ALTIN
 2.468,19
DOLAR
 32,4306
STERLİN
40,3674
EURO
 34,5013

Malatya’nın ilçesi olan Kuluncak: il merkezinin kuzey- batısında bulunmaktadır. İlçenin doğusunda Hekimhan ilçesi, batısında Sivas iline bağlı Gürün ilçesi, kuzeyinde Sivas iline bağlı Kangal ilçesi ve güneyinde Darende ilçesi bulunmaktadır. Kuluncak ilçesi şehir merkezine Darende üzerinden 167 km., Hekimhan üzerinden ise 108 km uzaklıktadır. Kuluncak-Darende ve Kuluncak-Hekimhan yolu 1965 yılında karayollarına bağlanmış olup 1990 yılında asfaltlanmıştır

İlçe dağlık ve engebeli bir arazi yapısına sahiptir. İlçenin en yüksek tepesi Leylek Tepesi olup 2052 m. en alçak düzlük ise Kaynarca köyü civarı olup 1201 m. yüksekliktedir. Yüzölçümü 681 kilometre karedir.                       

Kuluncak ilçesi ne bağlı Kızılhisar köyündeki Peri tepesi höyük, Başören ve Konaktepe (Tersehan) arasında bulunan höyük ile tarihi bulgular, Darılı köyündeki Kala mevki ve Tosunbükü civarında bulunan roma dönemine ait olduğu sanılan taban mozaikleri buranın çok eski bir yerleşim yeri olduğu izlenimini vermektedir.                                  Kuluncak ilçesinin bulunduğu saha 1560 tarihinde Yeniil Nahiyesi olarak iskâna açık bulunmaktadır. 1729 yılında Hadep’te Anadolu’ya göç eden                                                       Kulıhak (Kolancık), Çoban Yusuf ve Sofolar, Dedüşlü Selmanlü, Çoşkurutlr, ve Ayibasanlu isimli Kuzey Irak konargöçer Türkmen cemaatleri 1731 yılında Alacahan’a bağlı bu yöreye yerleşmeleri için Padişah 1 Mahmut bir ferman çıkararak Alacahan  Başbuğu Murat Ağa’ya  bildirir. Ancak Murat Ağa bu cemaatların yöreye yerleşmesinden hoşlanmaz. Bu cemaatlere karşı Döğerli cemaatini kışkırtır. Yöreye yerleştirilen bu cemaatler Döğerli cemaatin zulmüne uğrar. Kulıhak, Çoban Yusuf ve Sofular cemaatlerinin dışındakiler yöreyi terk etmek zorunda kalır.                              

Bu işte ilk sıkılan ve Döğerli Cemaati zulmüne başkaldıran Sofular Cemaati olur. Alacahan’da sözü geçen Hüseyin Ağayı bulurlar. Hüseyin Ağanın telkin ve koruması ile Yeni İl Kadısı “Mevlana Seyid Ebubekir’a fermanlarını göstererek Döğerli Cemaatinin zulmünü anlatırlar. Döğerli aşiretinin arkasında bulunan Murat Başbuğu da şikayet ederek alınmasını isterler. Mevlena Seyid Ebubekir şikayetleri dinledikten sonra birer ilam yazarak  verir ve huzura gönderir.1731 yılının Haziran ayında huzura vardıklarında Padişah 1. Mahmut iktidarı ele geçirmiştir. Ergani ve Kebanda çıkan madenlerin padişah hazinesine sağ salim olaşma sorunu vardır. Kuluncak’ın bulunduğu yöre de bu madenlerin geçiş yolu üzerindedir. Padişah bu madenlerin Sivas ve Tokat’a ulaşması için Kulıhak, Çoban Yusuf ve Sofular cemaatlerini görevlendirir. Bunun için sorumluluk üstlenecek bir ağa ve bir kefil ister. Eğer ki bir zarar gelirse, bu cemaatların sorumluluğunu alan ağadan zararlarını tazmin edeceğini belirtir. Buna karşılık olarak gelen geçen tüccarlardan on ar akça alınmasını vaat eder. Sivas Valisi Vezir Hüseyin Paşanın kardeşi EL Hac Hasan kefil olur. Yalnız Alaca han’lı Hüseyin’in ağalığını kabul etmez.                                                                                                                                      Bunların gelirlerinin arttığını gören Darende kadısı Şeyh Zade Mehmet Efendi Sofular cemaatını arkasına alarak bu yörenin ağalığını talep eder. Kulıhak ve Çoban Yusuf cemaatlerine rağmen, buranın sorumluluğu Şayh Zade Mehmet Efendi’ye verilir.                        Sofular cemaatine bir ocaklık verilir. Ocaklık karşılığı ise 100 asker beslemek,  Ergani ve Keban madenlerinin bu yörede sağ salim Tokat Voyvadası El Haç Hasan’ın olaşmasıdır. 100 askerin beslenmesi için de ocaklıktan ayrı olarak bu yöreden geçen tüccarların beher yükünden 10 akça baç almayı kendilerine gelir edinirler. Diğer cemaatlere is iskândan af izini verilmemiştir.                 

