ALTIN
 2.468,19
DOLAR
 32,4306
STERLİN
40,3674
EURO
 34,5013

Türkiye'nin kültürel zenginliğinin izini sürmek için rotamızda  "kahverengi yol levhaları" oluyordu. Bu sefer yolumuz 2019 Kasım ayında kahverengi yol levhası olmayan Hekimhan ilçe merkezinde Surp Pırgiç ( Aziz Kurtarıcı) Ermeni Kilisesine (eski cezaevi) gidişimizin yol hikayesi.

Hekimhan; Malatya'dan Sivas'a giden demir yolu ve kara yolu üzerinde etrafı dağlarla çevrili bir vadide bulunuyor. Malatya Hekimhan arası 78 km. Bölünmüş yol asfalt süre 50-60 dakika. Trenle tahminen bir saat 15 dakika sürüyor...

Sekiz bin yıllık insanlık tarihine ve medeniyetine ışık tutan, Orduzu-Aslantepe höyüğüne sahip

Malatya'dan, Hekimhan’a doğru güneşli serin bir havada üç arkadaş yola koyulduk.

Malatya sonbaharı yaşıyordu ve bahçeler muhteşemdi. Barguzu (Bostanbaşı), Kileyik (Yakınca) bağ köylerinin imara açılmayan bahçelerinde bulunan armut, elma, hurma, dut, kayısı, ayva, kızılcık gibi meyve ağaçları. Yol kenarlarında söğütler, kavaklar,  sonbaharın kızıl, sarı, turuncu, kahverengi giysilerini giymişlerdi... Özellikle kayısı bahçeleri yazın bereketli altın sarısı meyvesinin rengi, güzün ise altın rengi yaprakları ile görsel şov sunuyordu. 

Sonbaharda rüzgârla beraber ayrılık türkülerinin sesleri geliyordu dalların arasından. Yerlere serilmiş gazellerin üzerinde yürürken çıkan hışırtılar çocukluğumuza alıp götürüyordu.

Bu güzelliklerin fotoğraflarını çekerek yolumuza devam ettik...

Uzaktan orman gibi görünen bu bağlarda bahçelerde, tarlalarda yetişen ürünler satıldığında, üreticilere binlerce lira kazanmaktadır. Sözü edilen bağlar bahçeler Malatya ekonomisinin temelini oluşturmaktadır.

 Yazıhan'a varmadan Karakaya barajı göl uzantısının tohma çayının üstünden geçen demiryolu ve karayolu köprüsü var. Bu köprünün  bitişiğine yeni bir köprü yapılmaktadır.

 Sivas Malatya karayolunu bağlayan Tohma çayı üzerindeki tarihi Kırkgöz köprüsü Karakaya barajı yapılınca 1985 yılında su altında kaldı.

Yüzyıllar boyu kimler geldi kimler geçti bu köprünün üzerinden nelere şahit oldu kim bilir... 1983 yılında, sınıf öğretmeni Suzan Soğukpınar’la evlendiğimde,  düğün konvoyu ile Hekimhan’dan - Malatya'ya giderken  Kırkgöz  köprüsünden geçmiştik...

Yazıhan ovasının bitiminden Kuruçay'a doğru yol alıyoruz. Tarlalarda öbek öbek yığılmış tepeler görülüyordu.  Yanına yaklaşınca pancar yığınları olduğunu gördük. Tarlalarda pancar sökme makineleri, traktörler, pancar taşıyan kamyonlar çalışıyordu.

Yazıhan ovası bittikten sonra Kuruçay doğru inerken tepelerin yamacında bir tünelden çıkan yük treni yılan gibi kıvrılarak gidiyordu. Sarsap tüneli Yağça deresi köprüsünü geçtikten sonra

tepelere doğru tırmanırken, yolun sağında DSİ Recai Kutan Barajını gördük.

Medyada yer alan haberlerde," Malatya'nın Yazıhan ilçesindeki 90 bin dekar tarım arazisi, 2012 yılında yapılan bu baraj ile hayat bulmuş. Su olmadığı için daha önce arpa ve buğday ekilen ovada şimdi pancar, silajlık mısır ve yem bitkileri gibi endüstriyel bitkiler yetiştiriliyor."diye yazıyor.

