ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

Malatya Büyükşehir Belediye Başkanımız Selahattin Gürkan, geçmişte Malatya’ya hizmet eden Belediye Başkanlarımızı Malatya’ya davet eder.

Şehrül Eminler Vefa Gecesi kapsamında ahde vefa örneği gösterir.

Malatya’ya hizmet etmiş Belediye Başkanlarımızın gönüllerini almak, bir de onların deneyimlerinden faydalanmak…

Ahmet Münir Erkal, Mehmet Yaşar Çerçi, Cemal Akın, Rahmetli Seyhan Semercioğlu nun eşi Şahika Semercioğlu programa katılırlar… Ahmet Çakır ise babasının vefatı nedeniyle katılamaz…

Büyükşehir Belediye Başkanımız Selahattin Gürkan, yaptıklarını paylaştıktan sonra, Malatya Kent Müzesinden söz eder.

Program dâhilinde Belediye Eski Başkanları ile Malatya Kent Müzesine giderler.

Kent Müzesi gezilirken Mehmet Yaşar Çerçi Başkanımız, Yoğurt Küleğini görünce, küleği alır dakikalarca elinde tutar.

Der ki, yoğurt küleği beni çocukluğuma Kanere ’ye götürdü. Yoğurtçu Pazarına götürdü.

Bu küleği kim bağışlamış diye baktığında Enver Kalaycıoğlu ismini görünce daha da duygulanır.

Enver Hocam Abim Abdurrahman Çerçi’nin ilkokul sınıf arkadaşıdır.

Mehmet Yaşar Çerçi, Ahmet Münir Erkal, Selahattin Gürkan hepsi Enver Kalaycıoğlu nu konuşurlar.

Daha sonra Mehmet Yaşar Çerçi beni aradığında Enver Hocam, Malatya Kent Müzesinde seni konuştuk.

Hepsi birbirinden değerli arkadaşlarım… Hepsinden Allah razı olsun.

Size de teşekkür ediyorum. Bize ait bir değeri Kent Müzesine hediye etmişsiniz.

Yoğurt Küleğinin mazisini incelediğimizde Orta Asya ya kadar uzanan bir kültürün devamı olarak görüyorum.

Yoğurt Türklere ait bir yiyecek olduğuna göre daha önceleri ağaçtan yapılan küleklerde saklanmış, birkaç yüzyıl önce belki de daha fazla , bakır kaplara bakır küleklere konduğunu tahmin ediyorum.

1964 yılına kadar Malatya’nın Eski Buğday Pazarı benzeri, Kanere ’de üstü kapalı Yoğurtçu Pazarımız vardı.1965 yılında Cezmi Kartay Caddesi açılınca Yoğurtçu Pazarı yola gitti. Orada Yarımcahan dan gelen koyun yoğurtları külek içerisinde, Orduzu dan gelen yoğurtlar külek ve bakraç içerisinde satılırdı. 1985 lere kadar Külekle yoğurt satıldığını biliyorum.

Malatya’nın Yoğurt Küleği, yüksekliği 38 cm, çapı 13 cm olan boru şeklinde bakırdan yapılmış, kalaylı yoğurt kabı.

2.900 gr ile 3.100 gr ağırlığında yoğurt alır.

Malatya da evlerde su damları olduğu için su damlarında konulmak üzere düşünülerek tasarlanmış, birkaç yüzyıldır kullanıldığını tahmin ediyorum.

Yıl 2019 Malatya Kent Müzesini geziyorum. Malatya’mıza ait değerleri görmek bana son derece mutluluk veriyor. Malatya’nın mutfak eşyalarının bulunduğu bölüme geldiğimde gördüm ki, Malatya’nın Yoğurt Küleği yok…

Müzeden çıkar çıkmaz apartman komşumuz Bakırcılar Derneği Eski Başkanı Bakırcı Nurettin Apohan Ağabeyimin yanında nefesi aldım.

Nurettin Ağabey, ne yaparsan yap! Bana bir yoğurt küleği bul!

Nurettin Ağabey, beni bakır kap imalatı, kalaycılık yapan bir dükkâna götürdü.

Bana bir tane yoğurt küleği vereceksin.

O arkadaşı da elimde bir tane kaldı dedi.

Normal bakır kap fiyatının üzerinde idi.

Parasını ödeyip aldım...

Çok mutluydum.

Malatya’mıza ait bir eşyamızı satın almıştım.

Malatya Kent müzesindeki bir eksiği tamamlayacaktım.

Onun dışında Malatya Kent Müzesine armağan edeceğim iki şey daha vardı.

Birincisi, Rahmetli Dedem Kasap İbrahim Kalaycıoğlu na dedesinden kalmış 200 yıllık bir masat.

Diğeri 1971 yılında kendi kasap dükkânımızda çalışırken yaptırdığım Malatya imalatı Çarmuzu’lu Recep Ustaya ait davar kesme, yüzme, kalem atma bıçağı…

O bıçaktan o tarihte dükkânımızda çalışan ustamız Ali Yalsızuçanlar ile beraber iki tane yaptırmıştık. Ali Dayı çok seri davar kesebilen, bir bardak çay içme süresinde bir davarı kesip yüzüp parçalayabilen bir ustaydı. Bana da ilk davar kesmeyi 13 yaşımda iken o öğretmişti. Allah gani gani rahmet eylesin.

Ali Dayı, Malatya’mızın ünlü yazarı Sadık Yalsızuçanlar’ın amcası, Çarmuzu’lu Sadık Baba’nın oğlu idi.

O bıçağımı yıllarca kullanmıştım. Ağzı keskinletmekten küçülmüştü. Armut şeklindeki sapı ile avucun ortasına tam olarak oturan mükemmel bir bıçaktı.

Devrisi gün Kent Müzesine gittim.

Yoğurt Küleğini, 200 yıllık Masat ve yarım asırlık bıçağı hediye ettim.

Malatya’nın Yoğurt Küleği bizim kimliğimiz, bize ait bir değer…

Malatya Yoğurt İmalatçılarından bu konuda hassasiyet bekliyorum.

Yoğurtlarını plastik bakraçlar yerine plastik külekler içerisinde satsınlar.

Bizim değerlerimiz yaşasın…

Sevgi ve Saygılarımla.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.