ALTIN
 2.468,19
DOLAR
 32,4306
STERLİN
40,3674
EURO
 34,5013

ÖNCE Kİ... MALATYA

Bahattin Ülger Yazdı 

23 Eylul 2022 02:01
ÖNCE Kİ... MALATYA

Malatya; Beydağları eteklerine serpilmiş kuzeye, batıya, doğuya doğru gelişen bir yaşam merkezi. Kendine has insanı ve yaşamı. Şöyle bir elli yıl geriye gitsek; Malatya yı daha da iyi tanıyacağız. O zaman Malatya da Malatyalılar yaşar, Cadde ve sokaklarda ki ile Malatya nın mahallerinde yaşayanlar birbirini kökünü köceğine kadar tanırdı. Mahalleli mahallesinin insanını, büyügünden küçüğüne tanır ve bilirdi. Hangi evde hasta var, hangi evde yaşlı var. Hangi evde yardıma muhtaç insan var. Tüm mahalleli bilir ve gözetirdi. Çarşıya çıkıldığında insanlar birbirini tanır ve selam vermeden , hal hatır sormadan geçmezlerdi. Akpınar’ı, kanere’si, teze cami önü, saman pazarı, kasap pazarı, Şire Pazarı, Bakırcılar Çarşısı , Arasa Malatya nın belli başlı alış veriş merkezleri idi. Esnaflar mesleğine yıllarını vermiş, esnaflıkları baba’dan oğla geçen Malatya da tanınan ve güvenilen kişiliklere sahip kişiliklerdi.. Yanlışları ve hileleri olmazdı. Her köyün, bir esnafı vardı. Tüm köy ihtiyaçlarını aynı manifaturacıda, aynı kuyumcuda, aynı bakkal da aynı bakırcı da tedarik ederdi. Yani herkesin şehirde ve çarşıda bir duracağı ve her şeyini emanet edeceği esnafı vardı.

Malatya da yaşayanlar¸ bir güzel, köylerde gelenler farkı bir güzel dil kullanır ve insani ilişkileri yüksek mertebede oluşurdu. Büyüklenmek, kibirlenmek, hor görmek yok. Hep hoşgörü vardı. Sevgi ve saygı insanların temel yaşam felsefesiydi. Ne güzel günlerdi, ne güzel bir Malatya idi. Aslında Malatya yine aynı ve aynı yede durmasına rağmen biz insanlar Malatya’nın o güzel yaşamını bitirdik, İhtiraslarımız, doymak bilmeyen açlığımız, gözümüzün doyumsuzluğu ve gözümüzün hep yukarılarda olması ile kendimize has yaşamımızı kaybettik, Bunlar kayıp oluca sonra da o güzelim Malatya mimarisi ile yapılan kerpiç evlerimizi kendi elimiz ile yıkıp, Mimarimizi Betonlaştırarak kendimizi modernleştiğimizi zannedip aslında modern hapishanelere kapattık. Bilirimsiniz; Malatya ya önceleri yeşil Malatya denirdi. Öyleydi de Beydağı’ndan Malatya ya baktığımızda birkaç büyük yapının dışında bina gözükmez ve her taraf yemyeşil , özellikle meyve ağaçları ile kaplı bir yerleşim yeriydi. Ya şimdi; her taraf betonla kaplı, adete beton Malatya.

Malatya’nın ticari yerlerinin dışında şehre mal olmuş semtleri de vardı. Akpınar, Kernek, çöşnük, vali konağı, sıvas caddesi, Dörtyol ve sıtmapınarı gibi büyük semtler.

Halep caddesinden güneye doğru ilerlendiğinde Halep caddesi ile İstasyon caddesi Dörtyol da birleşir.

Leblebici sokak da bunlara şöyle yandan bakar iki adım attığında istasyon caddesinde kendini bulursun..Malatya nın güzelim istasyon caddesi ferahlığı ile insanın gönlünü açardı. İlerleyip, şık şık cegetini geçtikten sonra Ülkenin ünlü düşünür ve insanlarının yattığı Malatya hapishanesine kavuştuğumuzda, etrafa yerli tütün kokusu sarardı. Hapishanenin hemen yanı Malatya Tekel Tütün fabrikasıydı. Bu fabrika Malatya ve civar illerde yetişen tütünleri işler, sigara yapar ve ülke genelinde bu sigaralar satılırdı. Ülke ekonomisine milli ve yerel katkılar sunardı. Fabrikada iki vardiya işçi çalışır. Malatya ya büyük bir istihdam oluştururdu. İşçilerin büyük çoğunluğu kadın emekçilerden oluştuğu bilinir. . O zamanlar Malatya köylüsü tarlasının bir bölümünde ev ekonomisi çerçevesinde, çağasıyla çocuğuyla çalışır ve bir kazanç kapısı oluşturarak, evine bir gelir kapsısı açardı.

Tütün, Pancar, Haşhaş ve bunlara benzer endüstriyel zirai ürünlerin getirisi sadece fabrikalarda üretilen ürünler olmayıp, bu zirai ürünlerin ekiminde, fabrikaya teslimine kadar ki süreç de bir çok kesimin istifade ettiği gelir getirici zirai ürünlerdi. Bu ürünlerin yetişmesinde, başta işçilik, gübreciler, traktör, mazot, nakliyeci, ilaç firmaları, çarşı esnafı ve buna benzer temel girdiler, ticari piyasanın canlanmasına, bu kesimlere ekonomik yarar sağlayan ürün yetiştiriciliğidir. Her eve, her esnafa destek veriyor ve ekonomik yarar sağlıyordu be ürünler. Herkes bir şeyler üretmenin ve ev ekonomisine katkı sunmanın mutluluğunu yaşamaktaydılar.

