ALTIN
 2.468,19
DOLAR
 32,4306
STERLİN
40,3674
EURO
 34,5013

MALATYA, GÜNDÜZBEY- PINARBAŞI (DERME SUYU ) KAPTAJ GEZİSİ

GÜNDÜZBEY PINARBAŞI 

"Pınarbaşı dedikleri yer Derme suyunun kaynağı.

Malatya şehir merkezine 19 Km. mesafede, 1110 metre yükseltide, Yeşilyurt İlçesi Gündüzbey beldesinin güneyindeki Kozluk Köyü sınırları içerisinde, Adıyaman - Çelikhan yolu üzerinde Beydağı eteklerinden çıkan su kaynağıdır. Roma İmparatorluğu döneminden bugüne Malatya'nın içme ve sulama suyu ihtiyacını karşılayan ana kaynaktır.

Suyun doğal akış güzergahı Gündüzbey beldesinden ve Yeşilyurt ilçelerinden geçen Büyükçay'dır. Beylerderesi ve Tohma üzerinden Fırat'a ulaşır. Ancak Gündüzbey'den itibaren başlayan kanallarla su daha yükseğe alınmış ve sırasıyla Gündüzbey, Yeşilyurt, Yakınca, Bostanbaşı, Tecde, il merkezindeki Kernek’ten akarak şehri terk etmiştir.

Pınarbaşı'na Malatya Büyükşehir Belediyesi’nin yapıp MASKİ'nin işlettiği kaptaj vasıtasıyla suyun önemli bir kısmı şebekeye alınmıştır. 1995 yılından itibaren suyun tamamı içmesuyu olarak kullanılmaktadır. Kanala Çat barajından gelen su verilmektedir. Gayet soğuk olan suda yengeç balık ve kurbağa gibi hayvanlar yaşamamaktadır. " Alıntı maski


Malatya'da her nereye gitmiş olsanız muhakkak Gündüz beye gitmemişseniz.  Malatya’ya gitmiş sayılmazsınız. Burası  Tanrı tarafından seçilmiş  kutsal bir belde. Hayatın kaynağı suyun çıktığı bir dağ sayfiyesidir.

Gündüzbey'de Çat barajından gelen su Aspuzu bağ köylerinde sulamada kullanıyor. Keklicek Hes'te elektrik üretiliyor. Dağlarında yaban hayvanları kurt, tilki domuz, geyik, dağ keçiler, ayı, keklikler yaşarmış. Kaptajın bulunduğu yerin karşındaki tepenin adı Tottik. Suyun çıktığı yerin aşağıda eskiden kilise ve  değirmen varmış.

Kaptaj'ın aşağılardan çıktınızmı kanal boyuna düşersiniz.  Bir tarafta  bağlar, bahçeler bir tarafta gürül gürül akan sular. Hava  serinliktir. İçinizin serinlediğini hissedersiniz burada. Dermede kaynar Gündüzbeyden akar Aspuzu bağ köylerine hayat verir. Tohma ırmağına dökülür. 

Gündüzbey, özellikle yaz aylarında serinliği, yemyeşil doğal güzelliği ve bol oksijenli temiz havası ile hem turistler hem de Malatya halkı tarafından çok ziyaret ediliyor. 

 Pınarbaşı yolunun her iki yanı yeşil denizin içinde onlarca mesire alanları, kır lokantaları, cafeler yapılmış.

Gündüzbeyin yeşil, serin ve sulak bahçelerinin her biri bir mesiredir. 

 Mayıs ayından , Sonbaharın Kasım ayına kadar olan zaman diliminde helede yaz aylarında Gündüzbey'in kanalın etrafı  bağları, bahçeleri şehrin keşmekeşinden kısa bir an da olsa kaçmak isteyenler, çeşit çeşit kuşların seslerini dinleyerek doğa yürüyüşü yapmaya ve tüm yorgunluğun giderildiği bir mesire yeri

Gündüzbeyde yerli halkın köyün  meydanı  körpü( köprü)dediği yerde kahvelerde, çınar, söğüt ağaçları altında,  kanalın yanı başında  oturur, bir yandan suları, suların akışlarının sesini dinleyerek, kasaplarda hazırlanan lahmacun içi, tavalar fırınlarında odun ateşinde pişirilen  yemekler yaptırılıp yenir. Bir yandanda taze, demli çayınızı yudumlar, arkadaşlarınızla sohbet eder, tavla, okey, iskambil kağıdı oynar. Dinlenirsiniz, serinlersiniz...

