Çoğu Malatyalı bilir: Atatürk Malatya'ya iki kez geldi. Gazi'nin ilimize birinci gelişi 1931 yılındadır. Şubat ayının 13. günü...
İkinci gelişi ise, 1937 yılının Kasım ayına rastlar. Yani, ölümünden tam bir yıl önce... Adeta vedalaşmaya gelircesine!
Atatürk Malatya'yı iki nedenle önemsiyordu: Birincisi Ali Galip Olayı'ndaki tutumu nedeniyle. İkincisi de yakın arkadaşı İsmet Paşa'nın memleketi olması dolayısıyla.
Harput Valisi Ali Galip, Kurtuluş Savaşı başlatan Mustafa Kemal'e suikast düzenlemiş; başarılı olamayınca da kaçıp Malatya'ya sığınmıştı. Kendisini saklasınlar diye. Sığındığı kişi de, Adıyaman ağası Hacı Bedir idi. Hacı Bedir Ağa Ali Galip'i saklamayınca, o da Suriye üzerinden Lübnan'a kaçmak durumunda kalmıştı.
Ancak, Kurtuluş Savaşı önderine karşı düzenlenen bu suikast girişimi üzerine Malatyalılar üzülmüş; Paşa'ya telgraflar çekerek bağlılıklarını dile getirmişlerdi.
Bunlar bilinen olaylar.
Bilinmeyen ne?
Atatürk ilk gelişinin ardından Ankara'ya dönünce neler oldu?
İsmet Paşa o sırada Başbakandı. Bu sıfatla Ankara İstasyonu'na giderek kendi memletini ziyaret etmiş olan Cumhurbaşkanı'nı karşıladı.
Gazi Paşa trenden iner inmez, kendisini karşılamaya gelen İsmet Paşa'ya:
"Paşa, köyünü gördüm!" diye seslendi. Mayatya ilinden köy diye söz edilmesi elbette bir şakaydı.
İsmet Paşa, Gazi'nin kendisine takıldığının farkındaydı.
"Himmetinizle gerekli yatırımları yaparsak, sayenizde orası da bir il olur Paşam!" karşılığını verdi.
O tarihten sonra Cumhuriyet yönetiminin hayata geçirdiği kalkınma planlarında Malatya göz ardı edilmeyecekti. Mensucat Fabrikası, Tekel Tütün Fabrikası, TCDD 5. İşletmesi... ilimize ekonomik canlılık sağlayan kuruluşlar olmuştu.
