Nermin Yılmaz Akbalaban

ENKAZDA KALAN ANILAR

14 Kasım 2025 14:43

Çocukluğumdan unutamadığım, dededen kalma, kanatlı kapılı, geniş avlusu olan, iki odalı evimizdi. Odamızın birinde sedir vardı. Diğeri kış odasıydı. Kapımızın önünde selamlık vardı. Sokaktan eve girmezdik. Evimiz Ağalı Mahallesi, Balaban Bey Sokaktaydı. Bir gün annem babama bu ev üç çocukla dar geliyor, geniş bir ev alsak demiş. Annem Elbistan’dan gelin gelmiş. Akrabalarımızdan, komşularımızdan ayrılmak istemiyor ve başka sokakta olmasın diyordu. Güneşli bir bahar günü bacılarımla okuldan öğle yemeği için eve geldiğimizde annem elinde kocaman bir anahtarla bizi bekliyordu. Bakın babanız size yeni ev aldı dediğinde hepimiz çok sevindik. Annemin peşinden gittik. Bizim evden üç ev ötede her gün önünde oyun oynadığımız yeni evimizin içini bilmiyorduk. İki katlı yeni evimize geniş devirme kapıdan girdik .kapısı ırzalı ,arkadan köslü ,cırtlıydı .

girişte sağda zahralık, üstü kapalı avlusu, ahırı, yanında tandırlık , üstü açık avluda da mahsere vardı. Üst katta sokağa bakan sıra sıra pencereli odaya girerken Sundurmalı tahtaboşlu bölüm çok güzeldi .sıra sıra pencereleri sokağa bakıyordu.

Önünde örtme, hapek, yüksek süğüklerle çevrili kocaman dam… Kısa sürede akrabalar, komşular damı sıvadı, evi çarpıyla sildiler ve hemen taşındık. Yıl 1960 lar.. Yer, Balaban Ağalı Mahallesi Akif Aktaş Sokak.... Çok mutlu yıllarımız oldu. Sonra babam hastalandı ve 1971’de vefat etti. Anneme: ‘İyi ki evimizi aynı sokaktan almışız. Hısım akrabanın içindesin. ’demiş. Annem evin yıkılan bölümlerini yaptırdı. İyi günler, kötü günler geldi geçti. Küçükler büyüdü, büyüyenler evlendi… Memleketimizin değişmeyen kaderi göçten bizim ailemiz de nasiplendi, gurbet yolu göründü. Memleketten bacılarım evlenerek ayrıldı. Biz de Ankara’ya taşındık. Kardeşim de annem ve ailesiyle gurbete yerleşti . Evimize yazları ara sıra gitmeye başladık. Akrabalarımızdan ev ihtiyacı olanlar bir süre oturdu ,sonra ev boş kaldı. Büyüklerimiz kerpiç evler içinde nefes olmazsa çabuk yıkılır derdi. Evimiz yıkılıp dökülmeye başlamıştı. Bizler de gittiğimiz şehirlerde yeni düzen kurma arayışında olduğumuz yıllarda gelip gidemedik. Evimizin yıkılmaya başladığını duydukça annem çok üzülüyordu. Bir gün bana: ‘’Kızım bu ev yıkılıyor, Balaban’la bağı olan sizsiniz ,( eşim balaban'lı ,) Ailenin büyüğü sensin , sana vasiyetim olsun, "bu ev yıkılırsa gözüm açık giderim. Benim tek üzüntüm memlekete gelince kapısını açıp gireceğiniz eviniz olmazsa baba yurdunu terk edersiniz.’’ dedi.

O yıllarda biz de memleketten bir ev alma arayışındaydık. Annemin sözü üzerine başka alternatif düşünmedim. Eski ev bakımı zor olacaktı ama kararlıydım, bu evi eskisinden güzel yapacaktım. Tamir ettirdik… Yıllar sonra şalvarımı giydim çamur sıvadım, çarpı sildim, aileden kalan dört beş parça eşya vardı. Ankara’dan, Balaban’da bir ev hayaliyle yıllarca biriktirdiğim bir kamyon eşyayı getirerek evi dayayıp döşedim. Odanın birine annemin odası dedim. İşler bittikten sonra annemi götürdük. Kapıdan girince çok duygulandı, çok duasını aldım. Anneciğim burada altı anahtar var. Senin, kardeşim ve bacılarım için… ‘’İsteyen istediği zaman gelsin, bu ev hepimizin.’’ Dedim. O anki sevinci tüm yorgunluğuma değdi. İlk yıl , on, on altı, on sekiz yıldır gelemeyen bacılarım geldi.