Ramazan ayı yaz  mevsimine rasatlamışsa Gündüzbey manevi bir havaya bürünür. İftarlar açılır, sahura kadar oturulur.

Gündüzbey kanalı

Gündüzbeyde meyva ağaçları bir korudur.  Bağ köylüleri hepsi bahçelerine meyve vermeyen ağaç dikmezler.  Kayısı, ceviz, badem, ayva, kiraz, vişne, elma, armut,  şeftali çeşitleri (Gündüzbeğ dönüğü,şam, tüysüz, incir - teker şeftali )incir, tahnebi, kureyiş üzümleri,  kızılcık, ayva, hurma, yabani böğürtlen daha nice meyvelerin yetiştiği cennetten bir köşe.

Gündüzbey deprem sonrası 

 

6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan deprem felaketinde

Malatya büyük yara aldı. 1.400 kişi hayatını kaybederken binlerce kişi yaralandı; binlerce bina yıkıldı; on binlerce bina ağır, orta ve hafif derecede hasar gördü ve sonuç olarak yaklaşık 400 bin kişi şehri terk ettiği söyleniyor.

Aradan aylar geçti ama Malatya’nın yaraları tam anlamıyla sarılmış değil. Onbinlerce kişi kışı konteynir kentlerde geçirecek.

Yıllar önce Konak ( Banazı) Tecde, Bostanbaşı(Barguzu)Yakınca, meyve kayısı bahçelerini, tarım arazilerini imara açılırken hemde on beş katlı binaların yapılmasına izin verilirken buna karşı çıkanların dikkate alınmadığı şehir, hâlen enkaz görünümde... 

  Gündüzbeyde, ağır hasar alan ve yıkımın en fazla olduğu yerlerden biriydi. O güzelim beldede koruma altına alınan tescilli tarihi evlerde yerle bir oldu.

Yeni (Teze-Hacı Yusuf Taş) Camii’nin şu anki durumu içler acısı...

"Asrın felaketi diye nitelendirilen 6 Şubat depremlerinin ardından şehrin içme suyu ihtiyacını karşılayan Gündüzbey Kaptaj Tesisi doğal su kaynağı depremin hemen sonrasında tamamen kaybolmuştu. Bir süre sonra tekrar gelen suda toprak kaynaklı bulanıklık meydana gelmişti. Farklı laboratuvarlarda yapılan analiz neticesinde suyun içerisinde herhangi bir ağır metale ve mikrobiyolojik bulguya rastlanmadı. Oluşan bulanıklığın toprak kaynaklı olduğu tespit edildi. Konu ile ilgili Genel Müdürlüğümüz birkaç kez basın bülteni ile suyun içilebilirliği ile ilgili herhangi bir sıkıntının olmadığını açıklamıştı." Maski Bülteni

1930 yıllarda Malatya Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği yapan Bayrak şairimiz Arif Nihat Asya Malatya’da bulunduğu dönemde, kentin değişik semtlerini, köy ve kasabalarını tanımış, buraların doğal güzelliklerinden etkilenmiş ve duygularını da dizelere aktarmıştır. 

 Arif Nihat Asya'yı rahmetle anarken Malatya ile ilgili şiirlerinden 'Pınarbaşı' şiiri;

PINARBAŞI

Bir gün çık Pınarbaşı’na

Beyaz köpüklere eğil.

Alnın çizgilerini suyla yıka

Bulutla sil.

 

Fısıltısı yaprakların

Bırakmayacak peşini

Rüzgârlar kendiliğinden

Üfleyecek ateşini.

.......

.......

