ALTIN
 2.468,19
DOLAR
 32,4306
STERLİN
40,3674
EURO
 34,5013

10 Ocak Çalışan Gazeteciler gününü geride bıraktığımız bu haftada gazetecilik mesleği üzerinde bir kez daha durmak istiyorum.

Kime gazeteci denir ya da Ajans ve  bülten metinleri üzerinden masa başında sıcak ofisinde yazı yazana gazeteci denir mi? Ne kadar olumsuz yazarsan o kadar iyi gazeteci mi olursun? Yazı yazmak gazetecilik midir? Ergenlik döneminden çıkamayan her şeyi en iyi ben bilirim diyenden gazeteci olur mu?

Gazetecilik mesleğinin dün hangi şartlarda yapıldığını bilmeyenler elbette bugün masa başında iki yorum yazarak kendisini gazeteci sanabilir.

 Atlatma haberin ne kadar zevki olduğunu, bunun için her türlü zorluğa göğüs gerilebileceği bilmeyenler elbette ajans haberlerini oturduğu yerden sisteme yükleyerek kendisini ne büyük gazeteciyim diye lanse edebilir.

Başta Rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal olmak üzere Devlet Büyüklerinden edep adap nedir bunu görüp yaşamayanlar o ortamlarda bulunmayı dahi aklının ucuna getiremeyenler elbette ki dikkate bile alınmayacak davranışlarını dev aynasında görmeye çalışabilir.

Cep telefonunu bırak evlerde sabit telefonların bile olmadığı bir dönemde santrali arayarak sıra alıp gazete merkezine ilk haberi aktarmak için çaba harcamanın mutluluğunu yaşamayanlar,  gazeteciliğin ne demek olduğunu bilemezler.

Yazdığı haberin, çektiği fotoğrafın ulusal gazetede ertesi gün manşet olarak çıkacağını öğrendikten sonra heyecandan sabaha kadar uyuyamamanın mutluluğunu bilmeyenler gazeteciliğin ne olduğunu anlayamazlar.

Zenit fotoğraf makinelerinde sınırlı film şartlarında en doğru kareyi yakalamak için çaba harcamayan, sonrasında acaba çektiğim fotoğraf nasıl çıktı film yandı mı bunun endişesini taşımayanlar, fotoğrafçı da film banyosuna girmeyenler, şimdiki gibi dijital araçlarla sınırsız fotoğraf çekenler gazeteciliğin ne demek olduğunu bilemezler.

Daktiloda yazı yazmayanlar, elle gazete tasarımı yapmayanlar, sabaha kadar polis telsizi başında anons dinlemeyenler gazeteciliğin ne olduğunu bilemezler.

Bu kentin hafızasını, değerlerini, kültürünü, törelerini, ilçelerini bilmeyenler  gazeteci olamazlar.

O yüzden kendisini büyük gazeteci olarak gören ama özgül ağırlığı olmayan cesur yüreklilere sesleniyorum; haber yazmadan, sahaya inmeden, topluma yararlı hiçbir iş yapmadan, kentini tanımadan, oturduğun yerden sağa sola sallayarak gazeteci olamazsın. Yazıyı herkes yazar önemli olan neyi nasıl yazdığın ve sonucunda ne elde ettiğindir.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.