ALTIN
 2.468,19
DOLAR
 32,4306
STERLİN
40,3674
EURO
 34,5013

HASTAM İÇİN ETİK OLMAYAN,YASALARA AYKIRI SUÇ İŞLEDİM...

PİŞMAN OLMADIM...

-Alkol almayı severim.

Gençken çok dağıttığım da olmuştur.

Ama genelde adabına uygun alırım. Adabına uygun alkol alanları da severim.

Ama meret şişede durduğu gibi dumuyor. Alan çevreyi rahatsız etmesi neyse, çok ileri giderse burnunun üstüne zumzuğu yer kıç üstü oturur... Ama genelde evde terör estirir. Eşlerine çocuklarına kan kustururlar. Aha bunları hiç mi hiç sevmem… Ailelere elimden gelen yardımı yapmaya çalışırım.

-Garnizon tabibiyken eşi Başçavuş olan bir öğretmen hanım muayeneye geldiğinde vücudunun çeşitli yerlerinde morluklar görürdüm. Sebebini sorduğumda oraya çarptım, buraya çarptım, çocukların eli değdi gibi sebepler sıralardı. Lekelerin yeri söylediklerine uymadığı için tatmin olmazdım. Küçük bir yerde yaşıyoruz, her an birbirimizi görüyoruz. Akşamları da askeri gazinoda buluşup, yiyip içiyoruz. Gazinonun ön tarafı oturma Tv seyretme ve oyun salonu olup arka kısmında alkol de alınabilen gerektiğinde ailece de yemek yenilebilen küçük bir restoran kısmı vardı.

Gazinonun ön tarafında oyun oynayanların yanına sehpalar üzerine çerez ve alkol konulur, oyun oynayanlar hem kafaları cilalar hemi de oyun oynarlardı. Ben oyun işlerinden pek anlamam. Duydum ki bazıları keyfine oynarken bazıları gizliden gizliye para ile oynarlarmış.. İzlediğim kadarınca gördüm ki benim öğretmen hanımın eşi hem fazla alkol alıyor, hemi de kumar oynuyordu.

-Birgün gene muayeneye gelen öğretmen hanımın heryeri yara bere içindeydi. El bileklerinde tülbentler sarılıydı. Tülbentleri çözdüm her iki bileğinde de kesiler vardı.Sordum anlatmaktan çekiniyor,anlatmıyordu. El bileklerindeki, çeşitli yerlerdeki yaralarını temizleyip sararken "Konu aramızda kalacak ben komutanlara falan anlatmayacağım,eşinize de birşey söylemeyeceğim,size bir yardımım olursa yardım etmek istiyorum" dedim.

Sonunda anlattı, eşi kumar oynadığı için eve hiç para getirmiyormuş, kendiisi küçük çocuğu olduğu için ücretsiz izin almışmış. Eşinden mutfak harcamaları için para isteyince kavga etmişler, eşi herzamanki gibi şiddet uygulamış. 2 çocukları varmış, onlar yüzünden şimdiye kadar dayanmış. Artık dayanacak gücü kalmamış, ayrılmak düşüncesindeymiş…

Sabırlı olmasını söyledim.

"Bende bir kutu ilaç var, bunu sana vereceğim, Çocuklardan uzak tut, kimseye göstermeden ve söylemeden her akşam Ahmet hangi yemeği seviyorsa yap, onun içine, kahvesinin içine ezip bu ilacı bir şekilde yuttur. Bunu yaparsan alkol alamaz" dedim.

İlacı verip gönderdim. Gönderdim de iş etik de yasal da değil, Ahmet'in başına bir iş gelse mahkemelerde sürüm sürüm sürünürüm. Mecbur bu durumu göze aldım ama "yusuf yusuf ediyor." diyorlar ya işte ondan oldum.

