Fatih Dulkadiroğlu

DAMGA PULLU ŞARTNAME

16 Mayıs 2023 10:17

Dolungaz Kasabası halkından Hüseyin oğlu Vahit özbeöz oğlu Cahit özbeözün İstanbul Üniversitesine okumak üzere gitmesi için baba ve oğul arasında okumak için aralarında yapılan şartname.

1- Oğlum Cahit özbeözü İstanbul Üniversitesine girmek ve imtihana hazırlanmak için kursa gönderiyorum kursta kazanırsa Üniversiteye girip okumasını aşağıdaki beyan ettiğim şartlar dairesinde arzu ediyorum. Okuduğu müddetce ben bir babaya düşen vazifeleri ihmal etmeden yapacağım gerek okul masraflarını ve gerekse zaman icaplarına göre şahsi yani okumakla ilgili yiyecek, giyecek yerine göre harcıyacak masraflarını aksaklık vermeden karşılayacağımı kabul ve taahhüt ediyorum.

a) Oğlum Cahit kasabadan okumak veya kursa gitmek üzere ayrıldığı günden itibaren hiç bir eylem olarak gerek siyasi ve gerekse okul dışında olan hukuki işlere karışmayacaktır.

b) Kendisinin okumasıyla ilgili kurs veya benzeri yerlerle üniversitede kaldığı ve okuduğu müddetce okul dışında olarak hiç bir işe karışmıyacaktır. kendi üzrinde düşmeyen işlerle ilgilisi bulunmayacaktır.

c) Daima okuduğu veya kursta kaldığı müddet zarfında kendi ders ve okumasiyle meşgul olacak devletin aleyhine olan boykot, sağcılık, solculuk ve buna benzer hiç bir eyleme katılmayacaktır.

d) Aksi halde bu gibi her hangi bir eyleme iştiraki anında kendisini bir evlat olarak tanımayacağım devlet tarafından verilen ceza ve mahkumiyetlerinde sorumlu olmuyacağım daima devletin lehine olan işlerden başka bir şey düşünmüyecektir.

e) Oğlum Cahit özbeözün okuduğu müddet zarfında yukarıda (c) bendi de arzettiğim hususlardan dolayı hiçbir mesuliyet kabul etmiyeceğim devletin vereceği ceza ve mahkumiyeti kendisine raci olup gerek aileme ve gerekse devlete karşı aksi halde hiç bir mesuliyeti kabul etmiyeceğimi şimdiden beyenla oğlum Cahite hatırlatırım.

f) İlerde bu hususlardan her hangi birisine kendisinin meyili deyinirse deyinsin kendisine bakmıyacağım gibi harçlık veya buna benzer yardımlardan istifade edemeyecektir.okumaktan başka bir yanlış hareketini duyduğum günden itibaren kendisiyle olan gerek babalık ve gerekse aile reisliği ilişkimin o andan itibaren tamamen keseceğim yalnız benim şartlarım üzerine hareket ettiği taktirde hiç bir şeyden kaçmadan kendisinin tahsiline devam ettiği müddetçe yardımına koşacağımı beyan eylerim. Dedi ve Cahit özbeöz söze başlıyarak beyanda bulundu:

1- Benim İstanbul Üniversitelerine katılmak üzere İstanbula kursa gitmek üzere Babam Vahit Özbeözün yukarıda beyan ettiği 7 maddelik şartları aynen kabul ve taahhüt ediyorum.

a)- Benim gerek kursta ve gerekse üniversitedeve hayatım boyunca baba nasihatı dışına çıkmıyacağım bütün hal ve hareketlerim Devlet lehine olan işlerle meşgul olacağım.

b)- Aksi halde her hangi bir yanlış hareketim veya kabahatım olduğu taktirde Babam benim yardımıma koşmuyacak elimle ettiğim cezayı başımla çekeceğim babamın verdiği nasihatları harfiyen tatbik edeceğim okuduğum müddetce Devletin lehine olan boykot, sağcılık ve solculuk, buna benzer hiç bir eylemelerle ilgi ve alakam olmuyacaktır.aksi halde bütün mesuliyet ve ceza tarafıma raci olup babamın ve gerekse ailemin bununla hiç bir ilgi ve alakası olmuyacaktır.

c)- Bundan böyle her hangi bir yanlış hal ve hareketlerimde temamen mesuliyeti bana ait olup Babam beni evlatlıktan azat eder, tahsilimde yardım etmez ve bu husustahiç bir hak evlat olarak iddia etmekten yetkim olmuyacaktır.dedi iş bu şartname iki nüsha olarak tanzim edildi bir nüshası göz önünde bulundurmak üzere Cahit özbeözde bir nüshasıda haleften selefe devri için Vahit Özbeözden kalmak üzere baba ve evlat arasında yapılarak şahit huzurunda tasdik kılındı.

