ALTIN
 2.104,05
DOLAR
 31,3822
STERLİN
39,7428
EURO
 34,0576

Ali Rıza UĞURLU 5 Şubat 1937 tarihinde Malatya'nın Arapgir ilçesinde doğmuştur. Ali Rıza'nın babası Hasan, Arguvan'ın İsa köyünde oturmaktayken 1933 yılında Arapgir ilçesine yerleşir.  Arapgir’de giyim üzerine bir dükkân açar.  1937 yılında işyerini kapatarak tekrar köyüne döner. Köye yerleştikten sonra hayvan sırtında çevre köylere gidip kıyafet satarak geçimini sağlamaya devam eder. Anlatılanlara göre o dönemde, yörede ceket sahibi kimse neredeyse bulunmazmış. Alirıza Uğurlu’nun babası Hasan Uğurlu ceket giyermiş. Hasan'ın ceket giymesinden dolayı Hasan'a "Ceketli" dedikleri söylenir.

            İsa köyü Arguvan ilçesinin 7 km. güneydoğusunda bulunan geniş bir alana sahip bir köydür. Köyün 1560 tarihinde 74 vergi veren nüfusu bulunmaktayken, 1894-1895 de 109 hane ve 886 nüfusu bulunmaktadır. Köyde bulunan kabileler farklı yer ve farklı topluluklardan ayrılarak buraya yerleşmiştir. Bu haliyle köy farklılıkları barındırmaktadır. Geçmişte köyde söz sahibi olan ve önde gelen kabile, Beyler kabilesidir. Ali Rıza Uğurlu'nun babası Hasan, Beyler kabilesinden Süleyman'ın oğludur. Süleyman da Hüseyin'in oğludur. Beyler kabilesine ait mezarların üzerindeki kubbeler 2006 yılında Ali Rıza Uğurlu tarafından Kayseri’den getirilen kesme taşlarla tekrar onarılmıştır. 19. yüz yılda yaşayan Devriş Muhammet Aşiki (Aşık Ahmet) ve Şahsultan (Sultan Hatın) İsa köyünde yetişen ünlü halk şairlerdir.

            Ali Rıza Uğurlunun Annesi Fatma  aynı köyde Gömel oğulları kabilesinden Ahmet ve Tamam kızıdır. Gömel oğulları kabilesi 1900 başlarında Hekimhan ilçesinin İğdir köyünden gelmiştir. Ali Rıza'nın dedesi Süleyman Seferberlikte askere gitmiş ve geri gelmemiştir. Ali Rıza daha 2 yaşlarındayken babası Hasan vefat etmiş, o da babası gibi üçkardeşi ile yetim büyümüştür.            

            Ali Rıza Uğurlu 1946 yılında kendi köyünde ilk olula başlayarak, 1950 yılında mezun olur. Köyünde ve yöresinde ortaokulun bulunmayışı ve o günün olumsuz koşulları,  çok istediği eğitimine devam etmesine engel olmuştur. Çiftçi olarak kendi toprağını işlemeye ve tarımla uğraşmaya başlar. 1957 yılında kendi kabilesinden Nazife ile evlenir.1959 yılında askere gider. 1965 yılında bir traktör satın alır. Bu traktörle kendi toprağını işlediği gibi çeşitli il ve ilçelerde ticari olarak çalışır.

1960’lı yıllarda Türkiye’nin ekonomik anlamda içinde bulunduğu olumsuz koşullar ve Almanya’nın işgücü açığından kaynaklanan göçü mümkün kılan yasal düzenlemeler Türkiye’de dış göçe dayalı hareketliliği arttırmıştır. Bu dönemde bir milyona yakın insan İŞKUR’a başvurarak Türkiye’den Almanya’ya göç etmiştir. Çıkar temelinde gerçekleşen bu göç süreci ekonomik getirirlerin yanında Türkiye’den göçedenler için çeşitli sosyal, kültürel problemlere kaynaklık etmiştir.

Ali Rıza Uğurlu da 1965 yılında yurt dışına işçi olarak gitmek için İşçi Bulma Kurumuna kaydını yaptırmıştır. 1969 yılında işçi olarak yurt dışına işçi olarak gitme sırası kendisine gelir. 27 Mart 1969 yılında Almanya’nın Köln kentinde Ford fabrikasında işçi olarak çalışmaya başlar. 1973 yılında buradan ayrılarak Bremen kentinde demir çelik fabrikasında işe başlar. 1993 tarihine kadar burada çalışır. 1993 yılında ikili anlaşma ile işten ayrılır. 1997 yılında Almanya Sosyal Sigortalar Kurumundan emekli olur.

