ALTIN
 2.468,19
DOLAR
 32,4306
STERLİN
40,3674
EURO
 34,5013

Çook çok Uzuun yıllar öncesinde, Sultan Abdülaziz dönemindeyiz. Osmanlı imparatorluğunun gerileme dönemi ve yokluk günleri çoktan başlamıştır.
Bu yokluk günlerinden, Malatya’nın Yeşilyurt ilçesi de nasibini almıştır. 1873 yılında yeni doğan ve adını Nevres koyduğu oğlu ile yeni doğum yapmış hanımına daha güzel bir gelecek hazırlamak isteyen Mehmet bey, bir süre sonra hanımını ve biricik oğlu Nevres’i Malatya’da bırakarak İstanbul’a çalışmaya gider. Nüfuzlu bir devlet adamının yanında işe başlar. Aradan iki yıl geçer ve acı haber İstanbul’a ulaşır. Ne yazık ki Nevres’in biricik annesi zatürreden ölmüş ve zavallı Nevres yetim kalmıştır. Bunun üzerine Mehmet bey, Malatya’ya gelip oğlunu da alarak tekrar İstanbul’a döner.
Babasının yanında çalıştığı devlet adamı, Nevres’i çok sevmiş ve tüm okuma masraflarını üstlenmiş, yetişmesi için elinden geleni yapmıştır. Aradan geçen yıllarda Nevres, edebiyata ilgi duymuş, Allah vergisi yeteneğiyle de kendi kendine ud çalmayı öğrenmiştir. Kendine has tavrıyla kısa sürede kendini kanıtlamış ve İstanbul’da adını duyuran bir sanatçı olmuştur. Bir toplantıda devrin dahi sanatçısı Tanburi Cemil Bey’le tanışmış ve onun övgüsüne mazhar olmuştur. Onunla beraber meşk ederek ondan çok şeyler öğrenmiş ve sanatının zirvesine çıkmıştır.
Sevgisiz bir ortamda büyüyen Nevres, son derece sinirli, kıskanç ve çekingen bir kişiliğe sahip olmuştu. Ünü arttıkça gururu ve egosu da artıp güç beğenir biri olmuştu. Tanzimatla başlayan yenileşme ve modernleşme hamleleri müzik dalında da kendini göstermiş, batı müziği kendine bir taraftar kitlesi bulmuştur. Nevres Bey bu tarz musikiye de ilgi duymuş ve 1914 yılında Almanya’ya giderek bu konuda çalışmalara katılmış ve bilgi ve görgüsünü arttırma fırsatı bulmuştur.
Tüm hayatı maddi imkansızlıklarla geçmesine rağmen çok değer verdiği sazını bir geçim aracı olarak kullanmayan nev-i şahsına münhasır bir kişilikti Nevres Bey. Hayatı boyunca maddi sıkıntı çekmesine rağmen bunu hiç kimseye belli etmeden yaşadı. Çok az sayıda önemli kişilere verdiği dersler dışında para kazanma imkanı bulamadı.
İstanbul halkı bu büyük sanatkarı, ilk defa “Cemil konseri” nde izleme şansı bulabilmiştir. O yıllarda yıldızı parlayan Münir Nureddin’i (Selçuk) taktir etmiş ve ona Mesut Cemil ve Ruşen Kam gibi üstatlarla beraber eşlik etmiştir.
Döneminin tartışmasız en büyük ud icracısı olarak olağanüstü bir kulağa sahip oluşundan, en ufak bir falsoya bile tahammül edemediği için, devrinin en büyük sanat yorumcusu olmuş, bu yapısından dolayı da yalnızlığı git gide artmıştır. Hatta bu yalnızlık onun evlenmesine bile engel olmuş, hayatını eşsiz ve çocuksuz olarak sürdürmek zorunda kalmıştır.
Böyle musikişinas birinin neden az beste yaptığı sorusunun cevabını yine kendisi arkadaşlarıyla olan sohbetinde şöyle dile getirmiştir. “Eserlerimi iyi anlayamazlar onun için beste yapmaktan korkuyorum”.
Yakın arkadaşı kemençeci Kemal Niyazi Seyhun, Nevres beyin, Yakacık semtini çok sevdiğini, zengin olsam buraya bir kulübe yaptırır burada yaşarım dediğini belirtir. Öğrencisi büyük sanatçı Safiye Ayla ise “sağlığında bir kulübe yaptırıp oturamadı ama ölümünden sonra dileği yerine geldi “ diyerek üzüntüsünü belirtmiştir.
1937 yılı başlarında aniden rahatsızlanan Udi Nevres, Cerrahpaşa hastanesine yatırıldı. Gırtlak kanseri teşhisi konmuştu, o yıllarda kanser hastalarının yaşama şansı çok azdı. Kimsenin arayıp sormadığı büyük ud virtüözü, 22 ocak 1937 tarihinde yalnızlık içerisinde son nefesini verdi ve sağlığında bir kulübe yaptırıp oturamadığı Yakacık sırtlarına defnedildi.
Nevres Bey, bestekarlıkta çok verimli görünmese bile günümüze bir çok eseri ulaşabilmiştir. Evç, gerdaniye, hüzzam, hüseyni, karcığar makamlarında bir çok eser ve kendi çalıp okuduğu bazı eserler günümüze kadar ulaşmıştır. Sözleri Fuzuli’ye ait olan “Yıllarca ben seni aradım durdum” güfteli ferahfeza şarkı en tanınmış olanlarındandır.
Çok kimsenin Malatya’lı olduğunu bilmediği, büyük ud virtüözü, Udi Nevres Bey’i sizlere hatırlatmaya çalıştım. Mekanı cennet olsun
Selam olsun Malatya’mın güzel insanlarına...

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.