ALTIN
 2.468,19
DOLAR
 32,4306
STERLİN
40,3674
EURO
 34,5013

Soğuk bir Rize ayazında Rizespor’lu taraftarlar Rizespor-Bursaspor maçı için tribünleri tıklım tıklım doldurmuşlar ve tezahürata başlamışlardı...

Maçı yönetecek isimler ise hiç de yabancımız olan isimler değildi. Orta hakem Malatya’da astsubaylık görevini yapan İhsan Türe, yan hakemler ise Malatya’lıların çok iyi tanıdığı Cengiz İnci ve Erdal Balanlı idi...

Hakem triosu koridorda ısınma hareketleri yaparken İhsan Türe, Cengiz İnci’ye dönerek;

“Cengiz Hocam, hangi deplasmana gitsek seni tanıdılar. Üstelik lakabınla hitap ettiler. Ben iddia ediyorum Rize’de seni kimse tanımayacak ve kimse lakabını söylemeyecek. Var mısın iddiaya. Kaybedersem size bir balık lokantasında ziyafet veririm, yok eğer kazanırsam sen verirsin. Tamam mı”...

Bundan sonrasını Cengiz İnci’nin ağzından dinleyelim;

“Gardaş, orta hakeme garşı çığhmak mümkün mü? Mecbur galdığh iddiaya dutuştuğh. Sahaya çığharken dua edeyim ki biri “Deveeee” diye bağıra. Maç başladı kimsede ses yoğh. Eyem de eyle soğuğhki nerdeyse bayrağh elime yapışıyı amma ben sinirden ter töküyüm. Sağa bağhıyım, sola bağhıyım gözüm tribünde amma nafile kimse tanımıyı. Derken ilk devre bitti. Soyunma odasında İhsan Türe şişim şişim şişiyi, gördün mü seni kimse tanımadı, balık lokantasında yerimizi ayırt diye bana gıcığh veriyi. Lahavle çekip ikinci yarıya çığhtığh. Gine kimsede ses yok. Artığh benim de umudum tükendi, balığhları gaybettik dedim. Derken İhsan Türe maçı bitirdi. Orta sahada buluştuğh ve soyunma odasına giderken, balığhlar lüfer olsun diye bana laf vuruyu...

Gaderimiz deyip sesimi kesdim ve soyunma odasına doğru yürümeye başladığh.

Tam protokol tribününün altından körüklere girecekken hayatımın en güzel sesini duydum. “ULA DEVE GELİYSİN DE NİYE HABER VERMİYSİN”.

Bi bağhtım ki Yıldıran sporda top oynadığım kalecimiz Hilal değil mi. Vay senin Allah’ına gurban Hilal dedim. Gayrı ihtiyari İhsan Türe’ye döndüm, sinirden gıpgırmızı olmuş, avuçlarını sığhmış tribüne doğru bağırıydı. “Allah belanı versin biraz daha bekleseydin olmaz mıydı?”

Komik bir diğer anıyı bu kez Cengiz İnci’nin kendi anlatımıyla nakledeyim:

İnönü stadını çimlendirdiğimiz günler...

”Personel ile ben çim işine başladığh...Günler süren çalışma sonrasında sahanın çim işi bitti...Ben de arğhadaşlara tavacı Talipten tava yaptırdım. Aha bu kadar. (Cengiz bey 2 eli ile tavanın büyüklüğünü gösterdi.) Bayrağh direğinin oraya orta sahaya goyduğh tavayı...Tavayı yedik. İnce dırnağhlı açığh ekmeknen... Gaşığh çatalnan tava yenmez...Tavanın özelliği ekmek ile yenilmesidir...Aynı Akçadağ pilavı gibi...Tavayı galdırdığımızda ne görek... Ay parçası gibi sahada sararma vardı...Aman-yaman su felan uyguladığh. Yoğh ...Devrisi gün de maç var...

Müdür bey (Osman Çağlı) önde oturuyu, ben arka sırada oturuyum...Malatya'nın tanınmış simalarından birisi (İsmini vermek istemiyorum) ...Osman bey bu ne dedi...Tava nedeni ile sahanın yanan yerini göstererek...

Osman Bey bir anda bana dönerek "Hain-i vatan" demesini unutamam...

#####

10 Nisan 1943 yılında Malatya’nın Nuriye Mahallesi Abbas Efendi sokakta doğan Cengiz İnci 12 kardeşli (Altısı ölmüş) fakir bir ailenin çocuğudur. Çocukluğu ve gençliği çok büyük ekonomik zorluklarla geçmiştir...