KAPTAJ  GEZİSİ 

Bu gezide yol arkadaşlarım konuklarım.İstanbul'dan gelen Malatya’nın yerlisi  ünlü  Ermeni terzi rahmetli  Lapon ustanın  oğlu, Malatya HAYDER'in (Malatyalı Ermeniler Derneği) eski başkanı iş adamı Hosrof Köletavitoğlu,  Arapgir’li Tatyos Hanessian torunu İsviçre'den gelen mühendis Paul Puzant Hanessian  ve Ermenistan Erivan'dan  gelen Püzant'ın arkadaşı Anuş hanım ( İç mimari ve eski anıtların urbanistik çalışmaları) birlikte 16 eylül 2023 tarihinde  Malatya merkezde yapacağımız  gezi rotamız. Gündüzbey Dêr Mesih- Kaptaj, Ermeni Aziz Krikor Lusavoriç (aydınlatıcı Krikor) Venk kilisesi, Surp Yerrortutyun  üç horan ( Taşhoran Kültür ve Sanat Merkezi, Ermeni mezarlığı,  Mimar  Yusuf Kendir'linin Barguzudaki  bahçesinde 370 yıllık kızılcık ağacı, Dünyaca ünlü Damascus ustası  Yusuf Yusuf Bayyiğitin Büyükşehir Sanat Merkezindeki atölyesi, Orduzu Çınar Park, Furuncu köyü,  Kent Müzesi .

Büyükşehir Sanat Merkezi  Y.Bayyiğit'in Damascus  atölyesi  

F.Demirtaş,  H.Köletavitoğlu, Puzant Hanessian,  Anuş hanım

Aziz Krikor Lusavoriç (aydınlatıcı Krikor) Venk kilisesi

Büyükşehir Belediyesi Maski Genel Müdürlüğünden aldığımız izin onayı ile  Malatya  Yeşilyurt Gündüzbeydeki kaptaj'a gittik.  Kaptajın  her tarafı taşduvar ve tel örgülerle çekilmiş.  7- 24 saat kamera sistemi ile her alan kontrol altına alınarak yeterli güvenlik önlemleri alınmıştı.

Güvenlik görevlisi bizi kapıda karşıladı. Arabamızı park ettikten sonra güvenlik görevlisi ile Kaptaja doğru sohbet ederek yürüdük. Yolun iki kenarında tonlarca ağırlığında kocaman  kayalar dikkatimizi çekti. Yanlarına yaklaşınca levhada     "16 Mayıs 1991 günü meydana gelen selin getirdiği kayadır" yazıyordu.

Kapitaj olarak da ifade edilen kelimenin aslı “Kaptaj” dır. Suların kaynaktan alınması ve toplanması “kaptaj” kelimesi ile ifade edilir.

Yeraltı sularının yeryüzüne çıktığı noktaya 'kaynak' adı verilir. Kaynak sularından yararlanmak için bunlar belirli yerlerde çeşitli yöntemlerle toplanması ve muhafaza altına alınması gerekir. Kaynak sularının toplanması, muhafaza edilmesi ve yönlendirilmesi işlemlerinin tamamına Kaptaj adı verilir.

Kaptaj, “Su toplama yapısı” olarak da adlandırılan bir mühendislik terimidir.

Görevli Kaptajın kapısını açınca gök gürültüsünü andıran bir sesle karşılaştık. Gövde kalınlığında suların kayaların arasından yol alarak havuza şelalelerden akar gibi dökülmesi insanı hayretler içerisinde bırakıyor. 

Havuz kısmından sonra görevli ile birlikte su kaynaklarının çıktığı yerlere tünelden yürüyerek gittik.  

Suların yer yer nasıl kaynayıp aktıklarını görmek çok hoşumuza gitti. Bu bayağı heyecan verici bir şey. O soğuk ve berrak suların yerden , kayaların arasından, şuradan, buradan kâh sızması, fışkırması, kah küçük havuzlaşmış yerlerden kayaları üzerinden koca hava kabarcıklar meydane getirerek taşması görülmeye değer...

Malatyanın dualarla akıtılan suyu Kaptaj

Herhangi bir arıtma yada farklı bir işleme tâbi tutulmadan dağıtımı yapılan yüzdeyüz doğal kaynak suyunun çıktığı yerde aralıksız 24 saat Kuran- ı Kerim banttan okunuyor.