Bu gün ilçe merkezinde yaşayan halktan: Mamıcı Oğullarının Rışvan aşiretinde ayrıldığı, Güzel Oğullarının Erzurum’da, Karaahmet Oğllarının Darende Cafikli köyünde, Ahmet Oğullarının İlisuluk kaöyünde, Acar,  soyadlıların Hekimhan Güzelyurt kasabasında, Yılmaz ve Kayış soyadlılar ile Acem Oğullarının Darende’de, Çiftçi Oğullarının Harput’ta, Boyraz Oğullarının Gaziantep deki Barak aşiretinde ayrılarak buraya yerleştikleri rivayet edilir.                                       

27 Mayis 1915 yılında Ayvalı Nahiyesinde yeterli bir hükümet konağını bulunmaması nedeni ile Nahiye teşkilatı kuluncak’a kaldırılmıştır. 15 Aralık 1915 tarihinde ise Ayvalı köy Kuluncak Nahiye olmuştur.1934 yılına kadar Sivas iline bağlı bulunan Kuluncak Nahiyesi  1934 tarihinde Darende’nin ilçe olması ile birlikte Darende ilçesine bağlı olarak Malatya iline bağlanmıştır.  16.02.1972 tarihinde Kuluncak Nahiyesine belediye teşkilatı kurulmuştur. 09 Mayis 1990 tarihinde ilçe teşkilatının kurulmuş olan Kuluncak ilçesine bağlı 6 mahalle 22 köy ve bu köylere bağlı 26 mezra bulunmaktadır.1894–1895 tarihlerinde Kuluncak merkez ile 17 köyünün toplam nüfusu 2846.dir.                                 .

İlçeye hayat veren en önemli akarsuyu Tohma Çayı’nın  Balıklıağa koludur. Bu civarda bulunan köyler çayın yaratığı sulama imkanlarından dolayı tarımsal faaliyetlerden etkin bir biçimde faydalan Sofular, Bicir, Avlar, Kuluncak ilçe merkezi, Aşağı Çayköy, Sultanlı, Kynarca, ve Aşağıselimli  köyleri bulunmaktadır.                                 

Genel olarak engebeli bir arazi yapısına sahip olana Kuluncak’ın ilçe merkezinin batısında bulunan İlisuluk, Çayköy ve Alvar köyü üçgeninde  küçük yapılı orman sahası bulunmaktadır. Balıklıağa çayı vadisinde kayısı, elma, kavak söğüt vs. ağaçlarla kaplıdır. Dere ve küçük su gözelerinin dışındaki araziler çıplaktır. Kıraç arazilere buğday, arpa nohut ve mercimek ekimi yapılmaktadır. İlçenin konumu arıcılığa elverişli olmasına rağmen yeteri kadar arıcılık yapılmamaktadır. İlçe ekonomisine büyük katkısı olan hayvancılık durma noktasına gelmiştir. İlçe civarı çinko, demir ve bakır madenleriyle zengin olup, Karakuz Dağı bir dönem etkin bir maden işletmesi olarak faaliyet göstermiştir. Alvar köyünde bulunan tarihi hamamın şifalı olduğuna inanılmaktadır. Ancak bu sıcak su, bugün Tohma Çayı yatağının sularına gömülmş durumdadır.

Kuluncak ilçesine ilçe teşkilatı kurulmadan önce sürekli dışarıya göç vermiştir. Ancak ilçe teşkilatının kurulması ile birlikte göç durma noktasına gelmiştir.  Dışarıya göçenlerden bazı emeklilerin gelip tekrar yerleştiği görülmektedir. İlçedeki Başören, Konaktepe ve Darılı köylerinde okuma yazma oranının yüksek olması bu köylerin adeta boşaltma noktasına getirmiştir.                                                                                                         

Geçmişte yaşamış olan Leylek Tepe’sinin üstünde bulunan Leylek Baba, Alvar Köyü’nde Kabak Abdal, Bicir Köyü’nde Derviş Ali Kuluncak merkez ilçede Siyahi Baba (Arpacı Goca-Mehmet Halife) gibi kişiler hakkında bir çok efsane bulunmaktadır. Günümüzde bu kişilerin mezarları ziyaret olarak kabul edilmektedir. Kendi kültürüne sahip çıkmaya çalışan Kuluncak ilçesinde,  Ömer Kusuri,  Sefil Şurbi, Mahsuni (Abdul kadir Yılmaz), Cevri, Çilekeş Turabi, Memiş Tunç, Esma Köse, Aygüni, Fedayi, Sıhati, Şükrü Poyraz, Necip Gökenç gibi halk şairleri yetişmiştir.                                                                                                                                                                

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.