ÇİM SEVDASINDAN VAZGEÇMELİYİZ

Her geçen yıl etkisini artıran küresel ısınma ile birlikte hem buharlaşma miktarı artmakta hem de yağışlar azalmaktadır buna mukabil arkan nüfus ile su tüketimi artmakta ve adım adım su fakiri bir ülkeye dönüşmekteyiz. İşte böylesi bir zaman diliminde aşırı su tüketimine neden olan çimlerden vazgeçmek için neyi bekliyoruz merak ediyorum.

Bir taraftan artan nüfusla birlikte su tüketimi yükseliyor öteki tarafta her geçen yıl azalan yağışlar ve artan ısınma ile birlikte su kaynakları hızla azalıyor. Başta Başkent Ankara olmak üzere çok sayıda şehrin günlerle sınırlı sayıda tüketebileceği su kaynağı kalmış durumda. Malatya’da da tablo farksız değil derin bir kuraklık yılı yaşıyoruz. Bundan sonraki süreçlerde de kurak geçen yılların artacağını işin uzmanları kamuoyu ile paylaşıyor. Susuz bir yaşam mümkün değil  su konusunu kaderine terk edemeyiz.

Bir taraftan suyu tasarruflu kullanmalıyız ancak öte taraftan su israfının da önüne geçmek zorundayız. Bugün şehir merkezinde yer alan tüm kavşaklarda, refüjlerde, yol kenarlarında, parklarda, sitelerde, kamu kurumlarının bahçelerinde çim var. Çim, çevreyi güzel göstermekle beraber inanılmaz su tükettiğinin farkında mısınız? Ağaçları yaz mevsiminde dahi en erken 10 günde bir sulamak yeterken çimlerin kurumaması için gün aşırı sulama yapılmak zorunda. Sadece sulamak yetmiyor bir de çimlerin belirli büyüklüğe ulaştıktan sonra kesilmesi gerekiyor. Çim, hem bakımı hem de su ihtiyacı çok fazla olan bir bitki.Örneğin Malatya ekonomisinin bel kemiği olan kayısı ağacı ortalama yılda 200 Litre su ihtiyacı varken, çim alanları gün aşırı sulamak zorundasınız ve metrekareye ortalama su tüketimi  25 -30 litre  yani neredeyse bir metrekarelik çim alanın iki haftalık su tekimi bir kayısı ağacının yıllık tüketimine eş değer.

Bu nedenle başta yerel yöneticiler olmak üzere işin uzmanı akademisyenlere ve ilgili kamu kurumu temsilcilerine seslenmek istiyorum…Türkiye’de bir ilk olalım ve çim sevdasından vazgeçelim bunun yerine Beydağlarını ağaçlandırma çalışmasına öncelik verelim. Malatya’nın kurtuluşu ancak Beydağlarının betona değil yeşile teslim olmasıyla mümkün olacaktır.