ALTIN
 2.468,19
DOLAR
 32,4306
STERLİN
40,3674
EURO
 34,5013

HOBİ ÇİFTLİĞİMİN HALLERİ

DÜN ÇİFTLİĞİMİZE ESKİMALATYADAN İLKOKUL ARKADAŞIM,BİBİM OĞLU; ABONUN YUSUF GÜL AİLECE ONUR VERDİLER

İlkokul arkadaşım gelince eski anılar bir bir sökün etti

Tekrar o günleri andık,duygulandık,size de anlatayım bari

Ben sonra okula devam ettim,orta derece ile de sınıf geçtim…

Abonun Yusuf çobanlık yaptı,okula gelmedi,o da sınıf geçmişti.

-Çocukluğum o zamanlar MALATYAYA bağlı bir nahiye olan ESKİMALATYA (Şimdi BATTALGAZİ ilçesi) hanardı mahallesinde geçti.

O yıllarda aileler bağbahçe işlerinde çalışsınlar,hayvan otlatsınlar diye çocukları bilhassa kız çocuklarını okula göndermezlerdi.O nedenle öğretmenler mahalleye gelip gönderilmeyen çocukları,bilhassa kız çocuklarını mahallelerde sokaklarda birer birer tesbit edip okula kaydetmeye çalışırlardı.2 yıl o öğretmenlerin peişinden

"Beni de okula yazın,beni de okula yazın"

diye dolaştım.Yaşım küçük olduğu için yazmadılar.Kimsede nüfus kağıdı bulunmadığı için göz kararı yaşlarını tahmin ederek kayıt yapıyorlardı.Benim Nüfus kağıdım vardı ama orada da bir terslik vardı.Babam askere biraz geç gideyim,kartalayım da usta erler tarafından ezilmeyeyim diye beni 2 yaş hatta 2 yaş 9 ay geç yazdırmış.

Hatta 2 erkek, erkek erkeğe Aspuzuya,Malatya Hökümet binasına birlikte gidip Nüfus kağıdı çıkarttığımızı hatırlıyorum.

Vahap amcamın çok çocuğu vardı.Hangi birine gidip kimlik çıkartsın.Bağ bahçe işllerinde zaman bulsa şehere gidecek yol parası bulmak zor.Amcam yeni doğan bir kızına 10 yıl önce ölmüş kızının kimlik kartını ve ismini vermişti.10 yıl dile kolay.

Neyse ki benimki 2 yaş hatalıydı.

Bir gün babam elimden tutup O zamanki Adı AHMET KINIK İLKOKULU olan okula götürdü.Küçük yer olduğu için öğretmenleri okul müdürünü tanıyordu.Saygılarını ve selamını sunduktan sonra

"Begim size bi köle getirdim,eti sizin kemiği benim"

dedi.Nüfus kaydına falan bakmadılar,boy bos yerindeydi kaydımı yaptılar.

-Okula başlayınca Bakkal KÖR MUHAMMET (Muhammet Ünlü) amcaya gene yumurta,yoğurt verdik.Okul defteri,kalemler,renkli kalemler,Kalem açacağı aldık.Yerli malı denilen gri bezden bir önlük,bir de yakalık uyduruldu.Nerden bulunduysa bir de tahta çanta (BAVUL) bulundu.Okula hazırdım artık...

Okul tam gündü.O zamanlar gürültü kirliliği olmadığı için okul zilinin sesi HANARDI'na kadar ulaşıyordu.Teneffüsler dışında Sabah çalınca okula giderdik.Öğlen yemeğe gelirdik gene çalınca okula giderdik.

Okula çok hızlı başladım.İlk gün ATOS kurşun kalemimi bitirdim.Yazı yazarak değil.Kalemtraşla aça aça bitirdim.Evde azarın bini bir para

"Sen ne yaptın,zaten para yok,ne diye durduk yerde kalemi açarsın"

diye epey laf yedim.Tabi ki dayak destekliydi.

Artık kalemimin kıymetiini öğrenmiştim.Hevesle okula gidip,okul çıkışı eve gelince gazyağımız olmadığı için hava kararmadan ekmek tahtasının başına geçip bi tamam ödevimi yapmaya çalışıyordum.

Okula sadece ben başlamamıştım.Okul yüzü görmemiş Annem ve Babam da benimle birlikte ekmek tahtasının başında yerlerini alıyorlar,bana yardım ederken yavaş yavaş onlar da birşeyler öğreniyorlardı.Öğretmenimizin verdiği fişleri itina ile bir zarfa koyuyorduk.Ödevimi de tamamladıktan sonra ekmek tahtasının etrafından kalkıyorduk.