            Sosyal ilişkileri güçlü olan Alirıza Uğurlu, Almanya'ya gider gitmez işçi sendikasına üye olur.  Hak arama bilincine sahip olan Uğurlu 1973 yılında gittiği demir çelik fabrikasında da sendika üyeliğini devam ettirir. 17 yıl sendika temsilciliği yaptıktan sonra 7 yıl işten serbest işyeri işçi tamsilciliğini yapar. Almanya'nın Delmenhorst kentinde ilk olarak Türk işçileri cemiyetini kurar ve 7 yıl başkanlığını yapar. 1990 yılında Almanya'daki Alevi Kültür Merkezinin oluşumunda bulunarak, uzun süre yönetim ve denetim başkanlığında bulunur. Daha sonra Alevi Dernekleri Federasyonunda 3 yıl disiplin kurulu 2. başkanlığı görevinde bulunur. Alirıza Uğurlu’nun belirtilen faaliyetleri çalışma yaşamı ve kültürel kimlik konularında ki hassasiyetini göstermektedir. Aktif sendikal faaliyetleri ve Alevi kuruluşlarına yönelik somut katılım Almanya’da yaşayan göçmenlerimiz için örnek gösterilebilecek tutumlardır. Bu haliyle Uğurlu Almanya’da yaşayan göçmenlerin sorunlarına seyirci kalmamış bu sorunların çözümü yönünde girişimlerde bulunmuştur.  Onun yurt dışında memleket özlemi çekmesi, çalışma ve sosyal yaşamında karşılaştığı haksızlıklar, yanlışlıklar 1970 yılından itibaren şiir yazmasına kaynaklık etmiştir.

            Emekli olduktan sonra 1997 yılında yurda döner ve İsaköy’de bir ev yaptırır. Yaz aylarında köyde, kış aylarında ise Malatya il merkezinde ikamet etmeye başlar.

            Arguvan ilçesi "Arguvan Ağzı" türküleri ile tanınmaktadır. Arguvan yöresi sürekli olarak dışa göç vermiştir. Arguvan’dan göçenler memleket özlemi, sevgili özlemi, aile hasreti gibi duygular yaşamışlardır. Bu yörenin insanları yaşadıkları bu yoğun duyguları ve düşünceleri kendi ürettikleri şiirlere ve türkülere işlemişlerdir.

 

“Zalim ayrılığı icat etmişler

Yapma felek yolum bekleyenim var” diyen Uğurlu’da hasretini dizelerine yansıtmıştır.

Hislerin kelimelere oradan da ezgilere yansıması Arguvan yöresi için özgün bir hal almaktadır. Bu yörenin kendine has yorumu literatürde “Arguvan Ağzı”  olarak tanımlanmaktadır. Ali Rıza Uğurlu küçük yaşından itibaren Arguvan ağzı türkülerden ve Alevi deyişlerinden etkilenmiştir. Daha 13-14 yaşlarındayken kendi kendine saz çalmasını öğrenerek Arguvan ağzı türkülere ses vermeye başlamıştır.

Okuyarak, yaşayarak kendini yetiştiren ve geliştiren Ali Rıza Uğurlu daha sonra roman ve araştırma yazıları yazmaya başlar. Şiir ve yazılarını kitaplar hakinde yayımlatır. Yayımlanmış 4 şiir, 2 roman ve 1 araştırma kitabı bulunmaktadır. Yayımlanmış kitapları:

             "Böyle Bir Dünya Kurasım Gelir" Gündüz Kitap Evi Ankara - 1996 şiir

            "Almancı Yabancılar" Göksu Ticaret İstanbul - 1997 roman

            "Abdal Ölmem"...........  ..... 1999 şiir

            "Mışlar Mazida Kaldı".......  ..2003 şiir

            "Uzakta kalan Davulun Sesi.........  ....2005 roman

            "El Aranıyor"  Gündüz kitapevi" Ankara 2007 şiir

            "Oğuz Uzantısı Arguvan'ın İsa Köyü"Renktur Rewklam Matbaacılık Malatya-2005 Araştırma

            Ayrıca yayımlanmamış 200 şiiri ve internet aracılığıyleyayımlanmış yaklaşık 500 sayfalık bulunmaktadır.

