ALTIN
 2.468,19
DOLAR
 32,4306
STERLİN
40,3674
EURO
 34,5013

'Şirket Hanı yıkmanın, ne denli büyük bir yanlış olduğunu bu şehri  yönetenler geç de olsa anlamışlardır diye düşünüyorum. Tarihi bir güzelliği  yıkıp yerine estetikten uzak bir garabet dikmek nasıl bir aklın ürünü idi merak  ediyorum. Çocuklarımız ,torunlarımız dedelerimizin iş yerleri nasıldı diye  sorduklarında ne cevap vereceğimizi bilmiyorum.'

Eski Kışla caddesini anlattığım yazımın son bölümünde, yukarıda yazdığım  eleştiri bölümünü yazıp Şirket Hanın müstakil bir yazıyı hakettiğini  söylemiştim.

Şimdi dilimin döndüğünce Şirket hanı anlatmaya çalışacağım.

Şirket han 1922 yılında şehrin ileri gelen aileleri, Gaffarağaların Yahya  bey , Yakıncıların Emin Efendi ve Fırat ailesinin katkılarıyla yapılmış devrinin  en estetik binalarından biriydi. İddia ediyorum yıkılmasa idi bugününde en  estetik ve en iddialı turistik merkezlerinden biri olurdu.

Şirket Hanın iki büyük girişi vardı, biri Kışla caddesi tarafından, diğeri  Akpınar tarafından ve bu iki girişinde iki mükemmel kapısı. Bu kapılar Topkapı  sarayını görenler hatırlar, saray kapısı veya kale kapısı gibi devasa, kapının  ek yerleri metal plakalarla perçinli ve en az üç metre boyunda Harika ahşap  eserlerdi. Ayrıca bu heybetli kapıların sağ köşesinde bir insanın rahat geçeceği  yavru kapı denen kapılar mevcuttu. Bu devasa kapılar gece Bekçi Aziz tarafından  kapatılır, sabah erkenden açılırdı. Asım Solmaz dan dinlemiştim Hamido olayları  sırasında hanın içindeki insanlar ne yapacaklarını şaşırmışlar, çünkü gözü  dönmüş bir güruh yaka yıka kışla caddesinden aşağı geliyor, sıra bir süre sonra  hana gelecek. Bekçi Aziz'e iki kapıyı da kapatmasını söyleyip içerde beklemeye  başlamışlar, güruh kapıya dayanmış ama nafile kapıları geçip içeri girememişler.  Dedim ya kale kapısı diye!

Şirket Hanın Kışla caddesine bakan yanında, Kitapçı Cevrinin dükkanı, hanın  girişinde Hulusi Yakın'ın halıcı dükkanı, karşı sırada Cumali Erdoğan ve ortağı  Mahmut Kayahan'ın beyaz eşya mağazası ve köşede Bahabey'in merkez eczanesi.  Akpınar tarafına dönüşte şapkacı Bedir, önünde varillerle hatırlayacağınız  gazyağı satan bakkal Hamdi Kargül ve çocuklarının dükkanı, Timur Kanat'ın deri  ve kürk satan dükkanı, Alibeyoğlu Hacı Mehmet dayının acentesi (oto yedek parça  )ve yanında berber Tahir. Bunların bir çoğunuz hatırlarsınız ben size  hatırlayamayacağınız belkide hiç duymadığınız bir bilgi vereyim 1938 yılında  Kiğılı kumaş fabrikası ilk mağazasını Şirket Han girişinde açmıştır.

Şirket hanın yukarıda bahsettiğim bu iki girişi geniş bir avluya açılır, bu  avlunun ortasında bir havuz havuzun etrafında küçük masa ve kürsüler de çay,  kahve içen sohbet eden insanların kahkahaları duyulurdu. Meşhur Şirket han  çeşme'si birer birer yok edilen çeşme'lerimizin en son yok edilenidir . Bu  Çeşme'nin su analiz raporu geçti elime ne diyor biliyormusunuz? ,"Renksiz  ,kokusuz ,berrak ,kolibasili olmayan içilebilir nitelikte kaliteli bir su". Su  sıkıntısı çektiğimiz şu günlerde hatırlatmak istedim......Bu havuza atılan  karpuzların bir süre sonra çatladığına birçok kez şahit olmuşuzdur. Özellikle  öğlen Çakı kebap salonunda kebap yiyenler, havuzun etrafında, çaycı Bıyıklı  Hasan'ın demlediği o nefis çayları, garson Kazım'ın elinden içerlerdi. Handaki  tüm esnaf çayını bıyıklı Hasan dan içer, cumartesi günü ikindiden sonra, bıyıklı  Kazım elinde bir fincan kahve ile görünür, bu haftalık çay parasının verilme  vaktinin geldiğinin göstergesidir.

Avlunun tabanına döşenen Arnavut kaldırımlarını döşeyen ustanın elini öpmek  gerek, o günkü imkansızlıklara rağmen bir sanat eseri işler gibi işlemiş ve  mükemmel bir taş işçiliği çıkarmıştır ortaya. Bu avluyu anlatırken tuvaleti  anlatmamak olmaz, yeni nesil tuvaletlerden çok farklı bir dizaynı vardı, şöyle  anlatayım, yekpare bir taş düşünün bir yanda, yekpare bir taş da diğer yanda  arada 20-30 cm ilk bir boşluk! alttan akan suya baka baka!!! def-i hacet edilen  ve taharet içinde sürekli akan buz gibi karpuz çatlatan o yukarıda anlattığım  suyun kullanıldığı, kocaman ahşap kapıları olan bir ortam!