Bülbülü altın kafese koymuşlar, ah vatanım demiş. İnsanın memleketi gibisi olmuyor. Bizim, senede beş altı kez gittiğimiz bile oldu. Yılların özlemiyle her mevsimi doya doya yaşadık. Özellikle bayramlarda hep memlekette olduk. Akrabalarla, komşularımızla, arkadaşlarımızla, tanıdıklarla zaman nasıl geçiyor anlamıyorduk. Geleneklerimizin azalarak da olsa yaşatılması, davetler, bayram yemekleri, özellikle çocukların toplu bayramcı gezmelerini görmek çok keyifliydi. Ben de her bayram çocuklar için özel şekerler, çikolatalar, oyuncaklar, kırtasiye malzemeleri ve kitaplar dağıtıyordum. Kapımızın önüne masaları açarak üzerine diziyordum. Ne isterseniz istediğiniz kadar alabilirsiniz diyordum. Bu duyguyu anlatamıyorum, yaşamak gerek. 2022 Kurban Bayramı’nda, Balabanlı değerli hayırsever iş insanları bayramda dağıtayım diye, biri çok sayıda powerbank (taşınabilir şarj aleti) gençlere, çocuklara inanılmaz hediye çeşitleri; diğeri yüzlerce takım kıyafet alıp göndermişti. Balaban’da bayrama damgasını vurmuştu bu hediyeler. Çocukların kıyafetleri giyerek teşekküre gelmeleri, diğer bayramda da böyle dağıtacak mısın diye soranlar...

Son olacağını bilemezdim… Kahramanmaraş merkezli depremde 11 ilimizde adeta yer yerinden oynadı. Malatya’da da çok yıkım oldu. Ama Balaban’da şiddetli hissedilmesine rağmen yıkım olmamıştı. 7 Şubat Elbistan merkezli ikinci depremde, yakın olmasından dolayı, ata mirası yüzlerce yıllık kerpiç evlerin çoğu yıkıldı. Bizim evimize ağır hasarlı dediler . Güzel memleketimin güzel insanları için üzüldüm. Onlar için de çok üzgünüm evimiz için de üzgünüm.

Ev yıkılınca enkazında neler neler kaldı… Bu eve taşındığımız günkü sevincimiz, kardeşlerimin doğduğu günler, evlendiğimiz günler… Yüjsek süğüklü damında yaz sıcağında buz gibi esen rüzgarda yer yatağında sırayla yatarken; Samanyolu’nu, ‘’Üç kardeşi’’ seyrederken kayan yıldız gibi kayacak yaşanmışlıklarımız, iskemlenin üzerindeki gaz lambasının etrafında babam bulmaca çözerken annemin dantel örmesi ve bizim ders çalışmalarımız kaldı… Bayram temizliği, bayram yemekleri, yüklükteki sıra sıra yün yataklar , annemin ellerimize sırayla kına yakıp bağladığı kına çaputları kaldı… Misafir gelecek diye yakılan lüks lambası kaldı… Kışın sobalı odamız kaldı enkazda… Zahirelikteki adam boyu un haşası, kor kor dizili yuha ekmekleri, sıra sıra dizili bulgur düğürcek çuvalları, haşada un, küp küp turşular, tandırlıkta pişen ekmekler ve yemekler, ahırda meleşen kuzular, kümeste tavuklar, sabah oldu diyen horozlar kaldı. Yaşanmış ne varsa enkazda kaldı. Çok üzgünüm… Kapıya çıkınca gördüğüm komşularım akrabalarım, her gördüğün kişiyi tanımanın verdiği çok güzel duygular… Görenler, evimize yaşayan müze diyorlardı. Eskiden kullanılan eşyalarda anılarını hatırlıyorlardı. Üzüntümü anlatamam, ama anneme verdiğim sözü tuttum. Tam yedi yıl oturduk, koyup gidenler nur içinde yatsın… Memleketimde insanlarımızdan çok etkilenen oldu. Allah’ım en kısa zamanda yaşamlarını yeniden düzene koyacak kolaylığı, gücü versin.

