HAYATIMIZDAKİ 'KÜÇÜK' ŞEYLER

İnsanlar hep ‘büyük’ şeylerin peşinde koşar. Oysa hayatımızda ‘küçük’ şeylerin önemi o kadar büyük ki çoğu zaman bunun farkına bile varamıyoruz. 
Aşağıda ki yazıda ‘küçük şeyler’den derlenmiş bir dizin bulacaksınız. Önem taşıyan ‘küçük şeyler’ tabi ki bunlarla sınırlı değil. Aklınıza gelenleri de sizler ekleyin ve bu listeyi dilediğiniz şekilde uzatın...
Sonuçta şu çıkar ortaya. 
Öfkelerimiz, hırslarımız, hayallerimiz ne kadar büyük olursa olsun kişisel yaşamımız, üstünde yaşadığımız dünya içinde küçücük kalıyor. 
Evrenle kıyaslandığında dünya da küçücük kalmıyor mu? 
Acaba manevi olarak varlığına inandığımız ‘Ahret’ karşısında evrenin boyutu ne kadar? 
Belki de küçücüktür...
Peki neden? 
‘Küçük şeyler’le yetinmek ve mutlu olmayı bilmek yerine insanlar, hep daha büyük şeyler için birbirlerini bir kaşık suda boğmak istiyor. 
Kaşık da küçücük değil mi?
*****
İşte bazı ‘küçük' şeyler...
En değerli şeyler küçük çıkınlarda taşınırmış.
Küçük bir beden çoğu kez büyük bir ruha yataklık edermiş.
Ufak balıklar lezzetli olurmuş.
Ateşe küçük odunlar atılırsa alevler artarmış. Büyük odunlar ateşi söndürebilirmiş.
Denizin deniz olmasında küçük dereciklerin payı vazgeçilebilir değilmiş.
Sağanak dediğimiz küçük damlacıklardan ibaretmiş.
Ufacık bir yağmur kocaman bir toz bulutunu yok edebilirmiş.
Muazzam bir aydınlık küçük bir delikten görülebilirmiş.
Saman çöpü rüzgarın yönünü gösterirmiş.
Büyük  bir yangını küçücük bir kıvılcım çıkarabilirmiş. 
Büyük bir geminin batması için küçük bir delik yeterliymiş.
Ne kadar küçük olursa olsun ısırmayan karınca yokmuş.
Çok veren malından, az veren canından verirmiş.
Yükte hafif olmak pahada ağır olmaya engel değilmiş.
Deve büyükmüş ama ot yermiş.
Şahin küçükmüş ama et yermiş.
Büyük makineleri küçük çarklar çalıştırırmış.
Sinek küçükmüş ama mide bulandırırmış.
*****