Dağlardan, tepelerden  yokuşlardan, sonra sağımız solumuz  meşelikler başladı.  Hayli yol aldıktan sonra yolun sağında meşelikler içinde Orman Bakanlığına bağlı Hekimhan - Yağça Geyik ve Dağ keçisi üretim merkezi tabelası dikkatimizi çekti. Hekimhan tüneli Kesiköprü’de demiryoluna paralel yol alıyoruz. Çevre yolundan değil eski yol sapağından yolun kenarında tarihi çeşmede asırlık dut ağaçlarının altında soluklandıktan hemen sonra Gafla'dan Hekimhan'ı görüyoruz. Ebedeliği, Yücekaya'nın yamaçlarında, İstasyon - Kuruçay, Sivas çevre- yolu mezarlık çanağında binalar serpilmiş. Sisler içinde Türkçe  Zurbahan Dağı ( Ermenice Surp Ohan dağı) haşmetiyle görülüyor. Arabamızla Hekimhan'ın çarşısının içinden, Kahverengi levha üzerinde Taşhan yazan yerin önünde durduk. Bir kadının işlettiği çay ocağında küçük kürsülerde oturup çayımızı içip yorgunluğunuzu giderdik.  Taşhan ( Kervansaray ) Taşhanın giriş kapısı üzerinde

Selçuklular döneminde 1218 tarihide taş üzerine  üç dille  yazılmış,  Arapça, Ermenice ve Süryanice yazılar bulunan kitabesi var. Taş han’ın biraz ilerisinde Osmanlı devleti dönemi Köprülü Mehmet Paşa camisini gezip fotoğraflar çektik.

Sonra Hükümet binasının arka bahçesine bitişik olan Surp Pırgiç Kilisesini ( eski cezaevi ) bulduk. Kilise şimdiki konum itibariyle Kaymakamlık binasının tam arka tarafında, aynı hizada biraz aşağısında Adalet sarayı ve Çağna denilen( uçurum) yakın tepede kayalık üzerine inşaa edilmiştir.

Kilise 400 yılı aşkın zamandır ayakta kalmayı başarmış. Malatya ili Hekimhan ilçesi 3 pafta, 24 ada,52 parselde bulunan ve Gayrimenkul ve Anıtlar Yüksek Kurulunun 11.11.1977 gün ve A-859 sayılı kararı ile kilise korunması gerekli eski eser olarak tescillenmiş.

Yenimahalle hükümet binasının hemen güneydoğusunda yer alan Ermeni Kilisesi

 12 x 15 m. ebadında dikdörtgen plan üzerine, düzgün kesme taşlarla inşa edilmiştir. . İçerideki bölmeleri moloz taşlarla yapılmış olan kilisenin yakın zamanlarda kuzeybatısındaki giriş kapısı avlusuna 8 x 9 m. ebadında bir ek yapı ilavesi ile sonraki yıllarda hapishane haline getirilmiştir. Kitabesi tahrip edilmiş olan yapı, XVI. yüzyılda yapılmış olmalıdır. Kilise harap durumdadır. Sonradan İlave yapılan cezaevi kısmı da yıkılmış.

  Kilise harabe halde etrafında ne koruma şeridi nede tarihi eser olduğunu gösteren bir yazı bile yoktu. Kilisenin arka bahçesinde bir dut ağacı kurumuş diğer iki dut ağacının altın sarısı yaprakları ile ölmedim ayaktayım diye yaşama bağlı olduğunu, kiliseyle birlikte varlık mücadelesi veriyordu.

Kilisenin alt yamacında İlçe Jandarma Bölük Komutanlığı ve biraz ilerisinde Hekimhan Cezaevi binaları da terk edilmiş harabe halde. Ağaçların çoğu kurumuş. Bazı çamlar yıkılmadım ayaktayım diye göğün yüzüne doğru uzanıyordu. Dört yüz yıllık kilise her şeye rağmen yıkılmadım ayaktayım demesine rağmen. Daha elli yıllık mazisi olmayan jandarma ve cezaevinin harabe halinde olmasına terk edilmiş durumuna ne demeli.  Bir öğretmen olarak bende sorguluyorum...

Kadın gazeteci arkadaş kilise ve çevresini videoya aldı. Orada bulunan iki gençle röportaj yaptı. Ben ve Fotoğrafçı arkadaşım Hüseyin’le kilisenin dört bir yanını fotoğrafını çektik.

Kilisenin ayakta kalabilen, hayata tutunabilen ayakta kalan duvarlarının boynu bükük, taşlar adeta ağlıyor. Kilisenin damı çökse de taş duvarları yıkılmamak için direniyordu.

Kilisenin içi savaş alanı gibi… Yapı, delik-deşik edilmiş. Define bulmuşlar mı bulmamışlar mı bilmiyorum.

Kilisenin devşirme taşların bir bölümü hangi evlere, binalara duvar ya da temel taşı olmuş bilinmez.

Bin yıllar da geçse, taşlar yaşar, çürümez.! Taşların üzerindeki yazılar, şekiller, motifler tarihe tanıklık etmeye, anlatmaya, hatırlatmaya devam eder.