Depremde binlerce canımız gitti. Yakınlarını kaybedenler, öksüz ve yetimler, yüreği yaralı insanlar… Bu acının tarifi yok, kelimeler kifayetsiz kalıyor. İnsanlar canlarını, mallarını kaybetti. soğukta aç susuz kaldı, soğukta dondu… Bu yaşananlardan sonra yüz yıl bu acılar unutulmaz. Teselli edecek kelimeleri tükettik. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Ne diyelim, deprem doğal bir afet, önüne geçilemez. Ama bu insanları çürük binalar öldürdü…

Hayat devam ediyor, hayallerinizi ertelemeyin ve günü yaşayın. Elde kalan, unutulmayacak anılar olacak. Bir de ‘’ah keşke’’ler… Allah’ım herkesin yardımcısı olsun; sabır, güç kuvvet versin. Yaraları birlik beraberlik içinde sarmaya devam edelim. Bu aynı zamanda insanlığımızın da sınavıdır. Paylaşma, yardımlaşma bizim özümüzde, hamurumuzda var. Hep birlikte, güzel günlere inşallah…

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

"Kız anadan görür sofra düzmeyi, Oğlan babadan görür oba gezmeyi."
04 Kasım 2025 14:43

KAYBETTİĞİMİZ DEĞERLERİMİZ
24 Ekim 2025 14:43

GAZEL ZAMANI
29 Eylul 2025 14:43

https://www.gazetemalatya.com/yazar/nermin-yilmaz-akbalaban/memilinin-sinemasi-558-kose-yazisi
16 Nisan 2025 14:43

TÜM GÜÇLÜ KADINLAR İÇİN KADIN AİLEDE KİLİT TAŞIDIR
10 Mart 2025 14:43

HOŞ GELDİN YA ŞEHRİ RAMAZAN
05 Mart 2025 14:43

UNUTULAN MİRASIMIZ KOMŞULUK
04 Şubat 2025 14:43

BALABAN'DA GEÇMİŞ ZAMANDA YAŞAMDAN
29 Ocak 2025 14:43

KÜRSÜ BAŞI SOHBETLERİ
27 Ocak 2025 14:43

KIZ BEŞŞİKTE CEHİZ (çeyiz) SANDIKTA
20 Ocak 2025 14:43

KAR FELAKET DEĞİL NİMETTİR
30 Kasım 2024 14:43

MEMLEKETİME VEFA BORCUM
02 Kasım 2024 14:43

Gazel Zamanı
09 Ekim 2024 14:43

BİZ BURANIN YERLİSİYİZ
05 Eylul 2024 14:43

KAYISI DİYARI BALABAN'DAN BİR ANIM
05 Ağustos 2024 14:43

BU NASIL BAYRAM
09 Nisan 2024 14:43

KAR FELAKET DEĞİL NİMETTİR
28 Ocak 2024 14:43

Son Çerçiler
21 Ocak 2024 14:43

YENİ YILA YAKLAŞIRKEN
12 Aralık 2023 14:43

Anam Kime Derdimi Yanam
02 Aralık 2023 14:43

Memili’nin Sineması
21 Kasım 2023 14:43

3 Belde mi? 5 Belde mi ? Olmayasun mu? Olamazsın mı?…
17 Kasım 2023 14:43

3 Belde mi? 5 Belde mi ? Olmayasun mu? Olamazsın mı?…
16 Kasım 2023 14:43

Gün Bu Gündür
10 Kasım 2023 14:43

YABANDAN MEKTUP VAR
03 Kasım 2023 14:43

YÜKLÜKTEKİ YÜN YATAKLAR
16 Ekim 2023 14:43

GAZEL ZAMANI
03 Ekim 2023 14:43

BİZ BURANIN YERLİSİYİZ
22 Eylul 2023 14:43

ÜZGÜNÜM... ve UMUTLUYUM...
21 Eylul 2023 14:43

BALABAN'DA ÖĞRENCİ OLMAK
14 Eylul 2023 14:43

ENKAZDA KALAN ANILAR...
02 Eylul 2023 14:43

BALABAN'DA GEÇMİŞ ZAMANDA YAŞAM
02 Eylul 2023 14:43

Tüm Yazılar