ALTIN
 2.468,19
DOLAR
 32,4306
STERLİN
40,3674
EURO
 34,5013

Edebiyat, sanat, düşünce alanında adından söz ettirmiş kimi değerlerimiz var ki, başlarını sokacak evleri olmamıştı...
Evsizler denince, elbette ilk akla gelen Neyzen Tevfik'tir. (1879 -1953). II. Abdühamid'in baskıcı yönetiminden kaçıp Mısır'a gitti, beş yıl gurbette gönüllü sürgün yaşadı. II. Abdülhamid'in tahttan indirilmesi üzerine yurda döndü; Talat Paşa kendisine ev ya da iş vermek istedi, ikisini de kabul etmedi. Sokaklarda yaşamayı seçti. Geceleri bir köşede kıvrılıp yatıyor; üzerine de Türk bayrağını örtüyor ve şöyle diyordu: "İnsanın, kendi bayrağının altında uyuması ne kadar güzel bir olay!"
Bir dönem Mehmet Âkif'in evinde kalan Neyzen, yaşlılık yıllarında Beşiktaş'ta Belediyenin verdiği bir barakada yaşadığı anlatılır.

Sakallı Celal (1886 -1962) yılları arasında yaşadı. Bahriye Mektebi Nazırı Hüseyin Hüsnü Paşa'nın oğluydu. Ünlü evsizlerden biriydi. Eser vermedi ama, kendisi hakkında kitap yazıldı. Birçok edebiyat ve düşünce adamı onunla ilgili anılarını kaleme almıştır. Milli Eğitim'de çalıştı. Atatürk döneminde, devletin memura gereksinimi olduğu gerekçesiyle, tüm öğrencileri mezun etmesi istenince, bunu reddederek eğitimcilik görevinden ayrıldı. Valizinden başka hiçbir şeyi yoktu. Valiziyle dolaşır, hiçbir vasıtaya binmez, her yere yaya giderdi. Fareleri çok sevdiği, kaldığı bir odada, farelerin cirit attığı anlatılır. Üzerindeki gömleği kirden giyilmez oluncaya kadar giyer, sonra atardı. Buna karşın, çağrılı olduğu sofralarda gümüş çatal ve kaşığı kolonyayla ovmadan kullanmazdı.
Hayran olduğu Tevfik Fikret, "Hak bellediğin yolda yalnız gideceksin" dediği için, kendisine soyadı olarak "Yalnız" sözcüğünü seçmişti.
Birçok ünlü sözü dilimizde kullanılagelir. Ünlü sözlerden biri de, "Bu kadar cehalet ancak tahsil ile mümkün..." tümcesidir.

İlhami Bekir (1906 - 1984) toplumsal gerçekçi şiirin temsilcilerindendi. Öğretmenlikten emekli olunca (1954) İstanbul'a yerleşti. Çeşitli gazetelerde çalıştı.
Ucuz otel odalarında barınırdı. Öldüğünde Bağcılar Huzurevi'ndeydi.

Ece Ayhan (1931 - 2002) Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden sonra Anadolu'nun değişik yerlerinde kaymakamlık yaptı. Evli ve bir çocuk babasıydı. Meslek yaşamında düzenli bir memur olduğu belirtilen Ece Ayhan, 1966 yılında kaymakamlık görevinden ayrılarak İstanbul'a yerleşti. Karısını ölümcül bir hastalık nedeniyle yitirmiş, tek çocuğunu da karısının ailesine bırakmıştı.
İstanbul'da çeşitli yayın kuruluşlarında çalışırken 1974 yılında beyninde beliren ur nedeniyle sağlığı bozuldu; görme ve işitme yetisini olumsuz etkiledi. Çalışamaz oldu. Kücük bir valize doldurduğu eşyasıyla kendisini konuk eden dostlarının yanında kalıyordu.
Son yıllarında Çanakkale Belediyesi'nin yardımlarıyla geçinmeye çalıştı.

Karikatürist Zeki Beyner (1936 - 2002) de, bilindiği gibi parklarda yatıp kalkarak yaşamını sürdürürken, bir mizah yazarının (Vedat Saygel) ona evinde bir oda vermesiyle başını sokacağı bir yere kavuşmuş oldu.

Sakallı Celal ve Ece Ayhan

 

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.