Şirket Han Malatya siyasetinin şekillendirildiği, şehrin gündeminin  oluştuğu önemli bir mekandı. Bunun nedeni de buradaki şahsiyetlerin siyasetle  ilişkileriydi. En önemli siyasetçi Ahmet Fırat idi, defalarca milletvekilliği  yapmış olan Ahmet bey çok sevilen ve sayılan bir kişilikti. Ayrıca Ahmet bey  eski bir sporcu olup sporla yakın ilgiliydi ve Malatyaspor başkanlığı da yapmış  bir kişilikti. Ahmet beyin bürosu da hanın avluya bakan bölümünde bulunurdu.  Burada ayrıca girişin sağ tarafındaki dükkan, Nevzat ve Sami Şeftalicioğlu  kardeşlerin camcı dükkanı, karşısında Asım Solmaz,Hakkı Turgut ve sevgili  arkadaşım Tahsin Turgut'un ortak olduğu Solmaz Tuğla fabrikasının satış bürosu,  yanında Ahmet Fırat'ın bürosu, onun yanında yine bir tuğlacı Orduzulu Cumali  Karakuş ve yanında da hanın en büyük hissedarı olan avukat Gökalp Fırat'ın  bürosu, Kemal Yakın beyin hırdavatçı dükkanı, o dönem çok büyük müteahhitlik  işleri yapan Abit Karakaş, daha sonra Mahmut Nedim Karakaş, akaryakıt bayii  Hamit Evliyaoğlu, tüccar ama esas mesleği siyaset olan Faik Erdoğdu, müteahhit  Cemal Bektaş, eski milletvekili, senatör Nurettin Akyurt 'un avukatlık bürosu ve  çaycımız bıyıklı Hasan'ın çay ocağı. Birde sürekli kavga eden eski araba lastiği  satan Yusuf ve Şükrü. Bir çırpıda avluda aklıma gelenler bunlar.......

Avludaki en önemli şahsiyet kanımca ayakkabı boyacısı Topal Mustafa dır.  Çok gariban bir kişilik olan topal Mustafa'nın en büyük özelliği nedir  biliyormusunuz?Yardımseverliği, eline geçen parayla yazın sonuna doğru  karpuzları toplar ve evinin en soğuk yerinde muhafaza eder, kışın bu karpuzları  hastaneye götürüp hastaların yemesini sağlar, sebebi sorulduğunda "onlar haste  yürekleri yanıydır, yesinlerki yürekleri soğuya " derdi. Hergün fırından sıcak  ekmek alıp parça parça esnafa dağıttığını hatırlıyorum. Kazandığı üç kuruş  parayı da böyle telef ederdi rahmetli. Birde han bekçisi Aziz'in bir  serzenişinden bahsederler, rahmetli et almakta zorluk çekiyor ve derken ete zam  geliyor, bizimki başlıyor ağlamaya "5 lirayken yiyemedik ,şimdi 10 lira oldu  nasıl yiyeceğiz"......

Hanın birde üst katı mevcuttu. Burada da Uçak kiremit fabrikası sahibi  güzel giyinmesiyle hatırladığım doktor Sezai Demirel'in babası Hacı Demirel,  terzi Bedri, terzi Ermeni Haccik ve ustası benimde arkadaşım olan rahmetli  Haykas Makasçı, gömlekçi Paşa dayı, yine terzi Aliseydi Kılıç ve Kamil Çavuş  bulunurdu, Kamil Çavuş buradaki Emniyet otelini çalıştırırdı ve rahmetli dedemin  iyi dostuydu.

Şirket han anlatılırken Kışla caddesi tarafındaki kapının önünde oturan ve  sürekli kendi kendine konuşan ve gülen Orduzulu Mamılo yi anlatmadan geçmek  olmaz. Mamılo yu hatırlamayalar için anlatayım. Sürekli askeri elbise, askeri  bir palto ve askeri şapkayla dolaşan, kimseyle konuştuğu pek görülmeyen oldukça  iri kıyım bir adamdı Mamılo.

Paltoyu da giymez hep omuzuna atardı ,hatırladınızmı.....Orduzulu  arkadaşlarımdan dinlemiştim öldüğünde evinden ikibinden fazla kürek, evet  bildiğiniz kürek çıkmış. Derler ya herkes bir yöne deli .....

Şirket hanı bir yangın tehlikesi atlatmış, tam karşısında bulunan  Malatyaspor kulübü lokalini işleten Otel Erhan ağabeyimizin dikkati sayesinde  önce itfaiye, sonra mal sahiplerine haber vermesi neticesinde büyük bir facianın  eşiğinden dönülmüştü.

Ve hazin sonu hepiniz biliyorsunuz, Vali Kutlu Aktaş döneminde bu güzelim  eser yıktırıldı. İşin en üzücü yanı ne biliyormusunuz?

Vali beye bu fikri verenlerin Malatyalı olması.

Muğla' ya giderseniz bizim Şirket Han gibi bir yapının nasıl işlevsel bir  halde kullanıldığını, yerli ve yabancı turistlerin burada nasıl zevkle turistik  eşya alış verişi yaptığını göreceksiniz.

Bence en iyisi siz hiç Muğla'ya uğramayın ,

Neden mi? ...

Moraliniz bozulur da ,ondan...

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.