Nihayet seçimler bitti ve sosyal medyada ki kavgalar sona erdi. Siyasilerin vatandaşları ikna etme dertleri de kalmadı. 

Kimin kazandığını bilmeden kaleme aldığım bu yazıda şimdiden seçim sonucu neyse memleketimize, Malatyamıza hayırlı olur inşallah.

Burada söylenecek söz şu ki, tedirginlik, telaş, kazanma gibi durumlar sona erdi, şimdi kolların sıvanması gerekiyor. Malatyamız hala yerde yatıyor. Birlikte ayağa kaldırmamız gerekiyor. Kaybedeceğimiz bir saniyemiz dahi yoktur.

Siyasiler seçim öncesi verdikleri sözleri gözden geçirsinler. Ne sözler verilmişti, unutulmasın, halk koyun değil artık.

Mesela, depremden zarar gören illerin başında gelen Malaryamızda neler yapılacaksa hız kazandırılmalı. Ne esnafımız ne de memur ve işçilerimiz nerede nasıl iş yapacaklarını bilmediklerinden ve kendilerine cazip gelmeyen teklifler yüzünden göçü daha uygun bulmakta.

Mesela aldığımız duyumlara göre, evi yıkılan veya yakınlarını kaybeden veyahut ta geleceğinden kuşku duyan Motaş’ ta şoför olarak çalışan kişilerin yarısı emekli olup, kalanların yarısı da il dışında iş bulup Malatya’ya dönmeme kararı almışlar.

Her şeye rağmen bugün Malatya’nın nüfusu oldukça artmış durumda. Bu insanlar nerede kalırlar, ne yer ne içerler biliyor muyuz? Gerek valilik ve gerekse

Belediyeler bünyelerinde bu konularla ilgili nasıl bir çalışma yapılıyor.

Bunlar hafife alınacak konular değil, kamu görevlileri görevlilerinin başında,  esnaf işaret bekliyor ancak,  ne ikamet edecekleri  konut ne de iş yapabilecekleri mekânlar hazır değil. Önümüzde Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül ve Ekim gibi rahatlıkla bir şeyler yapabileceğimiz 5 ayımız var. Sonra kışın gelişi. Kış aylarında çadırda nasıl kalınacak, konteynerler yeterli olacak mı?

Bunları yazmaktaki gayemiz, çalışmalara hız vermemiz gerektiğini söylemek.

Elbette ilgililer bunları bizlerden daha iyi bilmekteler.

Ancak tedirgin olmaktayız.

Niyazi Mısri’de 1 veya 2 bina dışında oturulacak, iş yapılacak bir yer yok.

Çevre yolunda, sıtma pınarı mevkiden Sivas Caddesi’ne kadar yıkılmayacak çok az bina var.
İşin ilginç yanı Şubat ayı içerisinde en sağlam binaya giremeyen bizler, her an yıkılabilir görünümündeki binanın altında tavla atma cesaretini buluyoruz.

Evet, siyaset nihayet sona erdi. Kim kazandı, kim kaybetti bilemiyorum. Çünkü bu yazı dediğim gibi seçim henüz sonuçlanmadan baskıya girmiştir.

Seçim bizi bağlamıyor. Bağlayan kesim, her adayın verdiği sözlerle ilgili. Şimdi vakit geçirmeden deprem bölgesinin yaraları sarılmalı.

Malatyamız bu konuda çok mustarip, nedense derdini bir türlü anlatamadı. Belki de Hatay’dan daha zararlı çıktı ama nedense esamesi dahi okunmadı, gündeme bir türlü getirilmedi. Oysa Malatya’nın yüzde 70’i oturulamayacak derecede hasar gördü.

Bu konuda Malatya’nın durumunu ilgililere anlatacak kişiler milletvekilleridir. Öncelikle, yardımlardan ve bağışlardan en az nasibini alan Malatya’nın hakkının iadesi sağlanmalı. Bugün Hatay ve Kahramanmaraş’ta yıkım ve moloz toplama işleri Malatya’dan fersah fersah önde. Bunu basında. Haber ajanslarında görmek mümkün.

Bizlerde her gün gazetemizin birkaç sayfasını deprem bölgesine ayırmış durumdayız ve her gün baktığımızda Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman, Gaziantep’ten  depremden kaynaklı yaraların sarılması ile ilgili bir çok haber görürken, Malatya’da çiçek, böcek haberlerini okuyoruz.

Bunları yazmamızdaki amacımız, hiç kimseyi kötülemek değil, Malatyalıların Malatya’dan uzaklaşmasını, beyinlerin göçünün önlenmesini istemektir.

Bu amacımızın da gerçekleşmesi için Malatyamızın, ayağa kalkmakta olduğuna inanmamız, inandırmamız gerekiyor.

İşimiz çok zor ama bizler bunun da altından elbirliği ile, hoş görü ile, dayanışma ile çıkacağız İnşallah.

Her şey ülkemiz, milletimiz ve Malatyamız için…