Ertesi gün okula gidip ders başlamadan çantamı sıraya koyuyordum.Öğretmen ödevleri kontrol etmek için defterlerinizi açın deyince ödevimi yapmanın sevinci ve gururu ile çantamdan defteri çıkarıp baktığımda emek çekip yazdığım ödevimin yok olduğunu görüyordum.Durumu öğretmenime açıklamaya çalışsam da tahta cetvelin yan kenarıyla el parmakarıımın uçlarına defalarca ceza için vururdu.Sıra Fişlerin kontrolüne gelince de fişlerimin de yerinden yeller esiyordu.Gene El parmak uçlarına oğretmenim tahta cetvelin yan kenarınıyla defalarca vururdu.Ben sınıfın en küçüklerindendim,diğerleri eşşek kadarlar.Bu eşşek sıpaları iki taşın arasında hazır ödevimi,fişlerimi çalıyorlar ben ha bire dayak yiyordum.

Okuldan bıktım daha doğrusu soğudum.

-Benden 3 yaş büyük BİBİM OĞLU Aboların Yusuf Gül de benimle aynı sınıftaydı.Okumaya çok hevesi yoktu.O da öğretmenimizin cetvelli dayağı yüzünden okuldan soğumuştu.Bir gün

"Dayı oğlu bu öğretmen hergün bizi dövüyor,gel okuldan kaçak"

dedi.Kaçtık,onun defterini, kitabını da benim tahta bavulun içine koyup PEGlerde toprağa gömüp bağlarda bahçelerde dolaşmaya başladık.Mevsim sonbahar olduğu için,kayısı,erik,dut gibi meyvelerin dalda kurumuşlarını toplayıp yiyorduk.Çok nefis tadları vardı.Alıç,Böğürtlen,yemişen toplardık.Ağaçların üzerindeki bizim PİS dediğimiz,ağaç balı,veya ağaç sakızı denilen maddeleri toplar yerdik.KARLIĞIN TEPEDE domalan denilen etten daha lezzetli bir mantar çeşidini toprak altından çıkartırdık.

Epey gün okuldan kaçtık,birgün pegin birinde öğlen zilinin çalmasını beklerken Aboların Musto (Mustafa Gül) yani Yusufun abesi bizi yakaladı.Bizi DIRIların içine attı,...İnsafsız defalarca çıkartıp tekrar attı.

Yusufu daha okula göndermediler,çoban yapıp önüne sürü verdiler.Beni ispiyonlamadılar...

Ben bir süre daha tek başıma okuldan kaçtım.Ta ki Eşeğin üstünde kucakladığım ,tuttuğum buğday TAYı annemle değirmene un öğütmeye götürürken geçtiğimiz Selvi sokakta Dınganın Musto arkamızdan

"Hüseyin öğretmen diyiki nezaman okula gelecek"

deyip beni ispiyonlayana kadar kaçtım.Anam bu laftan ve mustonun biri iki sözünden sonra okuldan kaçtığıma emin olup eşeğin üstündeki kalçamı

"Ulan idne sen okuldan mı kaçıysın"

diye değirmene gidene kadar burup burup söylendi.Değirmende Eşekten indiğimde de mübarek tükürüğü ile yüzümü gözümü epeyce ıslattı.Eve geldiğimde de bir fasıl babam geçti.

Durumu anlattım,ödevlerimin çalındığını,fişlerimin çalındığını öğretmenin tahta cetvelle parmak uçlarına vurduğunu anlattım.

-Babam benim elimde tutup benimle birlikte bir daha okula geldi.O zamanlar öğretmene sonsuz sevgi ve saygı vardı.

"Öğretmenin vurduğu yerde gül biter"

derlerdi.Şimdiki zamandaki gibi

"Sen benim çocuğumun psikolojisiini bozdun"

diye öğretmene saldırıp,dövüp öldürmezlerdi.Bir de Hz.Alinin kıymet verilen

"Bana bir kelime öğretenin 40 yıl kölesi olurum"

sözü vardı.

Babam durumu öğretmenime izah etti.Türkan öğretmenin de belki ilk yılıydı.Deneyimsiz di.

Öğretmenime o kadar dayak atmasına rağmen çocuk aklımla bilmeden attığı için kırılmamış,kızmamış,küsmemiştim. Seviyordum öğretmenimi.O da hatasını anladı bana daha sonra çok ilgi gösterdi,Soğuk havalarda özenle eldivenlerimi giydirir,kar maskemi başıma takar,paltomu giydirip düğmeler sonra okuldan çıkmama izin verirdi...

Ben sonra okula devam ettim,orta derece ile de sınıf geçtim…

Abonun Yusuf çobanlık yaptı,okula gelmedi,o da sınıf geçmişti

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.