1915'li yılı Ermeni Tehcirinden sonra Cumhuriyet döneminde kilise 1934- 1980 'li yıllarına kadar cezaevi olmuş.

Yüzlerce yıl insanların inançlarının gereği huzur buldukları bu ibadethane de mahkûmları bağrına basmış.

Sonra İlçe Jandarma bölük komutanlığı ve hükümet binasına ait kömür deposu olarak kullanılmıştır. Şimdi Hekimhan Belediyesi'nin sorumluluğu altında olduğu söylenmektedir.

 Akşam güneşinin sarı ölgün ışıkları kilisenin yıkık duvarlarını yalayıp çekilirken Hekimhan’dan ayrıldık...

Ülkemizin de çok katmanlı yapısına bağlı olarak geniş yelpazede çeşitlenen tarihi eserler içinde toplumun kültürel çeşitliliğinin somut simgesi olan camiler, kervansaraylar, köprüler hamamlar, manastırlar, kiliseler vb. dini ve siyasi yapılar; Anadolu’nun çok sesli yapısının birer temsilcisi olarak toplumsal bellek içinde önemli bir yere sahip mimari oluşumlardır.

Ermeniler için de önemli bir merkez olan Malatya’da da birçok önemli kilise yüzlerce yıllık geçmişlerine rağmen ayakta kalmayı başaran kiliselerden biri olan  Surp Pırgiç / Surp Ohan kilisesi hali hazırdaki harap halleri enkaza dönmeden önce kurtarılmak için bekliyor. Restore edilerek korunma altına alınacak ve ilçemiz turizmine katkı sağlayacak.

Anadolu'da bazı mimari eserlerle ilgili yabancı gezginlerin, Ermeni, Türk yazarların, askerlerin, Rus, Alman, Fransız, İngiliz konsolosların raporları ve anlatılarıyla bilgi sahibi oluyoruz.

Kilisenin kitabesi olmadığından günümüzde resmi yazışmalarda Surp Pırgiç, anlatılarda ise

Surp Ohan Vankına ait bir kilise olarakta belirtiliyor.  

Yapının zemin özelliklerinin belirlenmesi amacıyla, yapı çevresinde ve iç mekânda araştırma kazıları yapılmış, 4 adet sondaj kuyusu açılmıştır. Sondaj araştırmaları sonucunda da; Kiliselerde yaygın olarak gözlemlenen galeri katının varlığına dair yapıda herhangi bir iz bulunmadığından, yapının tek katlı olarak inşa edildiği ve kullanıldığı anlaşılmaktadır. Beden duvarları, sütunlar, kemerler ve tonozların özgün haliyle günümüze ulaşabildiği görülmektedir.

Surp Pırgiç Kilisesi 2019 yılında Sivas Vakıflar Bölge Müdürlüğünün kararları doğrultusunda kilisesinin rölövesini çıkarmak için, Malatya müze müdürlüğünce yapının duvar izlerini takip ederek sondaj kazısı yapılmış .

Yapılan sondajda kilisede ne mahzen ne de herhangi bir eşyaya, belgeye rastlanmamış.

Sivas kültür varlıklarını koruma ve bölge kurulu müdürlüğünde bir yetkili ile telefonla görüştüğümde yakın zamanda projesi yeni onaylandığını söyledi.

Kilisesi’nin restorasyonu için Sivas Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu’ndan gerekli izinler alınmış. Restorasyon öncesi rölöve, restitüsyon çalışmalarına başlanmış. Çalışmaların tamamlanmasının ardından restorasyon işlemlerine geçilecek bilgisi almıştım.

 Surp Pırgiç kilisesinin( Eski Cezaevi )Hekimhan Belediyesi Sivas Kültür Varlıklarını Koruma Kurulunun aldığı karar doğrultusunda yapılan projeye göre kısa bir zamanda restorasyon çalışması ile ayağa kaldırılması ve turizme kazandırılması beklenilmektedir.

Resterosyondan sonra Hekimhan bir kahverengi levhaya daha kavuşur...

2020 Kasım ayında kilisenin yeni fotoğrafını çekmek için yine Hekimhan'a gittim. Kilisenin sondaj kazısı yapıldığından beri kilisenin çevresi koruma altına alınmamış, herhangi bir uyarı levhası yok. 1-2 metre derinliğindeki zemin sondaj kuyuları açıkta içi su ve  kar dolunca  tehlikeli bir durumla karşılaşılabilir. İlçe hükümet yetkililerin ve yerel yönetimin tarihi bu kilise ve çevresi için gerekli tedbirleri almasını ve resterosyonun bir an önce yapılmasını bekliyoruz...

  

  

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.