Baba. Evlat

Vahit Özbeöz. Cahit Özbeöz

Pul- Tarih İmza. İmza

Şahit Şahit

İmza İmza

Yukarıdaki ŞARTNAME, 31.4.1972 yılında, bir baba ile lise mezunu oğlu arasında ve iki şahit huzurunda, damga pullu olarak imza altına alınmış olup, yazım ve ifade hatalarıyla aslının aynı olarak yayımlanmıştır.

​ Hukuki biçimlendirmesiyle bir dava vekilinin veya mahkeme başkatibinin daktilosunun tuşlarından dökülen, bir baba ile lise mezunu oğlu arasında ve şahitler huzurunda imza altına alınan, esasında karşılıklı imzalandığı için sözleşme sayılabilecek bu metin; bir köy ağasının yarıcısı (marabası) olan bir babanın, koşulsuz, itirazsız şartlarını kapsaması nedeniyle oldukça düşündürücü ve incitici bir şartnameye dönüşmüştür.

​ Bu şartnameye, “bir babanın despotluğu” diyenler olabildiği gibi, “Hayır, bir babanın çocuğuna olan hassasiyetidir, ailenin, özellikle babanın korumacı kayırmacı tutumudur” diyenler de olabilir. Baskıcı, despot bir baba ya da anne, çocuğunda itaat kültürünün gelişmesini, kendilerine aşırı derecede itaat etmesini, saygı göstermesini, söylediklerine harfi harfine uymasını isterler. İtaat etmemeleri durumunda cezaya maruz bırakırlar çocuklarını. Çocuğunu sürekli denetleyerek ve kontrol altında tutarak kendine olan güveni ortadan kaldırılan kişiliği hiçe sayılan çocuğa kesilen cezanın oranı da ağırdır. Ağır yaptırımlar altında büyüyen çocuğun duygu ve düşünceleri dikkate alınmaz, koyulan kurallara itiraz etmeden uyan çocuk, edilgen ve şahsiyet oluşturamamış yapısıyla pasif ve kişiliksizdir.

Daha on sekiz yaşında baba baskısından kurtulmak amacıyla despot bir baba ile sözleşme imzalamak zorunda kalan bu genç, üniversite kurslarına katılmak üzere gittiği İstanbul’da babasından tek kuruş para almadan sinemalarda teşrifatçılık yaparak, çekirdek satarak yaşamını sürdürmüş, üniversite sınavını kazanamamış olsa da hayata atılmayı başarmış, aile ve iş yaşamını da başarı ile sürdürebilmiştir.

​ 1945-1955 arasında doğan çocuklar (hadi buna elli beş altmış arasını da katalım), günümüzde “68 Kuşağı” olarak anılırlar. Bu kuşak çocukları yukarıdaki şartnameden de görüleceği gibi anne ya da babalarının baskısıyla büyümüş olsalar da sağcı ya da solcu olarak büyüdüler. Pısırıklaşmadılar, aileleri tarafından edilgenleştirilmeye zorlansalar da kişiliksizleşmediler. Altmışlı yılların ikinci yarısında ve yetmişli yılların tamamında gençlik yıllarını yaşarken idealleri uğruna kavgalar ettiler, dövdüler, dövüldüler, yaraladılar, yaralandılar, öldürüldüler; aralarında devletin müesses nizamına karşı geldikleri gerekçesiyle yıllarca hapislerde yatanlar, idam edilenler de oldu.

Babalarının, pullu, imzalı şartnameler düzenleyerek üniversitelere gönderdiği bu gençler daha lise yıllarındayken sağcı ya da solcu olarak ayrıştılar. Sağcısı da solcusu da, kişisel çıkar peşinde olmadılar. Ülkenin refahını düşünmekti ortak amaçları. Sağcısı; milliyetçi muhafazakâr bir anlayışla ülkenin refaha kavuşacağını, solcusu da; sosyalist bir düzenin kurulmasıyla ülkenin refaha kavuşabileceğini savunuyordu. Ama her ikisinin de ortak bir amacı vardı, o da: Vatan, Bayrak ve Kurtuluş Savası sonrası Laik Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün kazandırdıklarını korumak, kollamak ve ilelebet yaşatmaktı.