           Avrupa Alevi Derneklerinin 2002 yılında açmış olduğu şiir yarışmasında: 337 şiir içinde "Sevgi" isimli şiiri ile ikinci olarak ödül almaya hak kazanmıştır. Ankara'daki Arguvanlılar Derneği’nin 2009 yılında açmış olduğu şiir yarışmasında birinciliködülünü almıştır. Kayseri Kültür ve Turizm Derneği 2011 yılında "Uzakta Çalan Davulun Sesi" kitabı için teşekkür yazısı yazmıştır. 2004 yılında Evrensel Gazetesi kendisi ile röportaj yaparak 11 Nisan 2004 tarihindeyayımlanmıştır.

            Ali Rıza Uğurlu'nun şiirleri Malatya Şairler Antolojisi, Arguvan Şairler Antolojisi, Resimli Türk Edabiyatçıları ve Kültür Adamları Antolojisi, Arguvan Olgusu, Malatya Kültür Sanat Dergisinde, Kar-Der Dergisi, Alevinin Sesi Dergisi, Emeğin Sesi Gazetesi gibi birçok gazete ve dergide yayımlanmıştır.

            Sürekli kendisini yenileyen şair, Malatya'daki Güneş Tv, Er Tv, Ufuk Tv ve Malatya Tv’deki programlara katılarak şiirlerini okumuş, çalıp söylemiş ve kültürel söyleyişilerde bulunmuştur. Arguvan Türkü Festivalinin ilk fikir babası ve kurucusudur.1. ve 2. Arguvan Türkü Festivallerinde şiirler okumuştur. İnönü Üniversitesi’ndeki Aşıklar şöleninde sahneye çıkarak çalıp söyledi. Malatya Belediyesi’nin organize ettiği Aşıklar şölenine katılmıştır.

            Malatya Kültür Sanat Derneği (MAKSAD) , Pirsultan Abdal Derneğinin üyesi olup Yerel Gündem toplantılarına imkanları dahilinde katılmaktadır. Arguvan türkü festivalinde, Malatya Kayısı fuarında ve Kitap fuarlarında stant açarak okuyucuları ile sohbet etmekte ve kitaplarını imzalayarak sunmaktadır.

            Yazdığı romanlarında gurbetçinin yaşam dıramı, yabancı işçilerin karşılaştığı sorunlar işlemiştir.

            Alirıza Uğurlu'nun kendi deyimi ile "Az ve öz kelimelerle anlatılmak istenen ve okuyucunun dikkatini şiirin çekeceğini sanarak şiir yazmaya başladım" demektedir. Gurbetteyken, özlemini çektiği köyünün durumunu anlattığı bir şiirinde

            Sırtımda tarlaya tohum götürdün

Ağırdı dizlerin döndün oturdun

            Ne kara günlerde ömrün bitirdin

            Bu detten kurtulman zor bizim köylü

             Ali Rıza Uğurlu insanların kültürel farlılığından dolayi dışlanma ve horlanmasına kızdığı bir şiirinde

           

            Alman ne demek Türk ne demek

            Adam yaşadığı çağdan utanır

            Bu Araptır demek şu da kürt demek

            Ara yerde kopan bağdan utanır  

           

            Onu şiir yazmaya iten Almanyada memleket özlemi çekmesi, kendi kültüründe uzak kalması ve gördüğü haksızlıklar olmuştur.

şiirleri: dargınlık, kızgınlık, öfke, özlem, ezilmişlik,  başkaldırı, yergi, sevgi, karamsarlık ve direnme ile yüklüdür

 Dargınlık, kırgınlık ve garipliini anlatan bir şiirinde

           

            Garip düşmüş Almanya'ya

            Döner durur dargın kızgın

            Dayandı türlü belaya

            Gezer durur dargın kızgın

           

            İki dünya arasında

            Duasında töresinde

            Ağarmış tüyler göğsünde

            Solar durur dargın kızgın

 

            Çatık kaşı sönük gözü

            Sevilmedi gülse yüzü

            Bir olmadı iki sözü

            Kızar durur dargın kızgın

           

            Gurbette mememleket özlemi ile başladığı şairliğe gün geçtikçe etkilendiği her konuda şiir yazmaya başlamıştır

Haksızlıkların üzerine yürümayi bir hak gibi gören şairin bu konuda yazdığı çok şiiri bulunmaktadır.

