ALTIN
 2.468,19
DOLAR
 32,4306
STERLİN
40,3674
EURO
 34,5013

Bu dediğim, Malatya'nın ellili, almışlı yılları...

Yılbaşının yaklaşmakta olduğu, iki olayla daha iyi anlaşılırdı: Birincisi, kadim PTT binasının önünde tezgâhlar kurulur, çocuklar çığırtkanlık yapar, kartpostal satışları başlardı. İkincisi de, çarşıda şehrin adeta kadrolu iki piyango biletçisi (malum, ikisi da görme engelliydi) seslerini daha bir yüselterek piyasayı canlandırırlardı. "Yılbaşı biletleri... çekiliyor!"

Yılbaşı yaklaşırken komşuda gidilecek ev de önceden belirlenirdi. Genellikle de her yıl aynı evlerde toplanılırdı.

Söz konusu haneler, az çok "variyetli" evler olurdu: En başta onlar elektrikli evlerdi. O evlerin salonlarının baş köşesinde radyo yer alırdı ve radyo elektrikle çalışırdı. Ellili yıllarda pilli radyolar henüz bilinmiyordu. Elektirk de, pil de gider demekti. Herkes bu düzenli gideri karşılayamazdı hakçası. Ancak variyetli aileler üstlenebilirdi.

Radyolu ev, sobası yanan ev demekti. Bütün gece soba gürül gürül yanacak, soba üstünde kestaneler kızarıp kebap olacak; bir yandan ağızlar tatlanırken, bir yandan da radyodan taşan şarkılar, türküler oyun havalarıyla kulaklar bayram edecekti...

Radyodan önce de gramofonlu evlerde toplanılırdı elbet.

Yılbaşı eğlencesi bu kadarla biter mi hiç? Bir yandan ev sahipleri cerez tepsileri, meyve tepsileri taşıyacak hıznadan, gençler kendi aralarında tombala, fırdöndü oynayacaktı...

Yılbaşında meyve denildi mi, samanda saklanmış yerli elmalar, yine yerli malı okkalı kış armudu, bir de Adana'dan gelme kalın kabuklu yafa portakalı baş tacı edilirdi. Belki bir de torbaya alınarak kışa kadar saklanmış ariş üzümü... 

Yanı sıra köpük bastığı, dut bastığı, Hekimhan cevizi, Banazı'nın dalında kurutulmuş kara üzümü, mişmiş çekirdeği, aşılı mişmiş kabuğu, leblebi şekeri, badem şekeri, sarı leblebi... Ye yiyebildiğin kadar!

Yılbaşı için konuk gelen komşular da, üstü örtülü olarak bir şeyler getirip hıznaya koyarlardı bazen.

Piyango bileti olanların kulakları radyoda olur, çekilişin yayımlanacağı saati kaçırmak istemezlerdi.

Çocuklar yalnızca o geceye özgü bir serbestlikle, ders çalışmadan, bir köşede ya uslu uslu oturur, yahut büyüklerin oyunlarını, söyleşilerini dinlerdi.

Radyo durup dinlenmeden yayın yapardı. Komik skeçler sektirilmez, sanatçı söyleşilerine kulak verilir, ünlülerin yılbaşı anıları ilgiyle dinlenirdi.

Saat gecenin yarısını gösterdiğinde, piyango çekilişi dinlenir, kazanan numaralar karşısında iç geçirilir, ertesi gün bir kez de piyango listesine göz atmak üzere biletler bir umut, özenle saklanırdıyerleştirilirdi ceketin iç cebine...

Yılbaşı için toplanılan evlerde çoğu kez kadınlar bir yanda, erkekler bir yanda oturur, ama yine de kaç göç olmazdı.

Evlerde yapılan toplantıları şahsına uygun görmeyen kimi bıçkınlar çarşıda ya bir kahvehanede, yahut içkili bir lokantada yılbaşına girerdi.

 

  

  

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.