 Duvarlarda Kuran-ı Kerimden su ile ilgili Ayetlerin mealleri , Hz. Muhammedin sözleri türkçe levhalara yazılıp asılmış.

Bu kaynak Malatya'nın içme suyu efsanesi olarak toplumun hafızasına kaydedilmiştir. Malatya içmesuyu efsaneleri şöyledir;

1.Efsane 

"  Dêr Mesih, Arapça veya Süryanicede “İsa’nın Kilisesi” veya “İsa’nın Evi” anlamını taşır. Su, adını üzerine inşa edilmiş bu kutsal mekândan almıştır (şimdilerde harabe). Türkler ise suyu birçok kaynaktan fışkırdığı için Derme deresi diye adlandırırlar. Söylenceye göre, Hz. İsa’nın talebelerinden biri (büyük ihtimalle Aziz Tateos) bu yörelere seyahat ettiği  zaman çok susamış ama yakınlarda su bulamayınca bir taşın gölgesine uzanmış. Uykusunda kalkmasını ve asasını yere vurmasını söylemişler. Hemen kalkıp asasını vurunca su fışkırmış ve mucizevi bir şekilde suyun yüzeyinde onun asasının şekli kalmış .

Der Mesih:* Melidine’nin bu en nadide suyu şehrin güneybatı kısmında, dört saatlik mesafede, Kündübeg’in üst tarafında ve Kayır Uşağı adlı dağın eteği yakınındaki kaynaklardan doğar. Su henüz bir kayalığa varamadan eklenen pek çok kaynakla beraber o kadar gürleşir ki, geçitvermez hale gelir.

Der Mesih’in bir kısmı Kapuluk denilen yerde bir çeşme ile ayrılır ve İnek Pınar ile beraber pirinç tarlalarını sular. Diğer kısmı ise Kündübeg ve Çırmıkti üzerinden kuzeydeki Keleyik’e kadar, oradan da Tecde, Barğuzi [Bostanbaşı] ve Adafi civarlarından Karnak’a kadar doğuya doğru akar. Her bir adımda kendisinden ayrılan çeşmelerle altı saatlik mesafedeki sayısız bahçe ve bağı sulayıp değirmenleri çevirdikten ve evlere su temin ettikten sonra tekrar kuzeye dönerek eski Melidine’nin alt tarafındaki Pınarbaşı deresini de içine katarak Kırkgöz ile Fırat arasında Melas’a  katılır. Kaynağından iki saatlik uzaklığa kadar suyun yüzeyinde asa şeklinde beyaz bir hat görülür. Sanki ırmağın ortasından bir süt deresi akıyor gibi bir manzara oluşur.

Der Mesih, Melidine’deki tüm suların anasıdır ve o olmadan Melidine’nin de var olamayacağını söyleyebiliriz. Zira her yıl baharda suları temizlenmek için akış yönünü başka tarafa çevirdiklerinde şehrin tüm kuyuları ve kaynakları kurur. Öyle ki, bazen her tür ihtiyaç için su getirmeye kilometrelerce uzağa gitmek zorunda kalırlar.

Biri Kündübeg’in üst tarafında Yel Köprü, diğeri ise Barğudi’de Çatal Köprü adında iki büyük köprü inşa edilmiştir. Tavşan deresi ve Horata’yı çaprazlama kestiği için Der Mesih bu köprülerin altından geçer.

Bu köprülerin haricinde Der Mesih’in üstünde taş ve tahtadan yapılmış 50-60 kadar köprü yer almaktadır."

(Benneyan).