​ Köylülükten şehirliliğe geçiş bu kuşakla başladı. Kendileri saatlerce yaya yol yürüyerek kar kış, yağmur yaş demeden okula giderlerken çocuklarının ve torunlarının evin kapısından servis araçlarıyla alınıp okullarına götürülüp getirildiğini gördüler. Köy odalarında üzeri el işi oyalı dantellerle örtülü lambalı radyolardan ajans dinlerken zaman içerisinde boy boy LED ekran televizyonlardan canlı yayınlar izlediler. Gençlik yıllarında postane kabinlerindeki ankesörlü telefonlarda yakınlarıyla konuşabilmek için kuyruklarda beklerken, yaşlandıkları dönemde akıllı cep telefonlarıyla görüntülü görüşmeyle tanıştılar. Analarının sele altında veya tel dolapta yiyecek sakladığını da, iki kapılı buzdolaplarını da gördüler. Analarının, kül ile çamaşır yıkamaktan çorak tarla gibi yarılan ellerini, yıkayan, aynı zamanda da kurutan çamaşır makinelerini kullanan kızlarını, gelinlerini de gördüler. Eksoz borusunun içinden geçen sıcaklıktan yararlanarak ısıtılan yolcu otobüslerini de tek koltuklu, konforlu otobüsleri de gördüler. Bayramlarda ve sene başlarında deste deste kartlarla postaneden tebrik kartları gönderirken, WhatsApp üzerinden mesajlaşmaya, konum göndermeye alıştılar. Otuz altılık film rulolu makinelerle fotoğraf çekip karanlık odalarda tab ederek albümlerde saklarken, yüksek çözünürlüklü cep telefonlarıyla çektikleri fotoğrafları Instagram üzerinden paylaşmaya başladılar.

​ Eğitimden sanat ve kültüre, siyasetten sosyolojiye, tarımdan, sanayiye ve teknolojiye olmak üzere her alanda başarılı olan, gençlik yıllarında yaptıklarının günahıyla sevabıyla bedelini ödeyen, yetmişinci, sekseninci yaşlarında bile otoriteye boyun eğmeyen, yaptıklarından nedamet duyarak ortak akıldan yana olan bu kuşak; çocuklarının ve Z kuşağı torunlarının geleceğini düşünerek onların; hak ve hukukunun gözetilmesi, en kutsal hak olan yaşam haklarının korunması, yaşam biçimlerine karışılmaması, yaşamalarını onurlu ve özgür bireyler olarak sürdürmeleri, Atatürk ilke ve devrimlerinin kendileri ve kendilerinden sonraki kuşaklar tarafından da ilelebet yaşatılması için çaba göstermektedirler.

​ Yarın sabah ülkenin on üçüncü cumhurbaşkanını ve TBMM’nin yeni üyelerini seçmek üzere sandık başına gidiyoruz. Her şey çok güzel olacak diye umuyor ve bekliyorum

• Şartname gerçek, adı geçen isimler gerçek isimler değildir.

Fatih DULKADİROĞLU (13.05.2023 Ankara)

Yorumlar (0)

Kalan karakter : 450
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!

Yazarın Diğer Yazıları

İTİBAR
29 Nisan 2024 10:17

YALAKALIK
01 Nisan 2024 10:17

GAKGULAK
28 Mart 2024 10:17

TENEKE DUVAR
25 Aralık 2023 10:17

ADAY ADAYI
14 Aralık 2023 10:17

DİKİZ AYNASI
15 Kasım 2023 10:17

ATATÜRK’ÜN SOFRASI
09 Kasım 2023 10:17

ÇATLAK SAFFET
24 Ekim 2023 10:17

CEHALET
11 Ekim 2023 10:17

OLANLAR OLMUŞ
04 Ekim 2023 10:17

Konuk Gözüyle Malatya...
28 Temmuz 2023 10:17

BABALAR KAHRAMANDIR
01 Temmuz 2023 10:17

BUNALIM
01 Temmuz 2023 10:17

MÜBAREK BAYRAMLAR
01 Temmuz 2023 10:17

HAK SAHİPLİĞİ
02 Haziran 2023 10:17

AFETLER ÖNCESİ MÜHENDİSLİK HİZMETLERİ ÇALIŞTAYI
29 Mayıs 2023 10:17

AÇIK ÇAĞRI
27 Mayıs 2023 10:17

VASIF BEY
09 Mayıs 2023 10:17

HIÇKIRIK
06 Mayıs 2023 10:17

MADALYA
06 Mayıs 2023 10:17

Tüm Yazılar