ALTIN
 2.468,19
DOLAR
 32,4306
STERLİN
40,3674
EURO
 34,5013

Alnımın sol üst tarafında bir yara izi var.

Amcaoğlu Hasan'ın da alnının sağ üst tarafında derin bir yara izi vardır.

Bu her iki yaranın hikâyesi 1960 yılı sonbaharı, Kasım ayında meydana gelen bir olaya dayanır.

****

Yukarı Mercan köyü o dönemde henüz yolu, elektriği olmayan bir dağ köyü idi. Kiğı'yi Karlıova'ya bağlayan kervan yolu evlerimizin içinden geçerdi. Kağnı, yaya ve atlarla yolculuk yapanlar için dedemin çiftliği adeta bir Kervansaray'dı. Akşamüstlerine denk gelen yolculuklar burada konaklanırdı...

İlk karın yağdığı günlerdi.

Babamın, evimizi Malatya'ya göç edişinden hemen önceydi.

Bir akşamüstüydü.

Hasan'la taş duvarlı dedemin konağı üstüne çıkmış kervan yolunun her iki yönüne bakıyorduk.

Aynı yaşta daha ilkokula başlamamış çocuklardık...

"İlk yolcu bizim eve gelecek" dedi Hasan.

"Hayır, bizim eve gelecek" dedim.

Sözlü tartışmamız sürerken Hasan'ın itmesiyle yere düştüm. Başımı taştan oyulmuş loğa* vurdum. Ilık kan, alnımdan süzülerek yüzüme aktı.

Hırsla ayağa kalktım. Elime aldığım küçük taşı Hasan'ın alnının üstüne vargücümle vurdum. Koyu kırmızı kan onun da alnından yüzüne aktı.

Tam bu sırada Karlıova yönündeki yoldan iki atlı göründü.

İkimiz birden koştuk.

Öndeki yolcuya önce ben yetiştim.

Üzengideki ayağına yapıştım.

"Amca, bizim eve gel" dedim.

Hasan'da yetişti, diğer ayağına sarıldı.

"Hayır amca, bizim eve gel" dedi.

Yüzümüzdeki taze kana hayretle bakan yolcu atından indi. Çömeldi, beni bir yanına, Hasan'ı bir yanına aldı.

"Söyleyin bakalım, noldu size böyle" dedi.

"Kavga ettik"

"Niçin?"

"Bizim eve gelmeniz için."

****

Anladı durumu yolcu.

Gümüş tabakasını çıkardı. İçinden aldığı bir tutam tütünü önce Hasan'ın yarasına, sonra bir tutam da bemim yarama bastı.

Tütünün keskin acısı akan kanımızı anında durdurdu...

"Kimin oğlusunuz?" diye sordu yüzümüzdeki kanı mendiliyle silerken.

"Mustafa'nın oğluyum" dedim ben.

"Mehmet'ın oğluyum" dedi Hasan.

"Peki, siz şimdi barışın, biz de arkadaşımla hanginizin evine geleceğimize karar verelim" dedi yolcu...

Hasan'la sarılıp, barıştık.

Yaramızı saran yolcu bizim eve, diğer yolcu Hasan'ın evine misafir oldu o gece...

****

Altmışlı yaşlarımızı çoktan geçtik.

Hasan'la ne zaman bir araya gelsek, o bana, ben ona, "kafanı nasıl kırdım" der, şakalaşırız...

****

Bahri Kayaoğlu / Misafir

LOĞ: Toprak damın, yolun, harman yerinin gevşeyen toprağını bastırmak için kullanılan taş silindir.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.