Akşamları gazinoya gidiyorum, alkol alıp da bir sıkıntı olursa müdahale edeyim diye Ahmet'i gözlüyorum. O gün tayin olup giden bir arkadaş için veda yemeği verildi. Yüksek bir yere çıktım, gözüm Ahmet'te... Şerefe diye kadeh tokuşturup bir iki yudum içti, 5-10 dakika içinde kulakları, yüzü pancar gibi kızardı. Ahmet yüzünü gözünü ovup duruyor. Bir ara gene kadehi ağzına götürdü, geri indirdi. Belli sıkıntısı vardı. Lavaboya girdi ,uzun uzun aynaya baktı, kulaklarını, yanaklarını elledi, sıcak, ateş gibi yanıyordu.

Başladı yüzüne su çarpmaya perçemini de ıslattıktan sonra salona geri geldi. Kadehindeki rakıyı içemedi, votka getirtti onu da içemedi, bira getirtti onu da içemedi. İlaç yüzde kulaklarda sıcaklık,kızarıklık yaptığı gibi kalp çarpıntısı, sıkıntı hissi verdiğinden alkol alamadı. Vedalaşıp evin yolunu tuttu…

Sonraki günler artık Ahmet alkol de almadı oyun da oynamadı. Ailede durum normale döndü. Döndü de ilaç kutusunun da dibi göründü görünecek. İlaç piyasada yok, sürümü olan bir ilaç da değil,her yerde bulunmaz. Ne yapacağımı şaşırdım...

-Bu ara Mehmet Başçavuş ile tanıştık.İstanbuldan tayin olmuş,ev bulup gidip ev eşyalarını ailesini getirecekmiş. Sohbet sırasında isim vermeden "Alkol alan bir hastamın tedavisi için bana bir ilaç lazım. Reçetesini yazıp parasını versem gelirken getirirmisin?" dedim. Getirebileceğini belirtince 3 kutu ilaç yazdım,parasını da verdim.

Kısa süre sonra bizim Ahmetin ilacı bitmeden Mehmet eşyaları ile geldi, lojmana yerleşti. Bir süre yerleşme falan derken, ilacın bana getirilmesi gecikti. Sonunda geldi ama bir kutu eksik geldi. Aramışlar taramışlar üçüncü kutuyu bulamamışlar. Yeni geldiler ya daha tam yerleşememişler. Bulunca onu da getirecekmiş.

-Meğer Mehmet de alkolikmiş, evde şiddet yapıyormuş ,laf arasında eşine bana getireceği ilaçtan bahsetmiş. Eşi bu fırsatı kaçırmamış, ilacın birini kendi için ayırmış. O da Mehmet'e gizli gizli vermeye başlamış. Durumu alt kattaki komşusu gülsever farketmiş. 

"Nurdan senin kocanla benimki birlikte alkol alıyorlrdı,seninki şimdi almıyor,sen ne yaptınsa bana da yardım et" diye yalvarınca Nurdan biraz ilaç da Gülsever'e vermiş. Gülsever'in kocası da artık eve sarhoş gelip problem yaratmıyormuş. Bu iş böyle hoş hoş giderken Nurdan yukarıdan halı sirkeleyip Gülseverin alttaki çamaşırlarını rezil edince aralarında tartışma çıkmış, sonra hakaretler başlamış, Gülsever aşağıdan bağırmış "Ulan o.... iyi biri olsan kocana gizli gizli ilaç vermezdin" demiş.

Nurdan altta kalmamış,o da yukarı kattan "Ulan o..... sensin, sen de benden ilaç alıp kocana vermedin mi?" diye ciyak ciyak bağırınca, bizim kaybolan ilacın akıbeti ortaya cıktı. Deşifre oldular durum tüm lojmanlara yayıldı, adamlarının da kulaklarına gidince, dayağı yiyip oturdular. Adamları kaldıkları yerden yola devam ettiler...

-Ahmet'in durumu deşifre olmadı. Gene büyük merkezlere gidenlere reçete yazdım, para verdim, ilacı getirttim Öğretmen hanıma verdim. Tayin olup gidene kadar desteğim sürdü. 5-6 yıl sonra İzmir de işim vardı gittim. Karşıyakadan Konak'a gitmem lazımdı vapura bindim. Oturdum Tam karşımda tanıdık bir sima "Ahmet Başçavuşum" dedim baktı, tanıdı, konuştuk, mutlularmış, herşey yolundaymış. Allaha şükür.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.