09
ÇOK ŞEYE YETİŞMEK LAZIMDI!
11 Şubat 2025 02:09
AZ GELİŞMİŞLİK SARMALI
02 Şubat 2025 02:09
BURUK SEVİNÇ (Mehmet Emin Turgut)
02 Kasım 2024 02:09
TOTALİTARİZM ÇIKMAZ SOKAKTIR
14 Ekim 2024 02:09
TOTALİTARİZM ÇIKMAZ SOKAKTIR
07 Ekim 2024 02:09
BABAMIN ÖLDÜĞÜ YAŞTAYIM
19 Eylul 2024 02:09
TOTALİTARİZMİN NORMALİNDEN KUTULMALIYIZ
09 Eylul 2024 02:09
İNSAN, MERAK ve ÖĞRENME
29 Temmuz 2024 02:09
POPÜLİST YÖNETİM – VASATLAR CENNETİ
25 Haziran 2024 02:09
KIRMIZI PERÇEMLİ
19 Haziran 2024 02:09
EĞİTİM SİSTEMİNİN HAZİRAN SENDROMU
30 Mayıs 2024 02:09
DEVLETİN EĞİTİM FELSEFESİ ve YATILI OKULLAR
29 Nisan 2024 02:09
EĞİTİM YÖNETİMİ ve BAŞARIDA ÖĞRETMEN ROLÜ
27 Nisan 2024 02:09
EĞİTİM SİSTEMİNDEN BEKLENTİLER
15 Nisan 2024 02:09
MÜESSES NİZAMIN KORUYUCUSU EĞİTİM SİSTEMİ
23 Mart 2024 02:09
EĞİTİM SİSTEMİNİN TARİHİ AÇMAZLARI ve MÜFREDATLAR
20 Mart 2024 02:09
EĞİTİM SİSTEMİNİN TARİHİ AÇMAZLARI ve MÜFREDATLAR
08 Mart 2024 02:09
KADIN HAKLARI
03 Mart 2024 02:09
ALIŞKANLIK, UNUTMA, HATIRLAMA
12 Şubat 2024 02:09
TÜRKİYE ZOR GÜNLER YAŞAMAKTA
01 Şubat 2024 02:09
POPÜLİZM ve OTORİTER YÖNETİMLER
08 Ocak 2024 02:09
EĞİTİM SİSTEMİ SORUNSALI
25 Aralık 2023 02:09
EĞİTİM AYKIRI RENKLERİ GÖREBİLMEKTİR
04 Aralık 2023 02:09
EĞİTİM AYKIRI İNSANLAR YETİŞTİRMELİ
09 Kasım 2023 02:09
OKULLAR ve NİTELİKLİ EĞİTİM
12 Eylul 2023 02:09
BİR ÖLÜM VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
25 Temmuz 2023 02:09
HERKESLEŞME
03 Temmuz 2023 02:09
RUHUMA DOKUNAN FİLMLER
02 Haziran 2023 02:09
SIRADANLAŞMA
02 Haziran 2023 02:09
BİREYİN EĞİTİMİ VE 'KENDİSİ' OLMASI
27 Şubat 2023 02:09