Sıtmapınarı semtini geçince Sümerbank Fabrikası ile karşılaşırdık. Bu fabrikada üç vardiya ve her vardiyada binin üzerinde işçi çalışır. Sıtmapınarı semtin de ikamet edenlerin hemen hemen büyük çoğunluğu Sümerbank ve Tekel Fabrikasında çalışır, Bu evlere her ay en az bir maaş girerdi. Emeklilik hayal iken çalışanlar belli bir süre sonunda emekli odlularında, her işçi devlete dualarda bulunmaktaydılar. Emekli olacakların hayali başlarını sokacakları bir ev’e kavuşmaktı. büyük çoğunluğu da emekli ikramiyesi ile barınacağı evini alırdı. Bu da hayatın en güzel bir Mutluluğu idi.

İstasyon virajına gelindiğinde, sağ tarafta TCDD 5.İşletme Müdürlüğü, yani halk deyimi ile istasyon heybeti ile Malatyalı yolcuları karşılar. Ülkenin doğu, batı ve güney yönleri ile ulaşımı sağlardı. Mesai bitiminde istasyon ve çarşı arasında işçilerin servis hizmetini veren banliyö treni tıklım tıklım çalışır ve işçileri indire indire merkez kadar gelirdi. O zamanlarda Demir Yollarında oldukça fazla işçi istihdam edilmekteydi. Az ileride çağına göre modern bir şeker fabrikası görünür, Malatya ovasında yetişen ve şeker oranı yüksek olan Pancarları işler ülkenin şeker ihtiyacını karşılayan fabrikalarından biri olarak,

Cumhuriyetin yatırımları içinde bende varım dercesine üretim yapar, hizmet sunardı.

Şeker Fabrikası ekici çiftçilerle ekiminde başlamak üzere, hasat dönemine kadar olan süreçte, şeker fabrikası ziraat Mühendislerinin kontrolünde ve denetiminde çifçi ile birlikte, çok güzel bir diyalog ortamında ürün yetiştirilirdi. Birde tohum ekiminden sonra ürünün çapası, yabani otlardan temizlenmesi sulanması , bakımı ve diğer girdi maliyetlerini karşılamak üzere Şeker Fabrikası tarafında ekicilere avans adı altında para verilirdi. Bu dönem çifçinin en geliri az olan dönem olduğundan, köylü bu avanslara sevinir ve memnun olurlardı.

Bilirimsiniz; cumhuriyeti kuranların elinde sermaye birikimi yok, makine yok, teknoloji yok, teknik eleman, kalifiye işçi yok, işin en vahimi dünyada savaş var, huzur yok. Yokları sıralarken cumhuriyeti kuran kahramanlar yoklara aldırmadan, kendilerinde var olan inanç , iman ve güvenleri ile yokluğu vara dönüştürdüler. En önemlisi tüm Anadolu insanını bütünleştirerek halka inanarak, önce savaş meydanlarında siyasi bağımsızlığı yedi düvele kabul ettirdiler. Ülkeyi yöneten kahramanlara inanan fakir ama inanan halk vardı. 17.02.1923 tarihinde yapılan İzmir İktisat kongresi ile Anadolunun iktisadi ve zirai olarak önünü açmış, Ülkenin üretim konusunda kendine yeten bir ekonomik yapı oluşturmak ve ekonomik yönden de bağımsız olma yolunda çalışmalar başlatılmıştır.

Bu olumsuz şartlarda Anadolu’yu bir uçtan öbür uca demiryolları ve fabrikalarla donatmışlardı. İktisadi gelişme konusunda Malatya da nasibini almıştır. Ülkeyi bir baştan bir başa yolları ile ve yaptıkları fabrikalar ile, O güzel insanların önünde saygı ile eğiliyor ve rahmetler diliyorum.

Kısacası özetlediğim; Türkiye coğrafyası içinde bir parça olan Malatya şehriydi. Yeşilliği, kaynak suları ve güzelim bağlarında lezzetli meyveleri sanki cennetten bir köşeydi. Cumhuriyet döneminde yapılan fabrikalar ile insanına iş ve aş imkanı yaratan, Özellikle kendine özgü gelenek ve görenekleri ile apayrı bir yaşam tarzının hayata yansıması ile, mutluluğu ve huzuru yaşayan Malatyalının hep güzel hikayeleri oluşmuştur.

Yazmaya çalıştığım eski Türkiye’nin kadim bir şehriydi. Birilerinin dediği gibi “bizden önce hiçbir şey yoktu” deselerde inanmayalım. Eski ve kadim Malatya da dayanışma vardı, komşuluk vardı, ortak yaşamın en güzeli vardı. Malatyalı mutlu ve güven içinde yaşarlardı.

Bir nefeste eski Malatya’nın bir kesitinin küçük fotoğraf ile anlatmaya çalıştın. Ben eski Malatya yı sevmiştim, ve özlüyorum da,

Eski Türkiye yi sevdiğim gibi...

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.