ALTIN
 2.468,19
DOLAR
 32,4306
STERLİN
40,3674
EURO
 34,5013

Ulusal basının güçlü kalemlerinden bir yazar bu konuyla ilgili yazınca, benim de epeydir aklımda olan ve yazmak istediğim bir konu olduğu için bu hafta yeni moda yeme alışkanlıklarından bahsetmek istedim.

O eli öpülesi, büyükannelerimiz, analarımız, mahalle komşularıyla bir araya gelip hamurlar yoğurup, dolma küfteleri yaptıkları zaman, erişte kestikleri zaman, şare (şehriye) döktükleri zaman yeni yetmeler, “aman anne böyle zor yemek mi olur, işiniz mi yok” deyip, Do......s Pizzadan pizza siparişi veriyordunuz ya şimdi sizler anne oldunuz ama dolma küfte, erişte, şehriye vs nasıl yapılır hiç bir fikriniz yok. Çünkü kendi kültürünüzü benimsemediniz, öğrenmediniz, bir kenara not etmediniz. Bu sebepten çocuklarınıza ne idüğü belirsiz, GDO lu gıdalar yedirmekten başka çareniz yok.

Güya kız evlat yetiştiriyorsunuz, en iyi okullara gönderiyorsunuz, bale dersleri, gitar dersleri aldırıyorsunuz, itirazım yok, kızınız Rodrigo’nun gitar konçertosunu fevkalade icra ediyor ama bir sahana azıcık tere yağı koyup yumurta kırmayı, yanına da yoğurdu çırpıp ayran yapmayı beceremiyor.

Bu sebepten kızınız ve ilerde olacak olan ailesi ve torunlarınızda maalesef içinde ne olduğunu bilmediği genetiği değiştirilmiş gıdalar yemeye ve meşrubatlar içmeye mahkumlar.

Güya çoçuğunuzu düşünüyorsunuz. Allah aşkına evde yoğurt yapmanın ne zorluğu var. Tarhana yapmak, salça yapmak, hatta evde ekmek yapmak bu kadar mı zor? Probiyotik eksikliğinden tüm çocukların barsakları sorunlu, herkes kabız. Kabızlığa iyi gelir diye ambalajlı müsli ve benzerlerinden medet umacağınıza ellerinizle organik yoğurt yapsanız fena mı olur.

Kışın çocuklarınıza hormonlu domates, biber, patlıcan yedireceğinize yazdan bunları kurutup yedirseniz fena mı olur?

Türkiyenin belki de Ege bölgesinden sonra en fazla vejeteryan yemeklerine sahip Malatya’nın kaç çeşit “küfte”sini biliyorsunuz.

Çocukken acıkınca elimize tutuşturulan içi peynirli yufka dürümü, salça sürülmüş ekmek, cebimize koyup oyuna daldığımız yumru küfteler, ekmek arası haşlanmış yumurta, yeşil soğan dürümü şimdiki ambalajlı gıdalardan, adını telafuz dahi edemediğim bilmem ne yağında kızartılmış, bilmem ne baharatlarıyla tatlandırılmış sözüm ona cipslerden daha sağlıklı değil miydi?

O kesmeceler, bastıklar, cevizli sucuklar, Besni üzümleri, kara üzümler, şimdi çocukların yediği şekerlemelerden daha sağlıklı değil miydi?

Evde birazcık hamur açıp içine Allah ne verdiyse, ıspanaktır, patatestir, peynirdir koyup börek yapmadığınız ve çocuklarınız bunlara hasret kaldığı için hepsi uluslararası markaların hamburger menülerini takip eder oldular.

Bizim eskiden kahvaltıda yediğimiz güzelim tarhana çorbaları, kavurmalı yumurtalar, kakırdaklar, kefler, kakırdaklı bilikler, tahin pekmezler, kuymaklar, pıtpıtlar, köy peynirleri, tere yağlarını, köylü işi bunlar da yenilir mi diyerek ellerinin tersiyle bir kenara itenler, vıcık vıcık yağ fışkıran kremalara, nutellalara, adını bile telafuz edemediğim bir sürü ithal yiyeceğe modernlik diyerek saldırdığı için, 5 yaşında çocuklar obeziteyle mücadele etmek zorunda kaldı. Kızlarımız yedikleri hormonlu yiyeceklerin etkisiyle, 8-9 yaşında göğüsleri çıkıp adet görmeye başladılar.

Köyden kente göçerken, dışarıda yemek yemeyi şehirleşme, ambalajlı ürün tüketmeyi de zenginlik ve modernleşme zannettik.

Üzülerek söylüyorum ki bir çok konuda olduğu gibi mutfak konusunda da genetiğimizle oynadılar.

Genetiğimizi kaybettik.

Genetiği değiştirilmiş gıdalarla (gdo) mücadele etmek belki mümkün ama ya genetiği değiştirilmiş beyinler...

İşimiz çok zor.

Ya kafamızı değiştirip özümüze döneceğiz,

Ya da onların verdiği her şeyi yiyip sağlığımızdan olacağız...

Karar sizin...

Selam olsun Malatya’mın güzel insanlarına...

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.