Tüm çocukluğu çalışıp okul harçlığını çıkarmakla geçen Cengiz İnci’nin yapmadığı iş kalmamıştır desem mübalağa etmiş olmam.

Arkadaşları mahallede oyunlar oynarken o berber çıraklığından tutunda aşçı yamaklığına, gazoz satıcılığından elmalı şeker satıcılığına kadar her işte çalışmış ve ekmeğini taştan çıkarmış biridir.

Çok değişik işlerde çalışarak okul masraflarını çıkaran ve küçük de olsa evine bir katkı sağlayan Cengiz İnci’nin kendi işini kurması! 13-14 yaşlarına rastlar. İş, Postane önüne koyduğu bir masayla o yılların en önemli tebrikleşme aracı olan kartpostal satışı işidir…

18 sene süren bu kartpostal satış macerası öğretmenlik yaptığı yıllara kadar devam eder, 1972 yılında askere gider, 1973 yılının sonunda terhis olur. Askerlik dönüşü o yıllarda postanede telefon abonman amiri olarak çalışan şimdiki eşini postaneye giriş çıkışında görür beğenir ve evlenirler…

Turan Emeksiz Lisesi yapılırken işçi olarak çalışmış, daha sonra bu okulun öğrencisi daha sonraki yıllarda da bu okulun beden eğitimi öğretmeni olmuş burada 3 yıl beden eğitimi öğretmeni olarak görev yapmıştır. Askerden sonra Atatürk Orta okulu ve Atatürk Lisesinde beden eğitimi öğretmenliği yapmış daha sonra eski adı Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğü olan Gençlik Spor İl Müdürlüğünde müdür muavini olarak çalışmaya başlamış 24 yıl sonra 1997 yılında bu kuruma müdür olarak atanmıştır.

Öyle zorluklarla geçen bir yüksek öğrenim hayatı olmuştur ki babası bile “Bunun diploması sahte olmaya” diye endişesini dile getirmiştir. Bunun üzerine Malatya’da o zamanki okulların bando takımını kuran Cengiz İnci bando takımlarını mutlaka Abbas Efendi sokaktaki baba evinin önünden geçirir adeta babasına diplomasının hakkıyla hak edilmiş olduğunu göstermeye çalışırdı…

Üniversite bitip Malatya’ya dönünce Hasan Aslan beyfendinin teklifiyle Malatya’da eksikliği hissedilen “İnci Spor Galerisi” adında bir spor mağazası açtı.

33 yıl devlete hizmetten sonra emekli olan Cengiz İnci çok sevdiği futbol hakemliğini de 1988 yılında son yönettiği Kırşehirspor- Gaziantepspor maçıyla noktaladı…

Cengiz İnci deyince nedense benim aklıma ilk gelen şey yıkılan postane binasının önünde açılan kartpostal sergileri olur... Burada sergi açıp o zamanki adıyla tebrik kartı satışı yapan Cengiz İnci’nin sergisi tüm sergilerden daha gösterişli olurdu.

Aklıma gelen ikinci şey Halk Oyunları hocalığıdır. 1980 li yıllarda rahmetli Güner Kaküllü, Cengiz Çağlayan ile beraber kurduğumuz! Malatya Belediye Konsevatuarı Halk oyunları ekibinin hocalığını yaptığı ve Türkiye Şampiyonasında birinci olduğumuz günler hiç aklımdan çıkmaz. Şampiyonluk kupasıyla Belediye Başkanını ziyaret ettiğimiz ve kupayı takdim edip bir konservatuar Müdürlüğü kurulmasını rica edip, “ köçek mi yetiştireceğiz” cevabını alıp şok olduğumuz günleri nedense hiç unutamam...!

Cengiz İnci deyince akla gelen şeyler saymakla bitmez.

Bir koltukta bu kadar karpuz taşınır mı diyesi gelir insanın:

Halk oyunları uzmanlığı, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğünde şube müdürü ve il müdürü olarak 33 yıllık başarılı bir çalışma hayatı, Futbol hakemliği, voleybol hakemliği, basketbol hakemliği, boks hakemliği, güreş hakemliği, masa tenisi hakemliği, atletizm hakemliği...

Tüm gençlerimizin sporla haşır neşir bir yaşam sürmeleri en önemli hedefimdi diyen, spor yapan gençlerin akademik başarıları artarken, sosyal hayatları da gelişme gösterecektir diyen iki kız babası Cengiz İnci’ye sağlıklı ve mutlu bir yaşam diliyorum...

Yine bir değerimizi andık ve de sizlere hatırlattık...

Selam olsun Malatya’mın güzel insanlarına…

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.