27 Temmuz 2023 tarihinde, Malatya Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edilen Malatya Kent Merkezi (Çarşı) Planlama İstişare Toplantısı adı altında Kongre ve Kültür Merkezinde geniş katılımlı bir toplantı yapılmıştı.
Toplantıda projeyi tanıtan mimar Hilmi Güner, “yapılacak iş yerlerinin zemin+2 katlı ve 40 metrekare olacağını belirterek, yapılardaki simetriye önem vereceğiz” diyerek devam etmişti; “Bu bölgeye 2 bin araçlık otopark yapacağız. Her yapıda bodrum katı olacak, zemin etütü yapılacak, binanın altında su olmasına izin verilmeyecek. Asla asma kat, çatı arası kullanımı, kapalı açık çıkma olamayacak. Konut altı ticarete izin vermeyeceğiz”.
Bence söylenen en önemli söz “Yapılardaki simetriye önem vereceğiz” sözüydü…
Çarşı inşaatı artık iyisiyle kötüsüyle meydana çıktı. Yapılanlar Hilmi Güler’in söylediklerine benziyor mu?
Hadi, hep birlikte karar verelim;
Sizce simetriye önem mi verilmiş?
Dükkanlar 40 metrekare mi yapılmış?
İş yerleri zemin artı iki kat mı yapılmış?
Zeminde biriken su su drene mi edilmiş?
Zemin sağlam mı?
Bunları çoğaltmak mümkün….
…
O dönemki Sayın valimiz Hulusi Şahin, çarşı inşaatındaki sıkışıklığın giderilmesi için yıkılan adliye binası alanına, çevre yolu ile bağlantılı olacak şekilde sebze hali, kasap pazarı, minibüs durağı gibi yerlerin taşınmasını burda ikinci bir merkez oluşturulmasını teklif etmişti. Malatyalı olmayan bir vali şehirdeki sorunları net olarak gözlemlemiş ve çözüm sunmuştu. Bunlar çok önemli ve değerliydi.
Belki bana kızacaklar ama Malatyalı esnaf ve Malatyalı şehrini yabancı bir vali kadar önemsemedi. Yapılacak yeni planlamada yol, otopark, yeşil alan, güneş ışığı alması, meydan olması, kadınların rahatça alış veriş yapabilmesi onu hiç ilgilendirmedi.
Şimdi dizlerine vuruyor ama nafile!
Biz şehrin 3-5 yıllığına değil en az 100 yıllık planlanmasını gerektiğini anlatamadık. Hiç unutmam, bana her şeye karışma bırak inşaatlar bir an evvel bitsin diyen aklı evveller oldu. Sonuç olarak yeni yapılan planlamada Malatya kimliği ön plana çıkarılamadı, üzücü de olsa yok eden bu yıkım fırsata çevrilerek, yüz yıl geçse de dokunulamayacak bir şehir merkezi doğru planlanamadı. Meydanı ,yolları, yeşil alanları ile bir merkez oluşturulamadı. Şirket han gibi yok edilen değerlerimiz bu bölgede yaşatılamadı.
Kısaca kent hafızasını, kent kültürünü, kent belleğini ve kent ruhunu kaybetmiş Malatyalıya yabancılaşmış ve toplumsal kimliğini kaybetmek üzere olan bir şehirle karşı karşıya kaldık.
Depremden sonra şehrin doğru planlanması için yazdık, çizdik, sesimizi yükselttik, avazımız çıktığı kadar bağırdık…
Sesimizi kimseye duyuramadık…
Belki de duydular ama işlerine gelmediği için duymamazlıktan geldiler.
Son olarak “eşeğin büyüğü ahırda” deyiminde olduğu gibi…
Çarşı merkezde dükkanlar dağıtılırken çıkacak kargaşayı düşünmek bile istemiyorum…
Selam olsun Malatya’mın güzel insanlarına…
Not: Geçmişten günümüze şehrimizde yaşanan krizlere baktığımda, hiç bir krizin doğru yönetilmediğini ve hiç bir krizin fırsata çevrilmediğini rahatlıkla söyleyebilirim.