Halihazırda etkisi hissedilen ancak tüm dünya da üç beş yıl içerisinde daha da ciddi sorun haline dönüşmesi beklenen gıda kıtlığı konusunda belediyeler çiftçilere daha fazla destek vermesi gerekiyor.
Salgın sürecinin en başında tüm dünya mermilerin, uçakların, cep telefonlarının ya da diğer araç gereçlerin yenmediği kısa süre içerisinde öğrendi. Salgın ile birlikte aksayan nakliyat süreci gıda konusunda kendi kendine yetebilen bir ülke olabilmenin çok da uzak olmayan bir süreçte stratejik öneme sahip olduğunu bizzat yaşatarak kanıtladı. En son bizimle hiç ilgisi olmayan Ukrayna- Rusya savaşında bile dönüp ülkemizde Ayçiçek yağı ve buğday gibi temel ürünlerde krize neden oldu. 4 mevsimin yaşandığı hatta aynı anda yaşandığı bereketli Anadolu toprakları üzerinde yaşayan bir millet olarak tarım ve hayvancılık konusunda geçmişte olduğu gibi yeniden kendi kendimize yetebilecek bir ülke konumuna ivedi olarak gelmemiz gerekiyor. Bu konuda elbette merkezi yönetimin atması gereken adımlar olacak ancak yerelde de belediyelere sorumluluklar düşüyor. Geçmiş yıllarda belediyelerin çiftçilere destek vermesi gerekiyor dersek abartmış olabilirdim ancak gelinen nokta belki de bu hizmetleri yol yapmaktan, kaldırım döşemekten daha önemli kıldı.
Malatya’da yerel yönetimlerin çiftçilere destek verdiğini biliyorum. Son dönemde çiftçilere sunulan ücretsiz toprak analizi, dağıtılan tohumlar elbette önemli ancak yeterli değil. Malatya Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden Esenlik’in yerel üreticileri desteklemek adına doğrudan üreticiden aldığı ürünleri market reyonlarında tüketici ile buluşturması da taktire şayan ancak üreticilerimizin daha fazla desteğe ihtiyacı var. Bu konuda belediye başkanları ilgili meslek odaları ve kamu kurumları temsilciler ile bir araya gelerek üreticilere neler yapılabiliriz yol haritasını çıkarabilirler. Ortaya çıkacak ayakları yere sağlam basan bir programdan güç alan üretici daha fazla ekip biçmeye yönelebilir. Verimli Malatya toprakları daha da üretken hale dönüşebilir. Yeter ki yavaş yavaş artan iradenin daha da güçlü hale gelmesi ve tek tek değil de birlikte hareket edebilmesi.
Yaşadığımız süreç gıda, gıda güvenliği, gıda depolanması ve su kaynaklarının etkin kılınmasının gelecekte ne denli önemli olduğunu ispatladı. Yarın belki geç olabilir o yüzden bugünden zaman kaybetmeden Malatya olarak üreticilerimiz için elimizden gelen desteği sunmalıyız.