Malatya Ermenileri - Coğrafya ,Tarih , Etnografya kitabı

Arşag Alboyacıyan 

2. Efsane 

"Derme suyu başka bir rivayete göre : İsa peygamber Hristiyanlığı yaymak için diyar diyar dolaşır dururmuş. Az gitmiş, uz gitmiş yolu Pınarbaşı'na düşmüş . Yanındakiler kan ter içinde.O zaman :

 - Ya İsa! Eğer sen peygambersen bir mucize gösterde Peygamberliğine inanalım. Buradan bize su çıkar, demişler. İsa peygamber de: 

- Ya Rab! Bize su ver! Bu insanları dinime bağışla ! diye Allah yalvarmış ve âsasını yere vurmuş. Başlamış yerden sular fışkırmaya: dereler, çaylar, ırmaklar bağları, bahçeleri sulamaya. Su isteyenler şaşırmışlar bu mucizeye. İsa'ya tapmışlar, sonra suların başına geçip başlamışlar kana kana içmeye, yıkanıp dökülmeye, gene yollara düşmüşler.Az gitmişler uz gitmişler, dere tepe düz gitmişler. Gele gele bir kasabaya gelmişler. Bakmışlar ki kasaba halkı hiç yoktan taşıp gelen, bahçeleri , bostanları sulayan sular karşısında şaşkına dönmüşler. Olanı biteni anlayınca onlarda İsa'nın dinine girmişler. Suyun fışkırdığı yerde bir ayazma kurmuşlar. Bu ayazma sonradan büyük bir kilise olmuş. Adına da Dar-ı Mesih demişler. Derme suyu da ismini bundan almış. Bu kilisenin kalıntılarının yakın zamana kadar orada durduğunu söylerler.

 Vaktiyle Mesih'in evi dedikleri ayazma varken Pınarbaşı bütün Hıristiyanlar için Venk , hem bir ziyaretgâh hem de bir mesire yeri imiş. Zaman zaman orası panayır yerlerine dönermiş. Hatta uzak diyarlardan bile İsa kulları buraya gerler, adaklarını yerlerine getirirler, günlerce burada kalırlarmış.

Pınarbaşında da kilisenin hiç olmazsa bir kısmı ayakta kalsaydı!!!"

Yeşil Malatya Kitabı, M.Ziya Ünsal

3. Efsane 

Malatya içmesuyu efsanesi şöyledir; Hz. İsa'nın Hristiyanlığı yaymaya çalıştığı yıllarda Gündüzbey yakınlarında putlara tapan ve bu inanışı büyük ölçüde yakın çevreye kabul ettiren biri yaşarmış. Hz. İsa Hristiyanlığı tanıtmak için gezerken Malatya'ya da gelmiş ve ününü duyduğu bu putperestin yaşadığı yer olan Pınarbaşı’na da uğramış. Putperest kendisine rakip olarak gördüğü Hz. İsa'yı halkın gözünde küçük düşürüp ona inanmalarını engellemek için çeşitli hilelere başvurmuş. Bunlardan birinde de tapınak haline getirdiği yerde kayaların içine önceden su dolu tulumları yerleştirerek üzerlerini toprakla sıvamış.

Tüm hazırlıklarını tamamladıktan sonra ahalinin önünde elindeki şiş ile toprak görünümlü yerlere vurarak içindeki tulumlardan su akıtmış ve Hz. İsa'ya dönerek,

“Aynı şeyi sen de yaparsan dinine inanacağım ya İsa, aksi takdirde buralardan gideceksin.” demiş. 

Hz. İsa putperestin yaptığı bu hileyi fark etmiş ve: “Senin akıttığın su az sonra bitecektir ama bu su sonsuza kadar akacaktır!” diyerek asasını kayalara vurunca Derme Suyu gürül gürül akmaya başlamış. Hz. İsa elindeki asayı sürükleyerek Gündüzbey yönüne doğru yürümeye başlamış. Su da onu takip ederek akmış." Alıntı,Malatya Büyükşehir Belediyesi Maski gov.tr.

Fotoğraf Galerisi:

Malatya Battalgazi Kent Müzesi

Barguzuda 370 yaşında Kızılcık ağacı 

Venk Ermeni kilisesi

ErmeniSurp Yerrortutyun ( Taşhoran Kültür ve Sanat Merkezi Kilisesi)

Ermeni Surp Yerrortutyun Kilisesi( Taşhoran Sanat ve Kültür Merkezi)

Battalgazi Furuncu Köyü

Kiltepe Malatya Ermeni Mezarlığı 

Battalgazi Orduzu Tarihi Çınar 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.