           

            Ağır işe ucuz ücret

            Hem kazanıp hemde nefret

            İster bakan ister devlet

            Nizamının ta neyini

           

            Vize denen tuzklarla

            Eş ayıran yasaklarla

            Ürettiği silahlarla

            Öğünenin ta neyine

 

            Bir başka şiirinde

 

            Yasakları sevmezdim ya

            Ben savaşı yasak ettim.

            Özgürlüğe kıymazdım ya

            Ben savaşı yasak ettim

           

            Güncel olaylar hakkındaki görüşünü şiir ve yazıları ile dile getirmektedir. Vatan milet  cumhuriyet veAtatürk

ilkelerine bağlılığını içeren çok sayıda şiirleri bulunmaktadır. Şİirlerinin çoğunda alevi felsefesini

işlediği gibi alevi inancı konusunda yazdığı şiirleri de bulunmaktadır.

           

            Semahımız döner arşı alaya

            Elimiz aynadır ulu Mevla'ya

            İkrarımız sözdür durduk duaya

            Doğarken harama tövbeliyiz biz

           

            Yazar ve Şair Ali Rıza Uğurlu "Pir Sultan Abdal ve Nesimi'nin yolunda yürüdü.Onların yolunda yürüyerek, onların

düşünce sistenine sahip çıkmıştır. Şiirlerinin çoğu sorgulayıcıdır."

 

            İşte bu halimle abdal göründüm

            Bu da günümüzün delisi derler

            p İR s ultan yolunda Nesimi gibi

            d erisin verecek birisi derler

           

            Bir başka şiirinde

 

            Ali Rıza'm huzur görünsün ister

            Soygunun defteri dürülsün ister

            Şu cihan korkusuz gezinsin ister

            El alem gününü sürmeli gardaş

           

            Her konuda şiir yazan şairin, bazı şiirlrrinde dünyaya sitem etmekte ve karamsarlık için de olduğu görülmektedir.

           

            Geldim gideceğim de haydi dünya

            Aldığım sttığım al senin olsun

            Garip aklım kandı köşke saraya

            İğneden ipliğe çul senin olsun

 

            Senin olsun dağın çölün denizin

            Güzel mevsimlerin dağın denizin

            Bu yanını gördük ya öbür yüzün

            Bence ora geçmez pul senin olsun    

            Geleneksel halk şiir tarzında yazdıği şiirleri özellikle 8 ve 11 hece ölçüsü ile yazmıştır. Şiirlerinin son dörtlüğünde

şairin imzası niteliği taşıyan mahlazını Ali Rıza olarak kullanmıştır. Ancak bazaı şiirlerinde Rıza olarak geçtiği de görülmektedir.

            Arguvan sevdalısı şair Ali Rıza Uğurlunun  3 kız 2 oğlu bulunmaktsdır.

            Bu güne kadar olduğu gibi bundan sorada gönüllü kültür elçisi olmasını dileyerek sğlık ve mutluluklar dileğiyle

            Ali Rıza Uğurlu’ nun  yayımlanmamış bir  şiiri ile yazıma son veriyorum

 

            KANDIRDIN GÖNÜL

            Ne tükenmez derdin davan var imiş

            Her yaşta aklımı kandırdın gönül

            Pervasız pazarda pervane gibi

            Beni yönden yöne döndürdün gönül

 

            Bazan bülbül idin öttün bağlarda

            Bazan avcı odun gezdin dağlarda

            Hele de o deli gençlik çağlarda

            Sevdadan sevdaya yeldirdin gönül

 

            Bu kaş kara, o göz ela der idin

            U yarır uykudan, yola kor idin

            Ne kaza ne kavga, bela der idin

            Hayaldan hayala, daldırdın gönül

 

            Ne eşki yıdırdı ne soğuk acı

            Daima içimde olurdun sancı

            Bulamadım sana yarar ilacı

            Her ele yarayı, açtırdın gönül

 

            Ali Rıza'mla bir gün yolun ayrılır

            Ali Rıza Uğurlu hakında hazırladığım bu yazım yayımlanmadan önce 24.04. 2021 tarihinde kalp kırizi geçirerek vefat etmiştir. Allah rahmet eylesin. Ailesinin ve yakınlarının başı sağ olsun                                                                                                                                                                                                                                    

                                                                                                                      Halil Yazgan

                                                                                                                      Araştırmacı

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner43